Arapça:
وَلَقَدْ كَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ
Çeviriyazı:
veleḳad keẕẕebe-lleẕîne min ḳablihim fekeyfe kâne nekîr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Andolsun, onlardan öncekiler de yalanladılar. Ama beni inkâr nasıl oldu?
Diyanet İşleri:
And olsun ki, bunlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Beni inkar etmek nasılmış?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve andolsun ki onlardan öncekiler de yalanlamışlardı, derken nasıl da gelip çattı azabım.
Şaban Piriş:
Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Fakat, benim inkârım nasılmış?
Edip Yüksel:
Onlardan öncekiler de inkar etmişti. Beni tanımamak da nasıl mış?
Ali Bulaç:
Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat Beni inkar (etmelerine karşılık verdiğim azap) nasılmış?
Suat Yıldırım:
Onlardan öncekiler de (dini, peygamberleri) yalan saydılar. Ama Ben'im red ve inkâr edişim, intikamım nasıl olurmuş, anladılar!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Muhakkak ki, onlardan evvelkiler tekzîp etmişlerdi. Artık nasıl oldu inkârım?
Yaşar Nuri Öztürk:
Yemin olsun, onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Ama nasıl olmuştu benim azabım?!
Bekir Sadak:
Sizi yerde yaratip yayan O´dur ve O´nun huzurunda toplanacaksiniz.
İbni Kesir:
Andolsun ki
Adem Uğur:
Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu) yalan saymışlardı
İskender Ali Mihr:
Ve andolsun ki, onlardan öncekiler de yalanladılar. O zaman azabım nasıl oldu?
Celal Yıldırım:
And olsun ki, onlardan öncekiler de (hakkı) yalanlamışlardı. Beni tanımamak nasılmış (bir görün) ?
Tefhim ul Kuran:
Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat beni inkâr (etmelerine karşılık verdiğim azab) nasılmış?
Fransızca:
En effet, ceux d'avant eux avaient crié au mensonge. Quelle fut alors Ma réprobation !
İspanyolca:
Quienes fueron antes que ellos desmintieron y ¡cuál no fue Mi reprobación!
İtalyanca:
Invero coloro che li precedettero già tacciarono di menzogna. Quale fu la mia riprovazione!
Almanca:
Und gewiß, bereits leugneten ab diejenigen, die vor ihnen waren. Also wie war denn Meine Mißbilligung?!
Çince:
在他们之前逝去的人们,确已否认众使者,我的谴责是怎样的?
Hollandaca:
Ook zij die vóór u waren, geloofden niet. Hoe vreeselijk was mijn toorn!
Rusça:
Жившие до них сочли это ложью. Каким же было Мое обличение!
Somalice:
Waxaa Eebe beeniyey Gaaladii (reer Makaad) ka horreeyey, sidayse ahayd Ciqaabti Eebe.
Swahilice:
Na bila ya shaka walikwisha kanusha walio kuwa kabla yao; basi kulikuwaje kukasirika kwangu?
Uygurca:
ئۇلاردىن ئىلگىرى ئۆتكەنلەر (پەيغەمبەرلىرىنى) يالغانغا چىقاردى، (ئۇلارنى ئازاب چۈشۈرۈش بىلەن) ئەيىبلىگەنلىكىم قانداق ئىكەن؟
Japonca:
本当にあなたがた以前の者たちも,(わが警告を)嘘であるとした。それであが不興が如何に(恐ろしいもので)あったか。
Arapça (Ürdün):
«ولقد كذب الذين من قبلهم» من الأمم «فكيف كان نكير» إنكاري عليهم بالتكذيب عند إهلاكهم، أي أنه حق.
Hintçe:
और जो लोग उनसे पहले थे उन्होने झुठलाया था तो (देखो) कि मेरी नाख़ुशी कैसी थी
Tayca:
และโดยแน่นอน บรรดา (หมู่ชน) ก่อนหน้าพวกเขาได้ปฏิเสธมาก่อนแล้ว ดังนั้นการปฏิเสธคำเตือนของข้ามีผลเป็นอย่างไร?
İbranice:
אלה שקדמו להם כבר כפרו, וכמה קשה היה העונש
Hırvatça:
A poricali su i oni prije njih, pa kakva je bila osuda Moja!
Rumence:
Cei dinaintea lor au hulit. Şi cum a fost mustrarea Mea!
Transliteration:
Walaqad kaththaba allatheena min qablihim fakayfa kana nakeeri
Türkçe:
Yemin olsun, onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. Ama nasıl olmuştu benim azabım?!
Sahih International:
And already had those before them denied, and how [terrible] was My reproach.
İngilizce:
But indeed men before them rejected (My warning): then how (terrible) was My rejection (of them)?
Azerbaycanca:
Onlardan (Məkkə mürşiklərindən) əvvəlkilər də (öz peyğəmbərlərini) təkzib etmişdilər. (Ya Peyğəmbər! Bir görəydin) Mənim onları cəzalandırmağım (inkar etməyim) necə oldu.
Süleyman Ateş:
Andolsun, onlardan öncekiler de yalanladılar. Ama benim (onların yaptıklarını) inkarım nasıl oldu?
Diyanet Vakfı:
Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu) yalan saymışlardı; ama benim karşılık olarak verdiğim azap nasıl olmuştu!
Erhan Aktaş:
Ant olsun ki, onlardan öncekiler de yalanladılar. Yok saymam nasılmış gördüler.
Kral Fahd:
Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu) yalan saymışlardı; ama benim karşılık olarak verdiğim azap nasıl olmuştu!
Hasan Basri Çantay:
Andolsun ki onlardan evvelkiler de tekzîb etmiş (ler) di. (Bak) benim inkârım (da) nice oldu !
Muhammed Esed:
Doğrusu, daha önce yaşamış olanlar(ın birçoğu) da (Benim uyarılarımı) yalanlamıştı ve Benim (onları) yok sayıp dışlamam ne korkunçtu!
Gültekin Onan:
Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat benim inkarım nasılmış?
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm), doğrusu onlardan (senin kavminden) evvelkiler de (peygamberlerini) yalanlamışlardı. (Bunun için sen üzülme). Fakat beni inkâr etmeleri nasıl oldu, (azabımı bir gerçek olarak bulmadılar mı)!...
Portekizce:
Em verdade, os seus antepassados desmentiram os Meus enviados. Porém, que terrível foi a Minha rejeição!
İsveççe:
Före dem levde helt visst andra som förnekade sanningen - och hur [hård] var inte Min dom över dem!
Farsça:
و مسلماً کسانی که پیش از آنان بودند [آیات خدا و پیامبران را انکار کردند] ، پس [بنگر] عذاب من چگونه بود!
Kürtçe:
سوێند بەخوا بەڕاستی ئەو (گەلانەی) کە لەپێش ئەماندا بوون (پێغەمبەرانی ئێمەیان) بە درۆزن دانا، جا چۆن بوو بەگژدا چوونەوەی ئێمە (لەوان)
Özbekçe:
Ва дарҳақиқат улардан аввалгилари ҳам ёлғонга чиқарган эдилар. Бас инкорим қандай бўлди?!
Malayca:
Dan demi sesungguhnya! orang-orang (kafir) yang terdahulu daripada mereka telah mendustakan (rasul-rasulnya lalu mereka dibinasakan); dengan yang demikian, (perhatikanlah) bagaimana buruknya kesan kemurkaanKu.
Arnavutça:
Me të vërtetë, i kanë konsideruar gënjeshtarë ata që kanë qenë përpara këtyre. E sa i ashpër ka qenë dënimi (pezmi) Im!
Bulgarca:
И онези преди тях отричаха. А какво бе Моето наказание!
Sırpça:
А порицали су и они пре њих, па каква је била Моја осуда!
Çekçe:
Již ti, kdo před nimi byli, posly za lháře prohlásili. A jaká byla Má nevole?
Urduca:
اِن سے پہلے گزرے ہوئے لوگ جھٹلا چکے ہیں پھر دیکھ لو کہ میری گرفت کیسی سخت تھی
Tacikçe:
Албатта касоне, ки пеш аз онҳо буданд, паёмбаронро дурӯғ бароварданд. Пас азоби Ман чӣ гуна буд!
Tatarca:
Тәхкыйк бу кәферләрдән элгәреге кәферләр пәйгамбәрләрне ялганга тоттылар, аларга Минем мәкерем, ґәзаб белән тотмаклыгым ничек булды?
Endonezyaca:
Dan sesungguhnya orang-orang yang sebelum mereka telah mendustakan (rasul-rasul-Nya). Maka alangkah hebatnya kemurkaan-Ku.
Amharca:
እነዚያም ከእነርሱ በፊት የነበሩት በእርግጥ አስተባበሉ፡፡ ጥላቻዬም እንዴት ነበር!
Tamilce:
இவர்களுக்கு முன்னர் இருந்தவர்களும் திட்டவட்டமாக பொய்ப்பித்தனர். ஆக, எனது மறுப்பு(ம் மாற்றமும்) எப்படி இருந்தது? (என்று சிந்தித்து பாருங்கள்!)
Korece:
실로 그들 이전 백성들이 나의 경고를 거역했을 때 그들 위에 내려진 나의 벌이 얼마나 무서웠 더뇨
Vietnamca:
Quả thật trước chúng đã có những kẻ phủ nhận. Và những kẻ đó đã chịu sự trừng phạt của TA (khủng khiếp) thế nào?
Ayet Linkleri: