Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

67

Sûredeki Ayet No: 

25

Ayet No: 

5266

Sayfa No: 

563

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا الْوَعْدُ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ

Çeviriyazı: 

veyeḳûlûne metâ hâẕe-lva`dü in küntüm ṣâdiḳîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Onlar): "Doğru iseniz bu tehdit ne zaman olacak?" diyorlar

Diyanet İşleri: 

Doğru sözlü iseniz bildirin bu azap sözü ne zamandır? derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve derler ki: Bu vait, ne vakit yerine gelecek doğru söylüyorsanız.

Şaban Piriş: 

"Bu vaat ne zaman gerçekleşecek, eğer doğru söylüyorsanız?" derler.

Edip Yüksel: 

"Doğru iseniz, bu söz ne zaman gerçekleşecek?" derler.

Ali Bulaç: 

Derler ki: "Eğer doğru söylüyorsanız, şu tehdit (ettiğiniz azap) ne zamanmış?"

Suat Yıldırım: 

Ama onlar yalnızca şunu soruyorlar: “Eğer iddianızda tutarlı iseniz, bu vaad yani inanmadığımız takdirde geleceğini bildirip tehdid ettiğin azap ne zaman?

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve derler ki: «Şu vaadedilen, ne zamandır, eğer sâdıklar oldu iseniz?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Derler ki: "Eğer doğru sözlülerseniz, bu vaat de zaman?"

Bekir Sadak: 

(1-2) Nun

İbni Kesir: 

Derler ki: Doğru sözlüler iseniz, bildirin ne zamandır bu vaad?

Adem Uğur: 

Doğru sözlü iseniz (söyleyin), bu tehdit hani ne zaman (gerçekleşecek)? derler.

İskender Ali Mihr: 

Ve: “Eğer siz, (sözünüzde) sadıksanız, bu (azap) vaadiniz ne zaman?” derler.

Celal Yıldırım: 

(İnkarcı maddeciler) derler ki: Eğer doğru kimseler iseniz bu vaad (azâb tehdidi) ne zaman ?

Tefhim ul Kuran: 

Derler ki: «Eğer siz doğru sözlüler iseniz, şu tehdit (ettiğiniz azab) ne zamanmış?»

Fransızca: 

Et ils disent : "A quand cette promesse si vous êtes véridiques ? ".

İspanyolca: 

Y dicen: «¿Cuándo se cumplirá esta amenaza, si es verdad lo que decís?»

İtalyanca: 

Dicono: «A quando questa promessa? [Ditecelo, ] se siete veridici».

Almanca: 

Und sie sagen: "Wann ist diese Androhung, solltet ihr wahrhaftig sein?"

Çince: 

他们说:这个警告甚么时候实现呢?如果你们是诚实的人。

Hollandaca: 

Zij zeggen: Wanneer zal deze bedreiging verwezenlijkt worden, indien gij de waarheid spreekt?

Rusça: 

Они говорят: "Когда же наступит обещанное, если вы говорите правду?"

Somalice: 

Waxay dhihi Gaaladu waa goorma Waqtiguu dhici waxa naloogu gooddin haddaad run sheegaysaan.

Swahilice: 

Na wanasema: Lini ahadi hii, ikiwa mnasema kweli?

Uygurca: 

ئۇلار: «ئەگەر سىلەر راستچىل بولساڭلار، بۇ ۋەدە قاچان ئىشقا ئاشۇرۇلىدۇ» دەيدۇ

Japonca: 

かれら(不信者)は,「もしあなたがたの言葉が真実なら,この契約は何時(果たされるの)であろうか。」と言う。

Arapça (Ürdün): 

«ويقولون» للمؤمنين «متى هذا الوعد» وعد الحشر «إن كنتم صادقين» فيه.

Hintçe: 

और कुफ्फ़ार कहते हैं कि अगर तुम सच्चे हो तो (आख़िर) ये वायदा कब (पूरा) होगा

Tayca: 

และพวกเขากล่าวว่า เมื่อใดเล่าสัญญานี้จะเกิดขึ้น หากพวกท่านเป็นผู้สัตย์จริง

İbranice: 

ויגידו: 'מתי תתגשם ההבטחה הזאת (יום תחיית- המתים,) אם צדק תדברו

Hırvatça: 

A oni govore: "Kad će već jednom ta prijetnja, ako istinu govorite?!"

Rumence: 

Ei vor spune: “Când se va împlini această făgăduială, dacă spuneţi adevărul?”

Transliteration: 

Wayaqooloona mata hatha alwaAAdu in kuntum sadiqeena

Türkçe: 

Derler ki: "Eğer doğru sözlülerseniz, bu vaat de zaman?"

Sahih International: 

And they say, "When is this promise, if you should be truthful?"

İngilizce: 

They ask: When will this promise be (fulfilled)? - If ye are telling the truth.

Azerbaycanca: 

Onlar (müşriklər) deyirlər: “Əgər doğru danışanlardansınızsa, (bir xəbər verin görək) bu və’d (haqq-hesab, cəza) nə vaxt yerinə yetəcəkdir?”

Süleyman Ateş: 

Doğru (söylüyor) iseniz bu tehdid(ettiğiniz azab) ne zaman gelecek? diyorlar.

Diyanet Vakfı: 

"Doğru sözlü iseniz (söyleyin), bu tehdit hani ne zaman (gerçekleşecek)?" derler.

Erhan Aktaş: 

“Eğer doğru söylüyorsanız, yaptığınız bu uyarı ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar.

Kral Fahd: 

«Doğru sözlü iseniz (söyleyin), bu tehdit hani ne zaman (gerçekleşecek)?» derler.

Hasan Basri Çantay: 

(Kâfirler, mü´minlere istihza ile) «Eğer siz doğru söyleyenlerseniz şu va´din (tehdîdin tehakkuku) ne zaman?» derler.

Muhammed Esed: 

Ama onlar (yalnızca şunu) soruyorlar: "Bu vaad ne zaman gerçekleşecek? (Buna cevap verin, ey inananlar,) eğer doğru sözlü insanlar iseniz!"

Gültekin Onan: 

Derler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey Rasûlüm, Mekke kâfirleri sana) diyorlar ki: “- Eğer doğru söylüyorsanız, (azabın vukuuna dair bize haber verdiğin) bu vaad ne zaman (gerçekleşmiş olacak)?”

Portekizce: 

Porém, perguntaram: Quando se cumprirá tal promessa? Dizei-nos, se estais certos.

İsveççe: 

Men de frågar: "När skall detta löfte infrias, om det ni säger är sanning?"

Farsça: 

و می گویند: اگر راستگویید این وعده وقوع [رستاخیز] کی خواهد بود؟

Kürtçe: 

(بێ بڕواکان بە گاڵتەوە) دەڵێن: ئەم بەڵێنە (بە ھاتنی ڕۆژی دوایی) کەی دەبێت ئەگەر ڕاست دەکەن

Özbekçe: 

Ва улар: «Агар ростгўй бўлсангиз, бу ваъда қачон бўлади?» дерлар.

Malayca: 

Dan mereka (yang ingkar) berkata: "Bilakah datangnya (hari kiamat) yang dijanjikan itu, jika betul kamu orang-orang yang benar?"

Arnavutça: 

E ata thonë: “Kur është ky premtim (caktojeni), nëse thoni të vërtetën?!”

Bulgarca: 

И казват: “Кога [ще се сбъдне] това обещание, ако говорите истината?”

Sırpça: 

А они говоре: „Кад ће већ једном та претња, ако истину говорите?!“

Çekçe: 

A ptají se: 'A kdy se tento slib splní, jste-li pravdomluvní?'

Urduca: 

یہ کہتے ہیں "اگر تم سچے ہو تو بتاؤ یہ وعدہ کب پورا ہوگا؟"

Tacikçe: 

Мегӯянд: «Агар рост мегӯед, ин ваъда чӣ вақт фаро мерасад?»

Tatarca: 

Кәферләр әйтәләр: "вәгъдә ителгән кыямәт көне кайчан була, дөрес сөйләүчеләрдән булсагыз, әйтегез?" – дип.

Endonezyaca: 

Dan mereka berkata: "Kapankah datangnya ancaman itu jika kamu adalah orang-orang yang benar?"

Amharca: 

«እውነተኞችም እንደኾናችሁ ይህ ቀጠሮ መቼ ነው?» ይላሉ፡፡

Tamilce: 

“நீங்கள் உண்மையாளர்களாக இருந்தால் (மறுமையில் அல்லாஹ்விடம் நாங்கள் எழுப்பப்படுவோம் என்ற) இந்த வாக்கு எப்பொழுது நிகழும் (என்று எங்களுக்கு அறிவியுங்கள்!)” என அவர்கள் கூறுகிறார்கள்.

Korece: 

그러나 그들은 그대가 진실 을 말하고 있을 때 이 약속이 언 제 실행되느뇨 라고 물으매

Vietnamca: 

(Những kẻ phủ nhận sự Phục Sinh) nói: “Lời hứa này khi nào sẽ xảy ra nếu các ngươi nói thật?”