Arapça:
وَإِن يَرَوْا كِسْفًا مِّنَ السَّمَاءِ سَاقِطًا يَقُولُوا سَحَابٌ مَّرْكُومٌ
Çeviriyazı:
veiy yerav kisfem mine-ssemâi sâḳiṭay yeḳûlû seḥâbüm merkûm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, "Üst üste yığılmış bulutlardır." derler.
Diyanet İşleri:
Gökten azap olarak düşen bir parça görseler: "Bulut kümesidir" derler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, birbiri üstüne yığılmış bulut derler.
Şaban Piriş:
Eğer, gökten bir parçanın düştüğünü görseler “üst üste yapılmış bir bulut” derler.
Edip Yüksel:
Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, "Bulut kümesidir!" derler.
Ali Bulaç:
Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler.
Suat Yıldırım:
Şayet kendilerinin kötü bir maksatla istedikleri gibi gökten bir parçanın düştüğünü görseler, inatlarından ötürü “Bunlar üst üste yığılmış bulutlardır.” derler. Kendilerine ceza olarak gönderildiğini inkâr ederler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Eğer gökten bir parçanın düşücü olduğunu görseler, derler ki: «Toplanmış bir bulut.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Gökten bir parçanın düştüğünü görseler şöyle derler: "Üstüste yığılmış bulutlar!"
Bekir Sadak:
Batmakta olan yildiza and olsun ki,
İbni Kesir:
Gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler: Birbiri üstüne yığılmış buluttur, derler.
Adem Uğur:
Gökten düşen bir kütle görseler "
İskender Ali Mihr:
Ve eğer gökten bir parça düştüğünü görseler: “Üst üste yığılmış bulutlardır.” derler.
Celal Yıldırım:
Gökten bir kütlenin düştüğünü görseler, birbiri üstüne yığılmış bulut kümesidir derler.
Tefhim ul Kuran:
Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile. «Üst üste katlanıp yığılmış bir buluttur.» derler.
Fransızca:
Et s'ils voient tomber des fragments du ciel, ils disent : "Ce sont des nuages superposés".
İspanyolca:
Si vieran caer parte del cielo, dirían: «Son nubes que se han amontonado».
İtalyanca:
Se vedessero cadere un pezzo di cielo, direbbero: «E' un cumulo di nuvole».
Almanca:
Und wenn sie Bruchstücke vom Himmel fallend sehen, sagen sie: "Dies sind übereinandergeschichtete Wolken."
Çince:
如果他们看见天掉下来一块,他们将说:这是成堆的云彩。
Hollandaca:
Indien zij een deel van den hemel op zich zagen nedervallen. Zouden zij zeggen: het is slechts eene dikke wolk.
Rusça:
Даже если они увидят куски неба падающими, они скажут: "Это скопились облака!"
Somalice:
Hadday arkaan goosin ka mid ah Samada oo soo dhacaysa waxay odhan waa Daruuro is dulsaaran (madax adayg dartiis).
Swahilice:
Na hata wange ona pande linatoka mbinguni linaanguka wange sema: Ni mawingu yaliyo bebana.
Uygurca:
ئەگەر ئۇلار ئاسماننىڭ بىر پارچىسى چۈشۈپ كەتكەنلىكىنى كۆرسە: «بۇ توپلاشقان بۇلۇتتۇر» دەيدۇ
Japonca:
仮令天の一角が(かれらの上に)落ちるのを見ても,かれらは,「積み重なった雲です。」と言うであろう。
Arapça (Ürdün):
(وإن يروا كسفا) بعضا (من السماء ساقطا) عليهم كما قالوا: "" فأسقط علينا كسفا من السماء "" أي تعذيبا لهم (يقولوا) هذا (سحاب مركوم) متراكب نروى به ولا يؤمنون.
Hintçe:
और अगर ये लोग आसमान से कोई अज़ाब (अज़ाब का) टुकड़ा गिरते हुए देखें तो बोल उठेंगे ये तो दलदार बादल है
Tayca:
ครั้นเมื่อพวกเขาเห็นเศษชิ้นหนึ่งร่วงหล่นลงมาจากฟากฟ้า พวกเขาก็กล่าวว่า มันเป็นเพียงก้อนเมฆรวมตัว
İbranice:
ואם יראו חלקים מן השמים נופלים עליהם יאמרו: 'אלה רק עננים מצטברים
Hırvatça:
I kad bi vidjeli da komad neba pada, rekli bi: "Oblaci nagomilani."
Rumence:
Dacă văd o bucată de cer năruindu-se, ei vor spune: “Sunt numai nori vălătuciţi.”
Transliteration:
Wain yaraw kisfan mina alssamai saqitan yaqooloo sahabun markoomun
Türkçe:
Gökten bir parçanın düştüğünü görseler şöyle derler: "Üstüste yığılmış bulutlar!"
