Arapça:
أَمْ يَحْسُدُونَ النَّاسَ عَلَىٰ مَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ ۖ فَقَدْ آتَيْنَا آلَ إِبْرَاهِيمَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَآتَيْنَاهُم مُّلْكًا عَظِيمًا
Çeviriyazı:
em yaḥsüdûne-nnâse `alâ mâ âtâhümü-llâhü min faḍlih. feḳad âteynâ âle ibrâhîme-lkitâbe velḥikmete veâteynâhüm mülken `ażîmâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yoksa onlar, Allah'ın lütuf ve kereminden insanlara verdiği nimetleri kıskanıyorlar mı? Şüphesiz biz, İbrahim ailesine de kitap ve hikmeti vermiştik. Hem de onlara büyük bir mülk ve saltanat ihsan ettik.
Diyanet İşleri:
Yoksa Allah'ın bol nimetinden verdiği kimseleri mi çekemiyorlar? Oysa İbrahim ailesine kitap ve hikmet verdik, onlara büyük hükümranlık bahşettik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yoksa Allah'ın, lütfedip insanlara ihsan ettiği şeylere haset mi ediyorlar? Gerçekten de biz İbrahim soyuna kitap ve hikmet verdik ve onlara büyük bir saltanat ihsan ettik.
Şaban Piriş:
Yoksa onlar, Allah’ın kendi fazlından insanlara verdiklerini mi hased ediyorlar? Biz, İbrahim’in ailesine kitabı ve hikmeti vermişizdir. Onlara büyük bir mülk (saltanat) verdik.
Edip Yüksel:
Yoksa ALLAH'ın lütfundan insanlara verdiğini mi çekemiyorlar? Oysa biz, İbrahim ailesine kitap ve bilgelik verdik. Onlara büyük bir otorite verdik.
Ali Bulaç:
Yoksa onlar, Allah'ın Kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar? Doğrusu Biz, İbrahim ailesine kitabı ve hikmeti verdik; onlara büyük bir mülk de verdik.
Suat Yıldırım:
Yoksa onlar Allah'ın lütfundan insanlara ihsan ettiği nimetlere karşı haset mi ediyorlar? Evet biz Âl-i İbrâhime de kitap ve hikmet verdik, hem de büyük bir hâkimiyet ve mülk verdik.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Yoksa onlar Allah Teâlâ´nın fazlından olarak nâsa verdiği şey üzerine haset mi ediyorlar? Biz muhakkak âl-i İbrahim´e kitap ve hikmet verdik ve onlara azîm bir mülk verdik.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yoksa insanları, Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği nimet yüzünden kıskanıyorlar mı? Evet biz, İbrahim Ailesi'ne de kitabı ve hikmeti vermiş, onlara çok büyük bir mülk de lütfetmiştik.
Bekir Sadak:
Hic suphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasinda hukmettiginiz zaman adaletle hukmetmenizi emreder. Allah size ne guzel ogut veriyor. suphesiz Allah isitir ve gorur.
İbni Kesir:
Yoksa Allah´ın bol nimetinden verdiği insanları mı çekemiyorlar? Doğrusu biz, İbrahim soyuna da kitab ve hikmet verdik. Ve onlara büyük bir nimet bahşettik.
Adem Uğur:
Yoksa onlar, Allah´ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar? Oysa İbrahim soyuna Kitab´ı ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşettik.
İskender Ali Mihr:
Yoksa onlar, Allah´ın fazlından (ni´metinden) insanlara verdiği şeylere haset mi ediyorlar (çekemiyorlar mı)? Oysa Biz, Hz.İbrâhîm ailesine(soyuna) kitap ve hikmet vermiştik.Ve onlara “büyük mülk “verdik.
Celal Yıldırım:
Yoksa Allah´ın insanlara cömertçe sunduğu nîmet ve bol ihsanına karşı hased mi ediyorlar ? Gerçekten biz İbrahim hanedanına kitap ve hikmet verdik, hem de büyük bir mülk sunduk.
Tefhim ul Kuran:
Yoksa onlar, Allah´ın kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar? Doğrusu biz, İbrahim ailesine Kitabı ve hikmeti verdik
Fransızca:
Envient-ils aux gens ce qu'Allah leur a donné de par Sa grâce ? Or, Nous avons donné à la famille d'Abraham le Livre et la Sagesse ; et Nous leur avons donné un immense royaume.
İspanyolca:
¿Envidiarán a la gente por el favor que Alá les ha dispensado? Hemos dado a la familia de Abraham la Escritura y la Sabiduría. les hemos dado un dominio inmenso.
İtalyanca:
Forse sono gelosi degli uomini a causa di ciò che Allah ha concesso per grazia Sua? Abbiamo dato alla famiglia di Abramo il Libro e la Saggezza e abbiamo dato loro immenso regno.
Almanca:
Oder beneiden sie etwa die Menschen für das, was ALLAH ihnen von Seiner Gunst zuteil werden ließ?! So ließen WIR bereits der Familie Ibrahims die Schrift und die Weisheit zuteil werden. Auch ließen WIR ihnen ein mächtiges Königtum zuteil werden.
Çince:
难道他们嫉妒别人享受真主所赐的恩惠吗?我确已赏赐易卜拉欣的后裔天经和智慧,我又赏赐他们一个广大的国土。
Hollandaca:
Benijden zij de weldaden, die God aan anderen heeft geschonken? Wij hebben het geslacht van Abraham een boek van wijsheid gegeven, en wij gaven hun een groot koninkrijk.
Rusça:
Или же они завидуют тому, что Аллах даровал людям из Своей милости? Мы уже одарили род Ибрахима (Авраама) Писанием и мудростью и одарили их великой властью.
Somalice:
Mise waxay ku Xasdi Dadka waxa Eebe Siiyey oo Fadli ah, waxaan Siinay Ehelkii Ibraahiim Kitaabka iyo Xigmad, waxaana siinay Xukun Wayn.
Swahilice:
Au wanawahusudu watu kwa yale aliyo wapa Mwenyezi Mungu kwa fadhila yake? Basi tuliwapa ukoo wa Ibrahim Kitabu na hikima na tukawapa utawala mkubwa.
Uygurca:
ياكى ئۇلار اﷲ ئۆز پەزلىدىن كىشىلەرگە بەرگەن نەرسىگە (يەنى مۇھەممەد ئەلەيھىسسالامغا بېرىلگەن پەيغەمبەرلىككە) ھەسەت قىلىشامدۇ؟ بىز ھەقىقەتەن ئىبىراھىم ئەۋلادىغا كىتاب، ھېكمەت بەردۇق ۋە ئۇلارغا بۈيۈك پادىشاھلىق بەردۇق
Japonca:
それともかれらは,アッラーが恩恵を施されたために,その人びと(アラビア人)を妬むのか。まさにわれはイブラーヒームの子孫に啓典と英知とを授け,且つ偉大な王国を与えた。
Arapça (Ürdün):
«أم» بل «يحسدون الناس» أي النبي صلى الله عليه وسلم «على ما آتاهم الله من فضله» من النبوة وكثرة النساء، أي يتمنون زواله عنه ويقولون لو كان نبيا لاشتغل عن النساء «فقد آتينا آل إبراهيم» جده كموسى وداود وسليمان «الكتاب والحكمة» والنبوة «وآتيناهم ملكا عظيما» فكان لداود تسع وتسعون امرأة ولسليمان ألف ما بين حُرَّةِ وسرية.
Hintçe:
या ख़ुदा ने जो अपने फ़ज़ल से (तुम) लोगों को (कुरान) अता फ़रमाया है इसके रश्क पर चले जाते हैं (तो उसका क्या इलाज है) हमने तो इबराहीम की औलाद को किताब और अक्ल की बातें अता फ़रमायी हैं और उनको बहुत बड़ी सल्तनत भी दी
Tayca:
หรือว่าพวกเขาอิจฉาคนอื่น ในสิ่งที่อัลลอฮฺทรงประทานให้แก่พวกเขา จากความกรุณาของพระองค์ แท้จริงนั้นพระองค์ได้ประทานให้แก่วงศ์วานของอิบรอฮีมมาแล้วซึ่งคัมภีร์และความรู้เกี่ยวกับศาสนา และได้ทรงให้แก่พวกเขาซึ่งอำนาจอันยิ่งใหญ่
İbranice:
האם הם מקנאים באנשים (המוסלמים) על מה שהעניק להם אלוהים בחסדו? כבר הענקנו לשושלת של אברהם את הנשים הספר ואת החכמה, ונתנו להם מלכות אדירה
Hırvatça:
I zar ljudima zavide na onome što im je Allah dao iz obilja svoga?! A Mi smo potomcima Ibrahimovim Knjigu i mudrost dali, i dali smo im veliku vlast.
Rumence:
ori îi vor pizmui pe oameni pentru ceea ce Dumnezeu le-a dat din harul Său? Noi i-am dat neamului lui Abraham Cartea şi înţelepciunea. Noi le-am dăruit astfel o mare împărăţie.
Transliteration:
Am yahsudoona alnnasa AAala ma atahumu Allahu min fadlihi faqad atayna ala ibraheema alkitaba waalhikmata waataynahum mulkan AAatheeman
Türkçe:
Yoksa insanları, Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği nimet yüzünden kıskanıyorlar mı? Evet biz, İbrahim Ailesi'ne de kitabı ve hikmeti vermiş, onlara çok büyük bir mülk de lütfetmiştik.
Sahih International:
Or do they envy people for what Allah has given them of His bounty? But we had already given the family of Abraham the Scripture and wisdom and conferred upon them a great kingdom.
İngilizce:
Or do they envy mankind for what Allah hath given them of his bounty? but We had already given the people of Abraham the Book and Wisdom, and conferred upon them a great kingdom.
Azerbaycanca:
Yoxsa onlar Allahın öz ne’mətindən bəxş etdiyi şeylərə görə insanlara həsəd aparırlar? Halbuki Biz İbrahim övladına da kitab və hikmət vermişdik və onlara böyük mülk (hökmranlıq) bəxş etmişdik.
Süleyman Ateş:
Yoksa Allah'ın, lutfundan insanlara verdiği (vahiyler) yüzünden onları kıskanıyorlar mı? Oysa biz İbrahim soyuna da Kitabı ve hikmeti vermiş ve onlara büyük bir mülk vermiştik.
Diyanet Vakfı:
Yoksa onlar, Allah'ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar? Oysa İbrahim soyuna Kitab'ı ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşettik.
Erhan Aktaş:
Yoksa onlar, Allah’ın kendi lütfundan insanlara bağışladığı şeyleri mi kıskanıyor? İbrâhîm Soyu’na da Kitâp’ı ve Hikmeti(1) bağışladık ve onlara büyük bir mülk(2) verdik.
Kral Fahd:
Yoksa onlar, Allah'ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar? Oysa İbrahim soyuna Kitab'ı ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşettik.
Hasan Basri Çantay:
Yoksa onlar Allahın fazl (-u kerem) inden insanlara verdiği şeylere (ni´metlere) karşı hased mi ediyorlar? Biz, hakıykat, İbrâhîm haanedanına da kitab ve hikmet vermişizdir. Onlara (başkaca) büyük bir mülk (-ü saltanat) da bahşetdik.
Muhammed Esed:
Yoksa onlar, Allahın zenginlik ve cömertliğinden başkalarına bahşettiği nimetleri dolayısıyla onları kıskanıyorlar mı? Oysa biz İbrahim ailesine vahiy ve hikmet bahşetmiş ve onlara güçlü bir hükümranlık vermiştik.
Gültekin Onan:
Yoksa onlar, Tanrı´nın kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar? Doğrusu biz, İbrahim ailesine Kitabı ve hikmeti verdik
Ali Fikri Yavuz:
Yoksa, Allah, fazlından insanlara verdiği nimetlere hased mi ediyorlar? Gerçekten biz İbrahim hanedânına kitab ve hikmet verdik. Hem de onlara büyük bir mülk ve saltanat ihsan ettik.
Portekizce:
Ou invejam seus semelhantes por causa do que Deus lhes concedeu de Sua graça? Já tínhamos concedido à família deAbraão o Livro, a sabedoria, além de lhe proporcionarmos um poderoso reino.
İsveççe:
Kanske avundas de andra det som Gud i Sin nåd har skänkt dem? Ja, Vi har skänkt Abrahams efterkommande uppenbarelse och visdom och Vi har gett dem stor makt.
Farsça:
بلکه آنان به مردم [که در حقیقتْ پیامبر و اهل بیت اویند] به خاطر آنچه خدا از فضلش به آنان عطا کرده، حسد می ورزند. تحقیقاً ما به خاندان ابراهیم کتاب و حکمت دادیم، و به آنان فرمانروایی بزرگی بخشیدیم.
Kürtçe:
یان ئێرەیی (حەسوودی) دەبەن بەخەڵکی؟ لەسەر ئەوەی خوا پێی بەخشیوون (کە پێغەمبەرێتیە) لە فەزڵ و بەھرەی خۆی ئەوە بێـگومان داومانە بەنەوەی ئیبراھیم کتێب و پێغەمبەرێتی ھەروەھا پێمان بەخشین دەسەڵاتێکی گەورە
Özbekçe:
Ёки Аллоҳ одамларга Ўз фазлидан берган нарсаларга ҳасад қилмоқдаларми? Батаҳқиқ, Иброҳим оиласига китобни, ҳикматни ва улуғ мулкни берганмиз-ку?!
Malayca:
Atau patutkah mereka dengki kepada manusia (Nabi Muhammad dan umatnya) disebabkan nikmat (pangkat Nabi dan ugama Islam) yang telah diberikan oleh Allah kepada mereka dari limpah kurniaNya? Kerana sesungguhnya Kami telahpun memberi kepada keluarga Ibrahim: Kitab (ugama) dan hikmat (pangkat Nabi), dan kami telah memberi kepada mereka kerajaan yang besar.
Arnavutça:
A mos (vallë) u kanë zili njerëzve, në ato që ua ka dhuruar Perëndia nga të mirat e veta? Na u kemi dhënë breznive të Ibrahimit Librin e dijeninë e plotë dhe u kemi dhënë pushtet të madh.
Bulgarca:
Или завиждат на хората за онова, което Аллах им дари от Своята благодат? Ние дарихме вече рода на Ибрахим с Писанието и с мъдростта, и им дарихме огромна власт.
Sırpça:
И зар људима завиде на ономе што им је Аллах дао из обиља свога?! А Ми смо Аврамовим потомцима дали Књигу и мудрост, и дали смо им велику власт.
Çekçe:
Či závidí těmto lidem to, co jim Bůh dal z přízně Své? Vždyť dali jsme již rodu Abrahamovu Písmo i moudrost a propůjčili jsme jim království mocné.
Urduca:
پھر کیا یہ دوسروں سے اس لیے حسد کرتے ہیں کہ اللہ نے انہیں اپنے فضل سے نواز دیا؟ اگر یہ بات ہے تو انہیں معلوم ہو کہ ہم نے تو ابراہیمؑ کی اولاد کو کتاب اور حکمت عطا کی اور ملک عظیم بخش دیا
Tacikçe:
Ё бар мардум ба хотири неъмате, ки Худо аз фазли хеш ба онон додааст, ҳасад мебаранд? Дар ҳоле, ки мо ба хонадони Иброҳим китобу ҳикмат додем ва фармонравоии бузург арзонӣ доштем.
Tatarca:
Әя ул яһүдләр кешеләргә хөседлек кылалармы? Ул кешеләргә Аллаһ үз фазыйләтеннән нигъмәтләр яки дәрәҗә биргәне өчен. Дөреслектә Ибраһим балаларына китап бирдек, ислам диненең хөкемнәрен өйрәттек һәм зур байлык бирдек.
Endonezyaca:
ataukah mereka dengki kepada manusia (Muhammad) lantaran karunia yang Allah telah berikan kepadanya? Sesungguhnya Kami telah memberikan Kitab dan Hikmah kepada keluarga Ibrahim, dan Kami telah memberikan kepadanya kerajaan yang besar.
Amharca:
ይልቁንም ሰዎችን (ሙሐመድን) አላህ ከችሮታው በሰጣቸው ነገር ላይ ይመቀኛሉን ለኢብራሂምም ቤተሰቦች መጽሐፍንና ጥበብን በእርግጥ ሰጠን ታላቅንም ንግሥና ሰጠናቸው፡፡
Tamilce:
அல்லது, மக்கள் மீது (-நபியின் மீதும் அவர்களின் தோழர்கள் மீதும்) - அல்லாஹ் அவர்களுக்கு தன் அருளிலிருந்து கொடுத்ததிற்காக - பொறாமைப்படுகிறார்களா? ஆக, திட்டமாக (இதற்கு முன்னர்) இப்ராஹீமுடைய குடும்பத்தாருக்கு வேதத்தையும், ஞானத்தையும் கொடுத்தோம். பெரிய ஆட்சியையும் அவர்களுக்குக் கொடுத்தோம்.
Korece:
하나님께서 부여한 은혜에 대하여 그들은 시기하느뇨 하나 님은 아브라함의 후손에게 성서와지혜를 부여했으며 위대한 왕국도주었노라
Vietnamca:
Hoặc lẽ nào họ đem lòng ganh tị với thiên hạ (Thiên Sứ Muhammad và các vị bạn đạo của Y) về ân huệ mà Allah ban cho họ trong khi trước đây TA đã ban cho hậu duệ của Ibrahim Kinh Sách và sự khôn ngoan và TA đã ban cho họ vương quyền vĩ đại?!
Ayet Linkleri: