Arapça:
قُلْ هُوَ الَّذِي ذَرَأَكُمْ فِي الْأَرْضِ وَإِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
Çeviriyazı:
ḳul hüve-lleẕî ẕera'eküm fi-l'arḍi veileyhi tuḥşerûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "Sizi yerden üreten O'dur ve O'na toplanıp götürüleceksiniz."
Diyanet İşleri:
Sizi yerde yaratıp yayan O'dur ve O'nun huzurunda toplanacaksınız.
Abdulbakî Gölpınarlı:
De ki: O, öylesine bir mabuttur ki sizi yaratmıştır yeryüzünde ve gene de tapısında toplanacaksınız.
Şaban Piriş:
De ki: Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan O'dur ancak O'nun huzuruna gelip toplanacaksınız.
Edip Yüksel:
De ki, "Sizi yeryüzünde üreten O'dur ve siz O'nun huzurunda toplanacaksınız."
Ali Bulaç:
De ki: "Sizi yeryüzünde üretip-türeten O'dur. Siz O'na toplanıp götürüleceksiniz."
Suat Yıldırım:
Sizi yeryüzünde yaratıp zürriyet halinde yayan O'dur. Ölümden sonra da diriltilip yine O’nun huzurunda toplanacaksınız.
Ömer Nasuhi Bilmen:
De ki: «O, o (Zât)dır ki, sizi yeryüzünde (yaratıp) yaydı ve O´na toplanacaksınız.»
Yaşar Nuri Öztürk:
De ki: "Sizi, yeryüzünde yaratıp yayan O'dur. O'nun huzurunda haşredileceksiniz."
Bekir Sadak:
De ki: «Suyunuz yere batarsa, soyleyin, size kim temiz bir su kaynagi getirebilir?"
İbni Kesir:
De ki: Sizi yeryüzünde yaratıp yayan O´dur. Ve O´na toplanıp götürüleceksiniz.
Adem Uğur:
De ki: Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan O´dur
İskender Ali Mihr:
De ki: “Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan O´dur. Ve O´na haşrolunacaksınız (huzurunda toplanacaksınız).”
Celal Yıldırım:
De ki: Sizi üretip yeryüzüne yayan O´dur. Ve siz ancak diriltilip hepiniz 0*nun huzurunda toplanacaksınız.
Tefhim ul Kuran:
De ki: «Sizi yeryüzünde üretip türeten O´dur. Siz O´na toplanıp götürüleceksiniz.»
Fransızca:
Dis : "C'est Lui qui vous a répandus sur la terre, et c'est vers Lui que vous serez rassemblés".
İspanyolca:
Di: «Él es Quien os ha diseminado por la tierra. Y hacia Él seréis congregados».
İtalyanca:
Di': «Egli è Colui che vi ha sparsi sulla terra e verso di Lui sarete riuniti».
Almanca:
Sag: "ER ist Derjenige, Der euch auf der Erde vermehren ließ. Und zu Ihm werdet ihr versammelt."
Çince:
你说:他是使你们繁殖於大地上的,你们将来要被集合到他那里。
Hollandaca:
Zeg: Hij is het, die u over de aarde heeft verspreid, en tot hem zult gij bijeen verzameld worden.
Rusça:
Скажи: "Он - Тот, Кто расселил вас по земле, и к Нему вы будете собраны".
Somalice:
Dheh Eebe waa midka dadkow Dhulka idinku beeray isagaana (Qiyaamada) loo soo kulmin doona Dadka.
Swahilice:
Sema: Yeye ndiye aliye kutawanyeni katika ardhi, na kwake mtakusanywa.
Uygurca:
ئېيتقىنكى، «اﷲ سىلەرنى يەر يۈزىدە يارىتىپ كۆپەيتتى، (ھېساب بېرىش ئۈچۈن) اﷲ نىڭ دەرگاھىغا توپلىنىسىلەر»
Japonca:
言ってやるがいい。「かれこそは,あなたがたを地上に分散し繁栄させられた方であり,あなたがたはかれの御許に集められる。」
Arapça (Ürdün):
«قل هو الذي ذرأكم» خلقكم «في الأرض وإليه تحشرون» للحساب.
Hintçe:
कह दो कि वही तो है जिसने तुमको ज़मीन में फैला दिया और उसी के सामने जमा किए जाओगे
Tayca:
จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด พระองค์เป็นผู้ทรงแพร่เผ่าพันธ์ของพวกเจ้าในแผ่นดินและพวกเจ้าจะถูกรวบรวมให้กลับไปหาพระองค์
İbranice:
אמור: 'הוא זה שפיזר אתכם על פני האדמה, ואליו אתם תושבו
Hırvatça:
Reci: "On vas je po Zemlji razasuo i pred Njim ćete biti sakupljeni."
Rumence:
Spune: “El este Cel ce v-a împrăştiat pe pământ şi la El veţi fi iarăşi strânşi.”
Transliteration:
Qul huwa allathee tharaakum fee alardi wailayhi tuhsharoona
Türkçe:
De ki: "Sizi, yeryüzünde yaratıp yayan O'dur. O'nun huzurunda haşredileceksiniz."
Sahih International:
Say, "It is He who has multiplied you throughout the earth, and to Him you will be gathered."
İngilizce:
Say: "It is He Who has multiplied you through the earth, and to Him shall ye be gathered together."
Azerbaycanca:
De: “Sizi yer üzünə yayıb səpələyən Odur. (Qiyamət günü) Onun hüzuruna toplanacaqsınız!”
Süleyman Ateş:
De ki: "Sizi yerde üreten O'dur ve toplanıp O'na götürüleceksiniz."
Diyanet Vakfı:
De ki: Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan O'dur; ancak O'nun huzuruna gelip toplanacaksınız.
Erhan Aktaş:
De ki: “Sizi, yeryüzünde çoğaltıp yayan O’dur. Ve O’na toplanıp götürüleceksiniz.”
Kral Fahd:
De ki: Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan O’dur ancak O’nun huzuruna gelip toplanacaksınız.
Hasan Basri Çantay:
De ki: «O, sizi yer (yüzün) de zürriyet haalinde yaratıb yayandır ve nihayet (hepiniz) ancak Ona toplanıb götürüleceksiniz».
Muhammed Esed:
De ki: "Sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltan O´dur; ve (yeniden dirildiğinizde) O´nun huzurunda toplanacaksınız".
Gültekin Onan:
67:23
Ali Fikri Yavuz:
De ki: “- Yeryüzünde sizi yaratıb öteye beriye dağıtan O’dur. Nihayet (hesab için ahirette) hep O’na toparlanıb götürüleceksiniz.”
Portekizce:
Dize-lhes (mais): Foi Ele Quem vos multiplicou, na terra, e ante Ele sereis congregados.
İsveççe:
Säg: "Det är Han som har låtit er uppfylla jorden och till Honom skall ni samlas åter."
Farsça:
بگو: اوست که شما را در زمین آفرید و به سوی او محشور می شوید.
Kürtçe:
بڵێ: ھەر خوایە کە ئێوەی بڵاوکردوەتەوە لە زەویدا وەھەر لای خواش کۆدەکرێنەوە (لەڕۆژی دواییدا)
Özbekçe:
Сен: «У сизларни ер юзида яратган, кўпайтирган зотдир. Ва Унинг ҳузурига тўпланурсизлар», деб айт.
Malayca:
Katakanlah lagi: "Dia lah yang mengembangkan kamu di bumi, dan kepadaNyalah kamu akan dihimpunkan".
Arnavutça:
Thuaj: “Ai ju ka krijuar të shpërndarë nëpër Tokë dhe para Tij do të tuboheni (për llogari)”.
Bulgarca:
Кажи: “Той е, Който ви намножи по земята и при Него ще бъдете събрани.”
Sırpça:
Реци: „Он вас је по Земљи разасуо и пред Њим ћете да будете сакупљени.“
Çekçe:
Rci: 'On je ten, kdo rozšířil vás po zemi - a k Němu budete shromážděni.'
Urduca:
اِن سے کہو، اللہ ہی ہے جس نے تمہیں زمین میں پھیلایا اور اسی کی طرف تم سمیٹے جاؤ گے
Tacikçe:
Бигӯ: «Ӯст, ки шуморо дар замин офарид ва дар қиёмат назди Ӯ ҷамъ оварда мешавед».
Tatarca:
Әйт: "Ул – Аллаһ сезне җирдә яратты, вә Аның хозурына кубарылырсыз".
Endonezyaca:
Katakanlah: "Dialah Yang menjadikan kamu berkembang biak di muka bumi, dan hanya kepada-Nya-lah kamu kelak dikumpulkan".
Amharca:
«እርሱ ያ በምድር ላይ የበተናቸሁ ነው፡፡ ወደእርሱም ትሰበሰባላችሁ» በላቸው፡፡
Tamilce:
(நபியே!) கூறுவீராக! அவன்தான் உங்களை பூமியில் (பல ஊர்களில், பல நாடுகளில்) பரப்பினான். இன்னும், அவன் பக்கமே நீங்கள் (மறுமையில்) ஒன்று திரட்டப்படுவீர்கள்.
Korece:
일러가로되 대지 위에 너희 를 번성케 하신 분이 하나님이시 거늘 너희 모두가 그분께로 집합 되노라
Vietnamca:
Ngươi hãy nói với chúng: “Chính Ngài đã phân tán các ngươi khắp nơi trên trái đất, và (rồi đây) các ngươi sẽ được tập trung đưa về trình diện Ngài.”
Ayet Linkleri: