Arapça:
ثُمَّ فِي سِلْسِلَةٍ ذَرْعُهَا سَبْعُونَ ذِرَاعًا فَاسْلُكُوهُ
Çeviriyazı:
ŝümme fî silsiletin ẕer`uhâ seb`ûne ẕirâ`an feslükûh.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonra da boyu yetmiş arşın zincir içerisinde onu oraya sokun.
Diyanet İşleri:
Sonra onu boyu yetmiş arşın olan zincire vurun;
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sonra da onu, boyu yetmiş zira, bir zincire vurun.
Şaban Piriş:
Sonra da onu yetmiş arşın boyundaki zincire vurun ve sürün.
Edip Yüksel:
Sonra, onu yetmiş arşın boyunda bir zincire vurun.
Ali Bulaç:
Daha sonra onu, uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire vurup gönderin.
Suat Yıldırım:
Sonra da onu, yetmiş arşın uzunluğundaki zincire vurun!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
(32-33) «Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincir içinde olarak onu sevkedin. Muhakkak ki o, azîm olan Allah´a imân etmez idi.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Sonra, boyu yetmiş arşın olan bir zincirde yollayın onu!
Bekir Sadak:
(38-40) Gorebildikleriniz ve goremedikleriniz uzerine yemin ederim ki, Kuran serefli bir elcinin getirdigi sozdur.
İbni Kesir:
Sonra da onu, boyu yetmiş arşın olan zincire vurun.
Adem Uğur:
Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun!
İskender Ali Mihr:
Sonra uzunluğu yetmiş arşın (zira) olan bir zincir içinde, öylece onu (cehenneme) sevkedin.
Celal Yıldırım:
Sonra boyu yetmiş arşın bir zincire vurup yollayın.
Tefhim ul Kuran:
«Daha sonra onu, uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire vurup gönderin.»
Fransızca:
puis, liez-le avec une chaîne de soixante-dix coudées,
İspanyolca:
¡Sujetadle, luego, a una cadena de setenta codos!»
İtalyanca:
e poi legatelo con una catena di settanta cubiti.
Almanca:
dann in eine Kette, deren Länge siebzig Ellen ist, hineinschlüpfen lassen!
Çince:
然后把他穿在一条7十臂长的链子上。
Hollandaca:
Sluit hem in eene keten, van eene lengte van zeventig ellebogen
Rusça:
и нанизьте его на цепь длиной в семьдесят локтей!
Somalice:
Markaas geliya Silsilad Todobaatan dhudhun ah.
Swahilice:
Tena mtatizeni katika mnyororo wenye urefu wa dhiraa sabiini!
Uygurca:
ئاندىن ئۇنى ئۇزۇنلۇقى 70 گەز كېلىدىغان زەنجىر بىلەن باغلاڭلار»
Japonca:
更に70腕尺の長さの鎖で,かれを巻け。
Arapça (Ürdün):
«ثم في سلسلة ذرعها سبعون ذراعا» بذراع الملك «فاسلكوه» أدخلوه فيها بعد إدخاله النار ولم تمنع الفاء من تعلق الفعل بالظرف المتقدم.
Hintçe:
फिर एक ज़ंजीर में जिसकी नाप सत्तर गज़ की है उसे ख़ूब जकड़ दो
Tayca:
แล้วล่ามโซ่เขา ซึ่งความยาวของมันเจ็ดสิบศอก
İbranice:
וכבלו אותו בשלשלת שאורכה שבעים אמה
Hırvatça:
a onda ga u sindžire sedamdeset lakata duge vežite;
Rumence:
Legaţi-l apoi cu un lanţ de şaptezeci de coţi.”
Transliteration:
Thumma fee silsilatin tharAAuha sabAAoona thiraAAan faoslukoohu
Türkçe:
"Sonra, boyu yetmiş arşın olan bir zincirde yollayın onu!"
Sahih International:
Then into a chain whose length is seventy cubits insert him."
İngilizce:
Further, make him march in a chain, whereof the length is seventy cubits!
Azerbaycanca:
Daha sonra onu yetmiş arşın uzunluğunda zəncirlə bağlayın!
Süleyman Ateş:
Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu!
Diyanet Vakfı:
Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun!
Erhan Aktaş:
“Sonra onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincire bağlayın.”
Kral Fahd:
Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun!
Hasan Basri Çantay:
«(Bundan) sonra da onu, yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde, oraya sokun».
Muhammed Esed:
ve sonra (kendisi gibi suçluların bağlandığı) bir zincire bağlayın, uzunluğu yetmiş arşın olan (bir zincire):
Gültekin Onan:
69:31
Ali Fikri Yavuz:
Sonra, boyu yetmiş arşın bir zincirde, onu oraya sürün.”
Portekizce:
Então, fazei-o carregar uma corrente de setenta cúbitos,
İsveççe:
Kedja därefter ihop honom [med andra syndare] i en kedja vars längd är sjuttio alnar;
Farsça:
سپس او را در زنجیری که طولش هفتاد ذرع است به بند کشید،
Kürtçe:
ئەمجا بە زنجیرێکی حەفتا گەزیی بیبەستنەوە
Özbekçe:
Сўнгра етмиш қулочли занжирга киритинг уни!!!
Malayca:
"Selain dari itu, masukkanlah dia dalam (lingkaran) rantai besi yang ukuran panjangnya tujuh puluh hasta, (dengan membelitkannya ke badannya)!
Arnavutça:
e mandej lidhni në zingjirë prej shtatëdhjetë kutësh,
Bulgarca:
После го нанижете на верига, дълга седемдесет лакти!
Sırpça:
а онда га у ланце седамдесет лаката дуге вежите;
Çekçe:
a potom řetězem sedmdesát loktů dlouhým jej svažte!'
Urduca:
پھر اِس کو ستر ہاتھ لمبی زنجیر میں جکڑ دو
Tacikçe:
Ва ӯро бо занҷире ба дарозии ҳафтод зироъ (аз оринҷ то ангушт) бикашед!
Tatarca:
Соңра аны җитмеш аршын озынлыктагы чылбыр белән урагыз!
Endonezyaca:
Kemudian belitlah dia dengan rantai yang panjangnya tujuh puluh hasta.
Amharca:
«ከዚያም ርዝመቷ ሰባ ክንድ በኾነች ሰንሰለት ውስጥ አግቡት፡፡»
Tamilce:
“பிறகு, ஒரு சங்கிலியில், - அதன் முழம் எழுபது முழங்களாகும் - அவனைப் புகுத்துங்கள்!” (நரக சங்கிலி அவனது பித்தட்டின் வழியாக புகுத்தப்பட்டு மூக்கின் வழியாக வெளியே கொண்டு வரப்படும்.)
Korece:
칠십 척 길이의 쇠사슬에 묶어 걷게 하라
Vietnamca:
“Sau đó, các ngươi hãy xiềng hắn bằng sợi dây xích dài bảy mươi khuỷu tay.”
Ayet Linkleri: