Arapça:
قَالَ اللَّهُ إِنِّي مُنَزِّلُهَا عَلَيْكُمْ ۖ فَمَن يَكْفُرْ بَعْدُ مِنكُمْ فَإِنِّي أُعَذِّبُهُ عَذَابًا لَّا أُعَذِّبُهُ أَحَدًا مِّنَ الْعَالَمِينَ
Çeviriyazı:
ḳâle-llâhü innî münezzilühâ `aleyküm. femey yekfür ba`dü minküm feinnî ü`aẕẕibühû `aẕâbel lâ ü`aẕẕibühû eḥadem mine-l`âlemîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah buyurdu ki: " Ben onu size indireceğim. Fakat bundan sonra içinizden kim inkâr ederse, ben ona âlemlerden hiç kimseye yapmayacağım bir azabı yaparım".
Diyanet İşleri:
Allah, "Ben onu size indireceğim; bundan sonra içinizden kim inkar ederse, dünyalarda kimseye azabetmiyeceğim şekilde ona azabedeceğim" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah, onu size indireceğim ben, fakat bundan sonra içinizden kafir olanı öyle bir azapla azaplandıracağım ki demişti, alemler içinde hiçbir kimseyi o çeşit azaplandırmam.
Şaban Piriş:
Allah da dedi ki: Ben, onu size indireceğim; fakat bundan sonra sizden kim kâfir olursa, ben ona alemlerde hiç kimseye yapmayacağım azabı yaparım.
Edip Yüksel:
ALLAH, "Onu size indireceğim," dedi, "Kim artık bundan sonra inkar ederse, onu, hiç kimseye vermediğim bir azapla cezalandıracağım."
Ali Bulaç:
Allah demişti ki: "Şüphesiz Ben bunu size indireceğim. Artık sonra sizden kim inkar ederse, Ben onu gerçekten alemlerden hiç kimseyi azaplandırmayacağım bir azapla azaplandıracağım."
Suat Yıldırım:
Allah buyurdu ki: “Ben onu yukarıdan size indiririm, fakat bundan sonra her kim nankörlük edip kâfir olursa, onu dünyada hiç kimseye yapmayacağım derecede cezalandırırım.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Allah Teâlâ buyurdu ki: «Ben onu sizin üzerinize elbette indireceğim. Fakat sonra sizden kim küfre düşerse artık Ben âlemlerden hiçbir kimseyi tazib etmeyeceğim bir azap ile onu muazzep kılarım.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah dedi ki: "Ben onu üzerinize indireceğim. Ama bundan sonra küfre sapanınıza öyle bir azapla azap edeceğim ki, âlemlerden hiç kimseye böyle bir azap yapmamışım."
Bekir Sadak:
Allah, «Bu, dogrulara dogruluklarinin fayda verdigi gundur
İbni Kesir:
Allah buyudu ki: Ben, onu şühesiz indireceğim. Bundan sonra da artık içinizden her kim küfrederse
Adem Uğur:
Allah da şöyle buyurdu: Ben onu size şüphesiz indireceğim
İskender Ali Mihr:
Allâh (cc.) buyurdu ki
Celal Yıldırım:
Allah (onun bu isteğine karşı şöyle) buyurdu : O sofrayı herhalde size indireceğim
Tefhim ul Kuran:
Allah demişti ki: «Şüphesiz ben bunu size indireceğim. Artık sonra sizden kim küfre saparsa, ben onu gerçekten alemlerden hiç kimseyi azablandırmayacağım bir azabla azablandıracağım.»
Fransızca:
"Oui, dit Allah, Je la ferai descendre sur vous. Mais ensuite, quiconque d'entre vous refuse de croire, Je le châtierai d'un châtiment dont Je ne châtierai personne d'autre dans l'univers."
İspanyolca:
Dijo Alá: «Sí, voy a hacer que os baje. Pero, si uno de vosotros, después de eso, no cree, le castigaré como no he castigado a nadie en el mundo».
İtalyanca:
Allah disse: «La farò scendere su di voi, e chiunque di voi, dopo di ciò, sarà miscredente, lo castigherò con un tormento che non infliggerò a nessun' altra creatura!».
Almanca:
ALLAH sagte: "Gewiß, ICH lasse ihn zu euch hinabsenden. Wer aber von euch danach Kufr betreibt, den werde ICH doch mit einer Peinigung peinigen, mit der ICH sonst keinen anderen der Menschen peinigen werde."
Çince:
真主说:我必定把筵席降给你们。此后,你们中谁不信道,我要用一种绝不用于惩治全世界任何人的刑罚来惩治谁。
Hollandaca:
God zeide: Waarlijk ik zal haar tot u doen nederdalen; maar hij van u, die daarna nog ongeloovig zal zijn, zekerlijk zal ik hem straffen met eene straf, en ik zal de andere schepselen ongestraft laten.
Rusça:
Аллах ответил: "Я ниспошлю ее вам, но если кто-либо после этого не уверует, то Я подвергну его таким мучениям, которым Я не подвергал никого из миров".
Somalice:
Wuxuuna Yidhi Eebe waan ku soo Dejiin Korkiinna ee Ciddii ka Gaalowda ka dib oo idin ka mid ah waxaan Cadaabi Cadaab Aanan Cadaabayn Ruux Caalamka ka mid ah.
Swahilice:
Mwenyezi Mungu akasema: Hakika Mimi nitakuteremshieni hicho. Lakini yeyote katika nyinyi atakaye kanya baadae, basi hakika Mimi nitampa adhabu nisiyopata kumpa yeyote katika walimwengu.
Uygurca:
اﷲ (ئىسانىڭ دۇئاسىنى ئىجابەت قىلىپ): «ئۇنى مەن سىلەرگە چوقۇم (ئاسماندىن) چۈشۈرىمەن، سىلەردىن كىمكى شۇنىڭدىن كېيىن كاپىر بولسا، ئۇنى شۇنداق بىر ئازاب بىلەن ئازابلايمەنكى، ئەھلى جاھاندىن ھېچ كىشىنى مۇنداق ئازابلىمايمەن» دېدى
Japonca:
アッラーは仰せられた。「本当にわれは,それをあなたがたに下すであろう。それで今後もしあなたがたの中で不信心者となる者があれば,われは世の誰にもまだ加えなかった懲罰で,かれを罰するであろう。」
Arapça (Ürdün):
«قال الله» مستجيب له «إني منزِّلها» بالتخفيف والتشديد «عليكم فمن يكفر بعد» أي بعد نزولها «منكم فإني أعذبه عذابا لا أعذبه أحدا من العالمين» فنزلت الملائكة بها من السماء عليها سبعة أرغفة وسبعة أحوات فأكلوا منها حتى شبعوا قاله ابن عباس وفي حديث أنزلت المائدة من السماء خبزا ولحما فأمروا أن لا يخونوا ولا يدَّخروا لغد فخافوا وادخروا فمسخوا قردة وخنازير.
Hintçe:
खुदा ने फरमाया मै ख्वान तो तुम पर ज़रुर नाज़िल करुगाँ (मगर याद रहे कि) फिर तुममें से जो भी शख़्श उसके बाद काफ़िर हुआ तो मै उसको यक़ीन ऐसे सख्त अज़ाब की सज़ा दूँगा कि सारी ख़ुदायी में किसी एक पर भी वैसा (सख्त) अज़ाब न करुगाँ
Tayca:
อัลลอฮ์ตรัสว่า แท้จริงข้าจะให้มันลงมาแก่พวกเจ้า แล้วผู้ใดในหมู่พวกเจ้าปฏิเสธศรัทธาหลังจากนั้น แน่นอนข้าจะลงโทษเขา ซึ่งโทษที่ข้าจะไม่ลงโทษนั้นแก่ผู้ใดในหมู่ประชาชาติทั้งหลาย
İbranice:
אמר אלוהים, 'הני מוריד אותו אליכם, ואם אחרי זה יכפור מישהו מכם, אעניש אותו בעונש שלא הענשתי בו איש מעולם
Hırvatça:
Allah reče: "Ja ću vam je, zaista, spustiti, ali ću one među vama koji i poslije budu poricali podvrgnuti patnji kakvom nikoga među svjetovima neću mučiti."
Rumence:
Dumnezeu spuse: “Eu vă voi pogorî-o vouă şi Eu voi osândi, cu o osândă pe care n-a mai cunoscut-o niciuna dintre lumi, pe cel dintre voi care va tăgădui după aceasta.”
Transliteration:
Qala Allahu innee munazziluha AAalaykum faman yakfur baAAdu minkum fainnee oAAaththibuhu AAathaban la oAAaththibuhu ahadan mina alAAalameena
Türkçe:
Allah dedi ki: "Ben onu üzerinize indireceğim. Ama bundan sonra küfre sapanınıza öyle bir azapla azap edeceğim ki, âlemlerden hiç kimseye böyle bir azap yapmamışım."
Sahih International:
Allah said, "Indeed, I will sent it down to you, but whoever disbelieves afterwards from among you - then indeed will I punish him with a punishment by which I have not punished anyone among the worlds."
İngilizce:
Allah said: "I will send it down unto you: But if any of you after that resisteth faith, I will punish him with a penalty such as I have not inflicted on any one among all the peoples."
Azerbaycanca:
Allah buyurdu: “Mən onu sizə, əlbəttə, nazil edərəm. Lakin ondan sonra sizlərdən kim küfrə düşərsə, ona aləmlərdə olanlardan (bəşər övladından, zəmanə əhlindən) heç kəsə verməyəcəyim bir əzab verərəm!”
Süleyman Ateş:
Allah buyurdu ki: "Ben onu sizin üzerinize indireceğim, ama ondan sonra sizden kim inkar ederse ben ona dünyalarda hiç kimseye yapmayacağım azabı yaparım!"
Diyanet Vakfı:
Allah da şöyle buyurdu: Ben onu size şüphesiz indireceğim; ama bundan sonra içinizden kim inkar ederse, kainatta hiç bir kimseye etmediğim azabı ona edeceğim!
Erhan Aktaş:
Allah: “Ben, üzerinize onu indireceğim. Ama ondan sonra sizden kim kâfirlik ederse, âlemlerden hiç kimseyi azâplandırmadığım şekilde ona azâp ederim.” dedi.
Kral Fahd:
Allah da şöyle buyurdu: Ben onu size şüphesiz indireceğim; ama bundan sonra içinizden kim inkâr ederse, kâinatta hiç bir kimseye etmediğim azabı ona edeceğim!
Hasan Basri Çantay:
Allah dedi ki: «Ben onu sizin üzerinize şübhesiz indiriciyim. Artık (ondan) sonra içinizden kim nankörlük eder (küfre döner) se ben onu muhakkak ki kâinatdan hiç birini azarlandırmayacağım bir azâb ile azâblandırırım ».
Muhammed Esed:
Allah, "Şüphe yok ki" dedi, "Ben onu size (her zaman) gönderirim. Ve bu şekilde, hanginiz bundan sonra (bu) hakikati inkar ederse, bilin ki onu bu dünyada benzerine (daha) hiç kimseyi çarptırmadığım bir azaba çarptıracağım!"
Gültekin Onan:
Tanrı, "
Ali Fikri Yavuz:
Allah buyurdu ki, ben o sofrayı size elbette indiririm. Fakat ondan sonra içinizden kim nankörlük ederse, artık onu, âlemlerden hiç bir kimseye yapmıyacağım bir azab ile azablandırırım.
Portekizce:
E disse Deus: Fá-la-ei descer; porém, quem de vós, depois disso, continuar descrendo, saiba que o castigarei tãoseveramente como jamais castiguei ninguém da humanidade.
İsveççe:
Gud svarade: "Ja, Jag skall låta denna [måltid] sänka sig ned till er, men om efter detta någon av er förnekar [tron] skall Jag låta honom utstå ett straff som ingen i hela världen fått utstå."
Farsça:
خدا فرمود: من مسلماً آن را بر شما نازل می کنم، پس اگر کسی از شما بعد از آن کافر شود [و به انکار نبوّت عیسی و معجزه اش برخیزد] بی تردید او را عذابی خواهم کرد که هیچ یک از جهانیان را آن گونه عذاب نکنم.
Kürtçe:
خوای گەورە فەرمووی: بە ڕاستی من ئەو خوانە دەنێرمە خوارەوە بۆتان ئەمجا ھەر کەس لەئێوە بێ بڕوا و نا سوپاس بێت لە پاش ئەوە ئەوە بێگومان سزایەکی ئەدەم کە سزای ھیچ کەسی پێ نادەم لەجیھانیان
Özbekçe:
Аллоҳ: «Мен, албатта, уни сизларга туширгувчиман. Бас, бундан кейин сизлардан ким куфр келтирса, уни оламларда ҳеч кимни азобламаган азоб ила азоблагайман», деди. (Аллоҳ таоло дастурхон тушириш ҳақидаги сўровни ижобат қилиш билан бирга, Ўзининг доимий одатини ҳам эсга солмоқда. У одат мўъжиза талаб қилган қавм, мўъжиза келгандан кейин ҳам куфр келтирса, уни қаттиқ азобга дучор қилишдир. Бу азоб ҳам бу дунёда, ҳам у дунёда бўлади.)
Malayca:
Allah berfirman: "Sesungguhnya Aku akan menurunkan hidangan itu berulang-ulang kepada kamu, kemudian sesiapa di antara kamu kufur ingkar sesudah (turunnya hidangan itu), maka sesungguhnya Aku akan menyeksanya dengan azab sengsara yang tidak pernah Aku seksakan seseorang pun dari sekalian makhluk".
Arnavutça:
Perëndia tha: “Unë do t’ju zbres sofrën, e kush nga ju, pas kësaj nuk beson, Unë do ta dënoj me një dënim, me çfarë nuk do ta dënojë askënd në botë”.
Bulgarca:
Рече Аллах: “Аз ще ви я спусна, ала който от вас след това отхвърли вярата, ще го измъчвам с мъчение, с каквото не съм измъчвал нито един от народите.”
Sırpça:
Аллах рече: „Ја ћу, заиста, да вам је спустим, али ћу оне међу вама који и после буду порицали да подвргнем патњи каквом никога међу световима нећу да мучим.“
Çekçe:
I řekl Bůh: 'Dozajista vám jej sešlu. Kdokoliv z vás však bude i potom nevěřící, toho potrestám trestem, jakým jsem nepotrestal nikoho z lidstva veškerého!'
Urduca:
اللہ نے جواب دیا "میں اُس کو تم پر نازل کرنے والا ہو ں، مگر اس کے بعد جو تم میں سے کفر کرے گا اسے میں ایسی سزا دوں گا جو دنیا میں کسی کو نہ دی ہوگی"
Tacikçe:
Худо гуфт: «Ман он дастархонро барои шумо мефиристам, вале ҳар кӣ аз шумо аз он пас кофир шавад, чунон азобаш мекунам, ки ҳеҷ як аз мардуми ҷаҳонро ончунон азоб накарда бошам».
Tatarca:
Аллаһу тәгалә әйтте: "Мин, әлбәттә, сез сораган ризыкны күктән иңдерүчемен, бу ризык сезгә иңгәннән соң Сезләрдән берәрегез хыянәт итсә, яки шөкер итүне һәм Аллаһудан иңдерелгәнне инкяр кылып кәфер булса, ул кешене галәмнәрдә һичкемне ґәзаб кылмаган каты ґәзаб белән ґәзаб кылырмын", – дип.
Endonezyaca:
Allah berfirman: "Sesungguhnya Aku akan menurunkan hidangan itu kepadamu, barangsiapa yang kafir di antaramu sesudah (turun hidangan itu), maka sesungguhnya Aku akan menyiksanya dengan siksaan yang tidak pernah Aku timpakan kepada seorangpun di antara umat manusia".
Amharca:
አላህ፡- «እኔ (ማእድዋን) በናንተ ላይ አውራጅዋ ነኝ፡፡ በኋላም ከእናንተ የሚክድ ሰው እኔ ከዓለማት አንድንም የማልቀጣውን ቅጣት እቀጣዋለሁ» አለ፡፡
Tamilce:
அல்லாஹ் கூறினான்: “நிச்சயமாக நான் அதை உங்களுக்கு இறக்கிக் கொடுப்பேன். ஆக, (அதற்கு) பின்னர் உங்களில் எவர் நிராகரிப்பாரோ, உலக மக்களில் ஒருவரையும் நான் தண்டிக்காத தண்டனையால் நிச்சயம் நான் அவரை தண்டிப்பேன்.”
Korece:
하나님이 말씀하사 내가 너희에게 보내노니 그후 그 말씀을 불신하는 자에게는 세상 어느 누 구에게도 가하지 아니 했던 웅벌 은 가할 것이라
Vietnamca:
Allah phán: “TA sẽ ban nó (bàn thức ăn) xuống cho các ngươi. Tuy nhiên, nếu ai trong các ngươi vô đức tin sau đó thì chắc chắn TA sẽ trừng phạt kẻ đó bằng một sự trừng phạt mà TA chưa từng trừng phạt ai trên đời này.”
Ayet Linkleri: