Arapça:
فَكَانَ عَاقِبَتَهُمَا أَنَّهُمَا فِي النَّارِ خَالِدَيْنِ فِيهَا ۚ وَذَٰلِكَ جَزَاءُ الظَّالِمِينَ
Çeviriyazı:
fekâne `âḳibetehümâ ennehümâ fi-nnâri ḫâlideyni fîhâ. veẕâlike cezâu-żżâlimîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Nihayet ikisinin sonu, ebedi olarak ateşte oldu. Zalimlerin cezası budur.
Diyanet İşleri:
İkisinin sonucu da, içinde temelli kalacakları ateş olacaktır. Zalimlerin cezası budur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken ikisinin de sonları şu olur: Şüphe yok ki ikisi de, ebedi kalmak üzere ateşe girerler ve budur zulmedenlerin cezası.
Şaban Piriş:
Böylece her ikisinin de sonu, içinde ebedi kalacakları ateştir. İşte zalimlerin cezası budur.
Edip Yüksel:
Her ikisi de ebedi kalacakları ateşte son buldular. Zalimlerin cezası işte böyledir.
Ali Bulaç:
Sonunda onların akibetleri, şüphesiz ateşin içinde ikisinin de süresiz olarak kalıcı olmalarıdır. İşte zalim olanların cezası budur.
Suat Yıldırım:
Neticede ikisinin âkıbeti de, ebedî kalmak üzere cehenneme girmek oldu. İşte zalimlerin cezası budur.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık onların akibetleri, muhakkak ki ateşte, onun içinde ebedî kalıcılar olmaktan ibaret oldu ve işte bu da zalimlerin cezasıdır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bu yüzden ikisinin de sonu, içinde sürekli kalacakları ateşe girmek oldu. Zalimlerin cezası işte budur.
Bekir Sadak:
O, kendisinden baska tanri olmayan, hukumran, cok kutsal
İbni Kesir:
Nihayet ikisinin de akıbeti
Adem Uğur:
Nihayet ikisinin de sonu, içinde ebedî kalacakları ateş olacaktır. İşte bu, zalimlerin cezasıdır.
İskender Ali Mihr:
Böylece ikisinin (münafıkların ve şeytanın) akıbeti orada, ateşin içinde ebediyyen kalmak oldu. Ve işte bu, zalimlerin cezasıdır.
Celal Yıldırım:
İkisinin de sonu, mutlaka içinde devamlı kalacakları Cehennem ateşidir. İşte bu, zâlimlerin cezasıdır.
Tefhim ul Kuran:
Sonunda onların akibetleri, şüphesiz ateşin içinde ikisinin de ebedi olarak kalıcı olmalarıdır. İşte zalim olanların cezası budur.
Fransızca:
Ils eurent pour destinée d'être tous deux dans le Feu pour y demeurer éternellement. Telle est la rétribution des injustes.
İspanyolca:
Su fin será el Fuego, eternamente. Ésa es la retribución de los impíos.
İtalyanca:
La fine di entrambi sarà nel Fuoco, in cui rimarranno in perpetuo. Ecco il compenso degli ingiusti.
Almanca:
So war das Anschließende von beiden, daß sie im Feuer darin ewig sind. Und dies ist die Vergeltung der Unrecht-Begehenden.
Çince:
他们俩的结局,是同入火狱,而永居其中;那是不义者的报酬。
Hollandaca:
Daarom zal het einde van hen zijn, dat zij in het hellevuur zullen verblijven, en dit zal de vergelding der onrechtvaardigen wezen.
Rusça:
Концом тех и других станет попадание в Огонь, в котором они пребудут вечно. Таково воздаяние беззаконникам!
Somalice:
Markaasay Labadooduba Cidhibtoodu noqon naar ay ku waaraan, daalimiintana saasaa lagu abaal mariyaa.
Swahilice:
Basi ikawa mwisho wa wote wawili hao ni kuingia Motoni, wadumu humo daima; na hiyo ndiyo jaza ya madhaalimu.
Uygurca:
ئۇلارنىڭ (يەنى شەيتان بىلەن ئىنساننىڭ) ئاقىۋىتى بىرلىكتە دوزاخقا كىرىش، دوزاختا مەڭگۈ قىلىش بولدى، ئەنە شۇ زالىملارنىڭ جازاسىدۇر
Japonca:
それで両者(ユダヤ人と偽信者)は最後に,(地獄の)業火に陥ることになり,かれらはその中に永遠に住もう。これが,不義の徒への応報である。
Arapça (Ürdün):
«فكان عاقبتهما» أي الغاوي والمغوي وقرئ بالرفع اسم كان «أنهما في النار خالدين فيها وذلك جزاء الظالمين» أي الكافرين.
Hintçe:
तो दोनों का नतीजा ये हुआ कि दोनों दोज़ख़ में (डाले) जाएँगे और उसमें हमेशा रहेंगे और यही तमाम ज़ालिमों की सज़ा है
Tayca:
ดังนั้นบั้นปลายของพวกเขาทั้งสองคือพวกเขาทั้งสองจะอยู่ในนรกเป็นผู้พำนักอยู่ในนั้นตลอดกาล และนั่นคือการตอบแทนของบรรดาผู้อธรรม
İbranice:
ותהי אחרית שניהם בתוך אש הגיהינום ושם ישכנו לעולם ועד. זה גמולם של החוטאים
Hırvatça:
Obojicu ih, na kraju, čeka Vatra u kojoj će vječno boraviti, a to će biti kazna za sve zulumćare.
Rumence:
Sfârşitul amândurora va fi Focul, unde vor veşnici. Aceasta este răsplata celor nedrepţi!
Transliteration:
Fakana AAaqibatahuma annahuma fee alnnari khalidayni feeha wathalika jazao alththalimeena
Türkçe:
Bu yüzden ikisinin de sonu, içinde sürekli kalacakları ateşe girmek oldu. Zalimlerin cezası işte budur.
Sahih International:
So the outcome for both of them is that they will be in the Fire, abiding eternally therein. And that is the recompense of the wrong-doers.
İngilizce:
The end of both will be that they will go into the Fire, dwelling therein for ever. Such is the reward of the wrong-doers.
Azerbaycanca:
Onların hər ikisinin (Şeytanla onun aldatdığı adamın, eləcə də münafiqlərlə Bəni Nəzir qəbiləsinin) aqibəti cəhənnəm odu içində həmişəlik qalmaqdır. Zalımların (kafirlərin) cəzası budur!
Süleyman Ateş:
Nihayet ikisinin de sonu, ebedi olarak ateşte kalmaları oldu. Zalimlerin cezası budur.
Diyanet Vakfı:
Nihayet ikisinin de sonu, içinde ebedi kalacakları ateş olacaktır. İşte bu, zalimlerin cezasıdır.
Erhan Aktaş:
Her ikisinin de sonu, ateşin içinde sonsuza dek kalmaktır. İşte zalimlerin cezası budur.
Kral Fahd:
Nihayet ikisinin de sonu, içinde ebedî kalacakları ateş olacaktır. İşte bu, zalimlerin cezasıdır.
Hasan Basri Çantay:
Nihayet ikisinin de aakıbeti hakıykaten ateşin içinde ebedî kalıcı (insanlar) olmalarıdır. İşte bu, o zaalimlerin cezasıdır.
Muhammed Esed:
Böylece, sonunda ikisi de, (hem hakikati inkar edenler, hem de ikiyüzlüler,) kendilerini yerleşip kalacakları bir ateşte bulacaklar, çünkü zalimlerin cezası budur.
Gültekin Onan:
Sonunda onların akibetleri, şüphesiz ateşin içinde ikisinin de süresiz olarak kalıcı olmalarıdır. İşte zalim olanların cezası budur.
Ali Fikri Yavuz:
Sonra ikisinin (şeytan ile o adamın) akıbeti, ebedî olarak cehennemin içinde kalmaları olmuştur. İşte zalimlerin cezası budur.
Portekizce:
Porém, o destino deles é serem condenados ao fogo, onde permanecerão eternamente. Tal será o castigo dos iníquos!
İsveççe:
Och slutet för båda är Elden, där de skall förbli till evig tid; sådan är syndarnas lön.
Farsça:
سرانجامشان این شد که هر دو در آتش اند؛ و در آن جاودانه اند و این است کیفر ستمکاران.
Kürtçe:
جا سەرئەنجامی ھەردووکیان ئەوەیە کە بێگومان ھەردوولا لە دۆزەخدا ئەبن بەھەمیشەیی وە ئەمەیە سزای ستەمکاران
Özbekçe:
Бас, уларнинг оқибатлари бир. Албатта, икковлари ҳам дўзахда бўлурлар, у ерда абадий қолурлар. Ва бу золимларнинг жазосидир. (Бани Назийр қабиласи ушбу жонли мисол билан хотима топади.)
Malayca:
Maka kesudahan keduanya, bahawa mereka ditempatkan di dalam neraka, kekal mereka di dalamnya. Dan yang demikian itulah balasan makhluk-makhluk yang zalim.
Arnavutça:
Fundi i këtyre të dyve, me të vërtetë, është qëndrimi i përhershëm në zjarr, e ky është dënimi për të gjithë njerëzit e këqinj.
Bulgarca:
Последствието и за двамата е, че ще пребъдат в Огъня, там ще пребивават вечно. Такова е възмездието за угнетителите.
Sırpça:
Обојицу их, на крају, чека Ватра у којој ће вечно да бораве, а то ће да буде казна за све насилнике.
Çekçe:
A konec jich obou bude jedině v ohni pekelném a budou tam nesmrtelní. A taková je odměna nespravedlivých.
Urduca:
پھر دونوں کا انجام یہ ہونا ہے کہ ہمیشہ کے لیے جہنم میں جائیں، اور ظالموں کی یہی جزا ہے
Tacikçe:
Саранҷомашон он шуд, ки ҳар ду ба оташ афтанд ва ҷовидона дар он бошанд. Ин аст ҷазои ситамкорон!
Tatarca:
Шайтанга ияргән кеше белән шайтанның, ахыр хәлләре, тәхкыйк алар икесе дә утта мәңге калучылардыр. Җәһәннәм утында мәңге калмак, залимнәрнең җәзасыдыр.
Endonezyaca:
Maka adalah kesudahan keduanya, bahwa sesungguhnya keduanya (masuk) ke dalam neraka, mereka kekal di dalamnya. Demikianlah balasan orang-orang yang zalim.
Amharca:
መጨረሻቸውም እነርሱ በውስጡ ዘውታሪዎች ሲኾኑ በእሳት ውስጥ መኾን ነው፡፡ ይህም የበዳዮች ዋጋ ነው፡፡
Tamilce:
ஆக, அவ்விருவரின் முடிவானது, “நிச்சயமாக அவ்விருவரும் நரகத்தில் இருப்பார்கள், அதில் நிரந்தரமாகத் தங்குவார்கள்” என்பதாக ஆகிவிடும். இதுதான் அநியாயக்காரர்களின் கூலியாகும்.
Korece:
그리하여 이들의 말로는 불지옥이 되어 그곳에서 영주하니 그것이 사악한 자들을 위한 보상 이라
Vietnamca:
Vì vậy, kết cục của cả hai (Shaytan và những ai đi theo hắn) là họ sẽ ở trong Hỏa Ngục, họ sẽ sống trong đó mãi mãi. Đó là phần đền bù cho những kẻ làm điều sai quấy.
Ayet Linkleri: