Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

84

Sûredeki Ayet No: 

14

Ayet No: 

5898

Sayfa No: 

589

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّهُ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ

Çeviriyazı: 

innehû żanne el ley yeḥûr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hiç Rabbine dönmeyeceğini sanmıştı.

Diyanet İşleri: 

Zira; o, bir daha dirilip dönmeyeceğini sanmıştı.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki o, öldükten sonra tekrar hayata dönmeyeceğini sanırdı.

Şaban Piriş: 

O, asla dönmeyeceğini sanıyordu.

Edip Yüksel: 

Bir daha (Rabbine) dönmeyeceğini sanmıştı.

Ali Bulaç: 

Doğrusu o, (Rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.

Suat Yıldırım: 

Hiçbir sûrette Rabbine dönmeyeceğini sanırdı.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Muhakkak, o sanmıştı ki elbette dönmeyecektir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Daha düşkün bir konuma asla geçmeyeceğini sanmıştı.

Bekir Sadak: 

Onlara ne oluyor da inanmiyorlar?

İbni Kesir: 

O, hiç dönmeyeceğini sanmıştı.

Adem Uğur: 

O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki o (Allah´a) asla geri dönmeyeceğini sandı.

Celal Yıldırım: 

Doğrusu o, (hesap gününe) dönmeyeceğini sanırdı.

Tefhim ul Kuran: 

Doğrusu o, (Rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.

Fransızca: 

et il pensait que jamais il ne ressusciterait

İspanyolca: 

creyendo que no iba a volver.

İtalyanca: 

e pensava che mai sarebbe ritornato [ad Allah].

Almanca: 

Gewiß, er dachte, daß er nicht zurückkehrt.

Çince: 

他已猜想他绝不会归於主。

Hollandaca: 

Waarlijk, hij dacht, dat hij nimmer tot God zou terugkeeren.

Rusça: 

и полагал, что не вернется обратно.

Somalice: 

Wuxuuna malaynhayay inuusan Eebe u soo noqonaynin (qiyaame).

Swahilice: 

Huyo hakika alidhani kuwa hatarejea tena.

Uygurca: 

ئۇ پەرۋەردىگارىنىڭ دەرگاھىغا قايتىمەن دەپ گۇمان قىلدى

Japonca: 

かれは,本当に(主の許に)帰ることなどないであろうと思っていた。

Arapça (Ürdün): 

«إنه ظن أن» مخففة من الثقيلة واسمها محذوف، أي أنه «لن يحور» يرجع إلى ربه.

Hintçe: 

और समझता था कि कभी (ख़ुदा की तरफ) फिर कर जाएगा ही नहीं

Tayca: 

แท้จริงเขาคิดว่าเขาจะไม่กลับมา (หาอัลลอฮฺ) อีกเป็นอันขาด

İbranice: 

מפני שהוא מעולם לא חשב שהוא יאלץ לשוב

Hırvatça: 

i mislio da se nikada neće vratiti,

Rumence: 

şi nu s-a gândit niciodată să se întoarcă spre Domnul său,

Transliteration: 

Innahu thanna an lan yahoora

Türkçe: 

Daha düşkün bir konuma asla geçmeyeceğini sanmıştı.

Sahih International: 

Indeed, he had thought he would never return [to Allah].

İngilizce: 

Truly, did he think that he would not have to return (to Us)!

Azerbaycanca: 

Və elə zənn edirdi ki, (öləndən sonra dirilib haqq-hesab üçün Rəbbinin hüzuruna) qayıtmayacaqdır.

Süleyman Ateş: 

O, hiç (Rabbine) dönmeyeceğini sanmıştı.

Diyanet Vakfı: 

O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı.

Erhan Aktaş: 

O, kesinlikle dönmeyeceğini(1) sanıyordu.

Kral Fahd: 

O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı.

Hasan Basri Çantay: 

Çünkü o, hakıykaten ve kat´iyyen (Rabbine) dönmeyeceğini sanmışdı.

Muhammed Esed: 

çünkü, hiçbir zaman (Allah´a) döneceğini düşünmedi.

Gültekin Onan: 

Doğrusu o, (rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.

Ali Fikri Yavuz: 

O (zalim, ahirette Rabbine) asla dönmiyeceğini sanmıştı.

Portekizce: 

E por ter acreditado que jamais compareceria (ante Nós)!

İsveççe: 

och trodde inte att han skulle återvända [till Gud för räkenskap och dom].

Farsça: 

او می پنداشت که هرگز پس از مرگ [به حیات دوباره] باز نخواهد گشت.

Kürtçe: 

وە ئەو وای گومان دەبرد، کە ھەرگیز ناگەڕێتەوە (لای خوا)

Özbekçe: 

Чунки, у ҳеч қачон орқага қайтмасликни ўйлаган эди.

Malayca: 

Sesungguhnya ia menyangka bahawa ia tidak sekali-kali akan kembali (kepada Kami untuk menerima balasan) !

Arnavutça: 

dhe ka menduar se kurrë nuk do të kthehet (ringjallet për të dhënë llogari).

Bulgarca: 

той предполагаше, че не ще се завърне [при Нас].

Sırpça: 

и мислио је да никада неће да се врати,

Çekçe: 

a že k Bohu se nenavrátí, se domníval.

Urduca: 

اُس نے سمجھا تھا کہ اسے کبھی پلٹنا نہیں ہے

Tacikçe: 

Ва мепиндошт, ки ҳаргиз бознахоҳад гашт.

Tatarca: 

Тәхкыйк ул үлгәч терелмәм вә кабердән чыкмам, дип уйлады.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya dia menyangka bahwa dia sekali-kali tidak akan kembali (kepada Tuhannya).

Amharca: 

እርሱ (ወደ አላህ) የማይመለስ መኾኑን አስቧልና፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக அவன், (தன் இறைவனிடம்) திரும்பிவரவே மாட்டான் என எண்ணினான்.

Korece: 

하나님에게로 귀의하리라 생 각지 아니 했노라

Vietnamca: 

Y đã thường nghĩ rằng y sẽ không bao giờ trở lại (với Allah).