Sahih International:
And if they were to see a fragment from the sky falling, they would say, "[It is merely] clouds heaped up."
İngilizce:
Were they to see a piece of the sky falling (on them), they would (only) say: "Clouds gathered in heaps!"
Azerbaycanca:
Əgər onlar göyün bir parçasının (başlarına) düşdüyünü görsələr: “Bulud topasıdır!” – deyərlər (özlərinə əzab gəldiyinə inanmazlar).
Süleyman Ateş:
Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, (yine inatlarından): "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler.
Diyanet Vakfı:
Gökten düşen bir kütle görseler "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler.
Erhan Aktaş:
Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, “Üst üste yığılmış bulutlardır.” derler!(1)
Kral Fahd:
Gökten düşen bir kütle görseler «Üst üste yığılmış bulutlardır» derler.
Hasan Basri Çantay:
Eğer gökden bir parça düşer görseler «(Bu), derler, birbiri üstüne yığılmış bir bulutdur».
Muhammed Esed:
Ama onlar, (hakikati) görmeyi reddedenler, gökyüzünde bir parçanın düşmekte olduğunu görselerdi, (yalnızca) "O, bir bulut yığını(ndan ibaret)tir!" derlerdi.
Gültekin Onan:
Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "
Ali Fikri Yavuz:
Eğer gökten bir parça düşerken görseler, birbiri üzerine yığılıb yoğunlaşmış bir bulutdur, derler.
Portekizce:
E se vissem desabar um fragmento do céu, diriam: São nuvens saturadas!
İsveççe:
OCH OM de skulle se ett stycke av himlen störta ned, skulle de säga: "Det är ingenting annat än moln som tornar upp sig!"
Farsça:
و اگر پاره سنگی در حال سقوط از آسمان ببینند [فکر نمی کنند عذاب است، بلکه چنان بر انکار حق اصرار دارند که] می گویند: ابری متراکم است!
Kürtçe:
وە ئەگەر پارچەیەك لە ئاسمان ببینن بکەوێتە خوارەوە ئەڵێن: (ئەمە) ھەورێکی بەسەریەکدا کەوتووە (بارانمان بۆ دەبارێنێ)
Özbekçe:
Агар улар бошларига тушаётган парчани кўрсалар ҳам, тўпланган булут, дерлар.
Malayca:
Dan kiranya mereka melihat sepotong besar dari langit gugur (untuk menimpa mereka), mereka akan berkata: "(Itu adalah) awan yang bertompok - berlapis- lapis!"
Arnavutça:
Dhe, sikur të shihni se po bie një copë nga qielli, do të thoshin: “Retë e grumbulluara!”
Bulgarca:
И дори да видят отломък, падащ от небето, казват: “Скупчени облаци.”
Sırpça:
И кад би видели да пада комад неба, рекли би: „Нагомилани облаци.“
Çekçe:
A i kdyby viděli kusy nebe padat, určitě by říkali: 'To jsou jen mraky zhuštěné.'
Urduca:
یہ لوگ آسمان کے ٹکڑے بھی گرتے ہوئے دیکھ لیں تو کہیں گے یہ بادل ہیں جو امڈے چلے آ رہے ہیں
Tacikçe:
Агар бингаранд, ки қитъае аз осмон фурӯ меафтад, мегӯянд: «Абрест мутароким (қабат-қабат ҷамъшуда)».
Tatarca:
Әгәр алар үзләрен һәлак итәр өчен күктән килгән бер кисәкне күрсәләр, алар әйтәләр: "Бергә оешкан болытлар безгә яңгыр алып киләдер", – дип.
Endonezyaca:
Jika mereka melihat sebagian dari langit gugur, mereka akan mengatakan: "Itu adalah awan yang bertindih-tindih".
Amharca:
ከሰማይም ቁራጭን (በእነርሱ ላይ) ወዳቂ ኾኖ ቢያዩ ኖሮ «ይህ የተደራረበ ደመና ነው» ይሉ ነበር፡፡
Tamilce:
(அவர்களை அழிப்பதற்காக) வானத்தில் இருந்து விழக்கூடிய (வானத்தின்) துண்டுகளை அவர்கள் பார்த்தால், “(இது) ஒன்று சேர்ந்த மேகங்கள்” என்று கூறுவார்கள். (நம்பிக்கை கொள்ள மாட்டார்கள்.)
Korece:
그들은 그들 위에 떨어지는 하늘의 조각을 보고서도 이것은 구름덩어리라고 그들은 말할 것이라
Vietnamca:
Nếu chúng thấy một mảnh vỡ từ trên trời rơi xuống, chúng sẽ nói: “(Đó chỉ là) những đám mây chồng chất lên nhau (rất đỗi bình thường, chẳng có gì nghiêm trọng và to tát cả)!”
Ayet Linkleri: