Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

69

Sûredeki Ayet No: 

32

Ayet No: 

5355

Sayfa No: 

567

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

ثُمَّ فِي سِلْسِلَةٍ ذَرْعُهَا سَبْعُونَ ذِرَاعًا فَاسْلُكُوهُ

Çeviriyazı: 

ŝümme fî silsiletin ẕer`uhâ seb`ûne ẕirâ`an feslükûh.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sonra da boyu yetmiş arşın zincir içerisinde onu oraya sokun.

Diyanet İşleri: 

Sonra onu boyu yetmiş arşın olan zincire vurun;

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sonra da onu, boyu yetmiş zira, bir zincire vurun.

Şaban Piriş: 

Sonra da onu yetmiş arşın boyundaki zincire vurun ve sürün.

Edip Yüksel: 

Sonra, onu yetmiş arşın boyunda bir zincire vurun.

Ali Bulaç: 

Daha sonra onu, uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire vurup gönderin.

Suat Yıldırım: 

Sonra da onu, yetmiş arşın uzunluğundaki zincire vurun!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(32-33) «Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincir içinde olarak onu sevkedin. Muhakkak ki o, azîm olan Allah´a imân etmez idi.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sonra, boyu yetmiş arşın olan bir zincirde yollayın onu!

Bekir Sadak: 

(38-40) Gorebildikleriniz ve goremedikleriniz uzerine yemin ederim ki, Kuran serefli bir elcinin getirdigi sozdur.

İbni Kesir: 

Sonra da onu, boyu yetmiş arşın olan zincire vurun.

Adem Uğur: 

Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun!

İskender Ali Mihr: 

Sonra uzunluğu yetmiş arşın (zira) olan bir zincir içinde, öylece onu (cehenneme) sevkedin.

Celal Yıldırım: 

Sonra boyu yetmiş arşın bir zincire vurup yollayın.

Tefhim ul Kuran: 

«Daha sonra onu, uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire vurup gönderin.»

Fransızca: 

puis, liez-le avec une chaîne de soixante-dix coudées,

İspanyolca: 

¡Sujetadle, luego, a una cadena de setenta codos!»

İtalyanca: 

e poi legatelo con una catena di settanta cubiti.

Almanca: 

dann in eine Kette, deren Länge siebzig Ellen ist, hineinschlüpfen lassen!

Çince: 

然后把他穿在一条7十臂长的链子上。

Hollandaca: 

Sluit hem in eene keten, van eene lengte van zeventig ellebogen

Rusça: 

и нанизьте его на цепь длиной в семьдесят локтей!

Somalice: 

Markaas geliya Silsilad Todobaatan dhudhun ah.

Swahilice: 

Tena mtatizeni katika mnyororo wenye urefu wa dhiraa sabiini!

Uygurca: 

ئاندىن ئۇنى ئۇزۇنلۇقى 70 گەز كېلىدىغان زەنجىر بىلەن باغلاڭلار»

Japonca: 

更に70腕尺の長さの鎖で,かれを巻け。

Arapça (Ürdün): 

«ثم في سلسلة ذرعها سبعون ذراعا» بذراع الملك «فاسلكوه» أدخلوه فيها بعد إدخاله النار ولم تمنع الفاء من تعلق الفعل بالظرف المتقدم.

Hintçe: 

फिर एक ज़ंजीर में जिसकी नाप सत्तर गज़ की है उसे ख़ूब जकड़ दो

Tayca: 

แล้วล่ามโซ่เขา ซึ่งความยาวของมันเจ็ดสิบศอก

İbranice: 

וכבלו אותו בשלשלת שאורכה שבעים אמה

Hırvatça: 

a onda ga u sindžire sedamdeset lakata duge vežite;

Rumence: 

Legaţi-l apoi cu un lanţ de şaptezeci de coţi.”

Transliteration: 

Thumma fee silsilatin tharAAuha sabAAoona thiraAAan faoslukoohu

Türkçe: 

"Sonra, boyu yetmiş arşın olan bir zincirde yollayın onu!"

Sahih International: 

Then into a chain whose length is seventy cubits insert him."

İngilizce: 

Further, make him march in a chain, whereof the length is seventy cubits!

Azerbaycanca: 

Daha sonra onu yetmiş arşın uzunluğunda zəncirlə bağlayın!

Süleyman Ateş: 

Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu!

Diyanet Vakfı: 

Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun!

Erhan Aktaş: 

“Sonra onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincire bağlayın.”

Kral Fahd: 

Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun!

Hasan Basri Çantay: 

«(Bundan) sonra da onu, yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde, oraya sokun».

Muhammed Esed: 

ve sonra (kendisi gibi suçluların bağlandığı) bir zincire bağlayın, uzunluğu yetmiş arşın olan (bir zincire):

Gültekin Onan: 

69:31

Ali Fikri Yavuz: 

Sonra, boyu yetmiş arşın bir zincirde, onu oraya sürün.”

Portekizce: 

Então, fazei-o carregar uma corrente de setenta cúbitos,

İsveççe: 

Kedja därefter ihop honom [med andra syndare] i en kedja vars längd är sjuttio alnar;

Farsça: 

سپس او را در زنجیری که طولش هفتاد ذرع است به بند کشید،

Kürtçe: 

ئەمجا بە زنجیرێکی حەفتا گەزیی بیبەستنەوە

Özbekçe: 

Сўнгра етмиш қулочли занжирга киритинг уни!!!

Malayca: 

"Selain dari itu, masukkanlah dia dalam (lingkaran) rantai besi yang ukuran panjangnya tujuh puluh hasta, (dengan membelitkannya ke badannya)!

Arnavutça: 

e mandej lidhni në zingjirë prej shtatëdhjetë kutësh,

Bulgarca: 

После го нанижете на верига, дълга седемдесет лакти!

Sırpça: 

а онда га у ланце седамдесет лаката дуге вежите;

Çekçe: 

a potom řetězem sedmdesát loktů dlouhým jej svažte!'

Urduca: 

پھر اِس کو ستر ہاتھ لمبی زنجیر میں جکڑ دو

Tacikçe: 

Ва ӯро бо занҷире ба дарозии ҳафтод зироъ (аз оринҷ то ангушт) бикашед!

Tatarca: 

Соңра аны җитмеш аршын озынлыктагы чылбыр белән урагыз!

Endonezyaca: 

Kemudian belitlah dia dengan rantai yang panjangnya tujuh puluh hasta.

Amharca: 

«ከዚያም ርዝመቷ ሰባ ክንድ በኾነች ሰንሰለት ውስጥ አግቡት፡፡»

Tamilce: 

“பிறகு, ஒரு சங்கிலியில், - அதன் முழம் எழுபது முழங்களாகும் - அவனைப் புகுத்துங்கள்!” (நரக சங்கிலி அவனது பித்தட்டின் வழியாக புகுத்தப்பட்டு மூக்கின் வழியாக வெளியே கொண்டு வரப்படும்.)

Korece: 

칠십 척 길이의 쇠사슬에 묶어 걷게 하라

Vietnamca: 

“Sau đó, các ngươi hãy xiềng hắn bằng sợi dây xích dài bảy mươi khuỷu tay.”