Arapça:
إِنَّ لَدَيْنَا أَنكَالًا وَجَحِيمًا
Çeviriyazı:
inne ledeynâ enkâlev veceḥîmâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Zira bizim yanımızda bukağılar var, bir cehennem var.
Diyanet İşleri:
Şüphesiz katımızda onlar için ağır boyunduruklar, cehennem, boğazı tıkayan bir yiyecek ve can yakan azap vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki katımızda bağlar var ve koca cehennem var.
Şaban Piriş:
Bizim yanımızda ağır boyunduruklar ve cehennem var.
Edip Yüksel:
Yanımızda zincirler ve cehennem vardır.
Ali Bulaç:
Çünkü Bizim yanımızda bukağılar ve cayır cayır yanan bir ateş vardır:
Suat Yıldırım:
Muhakkak ki Bizim nezdimizde bukağılar, alevli ateşler, dikenli, boğazı tırmalayan yiyecekler ve gâyet acı azap var.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Şüphe yok ki Bizim yanımızda ağır bukağılar ve bir alevli ateş vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bizim yanımızda bukağılar var, cehennem var!
Bekir Sadak:
O gunun siddetiyle gok bile parcalanir. O´nun sozu yerine gelir.
İbni Kesir:
Muhakkak ki katımızda, ağır boyunduruklar ve cehennem var.
Adem Uğur:
Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, var.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki bizim yanımızda (ayaklara bağlanan) ağır zincirler ve alevli ateş vardır.
Celal Yıldırım:
(12-13) Çünkü yanımızda bukağılar, Cehennem, boğazdan geçmeyen yiyecek ve elem verici bir azâb vardır.
Tefhim ul Kuran:
Çünkü bizim yanımızda bukağılar ve cayır cayır yanan bir ateş vardır
Fransızca:
Nous avons [pour eux] lourdes chaînes et Enfer,
İspanyolca:
Disponemos de cadenas y de fuego de gehena,
İtalyanca:
Invero presso di Noi ci sono catene e la Fornace
Almanca:
Gewiß, bei Uns gibt es schwere Fesseln und Hölle,
Çince:
我那里确有沉重的镣和强烈的火,
Hollandaca:
Waarlijk wij hebben voor hen zware ketenen, en een brandend vuur.
Rusça:
Воистину, есть у Нас оковы и Ад,
Somalice:
Agtannada waxaa ah caddibaad iyo Naarta Jaxiimo.
Swahilice:
Hakika Sisi tunazo pingu nzito na Moto unao waka kwa ukali kabisa!
Uygurca:
شۈبھىسىزكى، بىزنىڭ دەرگاھىمىزدا (ئۇلارغا) ئېغىر ئىشكەللەر ۋە (كۆيدۈرگۈچى) دوزاخ بار
Japonca:
本当にわれの手元には鎖があり,また炎もある。
Arapça (Ürdün):
«إن لدينا أنكالا» قيودا ثقالا جمع نكل بكسر النون «وجحيما» نارا محرقة.
Hintçe:
बेशक हमारे पास बेड़ियाँ (भी) हैं और जलाने वाली आग (भी)
Tayca:
แท้จริง ณ ที่เรานั้นมีตรวนและกองไฟลุกโชน
İbranice:
אכן, הכנו עבורם שלשלאות ואת אש הגיהינום
Hırvatça:
bit će u Nas, doista, okova i ognja,
Rumence:
Noi avem fiare şi iad,
Transliteration:
Inna ladayna ankalan wajaheeman
Türkçe:
Bizim yanımızda bukağılar var, cehennem var!
Sahih International:
Indeed, with Us [for them] are shackles and burning fire
İngilizce:
With Us are Fetters (to bind them), and a Fire (to burn them),
Azerbaycanca:
Dərgahımızda (onlardan ötrü ağır) qandallar və (alovlu) Cəhənnəm;
Süleyman Ateş:
Doğrusu, bizim yanımızda bukağılar ve cehennem var.
Diyanet Vakfı:
Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, var.
Erhan Aktaş:
Bizim yanımızda prangalar ve Cehennem var.
Kral Fahd:
Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş vardır.
Hasan Basri Çantay:
Çünkü bizim yanımızda (ağır) bukağılar var, yakıcı bir ateş var,
Muhammed Esed:
çünkü, Katımızda ağır prangalar ve yakıcı bir alev (onları beklemektedir),
Gültekin Onan:
Çünkü bizim yanımızda bukağılar ve cayır cayır yanan bir ateş vardır.
Ali Fikri Yavuz:
Zira (ahirette kâfirler için) bizim yanımızda bukağılar ve (içine) girecekleri bir ateş var.
Portekizce:
Porque lhes reservamos os grilhões e o fogo,
İsveççe:
Hos Oss ligger bojor [i beredskap] och helvetets eld [väntar]
Farsça:
که حتماً [برای آنان] نزد ما [به کیفر اعمالشان] زنجیرهایی گران و آتشی به شدت شعلهور است،
Kürtçe:
بێگومان لای ئێمە ھەیە کۆت وزنجیری قورس وگران وە ئاگری ھەڵگیرساو
Özbekçe:
Албатта, Бизда оғир кишанлар ва жаҳаннам бор.
Malayca:
Kerana sesungguhnya di sisi Kami disediakan (untuk mereka) belenggu-belenggu dan neraka yang menjulang-julang,
Arnavutça:
se, padyshim, Ne kemi pranga dhe zjarr,
Bulgarca:
При Нас има окови и пламъци,
Sırpça:
биће код Нас, заиста, окова и огња,
Çekçe:
My pouta máme pro ně a výheň ohnivou,
Urduca:
ہمارے پاس (ان کے لیے) بھاری بیڑیاں ہیں اور بھڑکتی ہوئی آگ
Tacikçe:
Назди Мост бандҳои вазнин ва дӯзах.
Tatarca:
Тәхкыйк Безнең кулыбызда җәһәннәм һәм авыр богаулар бардыр.
Endonezyaca:
Karena sesungguhnya pada sisi Kami ada belenggu-belenggu yang berat dan neraka yang menyala-nyala.
Amharca:
እኛ ዘንድ ከባድ ማሰሪያዎች እሳትም አልለና፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக (கை, கால்களில் போடப்படுகிற) விலங்குகளும் சுட்டெரிக்கிற நரகமும் நம்மிடம் (அவர்களுக்காக) உண்டு.
Korece:
나에게는 그들을 묶을 족쇠 와 그들을 태울 불이 있으며
Vietnamca:
Quả thật, (ở Đời Sau), TA có những chiếc gông nặng và lửa cháy.
Ayet Linkleri: