Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

70

Sûredeki Ayet No: 

24

Ayet No: 

5399

Sayfa No: 

569

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَالَّذِينَ فِي أَمْوَالِهِمْ حَقٌّ مَّعْلُومٌ

Çeviriyazı: 

velleẕîne fî emvâlihim ḥaḳḳum ma`lûm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onların mallarında belli bir hak vardır,

Diyanet İşleri: 

Ancak namaz kılıp namazlarında yoksul ve yoksuna belirli bir hak tanıyanlar, ceza gününü doğrulayanlar, Rablerinin azabından korkanlar böyle değildir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve öyle kişilerdir onlar ki mallarında malum bir hak var.

Şaban Piriş: 

Onların mallarında belli bir hak vardır.

Edip Yüksel: 

Paralarında bilinen bir pay (zekat) ayrılmıştır,

Ali Bulaç: 

Ve onların mallarında belirli bir hak vardır:

Suat Yıldırım: 

Onlar o kimselerdir ki mallarında isteyen ve yoksun olanların haklarını ayırırlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

70:23

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bunların mallarında belirli bir hak vardır:

Bekir Sadak: 

70:29

İbni Kesir: 

Ve onlar ki

Adem Uğur: 

Mallarında, belli bir hak vardır,

İskender Ali Mihr: 

Ve onlar, mallarında belirli bir hak bulunanlardır.

Celal Yıldırım: 

(24-25) Mallarında, muhtaç durumda olana, maldan yoksun bulunana belirli bir hak ayıranlar.

Tefhim ul Kuran: 

Ve onların mallarında belirli bir hak vardır.

Fransızca: 

et sur les bien desquels il y a un droit bien déterminé [la Zakat]

İspanyolca: 

parte de cuyos bienes es de derecho

İtalyanca: 

e sui cui beni c'è un riconosciuto diritto,

Almanca: 

sowie denjenigen, in deren Vermögensgütern ein festgesetztes Recht ist

Çince: 

他们的财产中有一个定份,

Hollandaca: 

En zij, die gereed zijn, een zeker voegzaam deel van hunne bezittingen te geven.

Rusça: 

которые выделяют известную долю своего имущества

Somalice: 

Kuwa Xoolahoodana xaq la ogyahay ka bixiya.

Swahilice: 

Na ambao katika mali yao iko haki maalumu

Uygurca: 

ئۇلار ماللىرىدىن تىلەيدىغان پېقىرغا ۋە تىلىمەيدىغان پېقىرغا مۇئەييەن ھەق (يەنى زاكات) بېرىدۇ

Japonca: 

またかれらの富が,公正であると認められている者,

Arapça (Ürdün): 

«والذين في أموالهم حق معلوم» هو الزكاة.

Hintçe: 

और जिनके माल में माँगने वाले और न माँगने वाले के

Tayca: 

และบรรดาผู้ที่ในทรัพย์สินของพวกเขามีส่วนที่ถูกกำหนดไว้

İbranice: 

ולאלה שמפרישים מהונם חלק ידוע

Hırvatça: 

i oni u čijim imecima ima poznato pravo

Rumence: 

şi de cei din ale căror averi au parte

Transliteration: 

Waallatheena fee amwalihim haqqun maAAloomun

Türkçe: 

Bunların mallarında belirli bir hak vardır:

Sahih International: 

And those within whose wealth is a known right

İngilizce: 

And those in whose wealth is a recognised right.

Azerbaycanca: 

O kəslər ki, onların mallarında müəyyən bir haqq (pay) vardır -

Süleyman Ateş: 

Onların mallarında belli bir hisse vardır:

Diyanet Vakfı: 

Mallarında, belli bir hak vardır,

Erhan Aktaş: 

Onlar, mallarında belirli bir pay ayıranlardır;(1)

Kral Fahd: 

mallarında, kalmışa belli bir hak tanıyanlar;

Hasan Basri Çantay: 

(24-25) Mallarında sâil ve mahrum için belli bir hak tanıyanlar,

Muhammed Esed: 

ve şunlar: malları üzerinde (başkasının) hak sahibi olduğunu kabul edenler,

Gültekin Onan: 

Ve onların mallarında belirli bir hak vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar ki, mallarında belirli bir hak vardır:

Portekizce: 

E em cujos bens há uma parcela intrínseca,

İsveççe: 

och som av vad de äger [anslår] rättmätiga andelar

Farsça: 

و آنان که در اموالشان حقّی معلوم است

Kürtçe: 

ئەوانەی کە بەشێکی دیاریكراو لە ماڵ وسامانیاندا ھەیە (تەرخانكراوە)

Özbekçe: 

Уларнинг молу мулкларида мвълум ҳақ бордир.

Malayca: 

Dan mereka (yang menentukan bahagian) pada harta-hartanya, menjadi hak yang termaklum -

Arnavutça: 

dhe që në pasurinë e tyre ka të caktuar një pjesë,

Bulgarca: 

и в чиито имоти е заделен дял

Sırpça: 

и они у чијим имовинама има одређени део

Çekçe: 

kdo stanovili podíl z jmění svého

Urduca: 

جن کے مالوں میں،

Tacikçe: 

ва онон, ки дар молҳояшон ҳаққест муъайян

Tatarca: 

Вә аларның малларында бер билгеле булган өлеш бардыр.

Endonezyaca: 

dan orang-orang yang dalam hartanya tersedia bagian tertentu,

Amharca: 

እነዚያም በገንዘቦቻቸው ላይ የታወቀ መብት ያለባቸው የኾኑት፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர்களுடைய செல்வங்களில் குறிப்பிட்ட உரிமை உண்டு,

Korece: 

그들의 재물은 정당한 것으로

Vietnamca: 

Và những người trích một phần nhất định từ tài sản của mình như một nghĩa vụ bắt buộc,