Arapça:
قَالَ يَا قَوْمِ إِنِّي لَكُمْ نَذِيرٌ مُّبِينٌ
Çeviriyazı:
ḳâle yâ ḳavmi innî leküm neẕîrum mübîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dedi ki, "ey kavmim! Gerçekten ben size açık bir uyarıcıyım".
Diyanet İşleri:
O da şöyle söyledi: "Ey Milletim! Şüphesiz ben, size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Demişti ki: Ey kavmin, ben, sizi apaçık bir korkutucuyum.
Şaban Piriş:
Ey kavmim, dedi. Ben, sizin için açık bir uyarıcıyım.
Edip Yüksel:
Dedi ki, "Ey halkım, ben size apaçık bir uyarıcıyım."
Ali Bulaç:
O da dedi ki: "Ey Kavmim, gerçek şu ki, ben size (gönderilmiş) apaçık bir uyarıcıyım."
Suat Yıldırım:
O da: “Ey benim milletim! Ben size gönderilen kesin bir uyarıcıyım. Şöyle ki: Yalnız Allah'a ibadet edin, O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki: Sizin günahlarınızı affetsin ve sizi belirli bir vakte, yani ölüm anına kadar azap çektirmeksizin hayatta bıraksın.Çünkü Allah’ın takdir ettiği vâde gelince, asla ertelenmez. Keşke bunu bir bilseniz!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dedi ki: «Ey kavmim! Şüphe yok ki, ben sizin için apaçık bir korkutucuyum.»
Yaşar Nuri Öztürk:
O dedi ki: "Ey toplumum! Hiç kuşkunuz olmasın, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım."
Bekir Sadak:
«Sonra, dogrusu ben onlari acikca cagirdim.»
İbni Kesir:
Dedi ki: Ey kavmim
Adem Uğur:
Ey kavmim dedi, ben sizin için açık bir uyarıcıyım.
İskender Ali Mihr:
(Hz. Nuh, kavmine) şöyle dedi: “Ey kavmim! Muhakkak ki ben, sizin için apaçık bir nezirim (uyarıcıyım), (öyle ki).”
Celal Yıldırım:
O da: «Ey milletim!» dedi. «Hakikaten ben size gönderilen acık bir uyarıcıyım.
Tefhim ul Kuran:
O da dedi ki: «Ey Kavmim, gerçek şu ki, ben size (gönderilmiş) apaçık bir uyarıcı korkutucuyum.»
Fransızca:
Il [leur] dit : "ô mon peuple, je suis vraiment pour vous, un avertisseur clair,
İspanyolca:
Dijo: «¡Pueblo! Soy para vosotros un monitor que habla claro.
İtalyanca:
Disse: «O popol mio, in verità io sono per voi un ammonitore evidente:
Almanca:
Er sagte: "Meine Leute! Gewiß, ich bin für euch ein deutlicher Warner.
Çince:
他说:我的宗族啊!我确是你们的坦率的警告者,
Hollandaca:
Noach zeide: O mijn volk! waarlijk, ik ben een openbaar prediker voor u.
Rusça:
Он сказал: "О мой народ! Воистину, я для вас - предостерегающий и разъясняющий увещеватель.
Somalice:
Wuxuuna ku yidhi Qoomkayow waxaan idiin ahay dige Cad «oo muuqda»
Swahilice:
Akasema: Enyi watu wangu! Kwa hakika mimi ni mwonyaji wa dhaahiri kwenu,
Uygurca:
نۇھ ئېيتتى: «ئى قەۋمىم! مەن ھەقىقەتەن كىشىلەرگە (ئەۋەتىلگەن) ئاشكارا ئاگاھلاندۇرغۇچىمەن
Japonca:
かれは言った。「わたしの人びとよ,わたしはあなたがたへの公明な1人の警告者です。
Arapça (Ürdün):
«قال يا قوم إني لكم نذير مبين» بيِّن الإنذار.
Hintçe:
तो नूह (अपनी क़ौम से) कहने लगे ऐ मेरी क़ौम मैं तो तुम्हें साफ़ साफ़ डराता (और समझाता) हूँ
Tayca:
เขากล่าวว่า โอ้หมู่ชนของฉันเอ๋ย! แท้จริงฉันคือผู้ตักเตือนอันชัดแจ้งของพวกท่าน
İbranice:
הוא אמר: 'הוי בני עמי! אני מזהירכם הגלוי
Hırvatça:
"O narode moj", govorio je on, "ja sam vam zbilja upozoritelj jasni!
Rumence:
El spuse: “O, popor al meu! Eu vouă vă sunt predicator limpede la vorbă.
Transliteration:
Qala ya qawmi innee lakum natheerun mubeenun
Türkçe:
O dedi ki: "Ey toplumum! Hiç kuşkunuz olmasın, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım."
Sahih International:
He said, "O my people, indeed I am to you a clear warner,
İngilizce:
He said: "O my People! I am to you a Warner, clear and open:
Azerbaycanca:
O dedi: “Ey qövmüm! Həqiqətən, mən sizi (Allahın əzabı ilə) açıq-aşkar qorxudan bir peyğəmbərəm!
Süleyman Ateş:
Ey kavmim, dedi, ben sizin için açık bir uyarıcıyım.
Diyanet Vakfı:
"Ey kavmim dedi, ben sizin için açık bir uyarıcıyım"
Erhan Aktaş:
“Ey halkım! Ben, sizin için apaçık bir uyarıcıyım.” dedi.
Kral Fahd:
Nuh şöyle dedi: Ey kavmim! Şüpheniz olmasın ki, ben sizi, apaçık uyaran bir kimseyim.
Hasan Basri Çantay:
Dedi ki: Ey kavmim, muhakkak ki ben sizi (başınıza gelecek azâbdan) apaçık korkutan bir peygamberim».
Muhammed Esed:
(Nuh) "Ey halkım!" diye seslendi, "Ben sizin için açık bir uyarıcıyım,
Gültekin Onan:
O da dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Nûh onlara) dedi ki: “-Ey kavmim! Muhakkak ki ben, size (azab ile korkutan) açık bir peygamberim
Portekizce:
Disse: Ó povo meu, em verdade, sou um elucidativo admoestador para vós
İsveççe:
[Och Noa] sade: "Jag har kommit, mitt folk, för att varna er klart och entydigt:
Farsça:
گفت: ای قوم من! همانا من شما را بیم دهنده ایآشکارم،
Kürtçe:
(نوح) ووتی: ئەی گەلی خۆم بەڕاستی من (پێغەمبەرو) ترسێنەرێکی ئاشکرام بۆ ئێوە
Özbekçe:
У: «Эй қавмим, албатта мен сиз учун очиқ-ойдин огоҳлантирувчиман.
Malayca:
dia pun (menyeru mereka dengan) berkata: "Wahai kaumku! Sesungguhnya aku ini diutus kepada kamu, sebagai pemberi ingatan dan amaran yang nyata;
Arnavutça:
Ai tha: “O populli im, unë, me të vërtetë, jam për ju paralajmërues i qartë;
Bulgarca:
Рече: “О, народе мой, аз съм явен предупредител за вас.
Sırpça:
„О народе мој“, говорио је он, „ја сам вам заиста јасни опомињач!
Çekçe:
I pravil Noe: 'Lide můj, jsem vyslán k vám jako varovatel zjevný,
Urduca:
ا س نے کہا "اے میری قوم کے لوگو، میں تمہارے لیے ایک صاف صاف خبردار کردینے والا (پیغمبر) ہوں
Tacikçe:
Гуфт: «Эй қавми ман, ман бимдиҳандае равшангарам,
Tatarca:
Нух әйтте: "Ий кавемем, тәхкыйк мин сезгә җибәрелгән Аллаһ ґәзабы илә ачык куркытучы пәйгамбәрмен.
Endonezyaca:
Nuh berkata: "Hai kaumku, sesungguhnya aku adalah pemberi peringatan yang menjelaskan kepada kamu,
Amharca:
(እርሱም) አለ «ሕዝቦቼ ሆይ! እኔ ለእናንተ ገላጭ የኾንኩ አስጠንቃቂ ነኝ፡፡
Tamilce:
அவர் கூறினார்: “என் மக்களே! நிச்சயமாக நான் உங்களுக்கு தெளிவான எச்சரிப்பாளர் ஆவேன்.”
Korece:
그가 말하였더라 백성들이여 실로 나는 분명한 경고자로서 너 희에게 왔노라
Vietnamca:
(Nuh) nói với dân của mình: “Này hỡi dân ta, quả thật ta chính là một người cảnh báo rõ ràng được cử đến với các ngươi.”
Ayet Linkleri: