Arapça:
أَمْ عِندَهُمُ الْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَ
Çeviriyazı:
em `indehümü-lgaybü fehüm yektübûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yoksa gayb onların yanlarında da onlar mı yazıyorlar?
Diyanet İşleri:
Yoksa, gaybın bilgisi kendilerinin katında da onlar mı yazıyorlar?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yoksa gizli alem, onların yanında da onu mu yazıyorlar?
Şaban Piriş:
Yoksa gayb onların yanında da, onlar mı yazıyorlar?
Edip Yüksel:
Yoksa geçmişin ve geleceğin bilgisi onların yanında da onlar mı kaydediyorlar?
Ali Bulaç:
Yoksa gayb (görünmeyenin bilgisi) onların yanında mıdır ki, kendileri yazıp duruyorlar?
Suat Yıldırım:
Yoksa gayb kitabı yanlarında da, onlar oradan mı yazıp duruyorlar?
Ömer Nasuhi Bilmen:
Yoksa onların yanlarında gayb mi vardır ki, artık onlar yazıveriyorlar?
Yaşar Nuri Öztürk:
Yoksa gayb, yanlarında da onlar mı yazıyorlar?
Bekir Sadak:
Gerceklesecek olan!
İbni Kesir:
Yoksa gayb kendilerinin katında mıdır da ondan yazıyorlar?
Adem Uğur:
Yahut gaybın bilgisi onların nezdinde de, onlar mı (istedikleri gibi) yazıyorlar?
İskender Ali Mihr:
Veya gayb (bilinmeyen âlemler), onların yanında da, artık onlar mı yazıyorlar?
Celal Yıldırım:
Yoksa gayb ile ilgili bilgiler yanlarında bulunuyor da onu mu yazıyorlar ?
Tefhim ul Kuran:
Yoksa gayb (görünmeyenin bilgisi) onların yanında mıdır ki, kendileri yazıp duruyorlar?
Fransızca:
Ou savent-ils l'Inconnaissable et c'est de là qu'ils écrivent [leurs mensonges] ?
İspanyolca:
¿O es que conocen lo oculto y toman nota?
İtalyanca:
Forse possiedono l'invisibile e lo descrivono?
Almanca:
Oder haben sie das Verborgene bei sich, so schreiben sie?!
Çince:
还是他们能知幽玄,故加以记录呢?
Hollandaca:
Zijn de geheimen der toekomst met hen, en schrijven zij die van de tafel van Gods besluiten af?
Rusça:
Или же они владеют сокровенным и записывают его?
Somalice:
Mise waxa maqan yaa aktooda yaal ooy wax ka qori.
Swahilice:
Au iko kwao siri, basi wao wanaiandika?
Uygurca:
ياكى ئۇلارنىڭ يېنىدا غەيب (يەنى غەيبنى ئىچىگە ئالغان لەۋھۇلمەھپۇز) بار بولۇپ، ئۇلار (ئېيتىدىغانلىرىنى شۇنىڭغا) يازامدۇ؟
Japonca:
また幽玄界がかれらの手元にあり,それでかれらは(それを)書き下すことが出来るのか。
Arapça (Ürdün):
«أم عندهم الغيب» أي اللوح المحفوظ الذي فيه الغيب «فهم يكتبون» منه ما يقولون.
Hintçe:
या उनके इस ग़ैब (की ख़बर) है कि ये लोग लिख लिया करते हैं
Tayca:
หรือว่าพวกเขารู้ในสิ่งเร้นลับ แล้วพวกเขาก็บันทึกเอาไว้
İbranice:
או שהם יודעים את הסודות הנסתרים ואותם הם כותבים
Hırvatça:
Ili je kod njih znanje o onome što je čulima nedokučivo, pa oni prepisuju?!
Rumence:
Ori sunt ei atât de aproape de Taină încât scriu!
Transliteration:
Am AAindahumu alghaybu fahum yaktuboona
Türkçe:
Yoksa gayb, yanlarında da onlar mı yazıyorlar?
Sahih International:
Or have they [knowledge of] the unseen, so they write [it] down?
İngilizce:
Or that the Unseen is in their hands, so that they can write it down?
Azerbaycanca:
Yoxsa qeyb (lövhi-məhfuz) yanlarındadır və onlar (səninlə mübahisə etdikləri məsələləri, qiyamət günü kafirlərin Allah yanında mö’minlərdən üstün olacağını oradan öyrənib) yazırlar?!
Süleyman Ateş:
Yoksa gayb (görünmez bilgi hazinesi), kendi yanlarında da onlar mı (istedikleri gibi) yazıyorlar?
Diyanet Vakfı:
Yahut gaybın bilgisi onların nezdinde de, onlar mı (istedikleri gibi) yazıyorlar?
Erhan Aktaş:
Veya gaybın bilgisine sahipler de oradan mı yazıyorlar?
Kral Fahd:
Yahut gaybın bilgisi onların nezdinde de, onlar mı (istedikleri gibi) yazıyorlar?
Hasan Basri Çantay:
Yahud gayb, yanlarındadır da onlar (bunu ondan) mı yazıyorlar?
Muhammed Esed:
Yoksa, (bütün varoluşun) gizli gerçekliği(nin) kendi kavrayış alanları içinde (olduğunu), böylece (zamanla) onu yazabilecekler(ini) mi (zannediyorlar)?
Gültekin Onan:
Yoksa gayb (görünmeyenin bilgisi) onların yanında mıdır ki, kendileri yazıp duruyorlar?
Ali Fikri Yavuz:
Yoksa gayb (Allah’ın ilmi) yanlarında da, onlar (ondan) mı yazıyorlar?
Portekizce:
Ou estão de posse do incognoscível, e podem descrevê-lo?
İsveççe:
Eller har de [sådan kunskap om] den verklighet som är dold för människor att de [kan] skriva ned [vad de vet]?
Farsça:
یا غیب نزد آنان است و آنان از روی آن] می نویسند [و خود با تکیه بر آن به ادعاهای خود یقین می کنند و به دیگران هم خبر می دهند؟
Kürtçe:
یان ڕووپەڕەی غەیبیان لەلایە وە ئەوان لەبەری دەنووسنەوە
Özbekçe:
Ёки ҳузурларида ғойиб илми бору, улар ёзиб оладиларми?
Malayca:
Atau adakah di sisi mereka (Lauh Mahfuz yang mengandungi) perkara-perkara yang ghaib lalu mereka menyalin (daripadanya untuk menentang ajaran dan peringatanmu)?
Arnavutça:
E, a ka tek ata dijeni të fshehtë, e ata po i përshkruajnë ato?
Bulgarca:
Или при тях е неведомото и те го записват?
Sırpça:
Или је код њих знање о невидљивом свету, па они записују?!
Çekçe:
anebo znají nepoznatelné z něhož si píší?
Urduca:
کیا اِن کے پاس غیب کا علم ہے جسے یہ لکھ رہے ہوں؟
Tacikçe:
Ё илми ғайб медонанд ва онҳо, менависанд?
Tatarca:
Әллә алар хозурында яшерен эшне белү белеме бармы, ягъни Ләүхүл Мәхфуз алар хозурында булып шуннан күчереп язалармы, шуның өчен аларның синең пәйгамбәрлегеңә ихтыяҗлары юкмы?
Endonezyaca:
Ataukah ada pada mereka ilmu tentang yang ghaib lalu mereka menulis (padanya apa yang mereka tetapkan)?
Amharca:
ወይስ እነርሱ ዘንድ የሩቁ ምስጢር ዕውቀት አልለን? ስለዚህ እነርሱ ይጽፋሉን?
Tamilce:
அவர்களிடம் மறைவானவை இருக்கிறதா? (அதிலிருந்து தங்களுக்கு விருப்பமானதை, அதாவது, முஃமின்களை விட நிராகரிப்பாளர்கள்தான் சிறந்தவர்கள் என்று அவர்கள் எண்ணுவது போல) அவர்கள் (அதில்) எழுதுகிறார்களா?
Korece:
보이지 않는 것이 그들곁에 있어 그들이 그것을 기록이라도 할 수 있느뇨
Vietnamca:
Hoặc phải chăng chúng có kiến thức về điều vô hình nên chúng viết nó ra?
Ayet Linkleri: