Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

52

Sûredeki Ayet No: 

44

Ayet No: 

4779

Sayfa No: 

525

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِن يَرَوْا كِسْفًا مِّنَ السَّمَاءِ سَاقِطًا يَقُولُوا سَحَابٌ مَّرْكُومٌ

Çeviriyazı: 

veiy yerav kisfem mine-ssemâi sâḳiṭay yeḳûlû seḥâbüm merkûm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, "Üst üste yığılmış bulutlardır." derler.

Diyanet İşleri: 

Gökten azap olarak düşen bir parça görseler: "Bulut kümesidir" derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, birbiri üstüne yığılmış bulut derler.

Şaban Piriş: 

Eğer, gökten bir parçanın düştüğünü görseler “üst üste yapılmış bir bulut” derler.

Edip Yüksel: 

Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, "Bulut kümesidir!" derler.

Ali Bulaç: 

Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler.

Suat Yıldırım: 

Şayet kendilerinin kötü bir maksatla istedikleri gibi gökten bir parçanın düştüğünü görseler, inatlarından ötürü “Bunlar üst üste yığılmış bulutlardır.” derler. Kendilerine ceza olarak gönderildiğini inkâr ederler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Eğer gökten bir parçanın düşücü olduğunu görseler, derler ki: «Toplanmış bir bulut.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Gökten bir parçanın düştüğünü görseler şöyle derler: "Üstüste yığılmış bulutlar!"

Bekir Sadak: 

Batmakta olan yildiza and olsun ki,

İbni Kesir: 

Gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler: Birbiri üstüne yığılmış buluttur, derler.

Adem Uğur: 

Gökten düşen bir kütle görseler &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve eğer gökten bir parça düştüğünü görseler: “Üst üste yığılmış bulutlardır.” derler.

Celal Yıldırım: 

Gökten bir kütlenin düştüğünü görseler, birbiri üstüne yığılmış bulut kümesidir derler.

Tefhim ul Kuran: 

Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile. «Üst üste katlanıp yığılmış bir buluttur.» derler.

Fransızca: 

Et s'ils voient tomber des fragments du ciel, ils disent : "Ce sont des nuages superposés".

İspanyolca: 

Si vieran caer parte del cielo, dirían: «Son nubes que se han amontonado».

İtalyanca: 

Se vedessero cadere un pezzo di cielo, direbbero: «E' un cumulo di nuvole».

Almanca: 

Und wenn sie Bruchstücke vom Himmel fallend sehen, sagen sie: "Dies sind übereinandergeschichtete Wolken."

Çince: 

如果他们看见天掉下来一块,他们将说:这是成堆的云彩。

Hollandaca: 

Indien zij een deel van den hemel op zich zagen nedervallen. Zouden zij zeggen: het is slechts eene dikke wolk.

Rusça: 

Даже если они увидят куски неба падающими, они скажут: "Это скопились облака!"

Somalice: 

Hadday arkaan goosin ka mid ah Samada oo soo dhacaysa waxay odhan waa Daruuro is dulsaaran (madax adayg dartiis).

Swahilice: 

Na hata wange ona pande linatoka mbinguni linaanguka wange sema: Ni mawingu yaliyo bebana.

Uygurca: 

ئەگەر ئۇلار ئاسماننىڭ بىر پارچىسى چۈشۈپ كەتكەنلىكىنى كۆرسە: «بۇ توپلاشقان بۇلۇتتۇر» دەيدۇ

Japonca: 

仮令天の一角が(かれらの上に)落ちるのを見ても,かれらは,「積み重なった雲です。」と言うであろう。

Arapça (Ürdün): 

(وإن يروا كسفا) بعضا (من السماء ساقطا) عليهم كما قالوا: "" فأسقط علينا كسفا من السماء "" أي تعذيبا لهم (يقولوا) هذا (سحاب مركوم) متراكب نروى به ولا يؤمنون.

Hintçe: 

और अगर ये लोग आसमान से कोई अज़ाब (अज़ाब का) टुकड़ा गिरते हुए देखें तो बोल उठेंगे ये तो दलदार बादल है

Tayca: 

ครั้นเมื่อพวกเขาเห็นเศษชิ้นหนึ่งร่วงหล่นลงมาจากฟากฟ้า พวกเขาก็กล่าวว่า มันเป็นเพียงก้อนเมฆรวมตัว

İbranice: 

ואם יראו חלקים מן השמים נופלים עליהם יאמרו: 'אלה רק עננים מצטברים

Hırvatça: 

I kad bi vidjeli da komad neba pada, rekli bi: "Oblaci nagomilani."

Rumence: 

Dacă văd o bucată de cer năruindu-se, ei vor spune: “Sunt numai nori vălătuciţi.”

Transliteration: 

Wain yaraw kisfan mina alssamai saqitan yaqooloo sahabun markoomun

Türkçe: 

Gökten bir parçanın düştüğünü görseler şöyle derler: "Üstüste yığılmış bulutlar!"

Sahih International: 

And if they were to see a fragment from the sky falling, they would say, "[It is merely] clouds heaped up."

İngilizce: 

Were they to see a piece of the sky falling (on them), they would (only) say: "Clouds gathered in heaps!"

Azerbaycanca: 

Əgər onlar göyün bir parçasının (başlarına) düşdüyünü görsələr: “Bulud topasıdır!” – deyərlər (özlərinə əzab gəldiyinə inanmazlar).

Süleyman Ateş: 

Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, (yine inatlarından): "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler.

Diyanet Vakfı: 

Gökten düşen bir kütle görseler "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler.

Erhan Aktaş: 

Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, “Üst üste yığılmış bulutlardır.” derler!(1)

Kral Fahd: 

Gökten düşen bir kütle görseler «Üst üste yığılmış bulutlardır» derler.

Hasan Basri Çantay: 

Eğer gökden bir parça düşer görseler «(Bu), derler, birbiri üstüne yığılmış bir bulutdur».

Muhammed Esed: 

Ama onlar, (hakikati) görmeyi reddedenler, gökyüzünde bir parçanın düşmekte olduğunu görselerdi, (yalnızca) "O, bir bulut yığını(ndan ibaret)tir!" derlerdi.

Gültekin Onan: 

Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Eğer gökten bir parça düşerken görseler, birbiri üzerine yığılıb yoğunlaşmış bir bulutdur, derler.

Portekizce: 

E se vissem desabar um fragmento do céu, diriam: São nuvens saturadas!

İsveççe: 

OCH OM de skulle se ett stycke av himlen störta ned, skulle de säga: "Det är ingenting annat än moln som tornar upp sig!"

Farsça: 

و اگر پاره سنگی در حال سقوط از آسمان ببینند [فکر نمی کنند عذاب است، بلکه چنان بر انکار حق اصرار دارند که] می گویند: ابری متراکم است!

Kürtçe: 

وە ئەگەر پارچەیەك لە ئاسمان ببینن بکەوێتە خوارەوە ئەڵێن: (ئەمە) ھەورێکی بەسەریەکدا کەوتووە (بارانمان بۆ دەبارێنێ)

Özbekçe: 

Агар улар бошларига тушаётган парчани кўрсалар ҳам, тўпланган булут, дерлар.

Malayca: 

Dan kiranya mereka melihat sepotong besar dari langit gugur (untuk menimpa mereka), mereka akan berkata: "(Itu adalah) awan yang bertompok - berlapis- lapis!"

Arnavutça: 

Dhe, sikur të shihni se po bie një copë nga qielli, do të thoshin: “Retë e grumbulluara!”

Bulgarca: 

И дори да видят отломък, падащ от небето, казват: “Скупчени облаци.”

Sırpça: 

И кад би видели да пада комад неба, рекли би: „Нагомилани облаци.“

Çekçe: 

A i kdyby viděli kusy nebe padat, určitě by říkali: 'To jsou jen mraky zhuštěné.'

Urduca: 

یہ لوگ آسمان کے ٹکڑے بھی گرتے ہوئے دیکھ لیں تو کہیں گے یہ بادل ہیں جو امڈے چلے آ رہے ہیں

Tacikçe: 

Агар бингаранд, ки қитъае аз осмон фурӯ меафтад, мегӯянд: «Абрест мутароким (қабат-қабат ҷамъшуда)».

Tatarca: 

Әгәр алар үзләрен һәлак итәр өчен күктән килгән бер кисәкне күрсәләр, алар әйтәләр: "Бергә оешкан болытлар безгә яңгыр алып киләдер", – дип.

Endonezyaca: 

Jika mereka melihat sebagian dari langit gugur, mereka akan mengatakan: "Itu adalah awan yang bertindih-tindih".

Amharca: 

ከሰማይም ቁራጭን (በእነርሱ ላይ) ወዳቂ ኾኖ ቢያዩ ኖሮ «ይህ የተደራረበ ደመና ነው» ይሉ ነበር፡፡

Tamilce: 

(அவர்களை அழிப்பதற்காக) வானத்தில் இருந்து விழக்கூடிய (வானத்தின்) துண்டுகளை அவர்கள் பார்த்தால், “(இது) ஒன்று சேர்ந்த மேகங்கள்” என்று கூறுவார்கள். (நம்பிக்கை கொள்ள மாட்டார்கள்.)

Korece: 

그들은 그들 위에 떨어지는 하늘의 조각을 보고서도 이것은 구름덩어리라고 그들은 말할 것이라

Vietnamca: 

Nếu chúng thấy một mảnh vỡ từ trên trời rơi xuống, chúng sẽ nói: “(Đó chỉ là) những đám mây chồng chất lên nhau (rất đỗi bình thường, chẳng có gì nghiêm trọng và to tát cả)!”