Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

73

Sûredeki Ayet No: 

12

Ayet No: 

5487

Sayfa No: 

574

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ لَدَيْنَا أَنكَالًا وَجَحِيمًا

Çeviriyazı: 

inne ledeynâ enkâlev veceḥîmâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Zira bizim yanımızda bukağılar var, bir cehennem var.

Diyanet İşleri: 

Şüphesiz katımızda onlar için ağır boyunduruklar, cehennem, boğazı tıkayan bir yiyecek ve can yakan azap vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki katımızda bağlar var ve koca cehennem var.

Şaban Piriş: 

Bizim yanımızda ağır boyunduruklar ve cehennem var.

Edip Yüksel: 

Yanımızda zincirler ve cehennem vardır.

Ali Bulaç: 

Çünkü Bizim yanımızda bukağılar ve cayır cayır yanan bir ateş vardır:

Suat Yıldırım: 

Muhakkak ki Bizim nezdimizde bukağılar, alevli ateşler, dikenli, boğazı tırmalayan yiyecekler ve gâyet acı azap var.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şüphe yok ki Bizim yanımızda ağır bukağılar ve bir alevli ateş vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bizim yanımızda bukağılar var, cehennem var!

Bekir Sadak: 

O gunun siddetiyle gok bile parcalanir. O´nun sozu yerine gelir.

İbni Kesir: 

Muhakkak ki katımızda, ağır boyunduruklar ve cehennem var.

Adem Uğur: 

Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, var.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki bizim yanımızda (ayaklara bağlanan) ağır zincirler ve alevli ateş vardır.

Celal Yıldırım: 

(12-13) Çünkü yanımızda bukağılar, Cehennem, boğazdan geçmeyen yiyecek ve elem verici bir azâb vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Çünkü bizim yanımızda bukağılar ve cayır cayır yanan bir ateş vardır

Fransızca: 

Nous avons [pour eux] lourdes chaînes et Enfer,

İspanyolca: 

Disponemos de cadenas y de fuego de gehena,

İtalyanca: 

Invero presso di Noi ci sono catene e la Fornace

Almanca: 

Gewiß, bei Uns gibt es schwere Fesseln und Hölle,

Çince: 

我那里确有沉重的镣和强烈的火,

Hollandaca: 

Waarlijk wij hebben voor hen zware ketenen, en een brandend vuur.

Rusça: 

Воистину, есть у Нас оковы и Ад,

Somalice: 

Agtannada waxaa ah caddibaad iyo Naarta Jaxiimo.

Swahilice: 

Hakika Sisi tunazo pingu nzito na Moto unao waka kwa ukali kabisa!

Uygurca: 

شۈبھىسىزكى، بىزنىڭ دەرگاھىمىزدا (ئۇلارغا) ئېغىر ئىشكەللەر ۋە (كۆيدۈرگۈچى) دوزاخ بار

Japonca: 

本当にわれの手元には鎖があり,また炎もある。

Arapça (Ürdün): 

«إن لدينا أنكالا» قيودا ثقالا جمع نكل بكسر النون «وجحيما» نارا محرقة.

Hintçe: 

बेशक हमारे पास बेड़ियाँ (भी) हैं और जलाने वाली आग (भी)

Tayca: 

แท้จริง ณ ที่เรานั้นมีตรวนและกองไฟลุกโชน

İbranice: 

אכן, הכנו עבורם שלשלאות ואת אש הגיהינום

Hırvatça: 

bit će u Nas, doista, okova i ognja,

Rumence: 

Noi avem fiare şi iad,

Transliteration: 

Inna ladayna ankalan wajaheeman

Türkçe: 

Bizim yanımızda bukağılar var, cehennem var!

Sahih International: 

Indeed, with Us [for them] are shackles and burning fire

İngilizce: 

With Us are Fetters (to bind them), and a Fire (to burn them),

Azerbaycanca: 

Dərgahımızda (onlardan ötrü ağır) qandallar və (alovlu) Cəhənnəm;

Süleyman Ateş: 

Doğrusu, bizim yanımızda bukağılar ve cehennem var.

Diyanet Vakfı: 

Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, var.

Erhan Aktaş: 

Bizim yanımızda prangalar ve Cehennem var.

Kral Fahd: 

Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş vardır.

Hasan Basri Çantay: 

Çünkü bizim yanımızda (ağır) bukağılar var, yakıcı bir ateş var,

Muhammed Esed: 

çünkü, Katımızda ağır prangalar ve yakıcı bir alev (onları beklemektedir),

Gültekin Onan: 

Çünkü bizim yanımızda bukağılar ve cayır cayır yanan bir ateş vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Zira (ahirette kâfirler için) bizim yanımızda bukağılar ve (içine) girecekleri bir ateş var.

Portekizce: 

Porque lhes reservamos os grilhões e o fogo,

İsveççe: 

Hos Oss ligger bojor [i beredskap] och helvetets eld [väntar]

Farsça: 

که حتماً [برای آنان] نزد ما [به کیفر اعمالشان] زنجیرهایی گران و آتشی به شدت شعلهور است،

Kürtçe: 

بێگومان لای ئێمە ھەیە کۆت وزنجیری قورس وگران وە ئاگری ھەڵگیرساو

Özbekçe: 

Албатта, Бизда оғир кишанлар ва жаҳаннам бор.

Malayca: 

Kerana sesungguhnya di sisi Kami disediakan (untuk mereka) belenggu-belenggu dan neraka yang menjulang-julang,

Arnavutça: 

se, padyshim, Ne kemi pranga dhe zjarr,

Bulgarca: 

При Нас има окови и пламъци,

Sırpça: 

биће код Нас, заиста, окова и огња,

Çekçe: 

My pouta máme pro ně a výheň ohnivou,

Urduca: 

ہمارے پاس (ان کے لیے) بھاری بیڑیاں ہیں اور بھڑکتی ہوئی آگ

Tacikçe: 

Назди Мост бандҳои вазнин ва дӯзах.

Tatarca: 

Тәхкыйк Безнең кулыбызда җәһәннәм һәм авыр богаулар бардыр.

Endonezyaca: 

Karena sesungguhnya pada sisi Kami ada belenggu-belenggu yang berat dan neraka yang menyala-nyala.

Amharca: 

እኛ ዘንድ ከባድ ማሰሪያዎች እሳትም አልለና፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக (கை, கால்களில் போடப்படுகிற) விலங்குகளும் சுட்டெரிக்கிற நரகமும் நம்மிடம் (அவர்களுக்காக) உண்டு.

Korece: 

나에게는 그들을 묶을 족쇠 와 그들을 태울 불이 있으며

Vietnamca: 

Quả thật, (ở Đời Sau), TA có những chiếc gông nặng và lửa cháy.