Arapça:
وَلَا تُطِعْ كُلَّ حَلَّافٍ مَّهِينٍ
Çeviriyazı:
velâ tüṭi` külle ḥallâfim mehîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şunların hiçbirine boyun eğme: Yemin edip duran aşağılık,
Diyanet İşleri:
Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden, iyiliği daima önleyen, aşırı giden, suç işleyen, çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye, mal ve oğulları vardır diye aldırış etmeyesin.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve itaat etme çok yemin edenlerin, reyinde isabet bulunmayanların hiçbirine.
Şaban Piriş:
Yemin edip duran alçağa itaat etme!
Edip Yüksel:
Şunların hiçbirine uyma: yemin edip duran, aşağılık,
Ali Bulaç:
Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık,
Suat Yıldırım:
Sakın uyma: Servet ve hanedan sahibi diye, o bol bol yemin eden, değersiz adama! O gammaz, söz gezdiren, hayrın önünü kesene, o saldırgana, günaha dadanmışa! Şerefsiz, kaba, hem de soysuz olana! Kendisine âyetlerimiz okunduğunda “Bu eski insanların masalları!” diyene, yakında onun burnunu dağlayıp damga basarız. [74,11-26; 6,25; 8,31; 46,17]
Ömer Nasuhi Bilmen:
(10-12) Ve itaat gösterme her çok yemîn edene, âdî fikirli olana. Daima kusur arayana. Lâf götürüp getirene. Hayırdan men´e çalışıp durana, haddi tecavüz edene, çok günahkâr olana.
Yaşar Nuri Öztürk:
Şunların hiçbirine eğilme, uyma: Çok yemin eden, bayağı-alçak,
Bekir Sadak:
Onun havada olan burnunu yakinda yere surtecegiz.
İbni Kesir:
Sen
Adem Uğur:
Şunların hiçbirine itâat etme: Yemin edip duran, aşağılık,
İskender Ali Mihr:
Lüzumsuz yere çok yemin edenlerin hiçbirine itaat etme.
Celal Yıldırım:
(10-11-12-13-14) Çok yemin eden, değersiz alçak, kusur araştırıp leke süren, ikiyüzlülük edip söz götürüp getiren, hayra hep engel olan, saldırgan olup hakları çiğneyen, günah işleyen, kaba ve şerefsiz ve sonra da soysuz olan hiçbir kimseye —mal ve oğullar sahibi de olsa— boyun eğme.
Tefhim ul Kuran:
Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık,
Fransızca:
Et n'obéis à aucun grand jureur, méprisable,
İspanyolca:
¡No obedezcas a ningún vil jurador.
İtalyanca:
Non dare ascolto ad alcun miserabile spergiuro,
Almanca:
Und höre nicht auf jeden erniedrigten Viel-Schwörenden,
Çince:
你不要顺从每个妄誓的、卑贱的、
Hollandaca:
Maar geloof niemand die ieder oogenblik zweert en een verachtelijke is.
Rusça:
Не повинуйся всякому расточителю клятв, презренному,
Somalice:
Ha maqlin dhaar badane dhammaantiis oo dullaysan.
Swahilice:
Wala usimt'ii kila mwingi wa kuapa wa kudharauliwa,
Uygurca:
قەسەمخور، پەس، غەيۋەتخور، سۇخەنچى، بېخىل، ھەددىدىن ئاشقۇچى، گۇناھكار، قوپال، ئۇنىڭ ئۈستىگە ھارامدىن بولغان ئادەم (يەنى ۋەلىد ئىبن مۇغىرە) گە ئىتائەت قىلمىغىن
Japonca:
あなたは,卑劣な誓いをたてるどんな者にも屈従してはならない。
Arapça (Ürdün):
«ولا تطع كل حلاف» كثير الحلف بالباطل «مهين» حقير.
Hintçe:
और तुम (कहीं) ऐसे के कहने में न आना जो बहुत क़समें खाता ज़लील औक़ात ऐबजू
Tayca:
และเจ้าอย่าปฏิบัติตามทุกคนที่เป็นนักสาบานที่ต่ำช้า
İbranice:
ואל תקשיב לשקרן אשר נשבע לחינם
Hırvatça:
i ne slušaj nijednog krivokletnika, prezrena,
Rumence:
Nu da ascultare celui care se tot jură, însă este om de nimic,
Transliteration:
Wala tutiAA kulla hallafin maheenin
Türkçe:
Şunların hiçbirine eğilme, uyma: Çok yemin eden, bayağı-alçak,
Sahih International:
And do not obey every worthless habitual swearer
İngilizce:
Heed not the type of despicable men,- ready with oaths,
Azerbaycanca:
(Ya Peyğəmbər!) İtaət etmə (yalan yerə) hər and içənə, alçağa;
Süleyman Ateş:
Şunların hiçbirine ita'at etme: Yemin edip duran aşağılık,
Diyanet Vakfı:
Şunların hiçbirine itaat etme: yemin edip duran, aşağılık,
Erhan Aktaş:
Hiç durmadan yemin eden(1) düzenbazlara boyun eğme.
Kral Fahd:
(Rasûlüm!) Alabildiğine yemin eden, kimselerden hiçbirine, sakın boyun eğme.
Hasan Basri Çantay:
(10-11-12-13) (Doğruya da, eğriye de) alabildiğine yemîn eden, izzet-i nefsi bulunmayan, (ötekini berikini) dâima ayıblayan, (gammazlıkla) lâf getirib götürmiye koşan, (insanları) hayırdan durmayıb men´eyleyen aşırı zaalim, çok günahkâr, kaba, haşin, bütün bunlardan başka da kulağı kesik (damgalı soysuz) olan her kişiyi tanıma (onlara boyun eğme)!
Muhammed Esed:
Ayrıca, yemin edip duran alçağa uyma,
Gültekin Onan:
Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık,
Ali Fikri Yavuz:
Bir de tanıma (haklı haksız) her çok yemin edeni, değersizi
Portekizce:
E jamais escutes a algum perjuro desprezível,
İsveççe:
Och lyssna inte till den som är färdig att svära på allt
Farsça:
و از هر سوگند خورده زبون و فرومایه فرمان مبر،
Kürtçe:
گوێڕایەڵی مەکە بۆ ھیچ سوێند خۆرێکی پەست وڕیسوا (ی درۆزن)
Özbekçe:
Итоат қилма! Ҳар бир қасамхўр, пасткашга.
Malayca:
Dan janganlah engkau (berkisar dari pendirianmu yang benar, dan jangan) menurut kemahuan orang yang selalu bersumpah, lagi yang hina (pendapatnya dan amalannya), -
Arnavutça:
dhe mos ju përul ti atyre që betohen (rrejshëm), e që janë të poshtër,
Bulgarca:
И не се покорявай на онзи, който все се кълне и е жалък,
Sırpça:
и не слушај ниједног кривоклетника, презреног,
Çekçe:
Neposlouchej žádného křivopřísežníka hnusného,
Urduca:
ہرگز نہ دبو کسی ایسے شخص سے جو بہت قسمیں کھانے والا بے وقعت آدمی ہے
Tacikçe:
Ба ҳар фурӯмояе (пасте), ки бисёр: савганд мехӯрад пайравӣ макун:
Tatarca:
Итагать итмә һәр күп ант итүче җиңел гакыллы ялганчыга.
Endonezyaca:
Dan janganlah kamu ikuti setiap orang yang banyak bersumpah lagi hina,
Amharca:
ወራዳንም ሁሉ አትታዘዝ፡፡
Tamilce:
அதிகம் சத்தியம் செய்பவன், அற்பமானவன் ஒவ்வொருவனுக்கும் கீழ்ப்படியாதீர்!
Korece:
비열한 그들의 맹세에 귀를 기울지 말라
Vietnamca:
Ngươi đừng nghe theo những kẻ có thói quen thề thốt một cách vô bổ và đáng khinh.
Ayet Linkleri: