Arapça:
إِنَّهُ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ
Çeviriyazı:
innehû żanne el ley yeḥûr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hiç Rabbine dönmeyeceğini sanmıştı.
Diyanet İşleri:
Zira; o, bir daha dirilip dönmeyeceğini sanmıştı.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki o, öldükten sonra tekrar hayata dönmeyeceğini sanırdı.
Şaban Piriş:
O, asla dönmeyeceğini sanıyordu.
Edip Yüksel:
Bir daha (Rabbine) dönmeyeceğini sanmıştı.
Ali Bulaç:
Doğrusu o, (Rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.
Suat Yıldırım:
Hiçbir sûrette Rabbine dönmeyeceğini sanırdı.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Muhakkak, o sanmıştı ki elbette dönmeyecektir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Daha düşkün bir konuma asla geçmeyeceğini sanmıştı.
Bekir Sadak:
Onlara ne oluyor da inanmiyorlar?
İbni Kesir:
O, hiç dönmeyeceğini sanmıştı.
Adem Uğur:
O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki o (Allah´a) asla geri dönmeyeceğini sandı.
Celal Yıldırım:
Doğrusu o, (hesap gününe) dönmeyeceğini sanırdı.
Tefhim ul Kuran:
Doğrusu o, (Rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.
Fransızca:
et il pensait que jamais il ne ressusciterait
İspanyolca:
creyendo que no iba a volver.
İtalyanca:
e pensava che mai sarebbe ritornato [ad Allah].
Almanca:
Gewiß, er dachte, daß er nicht zurückkehrt.
Çince:
他已猜想他绝不会归於主。
Hollandaca:
Waarlijk, hij dacht, dat hij nimmer tot God zou terugkeeren.
Rusça:
и полагал, что не вернется обратно.
Somalice:
Wuxuuna malaynhayay inuusan Eebe u soo noqonaynin (qiyaame).
Swahilice:
Huyo hakika alidhani kuwa hatarejea tena.
Uygurca:
ئۇ پەرۋەردىگارىنىڭ دەرگاھىغا قايتىمەن دەپ گۇمان قىلدى
Japonca:
かれは,本当に(主の許に)帰ることなどないであろうと思っていた。
Arapça (Ürdün):
«إنه ظن أن» مخففة من الثقيلة واسمها محذوف، أي أنه «لن يحور» يرجع إلى ربه.
Hintçe:
और समझता था कि कभी (ख़ुदा की तरफ) फिर कर जाएगा ही नहीं
Tayca:
แท้จริงเขาคิดว่าเขาจะไม่กลับมา (หาอัลลอฮฺ) อีกเป็นอันขาด
İbranice:
מפני שהוא מעולם לא חשב שהוא יאלץ לשוב
Hırvatça:
i mislio da se nikada neće vratiti,
Rumence:
şi nu s-a gândit niciodată să se întoarcă spre Domnul său,
Transliteration:
Innahu thanna an lan yahoora
Türkçe:
Daha düşkün bir konuma asla geçmeyeceğini sanmıştı.
Sahih International:
Indeed, he had thought he would never return [to Allah].
İngilizce:
Truly, did he think that he would not have to return (to Us)!
Azerbaycanca:
Və elə zənn edirdi ki, (öləndən sonra dirilib haqq-hesab üçün Rəbbinin hüzuruna) qayıtmayacaqdır.
Süleyman Ateş:
O, hiç (Rabbine) dönmeyeceğini sanmıştı.
Diyanet Vakfı:
O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı.
Erhan Aktaş:
O, kesinlikle dönmeyeceğini(1) sanıyordu.
Kral Fahd:
O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı.
Hasan Basri Çantay:
Çünkü o, hakıykaten ve kat´iyyen (Rabbine) dönmeyeceğini sanmışdı.
Muhammed Esed:
çünkü, hiçbir zaman (Allah´a) döneceğini düşünmedi.
Gültekin Onan:
Doğrusu o, (rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.
Ali Fikri Yavuz:
O (zalim, ahirette Rabbine) asla dönmiyeceğini sanmıştı.
Portekizce:
E por ter acreditado que jamais compareceria (ante Nós)!
İsveççe:
och trodde inte att han skulle återvända [till Gud för räkenskap och dom].
Farsça:
او می پنداشت که هرگز پس از مرگ [به حیات دوباره] باز نخواهد گشت.
Kürtçe:
وە ئەو وای گومان دەبرد، کە ھەرگیز ناگەڕێتەوە (لای خوا)
Özbekçe:
Чунки, у ҳеч қачон орқага қайтмасликни ўйлаган эди.
Malayca:
Sesungguhnya ia menyangka bahawa ia tidak sekali-kali akan kembali (kepada Kami untuk menerima balasan) !
Arnavutça:
dhe ka menduar se kurrë nuk do të kthehet (ringjallet për të dhënë llogari).
Bulgarca:
той предполагаше, че не ще се завърне [при Нас].
Sırpça:
и мислио је да никада неће да се врати,
Çekçe:
a že k Bohu se nenavrátí, se domníval.
Urduca:
اُس نے سمجھا تھا کہ اسے کبھی پلٹنا نہیں ہے
Tacikçe:
Ва мепиндошт, ки ҳаргиз бознахоҳад гашт.
Tatarca:
Тәхкыйк ул үлгәч терелмәм вә кабердән чыкмам, дип уйлады.
Endonezyaca:
Sesungguhnya dia menyangka bahwa dia sekali-kali tidak akan kembali (kepada Tuhannya).
Amharca:
እርሱ (ወደ አላህ) የማይመለስ መኾኑን አስቧልና፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக அவன், (தன் இறைவனிடம்) திரும்பிவரவே மாட்டான் என எண்ணினான்.
Korece:
하나님에게로 귀의하리라 생 각지 아니 했노라
Vietnamca:
Y đã thường nghĩ rằng y sẽ không bao giờ trở lại (với Allah).
Ayet Linkleri: