Arapça:
إِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِ آيَاتُنَا قَالَ أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
Çeviriyazı:
iẕâ tütlâ `aleyhi âyâtünâ ḳâle esâṭîru-l'evvelîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendisine âyetlerimiz okunduğunda: "Eskilerin masalları" der.
Diyanet İşleri:
Ayetlerimiz ona okunduğu zaman: "Öncekilerin masalları" der.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ona ayetlerimizi okuyunca eskilere ait masallar dedi.
Şaban Piriş:
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman: "Eskilerin masalları" der.
Edip Yüksel:
Ayetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "Efsane" der.
Ali Bulaç:
Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman: "(Bunlar) Eskilerin uydurma masallarıdır" diyen.
Suat Yıldırım:
Sakın uyma: Servet ve hanedan sahibi diye, o bol bol yemin eden, değersiz adama! O gammaz, söz gezdiren, hayrın önünü kesene, o saldırgana, günaha dadanmışa! Şerefsiz, kaba, hem de soysuz olana! Kendisine âyetlerimiz okunduğunda “Bu eski insanların masalları!” diyene, yakında onun burnunu dağlayıp damga basarız. [74,11-26; 6,25; 8,31; 46,17]
Ömer Nasuhi Bilmen:
68:13
Yaşar Nuri Öztürk:
Ayetlerimiz ona okunduğunda şöyle der: "Daha öncekilerin masalları!"
Bekir Sadak:
(21-22) Sabah erken: «Urunlerinizi devsirecekseniz erken cikin» diye birbirlerine seslendiler.
İbni Kesir:
Ayetlerimiz ona okunduğu zaman
Adem Uğur:
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman o, "
İskender Ali Mihr:
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman: “(Bunlar) evvelkilerin masalları.” dedi.
Celal Yıldırım:
Onun karşısında âyetlerimiz okunurken: «Öncekilerin masallarıdır» der.
Tefhim ul Kuran:
Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman: «(Bunlar) Eskilerin uydurma masallarıdır» diyen.
Fransızca:
Quand Nos versets lui sont récités, il dit : "Des contes d'anciens".
İspanyolca:
Cuando se le recitan Nuestras aleyas, dice: «¡Patrañas de los antiguos!»
İtalyanca:
Quando i nostri versetti gli sono recitati, dice: «Favole degli antichi!»
Almanca:
Wenn ihm Unsere Ayat vorgetragen wurden, sagte er: "Es sind Legenden der Früheren."
Çince:
有人对他宣读我的迹象时,他就说:这是古人的故事。
Hollandaca:
Als hem onze teekenen herinnerd worden, zegt hij: Dit zijn fabelen van de ouden.
Rusça:
Когда ему читают Наши аяты, он говорит: "Сказки древних народов!"
Somalice:
Marka Quraankannaga lagu akhriyana wuxuu dhahaa waa dadkii hore warkoodii.
Swahilice:
Anapo somewa Aya zetu, husema: Hizi ni simulizi za uwongo za watu wa zamani!
Uygurca:
بىزنىڭ ئايەتلىرىمىز ئۇنىڭغا ئوقۇپ بېرىلسە، ئۇنىڭ مال - مۈلكى ۋە ئوغۇللىرى بولغانلىقى ئۈچۈن، «(بۇ) بۇرۇنقىلارنىڭ ھېكايىلىرىدۇر»، دەيدۇ
Japonca:
かれにわが印が読唱されると,「それは昔の物語です。」と言う。
Arapça (Ürdün):
«إذ تتلى عليه آياتنا» القرآن «قال» هي «أساطير الأولين» أي كذب بها لإنعامنا عليه بما ذكر، وفي قراءة أأن بهمزتين مفتوحتين.
Hintçe:
जब उसके सामने हमारी आयतें पढ़ी जाती हैं तो बोल उठता है कि ये तो अगलों के अफ़साने हैं
Tayca:
เมื่ออายาต (อัลกุรอาน) ทั้งหลายของเราถูกสาธยายแก่เขา เขากล่าวว่าเป็นนิยายเหลวไหลสมัยก่อน
İbranice:
כאשר מוקרא לו אות (משפט מהקוראן,) הוא אומר: 'אלה בסך הכול מיתוסים של הדורות הקדומים
Hırvatça:
koji govori, kad mu se ajeti Naši kazuju: "To su samo naroda drevnih priče!"
Rumence:
Când versetele Noastre îi sunt citite, el spune: “Poveşti de-ale celor dintâi!”
Transliteration:
Itha tutla AAalayhi ayatuna qala asateeru alawwaleena
Türkçe:
Ayetlerimiz ona okunduğunda şöyle der: "Daha öncekilerin masalları!"
Sahih International:
When Our verses are recited to him, he says, "Legends of the former peoples."
İngilizce:
When to him are rehearsed Our Signs, "Tales of the ancients", he cries!
Azerbaycanca:
Ayələrimiz ona oxunduğu zaman o: “(Bunlar) qədimlərin əfsanələridir!” – dedi.
Süleyman Ateş:
Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman: "Eskilerin masalları" der.
Diyanet Vakfı:
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman o, "Öncekilerin masalları!" der.
Erhan Aktaş:
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman: “Bunlar evvelkilerin masalları.” der.
Kral Fahd:
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman o, ( öncekilerin masalları ) der.
Hasan Basri Çantay:
Karşısında âyetlerimiz okunduğu zaman o, «Evvelkilerin masalları» demişdir.
Muhammed Esed:
ki ne zaman mesajlarımız böyle birine iletildiyse, "Bunlar eski zaman hikayeleri!" demişti?
Gültekin Onan:
Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman: "
Ali Fikri Yavuz:
Ona âyetlerimiz (Kur’an) okunduğu zaman
Portekizce:
Aquele que, quando lhe são recitados os Nossos versículos, diz: São fábulas dos primitivos,
İsveççe:
säger han, när han hör Våra budskap läsas upp: "[Detta är ingenting annat än] sagor från förfädernas tid!"
Farsça:
هنگامی که آیات ما را بر او می خوانند، گوید: افسانه های پیشینیان است!
Kürtçe:
کە ئایەتەکانی ئێمەی بە سەردا بخوێنرێتەوە دەڵێ: (ئەمانە) ئەفسانەی پێشینانن
Özbekçe:
Бизнинг оятларимиз Унгаўқилган пайтда, аввалгиларнинг афсоналари, деганга.
Malayca:
Apabila dibacakan kepadanya ayat-ayat keterangan Kami, ia berkata: " (Ini ialah) cerita-cerita dongeng orang-orang dahulu kala".
Arnavutça:
i cili kur t’i lexohen ajetet Tona (Kur’ani), thotë: “Këto janë vetëm përralla të (popujve të) lashtë!”
Bulgarca:
когато му бъдат четeни Нашите знамения, казва: “Легенди на предците!”
Sırpça:
који говори, кад му се речи Наше казују: „То су само приче древних народа!“
Çekçe:
Když jsou před ním přednášeny naše verše, volá: 'Povídačky starých!'
Urduca:
جب ہماری آیات اُس کو سنائی جاتی ہیں تو کہتا ہے یہ تو اگلے وقتوں کے افسانے ہیں
Tacikçe:
Чун оёти Мо бар ӯ хонда шавад, гӯяд: «Афсонаҳои пешиниён аст».
Tatarca:
Әгәр аңа Безнең аятьләребез укылса, ул явыз әйтәдер: "Бу әүвәлгеләрдән калган әкият", – дип.
Endonezyaca:
Apabila dibacakan kepadanya ayat-ayat Kami, ia berkata: "(Ini adalah) dongeng-dongengan orang-orang dahulu kala".
Amharca:
በእርሱ ላይ አንቀጾቻችን በሚነበቡ ጊዜ «የመጀመሪያዎቹ ሰዎች ተረቶች ናቸው» ይላል፡፡
Tamilce:
அவனுக்கு முன் நமது வசனங்கள் ஓதப்பட்டால் (இவை) முன்னோரின் கட்டுக்கதைகள் என்று கூறுகிறான்.
Korece:
하나님의 말씀이 그에게 계 시될 때마다 그것은 옛 선조들은 우화들이라고 말하였더라
Vietnamca:
Khi những Lời Mặc Khải của TA được đọc cho y nghe, y nói: “Chuyện cổ tích của người xưa”.
Ayet Linkleri: