Arapça:
وَمَاذَا عَلَيْهِمْ لَوْ آمَنُوا بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَأَنفَقُوا مِمَّا رَزَقَهُمُ اللَّهُ ۚ وَكَانَ اللَّهُ بِهِمْ عَلِيمًا
Çeviriyazı:
vemâẕâ `aleyhim lev âmenû billâhi velyevmi-l'âḫiri veenfeḳû mimmâ razeḳahümü-llâh. vekâne-llâhü bihim `alîmâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etselerdi ve Allah'ın verdiği rızıktan gösterişsiz harcasalardı kendilerine ne zarar gelirdi? Allah onların söz ve işlerini çok iyi bilendir.
Diyanet İşleri:
Bunlar Allah'a, ahiret gününe inanmış, Allah'ın verdiği rızıklardan sarfetmiş olsalardı ne zararı olurdu? Oysa Allah onları bilir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ne olurdu Allah'a ve ahiret gününe inanıp Allah'ın kendilerini rızıklandırdığı şeyleri harcasalardı; ve Allah, onları çok iyi bilir.
Şaban Piriş:
Allah’a ve ahiret gününe iman edip, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiklerinden infak etselerdi ne olurdu? Allah onları bilendir.
Edip Yüksel:
ALLAH'a ve ahiret gününe inansalardı ve ALLAH'ın kendilerine vermiş olduğu rızıktan yardım olarak harcasalardı ne olurdu? ALLAH onları Bilir.
Ali Bulaç:
Allah'a ve ahiret gününe inanarak Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan infak etselerdi, aleyhlerine mi olurdu? Allah, onları iyi bilendir.
Suat Yıldırım:
Allah'a ve âhiret gününe inansalar ve Allah’ın kendilerine ihsan ettiği nimetlerden harcasalardı ne zararları olurdu sanki? Allah onları pek iyi bilmektedir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ne olurdu onlara? Eğer Allah Teâlâ´ya ve ahiret gününe imân etselerdi ve Allah Teâlâ´nın kendilerini merzûk buyurmuş olduğu şeylerden infakta bulunsalar idi. Ve Allah Teâlâ onları bihakkın bilicidir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ne olurdu onlara, Allah'a ve âhiret gününe inanıp da Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan öyle dağıtsalardı! Allah onları bilmekteydi.
Bekir Sadak:
Ey Inananlar! Sarhosken, ne dediginizi bilene kadar, cunubken, yolcu olan mustesna gusledene kadar namaza yaklasmayin. Eger hasta veya yolculukta iseniz yahut biriniz ayak yolundan gelmisseniz veya kadinlara yaklasmissaniz ve bu durumlarda su bulamamissaniz tertemiz bir topraga teyemmum edin, yuzlerinize ve ellerinize surun. Allah affeder ve bagislar.
İbni Kesir:
Ne olurdu sanki onlar
Adem Uğur:
Allah´a ve ahiret gününe iman edip de Allah´ın kendilerine verdiğinden (O´nun yolunda) harcasalardı ne olurdu sanki! Allah onların durumunu hakkıyle bilmektedir.
İskender Ali Mihr:
Ve ne olurdu onlar, Allah´a ve ahiret gününe (ruhun ölümden evvel Allah´a ulaşma gününe) îmân etselerdi ve Allah´ın kendilerine verdiği rızıktan (Allah için) infak etselerdi (harcasalardı). Ve Allah onları en iyi bilendir.
Celal Yıldırım:
Allah´a ve Âhiret gününe imân edip Allah´ın kendilerine rızık olarak verdiğinden (Allah için) harcasalardı ne zararları olurdu ? Allah onları bilendir.
Tefhim ul Kuran:
Allah´a ve ahiret gününe inanarak Allah´ın kendilerine verdiği rızıktan infak etselerdi, aleyhlerine mi olurdu? Allah, onları iyi bilendir.
Fransızca:
Qu'auraient-ils à se reprocher s'ils avaient cru en Allah et au Jour dernier et dépensé (dans l'obéissance) de ce qu'Allah leur a attribué ? Allah, d'eux, est Omniscient.
İspanyolca:
¿Qué les habría costado haber creído en Alá y en el último Día y haber gastado en limosnas parte de aquello de que Alá les ha proveído? Alá les conoce bien.
İtalyanca:
Cosa avrebbero avuto da rimproverarsi, se avessero creduto in Allah e nell'Ultimo Giorno e fossero stati generosi di quello che Allah aveva loro concesso? Allah ben li conosce!
Almanca:
Und was wäre dabei, wenn sie den Iman an ALLAH und an den Jüngsten Tag verinnerlicht und vom Rizq gegeben hätten, das ALLAH ihnen gewährte?! Und ALLAH ist immer über sie allwissend.
Çince:
他们确信真主和末日,并分舍真主所赐予他们的财物,这对于他们有什么妨害呢?真主是全知他们的。
Hollandaca:
Wat zouden zij verloren hebben, indien zij aan God en den laatsten dag geloofden; indien zij aalmoezen gaven van weldaden die God hun heeft geschonken, naardien God de daden der menschen kent.
Rusça:
Что они потеряют, если уверуют в Аллаха и Последний день и станут расходовать из того, чем наделил их Аллах? Аллаху известно о них.
Somalice:
Maxaa korkooda ah hadday Rumeeyaan Eebe iyo Maalinta Dambe oy Bixiyaan Qayb wuxuu ku Arzuqay Eebe, Ilaahayna waa Ogyahay iyaga.
Swahilice:
Na ingeli wadhuru nini wao lau wangeli muamini Mwenyezi Mungu na Siku ya Mwisho, na wakatoa katika aliyo waruzuku Mwenyezi Mungu? Na Mwenyezi Mungu ni Mwenye kuwajua vyema.
Uygurca:
ئەگەر ئۇلار اﷲ قا، ئاخىرەت كۈنىگە ئىشەنسە ۋە اﷲ ئۆزلىرىگە بەرگەن مالدىن سەرپ قىلسا، ئۇلارغا نېمە زىيىنى بولاتتى؟ اﷲ ئۇلارنى ئوبدان بىلىدۇ (قىلمىشىغا قاراپ جازالايدۇ)
Japonca:
かれらが仮令アッラーと最後の日を信じて,アッラーがかれらに与えたものから施しても,かれらにとり何の負担になろうか。アッラーはかれらをよく知っておられる。
Arapça (Ürdün):
«وماذا عليهم لو آمنوا بالله واليوم الآخر وأنفقوا مما رزقهم الله» أي أيّ ضرر عليهم في ذلك والاستفهام للإنكار ولو مصدرية أي لا ضرر فيه وإنما الضرر فيما هم عليه «وكان الله بهم عليما» فيجازيهم بما عملوا.
Hintçe:
अगर ये लोग ख़ुदा और रोज़े आख़िरत पर ईमान लाते और जो कुछ ख़ुदा ने उन्हें दिया है उसमें से राहे ख़ुदा में ख़र्च करते तो उन पर क्या आफ़त आ जाती और ख़ुदा तो उनसे ख़ूब वाक़िफ़ है
Tayca:
และอะไรจะเกิดขึ้นแก่พวกเขา หากพวกเขาศรัทธาต่ออัลลอฮฺ และวันปรโลก และได้บริจาคส่วนหนึ่งจากสิ่งที่อัลลอฮฺ ได้ทรงให้เป็นปัจจัยยังชีพแก่พวกเขา และอัลลอฮฺ ทรงรอบรู้ในพวกเขาดี
İbranice:
ומה היה מפריע להם לו האמינו באלוהים וביום האחרון, והוציאו מהחסד שאלוהים העניק להם? ואלוהים מכיר אותם היטב
Hırvatça:
A šta bi im bilo da u Allaha i Posljednji dan vjeruju i da od onoga što im je Allah dao udjeljuju?! A Allah o njima sve zna.
Rumence:
Ce le-ar fi fost, de-ar fi crezut în Dumnezeu şi în Ziua de Apoi şi dacă ar fi dat milostenie din ceea ce Dumnezeu le-a dăruit? Dumnezeu asupra lor este Ştiutor!
Transliteration:
Wamatha AAalayhim law amanoo biAllahi waalyawmi alakhiri waanfaqoo mimma razaqahumu Allahu wakana Allahu bihim AAaleeman
Türkçe:
Ne olurdu onlara, Allah'a ve âhiret gününe inanıp da Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan öyle dağıtsalardı! Allah onları bilmekteydi.
Sahih International:
And what [harm would come] upon them if they believed in Allah and the Last Day and spent out of what Allah provided for them? And Allah is ever, about them, Knowing.
İngilizce:
And what burden Were it on them if they had faith in Allah and in the Last Day, and they spent out of what Allah hath given them for sustenance? For Allah hath full knowledge of them.
Azerbaycanca:
Əgər onlar Allaha və axirət gününə inanıb, Allahın onlara verdiyi ruzidən (yoxsullara) sərf etsəydilər, nə olardı (nə zərər çəkərdilər)?! Allah onları (ən yaxşı) tanıyandır.
Süleyman Ateş:
Onlara ne olurdu sanki Allah'a ve ahiret gününe inansalardı ve Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan Allah yolunda harcasalardı! Allah onları biliyordu.
Diyanet Vakfı:
Allah'a ve ahiret gününe iman edip de Allah'ın kendilerine verdiğinden (O'nun yolunda) harcasalardı ne olurdu sanki! Allah onların durumunu hakkıyle bilmektedir.
Erhan Aktaş:
Onlara ne olurdu sanki, Allah’a ve âhiret gününe îman etselerdi; Allah’ın verdiği rızıktan infak etselerdi. Allah, onları en iyi bilendir.
Kral Fahd:
Allah'a ve ahiret gününe iman edip de Allah'ın kendilerine verdiğinden (O'nun yolunda) harcasalardı bu, aleyhlerine mi olurdu? Allah onların durumunu hakkıyla bilmektedir.
Hasan Basri Çantay:
Allaha ve âhiret gününe îman edib de Allanın kendilerine verdiğinden harcamış olsalardı bu, onlara zarar mı idi? Allah onları çok iyi bilendir.
Muhammed Esed:
Onlar sadece Allaha ve Ahiret Gününe inanıyorlarsa ve Allahın kendilerine rızık olarak bağışladığını (Onun yolunda) harcıyorlarsa neden korksunlar ki? Allah onlar hakkındaki her şeyi bilir.
Gültekin Onan:
Tanrı´ya ve ahiret gününe inananarak Tanrı´nın kendilerine verdiği rızıktan infak etselerdi aleyhlerine mi olurdu? Tanrı, onları iyi bilendir.
Ali Fikri Yavuz:
Kâfirler, eğer Allah’a ve ahiret gününe iman etseler ve Allah’ın kendilerine verdiği nimetten riyâsız harcamış olsalardı, onlara ziyan mı olurdu? Allah onların söz ve işlerini çok iyi bilendir.
Portekizce:
Que teriam eles a temer, se cressem em Deus e no Dia do Juízo Final, e fizessem caridade, com aquilo com que Deus osagraciou, uma vez que Deus bem os conhece?
İsveççe:
Vad skulle de förlora på att tro på Gud och den Yttersta dagen och ge [till de behövande utan baktankar] av det som Gud har gett dem för deras försörjning? Gud känner dem väl.
Farsça:
و بر آنان چه زیانی بود اگر به خدا و روز قیامت ایمان می آوردند، و از آنچه خدا به آنان داده انفاق می کردند؟ و خدا همواره به آنان داناست.
Kürtçe:
وە ئەوانە چ زیانێکیان دەکەوتە سەر؟ ئەگەر باوەڕیان بھێنایە بەخوا وە بەڕۆژی دوایی وەبیان بەخشییایە لەوەی کەخوا پێ ی بەخشیبوون وەخوا ھەمیشە زانایە پێیان
Özbekçe:
Агар Аллоҳга ва қиёмат кунига иймон келтирсалар, Аллоҳ уларга ризқ қилиб берган нарсадан нафақа қилсалар, уларга нима зарар бўлади? Аллоҳ уларни яхши билувчи зотдир!
Malayca:
Dan apakah (kerugian) yang akan menimpa mereka jika mereka beriman kepada Allah dan hari akhirat, serta mereka mendermakan sebahagian dari apa yang telah dikurniakan Allah kepada mereka? Dan (ingatlah) Allah sentiasa Mengetahui akan keadaan mereka.
Arnavutça:
E, ç’dëm do të kishin ata sikur të besonin Perëndinë dhe Ditën e Kijametit, dhe të ndanin nga pasuria që u ka dhënë Perëndia? Perëndia është njohës i mirë i tyre.
Bulgarca:
И каква загуба те биха имали, ако повярваха в Аллах и в Сетния ден, и раздаваха от онова, което Аллах им е дал за препитание? Аллах добре ги знае.
Sırpça:
А шта би им било да у Аллаха и Последњи дан верују и да од онога што им је Аллах дао удељују?! А Аллах о њима све зна.
Çekçe:
Co by je to bylo stálo, kdyby byli uvěřili v Boha a v den soudný a rozdávali z toho, co jim Bůh uštědřil? A Bůh o nich dobře ví!
Urduca:
آخر اِن لوگوں پر کیا آفت آ جاتی اگر یہ اللہ اور روز آخر پر ایمان رکھتے اور جو کچھ اللہ نے دیا ہے اس میں سے خرچ کرتے اگر یہ ایسا کرتے تو اللہ سے ان کی نیکی کا حال چھپا نہ رہ جاتا
Tacikçe:
Чӣ зиён дорадашон, агар ба Худову рӯзи қиёмат имон оваранд ва аз он чӣ Худо ба онҳо рӯзӣ додааст, эҳсон кунанд? Худо ба корашон доност!
Tatarca:
Рия белән мал бирүчеләр әгәр Аллаһуга ышанып гыйбадәт кылсалар, ахирәткә ышанып әзерлек күрсәләр һәм аларга Аллаһ биргән байлыктан риясыз, фәкать Аллаһ ризалыгы өчен генә мохтаҗларга һәм Аллаһ юлына бирсәләр нинди зыян күрер иделәр? Аллаһ аларның эшен белүче булды.
Endonezyaca:
Apakah kemudharatannya bagi mereka, kalau mereka beriman kepada Allah dan hari kemudian dan menafkahkan sebahagian rezeki yang telah diberikan Allah kepada mereka? Dan adalah Allah Maha Mengetahui keadaan mereka.
Amharca:
በአላህና በመጨረሻውም ቀን ባመኑ አላህ ከሰጣቸውም (ሲሳይ) በለገሱ ኖሮ በነርሱ ላይ ምን (ጉዳት) ነበረ አላህም በነርሱ (ኹነታ) ዐዋቂ ነው፡፡
Tamilce:
அல்லாஹ்வையும் இறுதி நாளையும் நம்பிக்கை கொண்டு, அல்லாஹ் அவர்களுக்கு வழங்கியவற்றிலிருந்து தர்மம் செய்தால் அவர்களுக்கு என்ன பாதிப்பு ஏற்பட்டு விடப்போகிறது? அல்லாஹ் அவர்களை நன்கறிந்தவனாக இருக்கிறான்.
Korece:
하나님을 믿고 내세를 믿으 며 하나님이 부여한 양식으로 자 선을 베푼다하여 그들에게 얼마나손실이 있겠느뇨 하나님은 이를 모를리 없노라
Vietnamca:
Họ nào có thiệt thòi gì đâu nếu họ thực sự có đức tin nơi Allah và Đời Sau cũng như chi dùng những bổng lộc mà Allah đã ban cho họ (vào con đường chính nghĩa của Allah)?! Quả thật, Allah hằng biết về họ.
Ayet Linkleri: