Arapça:
وَمَن فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنجِيهِ
Çeviriyazı:
vemen fi-l'arḍi cemî`an ŝümme yüncîh.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve yeryüzünde bulunanların hepsini ki, tek kendini kurtarabilsin.
Diyanet İşleri:
Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve kim varsa yeryüzünde hepsini de feda etmek ve sonra da kendini kurtarmak ister.
Şaban Piriş:
Ve yeryüzünde bulunan herkesi (fidye olarak vermek ister) ki kendini kurtarabilsin.
Edip Yüksel:
Ve yeryüzünde bulunan herkesi, ki kurtulsun.
Ali Bulaç:
Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de); sonra bir kurtulsa.
Suat Yıldırım:
Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37]
Ömer Nasuhi Bilmen:
70:13
Yaşar Nuri Öztürk:
Ve yeryüzündeki insanların tümünü fidye verip kendisini kurtarmayı ister.
Bekir Sadak:
Basina bir fenalik gelince feryat eder,
İbni Kesir:
Ve yeryüzünde bulunan herkesi. Ki nihayet kendisini kurtarsın.
Adem Uğur:
Ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.
İskender Ali Mihr:
Ve yeryüzünde kim varsa hepsini (versin de), sonra kendisini kurtarsın.
Celal Yıldırım:
70:11
Tefhim ul Kuran:
Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de)
Fransızca:
et tout ce qui est sur la terre, tout, qui pourrait le sauver.
İspanyolca:
a todos los de la tierra. Eso le salvaría.
İtalyanca:
e tutto quel che è sulla terra, ogni cosa che potesse salvarlo.
Almanca:
und mit allen auf der Erde, allesamt, dann daß dies ihn errettet.
Çince:
以及大地上所有的人,但愿那能拯救自己。
Hollandaca:
En allen die op aarde zijn. Hij zal begeeren daardoor gered te worden.
Rusça:
и всеми обитателями земли, чтобы затем спастись.
Somalice:
iyo waxa Dhulka ku sugan dhammaan markaa uu nabad galo.
Swahilice:
Na wote waliomo duniani, kisha aokoke yeye.
Uygurca:
(ھەر ئادەم ئۆز ھالى بىلەن بولۇپ قالىدىغانلىقى ئۈچۈن) دوست دوستىدىن كۆرۈپ تۇرۇپ (ھال) سورىمايدۇ، گۇناھكار ئادەم ئۆز ئورنىغا ئوغۇللىرىنى، ئايالىنى، قېرىندىشىنى ۋە ئۆزى مەنسۇپ بولغان قەۋم - قېرىنداشلىرىنى ۋە يەر يۈزىدىكى جىمى ئادەمنى بېرىپ بولسىمۇ، بۇ كۈندىكى ئازابتىن قۇتۇلۇشنى ئارزۇ قىلىدۇ
Japonca:
自分を救えるならば,地上の凡てのものを挙げて贖うことを請い願うであろう。
Arapça (Ürdün):
«ومن في الأرض جميعا ثم ينجيه» ذلك الافتداء عطف على يفتدي.
Hintçe:
और जितने आदमी ज़मीन पर हैं सब को ले ले और उसको छुटकारा दे दें
Tayca:
และด้วยผู้ที่อยู่ในแผ่นดินทั้งมวล เพื่อที่จะให้เขารอดพ้นจากการลงโทษ
İbranice:
ויבקש לפדות את עצמו תמורת כל אשר בעולם(,העיקר) שיינצל
Hırvatça:
i svima ostalima na Zemlji, samo da se izbavi.
Rumence:
şi prin toţi de pe pământ, numai ca el să scape.
Transliteration:
Waman fee alardi jameeAAan thumma yunjeehi
Türkçe:
Ve yeryüzündeki insanların tümünü fidye verip kendisini kurtarmayı ister.
Sahih International:
And whoever is on earth entirely [so] then it could save him.
İngilizce:
And all, all that is on earth,- so it could deliver him:
Azerbaycanca:
Və yer üzündə olanların hamısını – təki özünü (Allahın əzabından) qurtarsın!
Süleyman Ateş:
Ve yeryüzünde bulunanların hepsini (versin) de tek kendisini kurtarsın.
Diyanet Vakfı:
Ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.
Erhan Aktaş:
Yeryüzünde kimi varsa tamamını verip kendisini kurtarmak ister.
Kral Fahd:
tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa, tek kendini kurtarsın.
Hasan Basri Çantay:
ve yer (yüzün) de kim varsa hepsini. Ki nihayet (bu fedâkârlığı) kendisini (Allahın azabından) kurtarsın.
Muhammed Esed:
ve yeryüzünde yaşayan (başka) herkesi, onların tümünü; böylece yalnız kendini kurtarabilsin diye.
Gültekin Onan:
Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de)
Ali Fikri Yavuz:
Yeryüzünde bulunanların hepsini de, sonra kendini kurtarsa...
Portekizce:
E de tudo quanto existe na terra, como se isso, então, pudesse libertá-lo (do castigo).
İsveççe:
ja, alla jordens invånare - [om] han på så sätt kan rädda sig.
Farsça:
و نیز همه کسانی را که در روی زمین اند تا [این فدیه و عوض] او را [از عذاب آن روز] نجات دهد!
Kürtçe:
وە بە ھەرچی کەس لەسەر زەویە (ھەمووی بدایە و) لەپاشان ھەر خۆی ڕزگاری ببێت
Özbekçe:
Ва ер юзидаги жамийки кимсаларни ҳам фидо қилишни, сўнгра ўзи нажот топишни истайдир.
Malayca:
Dan juga sekalian makhluk yang ada di bumi - kemudian (diharapkannya) tebusan itu dapat menyelamatkannya.
Arnavutça:
si dhe me të gjithë ata që gjenden në faqe të Tokës – vetëm për të shpëtuar.
Bulgarca:
и всички, които са на земята, само за да се спаси.
Sırpça:
и свима осталима на Земљи, само да се избави.
Çekçe:
ba všemi, kdož na zemi jsou, aby se to stalo jeho záchranou.
Urduca:
اور روئے زمین کے سب لوگوں کو فدیہ میں دیدے اور یہ تدبیر اُسے نجات دلا دے
Tacikçe:
ва ҳамаи онҳо, ки дар рӯи заминанд ва наҷот ёбад.
Tatarca:
вә җирдә булган барча мәхлукатне биреп, соңра шуларның барчасын ґәзабта калдырып, үзен коткаруны теләр.
Endonezyaca:
Dan orang-orang di atas bumi seluruhnya kemudian (mengharapkan) tebusan itu dapat menyelamatkannya.
Amharca:
በምድርም ላይ ባለው ሁሉ (ሊበዥ) ከዚያም ሊያድነው (ይመኛል)፡፡
Tamilce:
இன்னும், பூமியில் உள்ளவர்கள் அனைவரையும் (ஈடாக கொடுக்க வேண்டுமே என்று ஆசைப்படுவான்). பிறகு, அது அவனை பாதுகாக்க வேண்டும் (என்றும் அந்த குற்றவாளி ஆசைப்படுவான்).
Korece:
대지에 있는 모든 것을 바쳐그 응벌을 피하려 하도다
Vietnamca:
Và cả mọi thứ trên trái đất (nếu y có) để giải cứu bản thân mình.
Ayet Linkleri: