Arapça:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الَّذِينَ اتَّخَذُوا دِينَكُمْ هُزُوًا وَلَعِبًا مِّنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِن قَبْلِكُمْ وَالْكُفَّارَ أَوْلِيَاءَ ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
Çeviriyazı:
yâ eyyühe-lleẕîne âmenû lâ tetteḫiẕü-lleẕîne-tteḫaẕû dîneküm hüzüvev vele`ibem mine-lleẕîne ûtü-lkitâbe min ḳabliküm velküffâra evliyâ'. vetteḳu-llâhe in küntüm mü'minîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan ve kâfirlerden, dininizi alay ve eğlence konusu yapanları dost edinmeyin. Eğer (gerçekten) iman ediyorsanız, Allah'dan gereğince korkun.
Diyanet İşleri:
Ey İnananlar! Kendilerine sizden önce kitap verilenlerden, dininizi alaya ve eğlenceye alanları ve inkarcıları dost olarak benimsemeyin. İnanıyorsanız Allah'tan sakının.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ey inananlar, sizden önce, kendilerine kitap verilenlerle kafirlerden, dininizi alay konusu yapan, onu oyuncak sayan kişileri dost edinmeyin, çekinin Allah'tan inanmışsanız.
Şaban Piriş:
Ey iman edenler! Kendilerine sizden önce kitap verilenlerden dininizi alay ve eğlenceye alanları ve kâfirleri veli edinmeyin. Müminseniz ancak Allah'tan sakının/takvalı olun.
Edip Yüksel:
İnananlar, sizden önceki kitap halkı ve inkarcılar arasında dininizi alay ve eğlence konusu yapanları dost edinmeyin. İnanmış iseniz ALLAH'ı dinlemelisiniz.
Ali Bulaç:
Ey iman edenler, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi, alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kafirleri dostlar (veliler) edinmeyin. Ve eğer inanıyorsanız, Allah'tan korkup-sakının.
Suat Yıldırım:
Ey iman edenler! Ne dininizi alay ve eğlence konusu yapan sizden önce kendilerine kitap verilenleri, ne de diğer kâfirleri dost (ve üzerinize yönetici) edinmeyin.Mümin iseniz, Allah'ın bu buyruklarına karşı gelmekten sakının. [3,28]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ey imân edenler! Sizden evvel kendilerine kitap verilmiş olanlardan dininizi eğlence ve oyuncak ittihaz edenleri ve müşrikleri dostlar ittihaz etmeyiniz. Allah Teâlâ´dan korkunuz, eğer imân etmiş kimseler iseniz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ey iman edenler! Sizden önce kitap verilenlerden ve küfre sapanlardan, dininizi oyun ve eğlence edinenleri dost tutmayın. Eğer inanıyorsanız Allah'tan sakının.
Bekir Sadak:
Size geldiklerinde «Inandik» derler, oysa yaniniza inkarci olarak girmis ve yine inkarci olarak cikmislardir. Gizlemekte olduklarini Allah daha iyi bilir.
İbni Kesir:
Ey iman edenler
Adem Uğur:
Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine Kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun konusu edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Allah´tan korkun
İskender Ali Mihr:
Ey âmenû olanlar (Allah´a ulaşmayi dileyenler)! Sizden önce kendilerine Kitap verilmiş olanlardan, dininizi alay ve oyun (konusu) edinenleri ve de kâfirleri velîler (dostlar) edinmeyin. Ve eğer mü´minlerseniz, Allah´a karşı takva sahibi olun.
Celal Yıldırım:
Ey imân edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi eğlence konusu edinip oyuncak yerine koyanları ve bir de kâfirleri dostlar edinmeyin. Eğer mü´minler iseniz, Allah´tan korkup (bu gibi dostluk ve yakınlıktan) sakının.
Tefhim ul Kuran:
Ey iman edenler, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi, alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kâfirleri dostlar (veliler) edinmeyiniz. Ve eğer inanıyorsanız, Allah´tan korkup sakının.
Fransızca:
ô les croyants ! N'adoptez pas pour alliés ceux qui prennent en raillerie et jeu votre religion, parmi ceux à qui le Livre fut donné avant vous et parmi les mécréants. Et craignez Allah si vous êtes croyants.
İspanyolca:
¡Creyentes! No toméis como amigos a quienes, habiendo recibido la Escritura antes que vosotros, toman vuestra religión a burla y a juego, ni tampoco a los infieles. ¡Y temed a Alá, si es que sois creyentes!
İtalyanca:
O voi che credete, non sceglietevi alleati tra quelli ai quali fu data la Scrittura prima di voi, quelli che volgono in gioco e derisione la vostra religione e [neppure] tra i miscredenti. Temete Allah se siete credenti.
Almanca:
Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Nehmt diejenigen, die euren Din zum Spott und zur Belustigung mißbrauchen von denjenigen, denen die Schrift vor euch zuteil wurde, und von den Kafir, nicht als Wali! Und handelt Taqwa gemäß ALLAH gegenüber, solltet ihr Mumin sein.
Çince:
信道的人们啊! 在你们之前曾受天经的人,有的以你们的宗教为笑柄,为嬉戏,故你们不要以他们和不信道的人为盟友。你们当敬畏真主,如果你们真是信士。
Hollandaca:
O, ware geloovigen! kiest als uwe vrienden niet hen, wie de schriften vóór u waren gegeven, of de ongeloovigen, die uwen godsdienst tot het onderwerp van hunne lachlust en bespotting maken; maar vreest God, indien gij ware geloovigen zijt.
Rusça:
О те, которые уверовали! Не считайте тех, которым Писание было даровано до вас и которые глумятся над вашей религией и считают ее развлечением, и неверующих своими помощниками и друзьями. Бойтесь Аллаха, если вы являетесь верующими.
Somalice:
Kuwa xaqa Reemeyow ha ka Yeelanina kuwa ka Yeeshay Diinta Jees Jees iyo Ciyaar oo ah kuwa Ehelu Kitaabka ah Idinkana Horeeyey iyo Gaalada sokeeye, kana Dhawrasada Eebe haddaad Tihiin Mu'miniin.
Swahilice:
Enyi mlio amini! Msiwafanye marafiki wale walio ifanyia kejeli na mchezo Dini yenu miongoni mwa walio pewa Kitabu kabla yenu, na makafiri wengine. Na mcheni Mwenyezi Mungu kama nyinyi ni wenye kuamini.
Uygurca:
ئى مۆمىنلەر! سىلەردىن ئىلگىرى كىتاب بېرىلگەنلەر (يەنى يەھۇدىيلار ۋە ناسارالار) دىن دىنىڭلارنى مەسخىرە ۋە ئويۇنچۇق قىلغانلارنى دوست قىلىۋالماڭلار. ئەگەر (ھەقىقىي) مۆمىن بولساڭلار، اﷲ تىن قورقۇڭلار
Japonca:
信仰する者よ,あなたがたの教えを明笑し,戯れごとにする者を友としてはならない。それは先に啓典を与えられた者の中にいるが,信仰を拒否する者たちの中にもいる。もしあなたがたが信者ならば,アッラーを畏れなさい。
Arapça (Ürdün):
«يا أيها الذين آمنوا لا تتَّخذوا الذين اتَّخذوا دينكم هزوا» مهزوءا به «ولعبا من» للبيان «الذين أوتوا الكتاب من قبلكم والكفار» المشركين بالجر والنصب «أولياء واتقوا الله» بترك موالاتهم «إن كنتم مؤمنين» صادقين في إيمانكم.
Hintçe:
ऐ ईमानदारों जिन लोगों (यहूद व नसारा) को तुम से पहले किताबे (ख़ुदा तौरेत, इन्जील) दी जा चुकी है उनमें से जिन लोगों ने तुम्हारे दीन को हॅसी खेल बना रखा है उनको और कुफ्फ़ार को अपना सरपरस्त न बनाओ और अगर तुम सच्चे ईमानदार हो तो ख़ुदा ही से डरते रहो
Tayca:
ผู้ศรัทธาทั้งหลาย ! จงอย่าได้ยึดเอามาเป็นมิตรผู้ซึ่งถือเอาศรัทธาของพวกเจ้าเป็นการเย้ยหยัน และเป็นการล้อเล่น จากบรรดาผู้ที่ได้รับคัมภีร์ ก่อนพวกเจ้า และบรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธาทั้งหลาย และพึงยำเกรงอัลลอฮ์เถิด หากพวกเจ้าเป็นผู้ศรัทธา
İbranice:
הוי, אלה אשר האמינו! אל תיקחו אשר התייחסו אל דתכם בזלזול ובאי הערכה, מאלה אשר ניתן להם הספר מלפניכם (ולא את ) והכופרים לבעלי ברית. היו יראים את אלוהים, אם אתם, אכן, מאמינים
Hırvatça:
O vi koji vjerujete, ne uzimajte za zaštitnike i prijatelje one koji vašu vjeru za podsmijeh i zabavu uzimaju, bili to oni kojima je data Knjiga prije vas, ili bili nevjernici - i Allaha se bojte ako ste vjernici.
Rumence:
O, voi cei ce credeţi! Nu vă luaţi oblăduitori dintre cei care iau legea voastră în zeflemea şi batjocură, dintre cei cărora Cartea le-a fost dată înaintea voastră şi dintre tăgăduitori. Temeţi-vă de Dumnezeu, de sunteţi credincioşi!
Transliteration:
Ya ayyuha allatheena amanoo la tattakhithoo allatheena ittakhathoo deenakum huzuwan walaAAiban mina allatheena ootoo alkitaba min qablikum waalkuffara awliyaa waittaqoo Allaha in kuntum mumineena
Türkçe:
Ey iman edenler! Sizden önce kitap verilenlerden ve küfre sapanlardan, dininizi oyun ve eğlence edinenleri dost tutmayın. Eğer inanıyorsanız Allah'tan sakının.
Sahih International:
O you who have believed, take not those who have taken your religion in ridicule and amusement among the ones who were given the Scripture before you nor the disbelievers as allies. And fear Allah, if you should [truly] be believers.
İngilizce:
O ye who believe! take not for friends and protectors those who take your religion for a mockery or sport,- whether among those who received the Scripture before you, or among those who reject Faith; but fear ye Allah, if ye have faith (indeed).
Azerbaycanca:
Ey iman gətirənlər! Sizdən əvvəl kitab verilmiş olanlardan dininizi oyun-oyuncaq hesab edənləri və kafirləri özünüzə dost tutmayın. Əgər mö’minsinizsə Allahdan qorxun!
Süleyman Ateş:
Ey inananlar, sizden önce Kitap verilmiş olanlardan ve kafirlerden dininizi eğlence ve oyun yerine koyanları dost tutmayın; inanıyorsanız Allah'tan korkun.
Diyanet Vakfı:
Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine Kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun konusu edinenleri ve kafirleri dost edinmeyin. Allah'tan korkun; eğer müminler iseniz.
Erhan Aktaş:
Ey Îmân Edenler! Sizden önce kendilerine Kitâp verilenlerden ve Kâfirlerden,(1) dininizi alay ve eğlenceye alan kimseleri veliler(2) edinmeyin. Eğer îmân etmiş kimselerseniz, Allah’a karşı takvâlı olun.
Kral Fahd:
Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden olup da, dîninizi alay konusu ve oyuncak edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Eğer (gerçekten) îman etmiş kişiler iseniz, Allah'tan korkun.
Hasan Basri Çantay:
Ey îman edenler, sizden evvel kendilerine kitab verilenlerle kâfirlerden dîninizi bir eğlence ve bir oyun (yerine) tutanları dostlar (ve üzerinize haakimler) edinmeyin. Allahdan korkun, eğer (Ona) inanmış kimselerseniz.
Muhammed Esed:
Siz ey imana ermiş olanlar! Eğer gerçek müminler iseniz, inancınızı küçümseyen ve onunla eğlenenleri bunlar ister sizden önce vahiy verilenlerden, isterse (bu vahyin) hakikati(ni) inkar edenlerden olsunlar- dost edinmeyin ve Allaha karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun:
Gültekin Onan:
Ey inananlar, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kafirleri dostlar (veliler) edinmeyin. Ve eğer inançlılarsanız Tanrı´dan korkup sakının.
Ali Fikri Yavuz:
Ey iman edenler! Ne sizden önce kitab verilenlerden dininizi oyuncak ve eğlence yerine tutanları, ne de diğer kâfirleri dost edinmeyin. Eğer gerçek müminlerseniz Allah’dan korkun.
Portekizce:
Ó fiéis, não tomeis por confidentes aqueles que receberam o Livro antes de vós, nem os incrédulos, que fizeram de vossareligião objeto de escárnio e passatempo. Temei, pois, a Deus, se sois verdadeiramente fiéis.
İsveççe:
Troende! Välj inte till bundsförvanter dem som gör er tro till föremål för hån och skämt, vare sig de hör till dem som mottog uppenbarelsen före er tid eller till förnekarna - men frukta Gud, om ni är sanna troende -
Farsça:
ای مؤمنان! کسانی که دین شما را مسخره و بازیچه گرفته اند، چه از اهل کتاب و چه از کافران، سرپرستان و دوستان خود مگیرید؛ و اگر مؤمن هستید از خدا پروا کنید.
Kürtçe:
ئەی کەسانێک کەبڕواتان ھێناوە دامەنێن ئەوانەی کەئاینەکەی ئێوە دادەنێن (بەشتێکی) گاڵتەو لاقرتی پێکراو لەوانەی نامەیان پێ بەخشراوە لەپێش ئێوەدا وە لەبێ بڕواکانیش (دایان مەنێن) بەدۆست و خۆشەویستی خۆتان وە لەخوا بترسن ئەگەر ئێوە بڕوادارن
Özbekçe:
Эй иймон келтирганлар! Динингизни масхара ва ўйин қилиб олган сиздан олдин китоб берилганлар ва куфр келтирганларни валий-дўст тутманг. Агар мўмин бўлсангиз, Аллоҳга тақво қилинг.
Malayca:
Wahai orang-orang yang beriman! Janganlah kamu mengambil orang-orang yang menjadikan ugama kamu sebagai ejek-ejekan dan permainan - dari orang-orang yang telah diberikan Kitab sebelum kamu, dan orang-orang kafir musyrik itu: menjadi penolong-penolong; dan bertaqwalah kepada Allah, jika kamu benar-benar orang yang beriman.
Arnavutça:
O besimtarë! Mos i merrni për miq ata, të cilët, fenë tuaj e marrin për tallje dhe lojë, qofshin ata, të cilëve ju është dhënë Libri para jush, apo qofshin mohuesit, - dhe druajuni Perëndisë, nëse jeni besimtarë!
Bulgarca:
О, вярващи, не взимайте за ближни онези от дарените с Писанието преди вас и от неверниците, които взеха вашата религия на присмех и шега! И бойте се от Аллах, ако сте вярващи!
Sırpça:
О ви који верујете, не узимајте за заштитнике и пријатеље оне који узимају вашу веру за подсмех и забаву, били то они којима је пре вас дата Књига, или били неверници - и Аллаха се бојте ако сте верници.
Çekçe:
Vy, kteří věříte! Neberte si za přátele ty, kterým je vaše náboženství pro posměch a pro zábavu, ať jsou již z těch, jimž dostalo se Písma před vámi, či ať jsou z nevěřících. A bojte se Boha, jste-li věřící!
Urduca:
ا ے لوگو جو ایمان لائے ہو، تمہارے پیش رو اہل کتاب میں سے جن لوگوں نے تمہارے دین کو مذاق اور تفریح کا سامان بنا لیا ہے، اُنہیں اور دوسرے کافروں کو اپنا دوست اور رفیق نہ بناؤ اللہ سے ڈرو اگر تم مومن ہو
Tacikçe:
Эй касоне, ки имон овардаед, аҳли китобро, ки дини шуморо ба масхара ва бозӣ мегиранд ва низ кофиронро ба дӯстӣ нагиред. Ва агар имон овардаед, аз Худо битарсед!
Tatarca:
Ий мөэминнәр! Сездән элек китап бирелгән мөшрикләрне һәм Аллаһуга ышанмаучы кәферләрне дус тотмагыз! Алар сезнең динегезне уенга саныйлар һәм мәсхәрә кылалар. Аллаһудан куркыгыз! Аның хөкемнәрен бозудан сакланыгыз! Әгәр хак мөэмин булсагыз.
Endonezyaca:
Hai orang-orang yang beriman, janganlah kamu mengambil jadi pemimpinmu, orang-orang yang membuat agamamu jadi buah ejekan dan permainan, (yaitu) di antara orang-orang yang telah diberi kitab sebelummu, dan orang-orang yang kafir (orang-orang musyrik). Dan bertakwalah kepada Allah jika kamu betul-betul orang-orang yang beriman.
Amharca:
እናንተ ያመናችሁ ሆይ! ከእነዚያ ከበፊታችሁ መጽሐፍን ከተሰጡት እነዚያን ሃይማኖታችሁን ማላገጫና መጫወቻ አድርገው የያዙትን ከሓዲዎችንም ረዳቶች አድርጋችሁ አትያዙ፡፡ ምእምናንም እንደኾናችሁ አላህን ፍሩ፡፡
Tamilce:
நம்பிக்கையாளர்களே! உங்களுக்கு முன்னர் வேதம் கொடுக்கப்பட்டவர்களில் உங்கள் மார்க்கத்தை கேலியாகவும், விளையாட்டாகவும் எடுத்துக் கொண்டவர்களையும், நிராகரிப்பவர்களையும் நண்பர்களாக (நேசர்களாக) எடுத்துக் கொள்ளாதீர்கள். இன்னும், நீங்கள் நம்பிக்கையாளர்களாக இருந்தால் அல்லாஹ்வை அஞ்சுங்கள்.
Korece:
믿는자들이여 너희 종교를 조롱과 오락으로 하는 자들을 친 구로 삼지말라 이들은 너희 이전 에 성서를 받은 자들로 믿음을 배반했노라 너희가 믿는 자라면 하 나님만을 두려워하라
Vietnamca:
Hỡi những người có đức tin, các ngươi chớ nhận lấy những kẻ mang tôn giáo của các ngươi ra nhạo báng và giễu cợt từ những người được ban cho Kinh Sách thời trước các ngươi (Do Thái và Thiên Chúa) và những người vô đức tin làm đồng minh. Các ngươi hãy kính sợ Allah nếu các ngươi thực sự là những người có đức tin.
Ayet Linkleri: