Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

70

Sûredeki Ayet No: 

14

Ayet No: 

5389

Sayfa No: 

569

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَن فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنجِيهِ

Çeviriyazı: 

vemen fi-l'arḍi cemî`an ŝümme yüncîh.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ve yeryüzünde bulunanların hepsini ki, tek kendini kurtarabilsin.

Diyanet İşleri: 

Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve kim varsa yeryüzünde hepsini de feda etmek ve sonra da kendini kurtarmak ister.

Şaban Piriş: 

Ve yeryüzünde bulunan herkesi (fidye olarak vermek ister) ki kendini kurtarabilsin.

Edip Yüksel: 

Ve yeryüzünde bulunan herkesi, ki kurtulsun.

Ali Bulaç: 

Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de); sonra bir kurtulsa.

Suat Yıldırım: 

Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

70:13

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ve yeryüzündeki insanların tümünü fidye verip kendisini kurtarmayı ister.

Bekir Sadak: 

Basina bir fenalik gelince feryat eder,

İbni Kesir: 

Ve yeryüzünde bulunan herkesi. Ki nihayet kendisini kurtarsın.

Adem Uğur: 

Ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.

İskender Ali Mihr: 

Ve yeryüzünde kim varsa hepsini (versin de), sonra kendisini kurtarsın.

Celal Yıldırım: 

70:11

Tefhim ul Kuran: 

Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de)

Fransızca: 

et tout ce qui est sur la terre, tout, qui pourrait le sauver.

İspanyolca: 

a todos los de la tierra. Eso le salvaría.

İtalyanca: 

e tutto quel che è sulla terra, ogni cosa che potesse salvarlo.

Almanca: 

und mit allen auf der Erde, allesamt, dann daß dies ihn errettet.

Çince: 

以及大地上所有的人,但愿那能拯救自己。

Hollandaca: 

En allen die op aarde zijn. Hij zal begeeren daardoor gered te worden.

Rusça: 

и всеми обитателями земли, чтобы затем спастись.

Somalice: 

iyo waxa Dhulka ku sugan dhammaan markaa uu nabad galo.

Swahilice: 

Na wote waliomo duniani, kisha aokoke yeye.

Uygurca: 

(ھەر ئادەم ئۆز ھالى بىلەن بولۇپ قالىدىغانلىقى ئۈچۈن) دوست دوستىدىن كۆرۈپ تۇرۇپ (ھال) سورىمايدۇ، گۇناھكار ئادەم ئۆز ئورنىغا ئوغۇللىرىنى، ئايالىنى، قېرىندىشىنى ۋە ئۆزى مەنسۇپ بولغان قەۋم - قېرىنداشلىرىنى ۋە يەر يۈزىدىكى جىمى ئادەمنى بېرىپ بولسىمۇ، بۇ كۈندىكى ئازابتىن قۇتۇلۇشنى ئارزۇ قىلىدۇ

Japonca: 

自分を救えるならば,地上の凡てのものを挙げて贖うことを請い願うであろう。

Arapça (Ürdün): 

«ومن في الأرض جميعا ثم ينجيه» ذلك الافتداء عطف على يفتدي.

Hintçe: 

और जितने आदमी ज़मीन पर हैं सब को ले ले और उसको छुटकारा दे दें

Tayca: 

และด้วยผู้ที่อยู่ในแผ่นดินทั้งมวล เพื่อที่จะให้เขารอดพ้นจากการลงโทษ

İbranice: 

ויבקש לפדות את עצמו תמורת כל אשר בעולם(,העיקר) שיינצל

Hırvatça: 

i svima ostalima na Zemlji, samo da se izbavi.

Rumence: 

şi prin toţi de pe pământ, numai ca el să scape.

Transliteration: 

Waman fee alardi jameeAAan thumma yunjeehi

Türkçe: 

Ve yeryüzündeki insanların tümünü fidye verip kendisini kurtarmayı ister.

Sahih International: 

And whoever is on earth entirely [so] then it could save him.

İngilizce: 

And all, all that is on earth,- so it could deliver him:

Azerbaycanca: 

Və yer üzündə olanların hamısını – təki özünü (Allahın əzabından) qurtarsın!

Süleyman Ateş: 

Ve yeryüzünde bulunanların hepsini (versin) de tek kendisini kurtarsın.

Diyanet Vakfı: 

Ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.

Erhan Aktaş: 

Yeryüzünde kimi varsa tamamını verip kendisini kurtarmak ister.

Kral Fahd: 

tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa, tek kendini kurtarsın.

Hasan Basri Çantay: 

ve yer (yüzün) de kim varsa hepsini. Ki nihayet (bu fedâkârlığı) kendisini (Allahın azabından) kurtarsın.

Muhammed Esed: 

ve yeryüzünde yaşayan (başka) herkesi, onların tümünü; böylece yalnız kendini kurtarabilsin diye.

Gültekin Onan: 

Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de)

Ali Fikri Yavuz: 

Yeryüzünde bulunanların hepsini de, sonra kendini kurtarsa...

Portekizce: 

E de tudo quanto existe na terra, como se isso, então, pudesse libertá-lo (do castigo).

İsveççe: 

ja, alla jordens invånare - [om] han på så sätt kan rädda sig.

Farsça: 

و نیز همه کسانی را که در روی زمین اند تا [این فدیه و عوض] او را [از عذاب آن روز] نجات دهد!

Kürtçe: 

وە بە ھەرچی کەس لەسەر زەویە (ھەمووی بدایە و) لەپاشان ھەر خۆی ڕزگاری ببێت

Özbekçe: 

Ва ер юзидаги жамийки кимсаларни ҳам фидо қилишни, сўнгра ўзи нажот топишни истайдир.

Malayca: 

Dan juga sekalian makhluk yang ada di bumi - kemudian (diharapkannya) tebusan itu dapat menyelamatkannya.

Arnavutça: 

si dhe me të gjithë ata që gjenden në faqe të Tokës – vetëm për të shpëtuar.

Bulgarca: 

и всички, които са на земята, само за да се спаси.

Sırpça: 

и свима осталима на Земљи, само да се избави.

Çekçe: 

ba všemi, kdož na zemi jsou, aby se to stalo jeho záchranou.

Urduca: 

اور روئے زمین کے سب لوگوں کو فدیہ میں دیدے اور یہ تدبیر اُسے نجات دلا دے

Tacikçe: 

ва ҳамаи онҳо, ки дар рӯи заминанд ва наҷот ёбад.

Tatarca: 

вә җирдә булган барча мәхлукатне биреп, соңра шуларның барчасын ґәзабта калдырып, үзен коткаруны теләр.

Endonezyaca: 

Dan orang-orang di atas bumi seluruhnya kemudian (mengharapkan) tebusan itu dapat menyelamatkannya.

Amharca: 

በምድርም ላይ ባለው ሁሉ (ሊበዥ) ከዚያም ሊያድነው (ይመኛል)፡፡

Tamilce: 

இன்னும், பூமியில் உள்ளவர்கள் அனைவரையும் (ஈடாக கொடுக்க வேண்டுமே என்று ஆசைப்படுவான்). பிறகு, அது அவனை பாதுகாக்க வேண்டும் (என்றும் அந்த குற்றவாளி ஆசைப்படுவான்).

Korece: 

대지에 있는 모든 것을 바쳐그 응벌을 피하려 하도다

Vietnamca: 

Và cả mọi thứ trên trái đất (nếu y có) để giải cứu bản thân mình.