Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

61

Sûredeki Ayet No: 

14

Ayet No: 

5177

Sayfa No: 

552

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُوا أَنصَارَ اللَّهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ لِلْحَوَارِيِّينَ مَنْ أَنصَارِي إِلَى اللَّهِ ۖ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ أَنصَارُ اللَّهِ ۖ فَآمَنَت طَّائِفَةٌ مِّن بَنِي إِسْرَائِيلَ وَكَفَرَت طَّائِفَةٌ ۖ فَأَيَّدْنَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَىٰ عَدُوِّهِمْ فَأَصْبَحُوا ظَاهِرِينَ

Çeviriyazı: 

yâ eyyühe-lleẕîne âmenû kûnû enṣâra-llâhi kemâ ḳâle `îse-bnü meryeme lilḥavâriyyîne men enṣârî ile-llâh. ḳâle-lḥavâriyyûne naḥnü enṣâru-llâhi feâmeneṭ ṭâifetüm mim benî isrâîle vekeferaṭ ṭâifeh. feeyyedne-lleẕîne âmenû `alâ `adüvvihim feaṣbeḥû żâhirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey inananlar, Allah'ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu İsa da havarilere: "Allah'a (giden yolda) benim yardımcılarım kimdir?" demişti. Havariler: "Allah (yolun)un yardımcıları biziz." dediler. İsrail oğullarından bir zümre inandı, bir zümre inkar etti. Biz de inananları, düşmanlarına karşı destekledik, onlar üstün geldiler.

Diyanet İşleri: 

Ey inananlar! Allah'ın dininin yardımcıları olun. Nitekim, Meryem oğlu İsa, Havarilere: "Allah'a giden yolda yardımcılarım kimlerdir?" deyince, Havariler: "Allah'ın dininin yardımcıları biziz" demişlerdi. İsrailoğullarının bir takımı böylece inanmış, bir takımı da inkar etmişti; ama Biz, inananları düşmanlarına karşı destekledik de üstün geldiler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ey inananlar, Allah'ın yardımcıları olun, nitekim Meryem oğlu İsa da Havariyyun'a, Allah yolunda yardımcılarım kimdir demişti, Havariyyun, biziz Allah'ın yardımcıları demişlerdi; derken İsrailoğullarından bir bölük inanmıştı, bir bölük de kafir olmuştu; derken biz, inananları, düşmanlarına karşı kuvvetlendirmiştik de üst gelmişlerdi.

Şaban Piriş: 

Ey iman edenler! Allah'ın (dininin) yardımcıları olun. Meryem oğlu İsa’nın Havarilere dediği gibi: Allah (yolunda) yardımcılarım kimdir? Havariler dedi ki: Biz, Allah'ın (dininin) yardımcılarıyız! İsrailoğulları'ndan da bir grup iman etmiş, bir grup da küfretmişti. Biz da iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, Onlar da üstün geldiler.

Edip Yüksel: 

Ey inananlar, ALLAH'ı destekleyenler olun. Nasıl ki Meryem oğlu İsa, öğrencilerine, "ALLAH yolunda kim benim destekçilerim olur?" diye sormuştu. Öğrencileri, "Biz ALLAH'ın destekçileriyiz," demişlerdi. İsrail oğullarından bir grup inandı, bir grup da inkar etti. İnananları düşmanlarına karşı destekledik; onlar üstün geldiler.

Ali Bulaç: 

Ey iman edenler, Allah'ın yardımcıları olun: Meryem oğlu İsa'nın havarilere: "Allah'a (yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?" demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki: "Allah'ın yardımcıları bizleriz." Böylece İsrailoğulları'ndan bir topluluk iman etmiş, bir topluluk da inkar etmişti. Sonunda Biz iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler.

Suat Yıldırım: 

Ey iman edenler! Siz Allah'ın tarafında olunuz (O’nun dinine yardım ediniz). Nasıl ki Meryem’in oğlu Îsâ vaktiyle, havarilere: “Allah’ın yolunda giderken kim bana yardımcı olmak ister?” diye sorunca, havariler: “Biz Allah’ın tarafında oluruz!” diye cevap vermişlerdi. Neticede İsrailoğullarından bir kısmı Îsâ’nın peygamberliğine iman etti, bir kısmı da inkâr etti. Biz de iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik de onlar ötekilere üstün geldiler. {KM, Matta 4,19-20}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ey imân etmiş olanlar! Allah´ın yardımcıları olun, nasıl ki, Meryem´in oğlu İsa Havarîlere dedi ki: «Allah´a doğru benim yardımcılarım kimlerdir?» Havarîler de dedi ki: «Biz Allah´a yardımcılarız.» Sonra İsrailoğullarından bir zümre imân etti, bir tâife ise kâfir oldu. Sonra imân etmiş olanları, düşmanları üzerine teyid ettik, artık galipler olarak sabahladılar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ey iman sahipleri! Allah'ın yardımcıları olun! Hani, Meryem oğlu İsa, havarilere: "Allah'a gidişte benim yardımcılarım kimdir?" demişti de, havariler: "Biz, Allah'ın yardımcılarıyız!" cevabını vermişlerdi. Bunun ardından, İsrailoğullarından bir zümre iman etmiş, bir zümre de küfre sapmıştı. Nihayet biz, iman sahiplerini düşmanlarına karşı güçlendirdik de onlar üstün geldiler.

Bekir Sadak: 

De ki: «Ey Yahudiler! Butun insanlar bir yana, yalniz kendinizin Allah´in dostlari oldugunuzu iddia ediyorsaniz ve bunda samimi iseniz, olumu dilesenize!»

İbni Kesir: 

Ey iman edenler

Adem Uğur: 

Ey iman edenler! Allah´ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu İsa havârîlere: Allah´a (giden yolda) benim yardımcılarım kimdir? demişti. Havârîler de: Allah (yolunun) yardımcıları biziz, demişlerdi. İsrailoğullarından bir zümre inanmış, bir zümre de inkâr etmişti. Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler.

İskender Ali Mihr: 

Ey âmenû olanlar! Allah´ın yardımcıları olun! Meryemoğlu İsa (A.S)´ın havarilere: “Kim Allah´a (ulaşmak için) benim yardımcılarım olur?” dediği zaman, havarilerin: “Biz Allah´ın yardımcılarıyız.” dediği gibi. Bunun üzerine İsrailoğulları´ndan bir grup îmân etti, bir grup inkâr etti. O zaman îmân edenleri düşmanlarına karşı destekledik. Böylece onlar üstün geldiler.

Celal Yıldırım: 

Ey İmân edenler! (Dinini sapasağlam ayakta tutmak hususunda) Allah yardımcıları olunuz. Nasıl ki Meryem oğlu İsa, Havarilere, «Allah yolunda yardımcılarım kim ?» demişti. Havariler de, «Allah yardımcıları biziz!» demişlerdi. Böylece İsrail oğulları´ndan bir kısmı imân etmiş, bir kısmı da küfre sapmıştı. Biz, imân edenleri düşmanlarına karşı destekledik de üstün geldiler.

Tefhim ul Kuran: 

Ey iman edenler, Allah´ın yardımcıları olun

Fransızca: 

ô vous qui avez cru ! Soyez les alliés d'Allah, à l'instar de ce que Jésus fils de Marie a dit aux apôtres : " Qui sont mes alliés (pour la cause) d'Allah ? " - Les apôtres dirent : "Nous sommes les alliés d'Allah". Un groupe des Enfants d'Israël crut, tandis qu'un groupe nia. nous aidâmes donc ceux qui crurent contre leur ennemi, et ils triomphèrent.

İspanyolca: 

¡Creyentes! Sed los auxiliares de Alá como cuando Jesús, hijo de María, dijo a los apóstoles: «¿Quiénes son mis auxiliares en la vía que lleva a Alá?» Los apóstoles dijeron: «Nosotros somos los auxiliares de Alá». De los hijos de Israel unos creyeron y otros no. Fortalecimos contra sus enemigos a los que creyeron y salieron vencedores.

İtalyanca: 

O credenti, siate gli ausiliari di Allah, così come Gesù figlio di Maria chiedeva agli apostoli: «Chi sono i miei ausiliari [nella causa di] Allah?». Risposero gli apostoli: «Noi siamo gli ausiliari di Allah». Una parte dei Figli di Israele credette, mentre un'altra parte non credette. Aiutammo coloro che credettero contro il loro nemico ed essi prevalsero.

Almanca: 

Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Seid Beistehende für ALLAHs (Din), wie 'Isa Ibnu-Maryam zu den Jüngern sagte: "Wer sind meine Beistehenden zu ALLAH?" Die Jünger sagten: "Wir sind die Beistehenden für ALLAHs (Din)." Dann verinnerlichte eine Gruppe von den Kindern Israils den Iman, und es betrieb Kufr eine (andere) Gruppe. Dann unterstützten WIR diejenigen, die den Iman verinnerlichten, gegen ihren Feind, dann wurden sie Übertreffende.

Çince: 

信道的人们啊!你们应当做协助真主的人,犹如麦尔彦之子尔撒对他的门徒所说的:谁是与我共同协助真主的?那些门徒说:我们是协助真主的。以色列的後裔中,有一派人已经信道,有一派人并不信道。我扶助信道的人们对抗他们的敌人,故他们变成优胜的。

Hollandaca: 

O ware geloovigen! weest gij Gods helpers, gelijk Jezus, de zoon van Maria, tot de apostelen zeide: Wie wil mijn helper ten behoeve van God zijn? De apostelen antwoordden: Wij zullen Gods helpers zijn. Aldus geloofde een deel van de kinderen Israëls, en een ander deel geloofde niet; maar hen die geloofden, versterkten wij boven hunne vijanden, waardoor zij de overwinning over hen behaalden.

Rusça: 

О те, которые уверовали! Будьте помощниками Аллаха. Иса (Иисус), сын Марьям (Марии), сказал апостолам: "Кто будет моим помощником на пути к Аллаху?" Апостолы ответили: "Мы - помощники Аллаха". Часть сынов Исраила (Израиля) уверовала, а другая часть не уверовала. Мы поддержали тех, которые уверовали, в борьбе с их врагами, и они вышли победителями.

Somalice: 

dadka xaqa rumeeyow noqda gargaarayaasha Eebe sidii kuwii Nabi Ciise ibnu Maryama Saaxiibadiis ahaa (Xawaariyintii) ee uu ku yidhi yaa Eebe iila gargaara, markaas ay dheheen annagaa ah gargaarayaashii Eebe, ka dib ay xaqa rumaysay koox Banii Israa'iil ka mid ah, kooxna ay ka gaalawday; Eebena ayiday (xoojiyey) kuwii xaqa rumeeyey (kana adkaadeen Cadawgoodii) oo iyagu ka muuqdeen (ka taliyeen) dhulkii.

Swahilice: 

Enyi mlio amini! Kuweni wasaidizi wa Mwenyezi Mungu, kama alivyo sema Isa bin Mariamu kuwaambia wanafunzi wake: Nani wasaidizi wangu kwa Mwenyezi Mungu? Wakasema wanafunzi: Sisi ni wasaidizi wa Mwenyezi Mungu! Basi taifa moja la Wana wa Israili liliamini, na taifa jingine lilikufuru. Basi tukawaunga mkono walio amini dhidi ya maadui zao, wakawa wenye kushinda.

Uygurca: 

ئى مۆمىنلەر! ھەۋارىيۇنلار (يەنى ئىسا ئەلەيھىسسالامغا دەسلەپتە ئىمان ئېيتقان مۆمىن قەۋم) دەك اﷲ نىڭ ياردەمچىلىرى بۇلۇڭلار، مەريەمنىڭ ئوغلى ئىسا ھەۋارىيۇنلارغا: «(اﷲ نىڭ دەۋىتىنى تەبلىغ قىلىشتا) اﷲ قا كىملەر ياردەمچىلىرىم بولىدۇ؟» دېدى، ھەۋارىيۇنلار: «بىز اﷲ نىڭ ياردەمچىلىرىمىز» دېدى، ئىسرائىل ئەۋلادىدىن بىر تائىپە ئىمان ئېيتتى، يەنە بىر تائىپە كاپىر بولدى، مۆمىنلەرگە ئۇلارنىڭ ئۆز دۈشمەنلىرىگە قارشى تۇرۇشىدا يار - يۆلەكتە بولدۇق، شۇنىڭ بىلەن مۆمىنلەر غالىب بولدى

Japonca: 

信仰する者よ,あなたがたはアッラーの助力者になれ。マルヤムの子イーサーが,その弟子たちに次のように言った。「アッラーの(道の)ために,誰がわたしの助力者であるのか。」弟子たちは(答えて),「わたしたちがアッラーの助力者です。」と言った。そのさいイスラエルの子孫たちの一団は信仰し,一団は背を向けた。それでわれは,信仰した者たちを助けて,かれらの敵に立ち向かわせた。こうしてかれらは勝利者となったのである。

Arapça (Ürdün): 

«يا أيها الذين آمنوا كونوا أنصارا لله» لدينه وفي قراءة بالإضافة «كما قال» الخ المعنى: كما كان الحواريون كذلك الدال عليه قال «عيسى ابن مريم للحواريين من أنصاري إلى الله» أي من الأنصار الذين يكونون معي متوجها إلى نصرة الله «قال الحواريون نحن أنصار الله» والحواريون أصفياء عيسى وهم أول من آمن به وكانوا اثني عشر رجلا من الحور وهو البياض الخالص وقيل كانوا قصارين يحورون الثياب، أي يبيضونها «فآمنت طائفة من بني إسرائيل» بعيسى وقالوا إنه عبد الله رُفِع إلى السماء «وكفرت طائفة» لقولهم إنه ابن الله رفعه إليه فاقتتلت الطائفتان «فأيدنا» قوينا «الذين آمنوا» من الطائفتين «على عدوهم» الطائفة الكافرة «فأصبحوا ظاهرين» غالبين.

Hintçe: 

ऐ ईमानदारों ख़ुदा के मददगार बन जाओ जिस तरह मरियम के बेटे ईसा ने हवारियों से कहा था कि (भला) ख़ुदा की तरफ (बुलाने में) मेरे मददगार कौन लोग हैं तो हवारीन बोल उठे थे कि हम ख़ुदा के अनसार हैं तो बनी इसराईल में से एक गिरोह (उन पर) ईमान लाया और एक गिरोह काफिर रहा, तो जो लोग ईमान लाए हमने उनको उनके दुशमनों के मुक़ाबले में मदद दी तो आख़िर वही ग़ालिब रहे

Tayca: 

โอ้บรรดาผู้ศรัทธาเอ๋ย ! จงเป็นผู้ช่วยเหลือในทางของอัลลอฮฺ ดังเช่น อีซา อิบนฺมัรยัมได้กล่าวแก่บรรดาสาวกว่า ผู้ใดจะเป็นผู้ช่วยเหลือฉันไปยังอัลลอฮฺบ้าง? บรรดาสาวกได้กล่าวว่า พวกเราเป็นผู้ช่วยเหลือในทางของอัลลอฮฺ ดังนั้นกลุ่มหนึ่งจากวงศ์วารของอิสรออีลได้ศรัทธา และอีกกลุ่มหนึ่งได้ปฏิเสธศรัทธา แต่เราได้ช่วยเสริมสร้างกำลังแก่บรรดาผู้ศรัทธาให้เหนือกว่าศัตรูของพวกเขา แล้วพวกเขาก็กลายเป็นผู้มีชัยชนะ

İbranice: 

הוי אלה אשר האמינו! היו התומכים בדרך אלוהים! יום השישי כפי שקרא ישוע בן מרים אל תלמידיו: 'מי הם עוזריי למען אלוהים,'? אז אמרו התלמידים: 'אנו הם התומכים בדרך אלוהים.' חלק מבני ישראל האמינו בו, וחלק מהם כפרו בצדק. אנו תמכנו באלה אשר האמינו נגד אויביהם, על

Hırvatça: 

O vi koji vjerujete, budite pomagači Allahovi, kao što je rekao Isa, sin Merjemin, prisnim sljedbenicima: "Ko su moji pomagači u pozivanju Allahu?" Prisni sljedbenici odgovoriše: "Mi smo Allahovi pomagači!" Onda je jedna skupina iz potomaka Israilovih povjerovala, a druga skupina uznevjerovala! Pa smo one koji su vjerovali protiv njihovih neprijatelja osnažili pa su postali nadmoćni.

Rumence: 

“O, voi cei ce credeţi! Fiţi ajutoarele lui Dumnezeu, aşa cum odinioară, Iisus, fiul Mariei a spus apostolilor: “Cine sunt ajutoarele mele pe calea lui Dumnezeu?” Apostolii au spus: “Noi suntem ajutoarele lui Dumnezeu!” Unii dintre fiii lui Israel au cre

Transliteration: 

Ya ayyuha allatheena amanoo koonoo ansara Allahi kama qala AAeesa ibnu maryama lilhawariyyeena man ansaree ila Allahi qala alhawariyyoona nahnu ansaru Allahi faamanat taifatun min banee israeela wakafarat taifatun faayyadna allatheena amanoo AAala AAaduwwihim faasbahoo thahireena

Türkçe: 

Ey iman sahipleri! Allah'ın yardımcıları olun! Hani, Meryem oğlu İsa, havarilere: "Allah'a gidişte benim yardımcılarım kimdir?" demişti de, havariler: "Biz, Allah'ın yardımcılarıyız!" cevabını vermişlerdi. Bunun ardından, İsrailoğullarından bir zümre iman etmiş, bir zümre de küfre sapmıştı. Nihayet biz, iman sahiplerini düşmanlarına karşı güçlendirdik de onlar üstün geldiler.

Sahih International: 

O you who have believed, be supporters of Allah, as when Jesus, the son of Mary, said to the disciples, "Who are my supporters for Allah?" The disciples said, "We are supporters of Allah." And a faction of the Children of Israel believed and a faction disbelieved. So We supported those who believed against their enemy, and they became dominant.

İngilizce: 

O ye who believe! Be ye helpers of Allah: As said Jesus the son of Mary to the Disciples, "Who will be my helpers to (the work of) Allah?" Said the disciples, "We are Allah's helpers!" then a portion of the Children of Israel believed, and a portion disbelieved: But We gave power to those who believed, against their enemies, and they became the ones that prevailed.

Azerbaycanca: 

Ey iman gətirənlər! Allahın (dininin və peyğəmbərinin) köməkçiləri olun! Necə ki, Məryəm oğlu İsa həvarilərə: “Allah yolunda mənim köməkçilərim kimdir?” – demiş, həvarilər də: “Allahın köməkçiləri bizik!” – deyə cavab vermişdilər. Nəhayət, İsrail oğullarından bir tayfa iman gətirdi, bir tayfa isə kafir oldu. Biz də iman gətirənləri düşmənlərinə qarşı qüvvətləndirdik və onlar qələbə çaldılar.

Süleyman Ateş: 

Ey inananlar, Allah'ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu Îsa da havarilere: "Allah yolunda benim yardımcıları kimdir?" demişti. Havariler: "Allah(yolun)un yardımcların biziz" dediler. İsrail oğullarından bir zümre inandı, bir zümre inkar etti. Biz de inananları, düşmanlarına karşı destekledik, onlar üstün geldiler.

Diyanet Vakfı: 

Ey iman edenler! Allah'ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu İsa havarilere: Allah'a (giden yolda) benim yardımcılarım kimdir? demişti. Havariler de: Allah (yolunun) yardımcıları biziz, demişlerdi. İsrailoğullarından bir zümre inanmış, bir zümre de inkar etmişti. Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler.

Erhan Aktaş: 

Ey Îmân Edenler! Allah’ın yardımcıları olun! Meryem Oğlu İsâ’nın havarilere: “Allah yolunda benim yardımcılarım kimdir?” dediği zaman, havarilerin: “Allah yolunun yardımcıları biziz.” dedikleri gibi. Sonuçta, İsrâîloğulları’nın bir kısmı îmân etti, bir kısmı da inanmadı. Biz de îmân Edenler’i, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece, onlar üstün geldiler.

Kral Fahd: 

Ey iman edenler! Allah'ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu İsa havârîlere: Allah’a (giden yolda) benim yardımcılarım kimdir? demişti. Havârîler de: Allah (yolunun) yardımcıları biziz, demişlerdi. İsrailoğullarından bir zümre inanmış, bir zümre de inkâr etmişti. Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler.

Hasan Basri Çantay: 

Ey îman edenler, Allahın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu İsâ (da) havaarîlerine «Allaha (müteveccih olarak) benim yardımcılarım kim (olacak)?» demiş, havaarîler de «Allahın yardımcı (kul) lan biziz» (diye) söylemişlerdi. İşte İsrâîl oğullarından bir zümre (ona) îman etmiş, bir zümre de küfürde kalmışdı. Nihayet biz, o îman edenleri düşmanlarına karşı destekledik de bu suretle gaalib (olarak) çıkdılar.

Muhammed Esed: 

Siz ey imana ermiş olanlar! Meryem oğlu İsa gibi, siz de Allah´ın (davasının) hizmetçileri olun! Hani o, beyaz giysililere, "Kim Allah(ın davası) uğrunda benim yardımcılarım olacak?" diye sormuştu. Bunun üzerine beyaz giysili (havari)ler "Allah (yolunda) yardımcılar(ın) biz olacağız!" diye cevap vermişlerdi. Ve böylece İsrailoğulları´ndan bir kısmı (İsa´nın peygamberliğine) inanmaya başladı, diğerleri ise hakikati inkar ettiler. Ama (şimdi) Biz, (gerçekten) imana kavuşmuş olanları düşmanlarına karşı koruyup destekledik ve onlar üstün gelenlerden oldular.

Gültekin Onan: 

Ey inananlar, Tanrı´nın yardımcıları olun. Meryem oğlu İsa´nın havarilere: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Ey iman edenler! Allah’ın (dininin) yardımcıları olunuz

Portekizce: 

Ó fiéis, sede os auxiliadores de Deus, como disse Jesus, filho de Maria, aos discípulos: Quem são os meus auxiliadores,na causa de Deus? Responderam: Nós somos os auxiliadores de Deus! Acreditou, então, uma parte dos israelitas, e outradesacreditou; então, socorremos os fiéis contra seus inimigos, e eles saíram vitoriosos.

İsveççe: 

TROENDE! Bli Guds medhjälpare! Liksom Jesus, Marias son, sade till de vitklädda: "Vem vill bli min medhjälpare [i arbetet] för Guds sak?" och de svarade: "Vi vill vara Guds medhjälpare!". Bland Israels barn kom några att tro [på Jesus och hans budskap] medan andra förnekade [honom]. Men Vi stödde dem som trodde på honom mot deras fiender, och de [troende] avgick med segern.

Farsça: 

ای اهل ایمان! یاران خدا باشید، همان گونه که عیسی پسر مریم به حواریون گفت: یاران من در راه خدا چه کسانی اند؟ حواریون گفتند: ما یاران خداییم. پس طایفه ای از بنی اسرائیل ایمان آوردند و گروهی کافر شدند؛ در نتیجه کسانی را که ایمان آوردند، بر ضد دشمنانشان یاری دادیم تا پیروز شدند.

Kürtçe: 

ئەی ئەوانەی کە باوەڕتان ھێناوە ببن بە یارمەتی دەرانی (ئاینی) خوا ھەروەك عیسای کوڕی مەریەم ووتی بە ھاوڕێ تایبەتیەکانی خۆی: کێ یارمەتی دەری منە بۆ لای خوا، ھاوڕێکانی ووتیان ئێمە یارمەتی دەرانی (دینی) خواین، ئەمجا دەستەیەك لە بەنو ئیسرائیل باوەڕیان ھێنا وە دەستەیەکیشیان بێ باوەڕ بوون، ئێمەش پشتیوانی ئەوانەمان کرد کە باوەڕیان ھێنا لە بەرانبەر دوژمنەکانیاندا، بۆیە سەرکەوتن وزاڵ بوون بەسەریاندا

Özbekçe: 

Эй иймон келтирганлар! Аллоҳнинг ёрдамчилари бўлинг! Худди Ийсо ибн Марям ҳаворийларга: «Ким Аллоҳ учун менинг ёрдамчим» деганида, ҳаворийлар: «Биз Аллоҳнинг ёрдамчиларимиз», деганларидек. Бас, Бани Исроилдан бир тоифа иймон келтирди ва бир тоифа кофир бўлди. Бас, Биз иймон келтирганларни душманлари устидан қўллаб-қувватладик. Ва улар ғолиб бўлдилар. (Ҳаворийлар Ийсо алайҳиссаломнинг шогирдлари, у кишига яқин одамлардир. Аллоҳ таоло бу ояти каримада мусулмонларни Ислом динига хизмат қилишга чақирмоқда ва бу хизматни Аллоҳга ёрдамчи бўлиш, деб атамоқда.)

Malayca: 

Wahai orang-orang yang beriman! Jadikanlah diri kamu pembela-pembela (ugama) Allah sebagaimana (keadaan penyokong-penyokong) Nabi Isa ibni Maryam (ketika ia) berkata kepada penyokong-penyokongnya itu: "Siapakah penolong-penolongku (dalam perjalananku) kepada Allah (dengan menegakkan ugamaNya)?" Mereka menjawab: "Kamilah pembela-pembela (ugama) Allah!" (Setelah Nabi Isa tidak berada di antara mereka) maka sepuak dari kaum Bani Israil beriman, dan sepuak lagi (tetap) kafir. Lalu Kami berikan pertolongan kepada orang-orang yang beriman untuk mengalahkan musuhnya, maka menjadilah mereka orang-orang yang menang.

Arnavutça: 

O besimtarë, bëhuni ndihmësit e besimit të Perëndisë, ashtu siç u ka thënë Isai, i biri i Merjemës, nxënësve (apostujve të tij): “Kush janë ndihmësit e mi te Perëndia? Apostujt, u përgjegjën: “Ne jemi ndihmësit e Perëndisë!” – Dhe, kanë besuar një grup nga bijtë e Israelit, e një grup tjetër kanë mohuar; - andaj Ne i kemi forcuar (ndihmuar) besimtarët kundër armikut të tyre dhe ata u bënë fitues.

Bulgarca: 

О, вярващи, бъдете помощници [по пътя] на Аллах, както Иса, синът на Мариам, рече на учениците си: “Кои са моите помощници [по пътя] на Аллах?” Учениците рекоха: “Ние сме помощниците [по пътя] на Аллах.” И част от синовете на Исраил повярва, а друга не п

Sırpça: 

О ви који верујете, будите Аллахови помагачи, као што је рекао Исус, Маријин син, блиским следбеницима: “Ко су моји помагачи у позивању Аллаху?” Они одговорише: “Ми смо Аллахови помагачи!” Па је једна група из Израиљевих потомака поверовала, а друга група узневеровала! Па смо оне који су веровали против њихових непријатеља оснажили и били су надмоћни.

Çekçe: 

Vy, kteří věříte! Buďte pomocníky Božími, tak jak to řekl Ježíš, syn Mariin, apoštolům: 'Kdož budou pomocníky mými na cestě Boží?' I odvětili apoštolové: 'My budeme pomocníky Božími.' A uvěřila část dítek Izraele, zatímco druhá část neuvěřila. A podpořil

Urduca: 

اے لوگو جو ایمان لائے ہو، اللہ کے مددگار بنو، جس طرح عیسیٰ ابن مریمؑ نے حواریوں کو خطاب کر کے کہا تھا: "کون ہے اللہ کی طرف (بلانے) میں میرا مددگار؟" اور حواریوں نے جواب دیا تھا: "ہم ہیں اللہ کے مددگار" اُس وقت بنی اسرائیل کا ایک گروہ ایمان لایا اور دوسرے گروہ نے انکار کیا پھر ہم نے ایمان لانے والوں کی اُن کے دشمنوں کے مقابلے میں تائید کی اور وہی غالب ہو کر رہے

Tacikçe: 

Эй касоне, ки имон овардаед, ёварони Худо бошед, ҳамчунон ки Исо бинни Марям ба ҳавориён (ёварон) гуфт: «Чӣ касоне ёварони ман дар роҳи Худоянд?» Ҳавориён гуфтанд: «Мо ёварони Худо ҳастем». Пас гурӯҳе аз банӣ-Исроил имон оварданд ва гурӯҳе кофир шуданд. Мо касонеро, ки имон оварда буданд, бар зидди душманонашон мадад кардем, то ғолиб шуданд.

Tatarca: 

Ий мөэминнәр, Аллаһ дине Исламга ярдәм бирүчеләр булыгыз, Мәрьям угълы Гыйса үзенә ияргән хәварийунга әйткән кеби: "Аллаһ дине исламны таратырга куәтләргә миңа кем ярдәм бирә? Ихласлы хәварийуннәр Аллаһ диненә без ярдәм бирүчеләрбез", – диделәр. Исраил балаларыннан бер таифә иман китереп мөселман булдылар, вә бер таифә иман китермәделәр, кәфер булып калдылар. Иман китергән таифәгә куәт вә ярдәм бирдек, дошманнарын җиңеп өстен булырга, һәм алар өскә чыгып Ислам динен тарату белән дөньяга фаш булдылар.

Endonezyaca: 

Hai orang-orang yang beriman, jadilah kamu penolong (agama) Allah sebagaimana Isa ibnu Maryam telah berkata kepada pengikut-pengikutnya yang setia: "Siapakah yang akan menjadi penolong-penolongku (untuk menegakkan agama) Allah?" Pengikut-pengikut yang setia itu berkata: "Kamilah penolong-penolong agama Allah", lalu segolongan dari Bani Israil beriman dan segolongan lain kafir; maka Kami berikan kekuatan kepada orang-orang yang beriman terhadap musuh-musuh mereka, lalu mereka menjadi orang-orang yang menang.

Amharca: 

እናንተ ያመናችሁ ሆይ! የመርየም ልጅ ዒሳ ለሐዋርያቶቹ «ወደ አላህ ረዳቴ ማነው?» እንዳለ ሐወርያቶቹም «እኛ የአላህ ረዳቶች ነን» እንዳሉት የአላህ ረዳቶች ኹኑ፡፡ ከእስራኤልም ልጆች አንደኛዋ ጭፍራ አመነች፡፡ ሌላይቱም ጭፍራ ካደች፡፡ እነዚያን ያመኑትንም በጠላታቸው ላይ አበረታናቸው፤ አሸናፊዎችም ኾኑ፡፡

Tamilce: 

நம்பிக்கையாளர்களே! அல்லாஹ்வின் உதவியாளர்களாக நீங்கள் ஆகிவிடுங்கள், மர்யமின் மகன் ஈஸா, (தனது) உற்ற தோழர்களை நோக்கி அல்லாஹ்விற்காக எனது உதவியாளர்கள் யார் என்று கூறியபோது, அந்த உற்ற தோழர்கள் கூறினார்கள்: “நாங்கள் அல்லாஹ்விற்(காக உமக்)கு உதவக் கூடியவர்கள் ஆவோம்.” ஆக, இஸ்ரவேலர்களில் ஒரு பிரிவு (ஈஸா நபியை) நம்பிக்கை கொண்டது. இன்னொரு பிரிவு (அவர்களை) நிராகரித்தது. ஆக, நம்பிக்கை கொண்டவர்களை அவர்களின் பகைவர்களுக்கு எதிராக நாம் பலப்படுத்தினோம். ஆகவே, அவர்கள் வெற்றியாளர்களாக (-மிகைத்தவர்களாக) ஆகிவிட்டார்கள்.

Korece: 

믿는 사람들이여 하나님의 길에서 돕는 자가 되라 마리아의 아들 예수가 그의 제자들에게 하나님의 길에서 누가 나를 돕겠 느뇨 라고 했을 때 저희가 하나님 의 길에서 돕는 자가 되겠습니다 라고 제자들은 대답했노라 그리하 여 이스라엘 자손의 무리는 믿음 을 가졌고 다른 무리는 불신하였 더라 그래서 하나님은 그들의 적에대항하여 믿음을 가진 자들을 도왔으니 그들이 승리자가 되었노라

Vietnamca: 

Hỡi những người có đức tin! Các ngươi hãy là những người ủng hộ (con đường chính nghĩa của) Allah giống như khi Ysa con trai của Maryam, nói với các môn đồ (của mình): “Ai là người ủng hộ Ta (trên con đường) đến với Allah?” Các môn đồ nói: “Chúng tôi là những người ủng hộ (con đường Chính Nghĩa của) Allah.” Tuy nhiên, một thành phần của con cháu Israel có đức tin và một thành phần khác thì lại vô đức tin. Vì vậy, TA đã ủng hộ những người có đức tin chống lại kẻ thù của họ, và họ đã giành chiến thắng.