Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

62

Sûredeki Ayet No: 

10

Ayet No: 

5187

Sayfa No: 

554

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَإِذَا قُضِيَتِ الصَّلَاةُ فَانتَشِرُوا فِي الْأَرْضِ وَابْتَغُوا مِن فَضْلِ اللَّهِ وَاذْكُرُوا اللَّهَ كَثِيرًا لَّعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Çeviriyazı: 

feiẕâ ḳuḍiyeti-ṣṣâletü fenteşirû fi-l'arḍi vebtegû min faḍli-llâhi veẕkürü-llâhe keŝîral le`alleküm tüfliḥûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan (nasibinizi) arayın. Allah'ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.

Diyanet İşleri: 

Namaz bitince yeryüzüne yayılın; Allah'ın lütfundan rızık isteyin; Allah'ı çok anın ki saadete erişesiniz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Namazı kıldınız mı da artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lutfunu, ihsanını arayın ve çok anın Allah'ı da kurtulup murada erin.

Şaban Piriş: 

Namaz kılındığı zaman da yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfunu arayın, Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa erebilesiniz.

Edip Yüksel: 

Namaz bitince, yeryüzüne yayılarak ALLAH'ın lütfunu arayın ve ALLAH'ı sürekli anmaya devam edin.

Ali Bulaç: 

Artık namazı kılınca, yeryüzünde dağılın. Allah'ın fazlını isteyip-arayın ve Allah'ı çokça zikredin; umulur ki felaha (kurtuluşa ve umduklarınıza) kavuşmuş olursunuz.

Suat Yıldırım: 

Namaz tamamlanınca yeryüzüne yayılın, işinize gücünüze gidin, Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. Felaha ermenizi ümid ederek Allah’ı çok zikrediniz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Sonra namaz kılınmış olunca da artık yeryüzünde dağılın ve Allah´ın fazlından nâsip (arayın) ve Allah´ı çokça zikredin, tâ ki necâta erebilesiniz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Namaz/dua yerine getirilince hemen yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın! Allah'ı çok anın ki, kurtuluşa erebilesiniz.

Bekir Sadak: 

Onlara: «Gelin de Allah´in peygamberi sizin icin magfiret dilesin» dendigi zaman, baslarini cevirirler

İbni Kesir: 

Namaz bitince

Adem Uğur: 

Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah´ın lütfundan isteyin. Allah´ı çok zikredin

İskender Ali Mihr: 

Artık namazı kaza ettiğiniz (kılıp bitirdiğiniz) zaman yeryüzüne yayılın ve Allah´ın fazlından isteyin ve Allah´ı çok zikredin. Umulur ki, böylece siz felâha (kurtuluşa) erersiniz.

Celal Yıldırım: 

Namaz kılınıp (Cum´a) yerine getirilince, yeryüzüne dağılırı da Allah´ın bol nimetinden, geniş lûtfundan (nasibinizi) arayın. Bir de Allah´ı çok anın, ola ki muradınıza erer, umduğunuza kavuşursunuz.

Tefhim ul Kuran: 

Artık namazı kılınca, yeryüzünde dağılın, Allah´ın fazlını isteyip arayın ve Allah´ı çokça zikredin, umulur ki felaha (kurtuluşa ve umduklarınıza) kavuşmuş olursunuz.

Fransızca: 

Puis quand la Salat est achevée, dispersez-vous sur la terre, et recherchez [quelque effet] de la grâce d'Allah, et invoquez beaucoup Allah afin que vous réussissiez.

İspanyolca: 

Terminada la azalá, ¡id a vuestras cosas, buscad el favor de Alá! ¡Recordad mucho a Alá! Quizás, así, prosperéis.

İtalyanca: 

Quando poi l'orazione è conclusa, spargetevi sulla terra in cerca della grazia di Allah, e molto ricordate Allah, affinché possiate avere successo.

Almanca: 

Und wenn das rituelle Gebet beendet wurde, dann zerstreut euch im Lande, strebt von ALLAHs Gunst an und gedenkt ALLAHs viel, damit ihr erfolgreich werdet.

Çince: 

当礼拜完毕的时候,你们当散布在地方上,寻求真主的恩惠,你们应当多多地记念真主,以便你们成功。

Hollandaca: 

En als het gebed is geëindigd, verspreidt u dan door het land als gij wilt; tracht daar Gods vrijgevigheid te winnen, en gedenk God dikwijls, opdat gij voorspoed moogt genieten.

Rusça: 

Когда же намаз завершится, то разойдитесь по земле, ищите милость Аллаха и часто поминайте Его, - быть может, вы преуспеете.

Somalice: 

Markase Salaadda la dhammeeyo Dhulka ku kala faafa, dalbana (doona) khayrka Eebe, Ilaahayna xusa in badan waxaad u dhawdihiin inaad liibaantaan.

Swahilice: 

Na itakapo kwisha Sala, tawanyikeni katika nchi mtafute fadhila za Mwenyezi Mungu, na mkumbukeni Mwenyezi Mungu kwa wingi ili mpate kufanikiwa.

Uygurca: 

ناماز ئوقۇلۇپ بولغاندا (يەنى نامازدىن فارىغ بولغىنىڭلاردىن كېيىن) زېمىنغا تارىلىپ (يەنى ئۆز مەشغۇلاتىڭلار بىلەن بولۇپ)، اﷲ نىڭ پەزلىدىن تەلەپ قىلىڭلار، مەقسىتىڭلارغا ئېرىشىش ئۈچۈن اﷲ نى كۆپ ياد ئېتىڭلار

Japonca: 

礼拝が終ったならば,あなたがたは方々に散り,アッラーの恩恵を求めて,アッラーを讃えて多く唱念しなさい。必ずあなたがたは栄えるであろう。

Arapça (Ürdün): 

«فإذا قضيت الصلاة فانتشروا في الأرض» أمر إباحة «وابتغوا» اطلبوا الرزق «من فضل الله واذكروا الله» ذكرا «كثيرا لعلكم تفلحون» تفوزون، كان صلى الله عليه وسلم يخطب يوم الجمعة فقدمت عير وضرب لقدومها الطبل على العادة فخرج لها الناس من المسجد إلا اثني عشر رجلا فنزلت.

Hintçe: 

फिर जब नमाज़ हो चुके तो ज़मीन में (जहाँ चाहो) जाओ और ख़ुदा के फज़ल (अपनी रोज़ी) की तलाश करो और ख़ुदा को बहुत याद करते रहो ताकि तुम दिली मुरादें पाओ

Tayca: 

ต่อเมื่อการละหมาดได้สิ้นสุดลงแล้ว ก็จงแยกย้ายกันไปตามแผ่นดิน และจงแสวงหาความโปรดปรานของอัลลอฮฺและจงรำลึกถึงอัลลอฮฺให้มาก ๆ เพื่อว่าพวกเจ้าจะได้รับชัยชนะ

İbranice: 

וכאשר תסתיים התפילה, התפזרו בארץ וחפשו את השפע והחסד של אלוהים, והרבו להלל את שמו ואת חסדיו של אלוהים, משום שכך אתם עשויים להצליח

Hırvatça: 

A kad se namaz završi, onda se po zemlji raziđite i za Allahovim dobrima tragajte i Allaha mnogo spominjite, da biste uspjeli.

Rumence: 

Atunci când rugăciunea s-a terminat, răspândiţi-vă prin ţinut şi căutaţi harul lui Dumnezeu! Amintiţi-L pe Dumnezeu mereu! Poate veţi fi fericiţi!

Transliteration: 

Faitha qudiyati alssalatu faintashiroo fee alardi waibtaghoo min fadli Allahi waothkuroo Allaha katheeran laAAallakum tuflihoona

Türkçe: 

Namaz/dua yerine getirilince hemen yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın! Allah'ı çok anın ki, kurtuluşa erebilesiniz.

Sahih International: 

And when the prayer has been concluded, disperse within the land and seek from the bounty of Allah, and remember Allah often that you may succeed.

İngilizce: 

And when the Prayer is finished, then may ye disperse through the land, and seek of the Bounty of Allah: and celebrate the Praises of Allah often (and without stint): that ye may prosper.

Azerbaycanca: 

Namaz qılınıb qurtardıqdan sonra yer üzünə dağılın və Allahın lütfündən ruzi diləyib axtarın! (Yenə öz işinizə qayıdın!) Və Allahı çox zikr edin ki, nicat tapıb səadətə qovuşasınız! (Hər iki dünyada muradınıza yetişəsiniz!)

Süleyman Ateş: 

Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lutfundan (nasibinizi) arayın. Allah'ı çok anın ki başarıya eresiniz.

Diyanet Vakfı: 

Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan isteyin. Allah'ı çok zikredin; umulur ki kurtuluşa erersiniz.

Erhan Aktaş: 

Salâtı kaza(1) ettikten sonra, hemen yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ın öğütlerini hiç unutmayın. Umulur ki, böylece kurtuluşa erersiniz.

Kral Fahd: 

Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan isteyin. Allah'ı çok zikredin umulur ki kurtuluşa erersiniz.

Hasan Basri Çantay: 

Artık o namazı kılınca yer (yüzün) e dağdın, Allahın fazlından (nasıyb) arayın. Allâhı çok zikredin. Tâki umduğunuza kavuşasınız.

Muhammed Esed: 

Ve namaz bittiğinde yeryüzüne serbestçe dağılın ve Allah´ın lütfundan (rızkınızı) aramaya devam edin; mutluluğa ulaşabilmek için de Allah´ı sıkça anın!

Gültekin Onan: 

Artık namazı kılınca, yeryüzünde dağılın. Tanrı´nın fazlını isteyip arayın ve Tanrı´yı çokca zikredin

Ali Fikri Yavuz: 

Sonra namaz kılınınca, yeryüzüne dağılın da Allah’ın fazlından rızk arayın. Allah’ı (her halinizde) çok anın ki, (dünya ve ahiret saadetine kavuşub azabdan) kurtulabilesiniz.

Portekizce: 

Porém, uma vez observada a oração, dispersai-vos pela terra e procurai as graças de Deus, e mencionai muito Deus,para que prospereis.

İsveççe: 

Och när bönen är slut skall var och en gå tillbaka till sitt för att söka det som Gud i Sin godhet [beviljar honom]. Och ha alltid Gud i tankarna, för att det skall gå er väl i händer.

Farsça: 

و چون نماز پایان گیرد، در زمین پراکنده شوید و از فضل و رزق خدا جویا شوید و خدا را بسیار یاد کنید تا رستگار شوید.

Kürtçe: 

جا کاتێك کە نوێژی ھەینی تەواوبوو، ئیتر بڵاو ببنەوە بەسەر زەویدا وە داوای ڕزق وڕۆزیی خوا بکەن وە زۆر یادی خوا بکەن، بۆ ئەوەی ڕزگار وسەر فەرازببن

Özbekçe: 

Бас, намоз тугагандан сўнг ер юзи бўйлаб тарқалинг ва Аллоҳнинг фазлидан талаб қилинг ва Аллоҳни кўп эсланг, шоядки ютуққа эришсангиз.

Malayca: 

Kemudian setelah selesai sembahyang, maka bertebaranlah kamu di muka bumi (untuk menjalankan urusan masing-masing), dan carilah apa yang kamu hajati dari limpah kurnia Allah, serta ingatlah akan Allah banyak-banyak (dalam segala keadaan), supaya kamu berjaya (di dunia dan di akhirat).

Arnavutça: 

E kur të përfundojë namazi, atëherë shpërndahuni nëpër tokë dhe kërkoni nga begatitë e Perëndisë dhe përmendeni shumë Perëndinë, për të arritur shpëtimin.

Bulgarca: 

И щом молитвата завърши, разпръснете се по земята и търсете благодат от Аллах, и често споменавайте Аллах, за да сполучите!

Sırpça: 

А кад се молитва заврши, онда се по земљи разиђите и трагајте за Аллаховим добрима и Аллаха много славите, да бисте успели.

Çekçe: 

A když bude modlitba skončena, rozejděte se po zemi a usilujte o část přízně Boží! A vzpomínejte často Boha, snad budete blažení!

Urduca: 

پھر جب نماز پوری ہو جائے تو زمین میں پھیل جاؤ اور اللہ کا فضل تلاش کرو اور اللہ کو کثرت سے یاد کرتے رہو، شاید کہ تمہیں فلاح نصیب ہو جائے

Tacikçe: 

Ва чун намоз поён ёфт, дар замин пароканда шавед ва ризқи Худоро талаб кунед ва бисёр ёдаш кунед, бошад, ки наҷот ёбед!

Tatarca: 

Әгәр җомга укылган җайда вәгазь сөйләнеп, намаз укылып тәмам булса, эшләрегезгә, сәүдәләрегезгә таралыгыз җир өстенә, вә Аллаһуның юмартлыгыннан дөнья вә ахирәт кирәк нәрсәләрегезне таләп итеп кәсеп итегез һәм Аллаһуны даим зекер итегез, шаять Аллаһ ґәзабыннан котылып мәңгелек бәхеткә ирешерсез!

Endonezyaca: 

Apabila telah ditunaikan shalat, maka bertebaranlah kamu di muka bumi; dan carilah karunia Allah dan ingatlah Allah banyak-banyak supaya kamu beruntung.

Amharca: 

ሶለቲቱም በተፈጸመች ጊዜ በምድር ላይ ተበተኑ፡፡ ከአላህም ችሮታ ፈልጉ፡፡ አላህንም በብዙ አውሱ፡፡ ልትድኑ ይከጀላልና፡፡

Tamilce: 

ஆக, தொழுகை முடிந்துவிட்டால் பூமியில் பரவி செல்லுங்கள்! அல்லாஹ்வின் (இரண) அருளைத் தேடுங்கள்! நீங்கள் வெற்றி அடைவதற்காக நீங்கள் அல்லாஹ்வை அதிகம் (புகழ்ந்தும் அவனுக்கு அதிகம் நன்றி செலுத்தியும்) நினைவு கூருங்கள்!

Korece: 

예배가 끝났을 때 대지에 분산하여 하나님의 은혜를 구하고 하나님을 염원하라 그리하면 너 희가 번성하리라

Vietnamca: 

Và khi cuộc lễ nguyện Salah đã được kết thúc, các ngươi hãy phân tán khắp nơi trên trái đất và tìm kiếm bổng lộc của Allah, và các ngươi hãy nhớ đến Allah thật nhiều mong rằng các ngươi có thể thành đạt.