Arapça:
كَلَّا ۖ إِنَّا خَلَقْنَاهُم مِّمَّا يَعْلَمُونَ
Çeviriyazı:
kellâ. innâ ḫalaḳnâhüm mimmâ ya`lemûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır, biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Diyanet İşleri:
Hayır; doğrusu onları kendilerinin de bildikleri şeyden yaratmışızdır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Fakat imkanı yok; şüphe yok ki biz, onları, onların da bildikleri şeyden yarattık.
Şaban Piriş:
Asla! Biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Edip Yüksel:
Asla; biz onları yarattık, bildikleri şeyden...
Ali Bulaç:
Hayır; doğrusu Biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Suat Yıldırım:
(Hiç heveslenmesin, hiç kimsenin öteki insanlar üzerinde böbürlenmeye hakkı olamaz). Çünkü Biz onları da, öbür insanlar gibi, o bildikleri nesneden, meniden yarattık. [77,20; 86,5-10]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Hayır, asla. Şüphe yok ki Biz onları bilir oldukları şeyden yarattık.
Yaşar Nuri Öztürk:
Hayır, ummasınlar! Gerçek şu ki biz onları, bildikleri şeyden yarattık.
Bekir Sadak:
«illetine can yakici bir azap gelmezden once onlari uyar» diye Nuh´u milletine gonderdik.
İbni Kesir:
Hayır. Doğrusu Biz
Adem Uğur:
Hayır (hiç ummasınlar!) Şüphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler).
İskender Ali Mihr:
Hayır, asla! Muhakkak ki Biz, onları bildikleri şeyden yarattık.
Celal Yıldırım:
Hayır, elbette biz, onları bildikleri şeyden yarattık..
Tefhim ul Kuran:
Hayır, doğrusu biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Fransızca:
Mais non ! Nous les avons créés de ce qu'ils savent .
İspanyolca:
¡No! Les creamos de lo que saben.
İtalyanca:
No, mai! Invero li creammo di quello che già sanno.
Almanca:
Nein! Gewiß, WIR erschufen sie doch von dem, was sie wissen.
Çince:
绝不然!我确已用他们所知道的物质创造了他们。
Hollandaca:
Volstrekt niet.--Waarlijk, wij hebben hen geschapen, van datgene wat zij kennen.
Rusça:
Но нет! Мы сотворили их из того, что им известно.
Somalice:
Saas ma aha ee waxaan ka abuuray waxay ogyihiin.
Swahilice:
La, hasha! Hakika Sisi tumewaumba kutokana na wanacho kijua.
Uygurca:
ياق (يەنى ئۇلار جەننەتكە مەڭگۈ كىرەلمەيدۇ). شۈبھىسىزكى، بىز ئۇلارنى ئۇلار بىلىدىغان نەرسىلەردىن ياراتتۇق
Japonca:
いや,断じて出来ないことである。本当にわれは,かれらが知るものから,かれらを創ったのである。
Arapça (Ürdün):
«كلا» ردع لهم عن طمعهم في الجنة «إنا خلقناهم» كغيرهم «مما يعلمون» من نطف فلا يطمع بذلك في الجنة وإنما يطمع فيها بالتقوى.
Hintçe:
हरगिज़ नहीं हमने उनको जिस (गन्दी) चीज़ से पैदा किया ये लोग जानते हैं
Tayca:
ไม่เลยทีเดียวแท้จริงเราได้สร้างพวกเขาจากสิ่งที่พวกเขารู้กันดี
İbranice:
בשום פנים ואופן לא! הם יודעים ממה בראנו אותם
Hırvatça:
Naprotiv! Mi smo ih stvorili od onoga što oni znaju!
Rumence:
Ba nu! Noi i-am creat din ceea ce ştiu.
Transliteration:
Kalla inna khalaqnahum mimma yaAAlamoona
Türkçe:
Hayır, ummasınlar! Gerçek şu ki biz onları, bildikleri şeyden yarattık.
Sahih International:
No! Indeed, We have created them from that which they know.
İngilizce:
By no means! For We have created them out of the (base matter) they know!
Azerbaycanca:
Xeyr! (Bu ola bilməz). Biz onları özlərinin bildiyi şeydən yaratdıq! (İnsan bir qətrə natəmiz nütfədən xəlq edilmişdir. İnsanın e’tiqadı, imanı olmasa, bu vecsiz maddənin nə dəyərini, nə də qiyməti ola bilər?! Bu və ya digər şəxsin Cənnətə daxil olması üçün başlıca şərt onun Allaha iman gətirib Ona səmimi-qəlbdən itaət etməsidir. Nicat yolu yalnız budur!)
Süleyman Ateş:
Hayır! Öyle şey yok! Biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Diyanet Vakfı:
Hayır (hiç ummasınlar!) Şüphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler).
Erhan Aktaş:
Hayır, boşuna ummasınlar! Biz, onları bildikleri şeyden yarattık.
Kral Fahd:
Hayır (hiç ummasınlar!) Şüphesiz biz onları, kendilerinin de bildikleri şeyden yarattık (fakat ibret almadılar, imana gelmediler).
Hasan Basri Çantay:
Hayır (ne gezer)! Hakıykat biz onları (da) o bilib durdukları şeyden yaratdık.
Muhammed Esed:
Asla! Çünkü, Biz onları (çok iyi) bildikleri bir şeyden yarattık!
Gültekin Onan:
Hayır
Ali Fikri Yavuz:
Hayır, öyle şey yok. Biz
Portekizce:
Qual! Em verdade, Nós os criamos do que já sabem !
İsveççe:
Visst inte! De vet ju av vad de har skapats!
Farsça:
این چنین نیست، ما آنان را از آنچه خود می دانند [آبی گندیده و بی مقدار] آفریدیم.
Kürtçe:
وا نیە: (وەك بەتەمان) بەڕاستی ئێمە درووستمان کردوون لەوەی کە دەیزانن
Özbekçe:
Йўқ! Албатта, Биз уларни ўзлари билган нарсадан яратганмиз.
Malayca:
Tidak sekali-kali! (Mereka yang kufur ingkar tidak akan dapat memasukinya). Sesungguhnya Kami telah menciptakan mereka dari apa yang mereka sedia mengetahuinya.
Arnavutça:
Kurrsesi! Ne, me të vërtetë, i kemi krijuar ata, prej asaj që e dinë!
Bulgarca:
Ала не! Сътворихме ги от онова, което знаят.
Sırpça:
Напротив! Ми смо их створили од онога што они знају!
Çekçe:
Však pozor! Stvořili jsme je věru z toho, co sami dobře znají.
Urduca:
ہرگز نہیں ہم نے جس چیز سے اِن کو پیدا کیا ہے اُسے یہ خود جانتے ہیں
Tacikçe:
Ҳаргиз на, онҳо худ медонанд,, ки аз чӣ чиз онҳоро офаридаем.
Tatarca:
Тәхкыйк Без кешеләрне халык кылдык үзләре белгән нәрсәдән. Ягъни беренче Адәм балчыктан, калган кешеләр бер тамчы судан.
Endonezyaca:
sekali-kali tidak! Sesungguhnya Kami ciptakan mereka dari apa yang mereka ketahui (air mani).
Amharca:
ይከልከል፤ እኛ ከሚያውቁት ነገር (ከፍቶት ጠብታ) ፈጠርናቸው፡፡
Tamilce:
அவ்வாறல்ல. நிச்சயமாக நாம் அவர்களை அவர்கள் அறிந்திருக்கின்ற ஒன்றிலிருந்துதான் (-அற்பமான இந்திரிய துளியிலிருந்துதான்) படைத்தோம்.
Korece:
결코 그렇게 될 수 없나니 하나님은 그들이 알고 있는 것으 로 창조하였노라
Vietnamca:
Không bao giờ có chuyện đó! Quả thật, TA đã tạo chúng từ những thứ mà chúng biết.
Ayet Linkleri: