Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

105

Ayet No: 

774

Sayfa No: 

125

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَيْكُمْ أَنفُسَكُمْ ۖ لَا يَضُرُّكُم مَّن ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ ۚ إِلَى اللَّهِ مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Çeviriyazı: 

yâ eyyühe-lleẕîne âmenû `aleyküm enfüseküm. lâ yeḍurruküm men ḍalle iẕe-htedeytüm. ile-llâhi merci`uküm cemî`an feyünebbiüküm bimâ küntüm ta`melûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey inananlar, kendinize dikkat edin. Siz doğru yolda olduğunuz takdirde doğru yoldan sapanlar size zarar veremezler. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Yaptıklarınızı size O haber verecektir.

Diyanet İşleri: 

Ey İnananlar! Siz kendinize bakın; doğru yolda iseniz sapıtan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır, işlemekte olduklarınızı size haber verecektir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ey inananlar, siz, kendinize bakın; doğru yolu buldunuzsa sapık kişi, size bir zarar veremez. Hepinizin de dönüp varacağı yer, Allah tapısıdır ve o mutlaka yaptığınız şeyleri bildirir size.

Şaban Piriş: 

Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltin. Siz hidayette olursanız, sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah’adır. Yapmakta olduklarınızı o size haber verecektir.

Edip Yüksel: 

İnananlar, siz kendinize bakın. Doğru yolda iseniz sapıtan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü ALLAH'adır. Yaptıklarınızı size haber verecek.

Ali Bulaç: 

Ey iman edenler, üzerinizdeki (yükümlülük) kendi nefislerinizdir. Siz doğru yola erişirseniz, sapan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O, size yaptıklarınızı haber verecektir.

Suat Yıldırım: 

Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltmeye bakın! Siz doğru yolda olduktan sonra sapanlar size zarar veremez. Hepiniz dönüp dolaşıp Allah'ın huzurunda toplanacaksınız. O da yaptıklarınızı size bir bir bildirecek, karşılığını verecektir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ey imân edenler! Siz kendi nefsinize bakınız. Siz hidâyette bulunduktan sonra dalâlete düşmüş olanlar size bir zarar veremez. Hepinizin nihâyet varacağı Allah Teâlâ´ dır, O da size ne yaptığınızı haber verecektir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ey iman edenler! Siz, kendinizi düzeltmeye bakın. Siz, doğru yolda oldukça sapmış olan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size neler yapıyor olduğunuzu haber verecektir.

Bekir Sadak: 

Allah peygamberleri topladigi gun, «Size ne cevap verildi?» der

İbni Kesir: 

Ey iman edenler

Adem Uğur: 

Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah´adır. Artık O, size yaptıklarınızı bildirecektir.

İskender Ali Mihr: 

Ey âmenû olanlar! Nefsleriniz, üzerinizedir (nefsinizin sorumluluğu üzerinize borçtur). Siz hidayette iseniz, dalâletteki bir kimse size bir zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allâh´adır. O zaman yapmış olduğunuz şeyleri size haber verecek.

Celal Yıldırım: 

Ey imân edenler! Kendinize sahip çıkın. Siz doğru yolda iseniz, yoldan sapan size zarar veremez. Hepinizin de dönüşü Allah´adır. O size yaptıklarınızı bir bir haber verip açıklayacaktır.

Tefhim ul Kuran: 

Ey iman edenler, üzerinizdeki (yükümlülük) kendi nefislerinizdir. Siz doğru yola erişirseniz, sapan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah´adır. O, size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.

Fransızca: 

ô les croyants ! Vous êtes responsables de vous-même ! Celui qui s'égare ne vous nuira point si vous vous avez pris la bonne voie. C'est vers Allah que vous retournerez tous; alors Il vous informera de ce que vous faisiez.

İspanyolca: 

¡Creyentes! ¡Preocupaos de vosotros mismos! Quien se extravía no puede dañaros, si estáis en la buena dirección. Todos volveréis a Alá. Ya os informará Él de lo que hacíais.

İtalyanca: 

O voi che credete, preoccupatevi di voi stessi! Se siete ben diretti, non potrà nulla contro di voi colui che si è allontanato. Poi tutti ritornerete ad Allah ed Egli vi informerà di quello che avrete fatto.

Almanca: 

Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Kümmert euch um euch selbst! Euch wird nicht schaden, wer irregeht, wenn ihr der Rechtleitung folgt. Zu ALLAH ist eure Rückkehr allesamt, dann wird ER euch darüber in Kenntnis setzen, was ihr zu tun pflegtet.

Çince: 

信道的人们啊! 你们当保持自身的纯正。当你们遵守正道的时候,别人的迷误,不能损害你们。你们全体都要归于真主,他将把你们的行为告诉你们。

Hollandaca: 

O ware geloovigen! neemt uwe zielen in acht. Hij die dwaalt, zal u niet deren; want gij wordt op den rechten weg geleid. Met God zult gij terugkeeren, en hij zal u verhalen wat gij hebt gedaan.

Rusça: 

О те, которые уверовали! Позаботьтесь о себе. Если вы последовали прямым путем, то вам не причинит вреда тот, кто впал в заблуждение. Всем вам предстоит вернуться к Аллаху, и тогда Он поведает вам о том, что вы совершали.

Somalice: 

Kuwa Xaqa Rumeeyow waxaa idin Saaran Naftiinna Idinma Dhibo Ciddii Dhunta Haddaad Hanuunsantaan, Xagga Eebe Umbaana Noqoshadiinnu tahay Dhammaan wuxuuna Idinka Warrami Waxaad Camal falayseen.

Swahilice: 

Enyi mlio amini! Kilicho lazima juu yenu ni nafsi zenu. Hawakudhuruni walio potoka ikiwa nyinyi mmeongoka. Ni kwa Mwenyezi Mungu ndio marudio yenu nyote; basi atakwambieni yale mliyo kuwa mkiyatenda.

Uygurca: 

ئى مۆمىنلەر! ئۆزۈڭلارنى گۇناھتىن ساقلاڭلار، سىلەر قاچانكى توغرا يولدا بولساڭلار، باشقىلارنىڭ ئاداشقىنى سىلەرگە زىيان يەتكۈزەلمەيدۇ. سىلەر ھەممىڭلار اﷲ نىڭ دەرگاھىغا قايتىسىلەر، اﷲ قىلغان ئەمەلىڭلارنى سىلەرگە ئېيتىپ بېرىدۇ

Japonca: 

信仰する者よ,あなたがた自身(を守る責任)は,あなたがたにある。あなたがたが正しい道を踏むならば,迷った者はあなたがたを妨げることは出来ない。あなたがたは挙ってアッラーに帰るのである。その時かれは,あなたがたの行ったことを告げ知らせるであろう。

Arapça (Ürdün): 

(يا أيها الذين آمنوا عليكم أنفسكم) أي احفظوها وقوموا بصلاحها (لا يضركم من ضل إذا اهتديتم) قيل المراد لا يضركم من ضل من أهل الكتاب وقيل المراد غيرهم لحديث أبي ثعلبة الخشني: سألت عنها رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال: "" إئتمروا بالمعروف وتناهوا عن المنكر حتى إذا رأيت شحا مطاعا ودنيا مؤثرة وإعجاب كل ذي رأي برأيه فعليك نفسك "" رواه الحاكم وغيره (إلى الله مرجعكم جميعا فينبئكم بما كنتم تعملون) فيجازيكم به.

Hintçe: 

ऐ ईमान वालों तुम अपनी ख़बर लो जब तुम राहे रास्त पर हो तो कोई गुमराह हुआ करे तुम्हें नुक़सान नहीं पहुँचा सकता तुम सबके सबको ख़ुदा ही की तरफ लौट कर जाना है तब (उस वक्त नेक व बद) जो कुछ (दुनिया में) करते थे तुम्हें बता देगा

Tayca: 

ผู้ศรัทธาทั้งหลาย! จำเป็นแก่พวกเจ้าในการป้องกันตัวของพวกเจ้า ผู้ที่หลงผิดไปนั้นจะไม่เป็นอันตรายแก่พวกเจ้า ได้ เมื่อพวกเจ้ารับคำแนะนำไว้ ยังอัลลอฮ์นั้นคือการกลับไปของพวกเจ้าทั้งหมด แล้วพระองค์ก็จะทรงบอกแก่พวกเจ้าทั้งหลาย ในสิ่งที่พวกเจ้ากระทำกัน

İbranice: 

הוי אלה אשר האמינו! דאגו לנפשותיכם, ואם תהיו מודרכים לא יפגעו בכם התועים, כי אל אלוהים שובכם כולכם, ואז יודיעכם את אשר עשיתם

Hırvatça: 

O vi koji vjerujete, brinite se o sebi; ako ste na Pravom putu, neće vam nauditi onaj koji je zalutao! Allahu ćete se svi vratiti i On će vas obavijestiti o onome što ste radili.

Rumence: 

O, voi cei ce credeţi! Voi sunteţi răspunzători de voi înşivă. Cel care este rătăcit nu vă poate păgubi cu nimic, de sunteţi bine călăuziţi. Cu toţii sunteţi sortiţi să vă întoarceţi la Dumnezeu. Dumnezeu vă va da ştire de ceea ce aţi făcut.

Transliteration: 

Ya ayyuha allatheena amanoo AAalaykum anfusakum la yadurrukum man dalla itha ihtadaytum ila Allahi marjiAAukum jameeAAan fayunabbiokum bima kuntum taAAmaloona

Türkçe: 

Ey iman edenler! Siz, kendinizi düzeltmeye bakın. Siz, doğru yolda oldukça sapmış olan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O size neler yapıyor olduğunuzu haber verecektir.

Sahih International: 

O you who have believed, upon you is [responsibility for] yourselves. Those who have gone astray will not harm you when you have been guided. To Allah is you return all together; then He will inform you of what you used to do.

İngilizce: 

O ye who believe! Guard your own souls: If ye follow (right) guidance, no hurt can come to you from those who stray. the goal of you all is to Allah: it is He that will show you the truth of all that ye do.

Azerbaycanca: 

Ey iman gətirənlər! Nəfslərinizi qorumaq sizin borcunuzdur. Siz doğru yolda olsanız, (haqq yoldan) azanlar sizə heç bir zərər yetirə bilməzlər. Hamınızın axır dönüşü Allahadır. Allah etdiyiniz əməllər barəsində sizə xəbər verəcəkdir!

Süleyman Ateş: 

Ey inananlar, siz kendinize bakın, siz doğru yolda olduğunuz takdirde sapan kimse size zarar vermez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O size ne yaptığınızı haber verecektir.

Diyanet Vakfı: 

Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık O, size yaptıklarınızı bildirecektir.

Erhan Aktaş: 

Ey Îmân Edenler! Siz, kendinizden sorumlusunuz. Eğer siz doğru yol üzerindeyseniz, sapan kimseler size zarar veremez. Dönüşünüz Allah’adır. Yaptığınız şeyleri size haber verecektir.

Kral Fahd: 

Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık O, size yaptıklarınızı bildirecektir.

Hasan Basri Çantay: 

Ey îman edenler, siz nefisleriniz (i ıslah etmiy) e bakın. Kendiniz doğru yolu bulunca sapanlar size zarar vermez. Hepinizin dönüb varacağı nihayet Allahdır. Artık O, neler yapıyordunuz, size haber verecekdir.

Muhammed Esed: 

Siz ey imana ermiş olanlar! Siz (yalnız) kendinizden sorumlusunuz: Sapkınlığa düşenler, eğer doğru yolda iseniz, size hiçbir zarar veremezler. Hepinizin dönüşü Allaha olacaktır: Ve o zaman Allah, size (hayatta) yapmış olduğunuz her şeyi bildirecektir.

Gültekin Onan: 

Ey inananlar, üzerinizdeki (yükümlülük) kendi nefslerinizdir. Siz doğru yola erişirseniz, sapan size zarar veremez. Tümünüzün dönüşü Tanrı´yadır. O size yaptıklarınızı haber verecektir.

Ali Fikri Yavuz: 

Ey iman edenler! Nefislerinizi düzeltmek üzerinize borçtur. Siz düzelip doğru yolda bulunduktan sonra, yolunu şaşıranlar size zarar veremez. Hepinizin dönüşü nihayet Allah’adır. Artık ne yapmış olduğunuzu, O, size haber verecektir.

Portekizce: 

Ó fiéis, resguardai as vossas almas, porque se vos conduzirdes bem, jamais poderão prejudicar-vos aqueles que sedesviam; todos vós retornareis a Deus, o Qual vos inteirará de tudo quanto houverdes feito.

İsveççe: 

Troende! Era själar är ert ansvar. Om ni är rätt vägledda, kan de som har gått vilse inte skada er. Till Gud skall ni alla samlas åter och Han skall låta er veta vad era handlingar [var värda].

Farsça: 

ای اهل ایمان! مراقبِ [ایمان و ارزش های معنویِ] خود باشید؛ اگر شما هدایت یافتید، گمراهی کسی که گمراه شده به شما زیانی نمی رساند. بازگشت همه شما به سوی خداست؛ پس شما را از آنچه انجام می دادید، آگاه خواهد کرد.

Kürtçe: 

ئەی ئەوانەی بڕواتان ھێناوە ھۆشتان بەخۆتانەوە بێت زیانتان پێناگەیەنێت ئەوەی گومڕا بووە ئەگەر ئێوە لەسەر ڕێی ڕاست بن (رێگری کردن لەخراپە بەشێکە لە ڕێنمونی وەرگرتن) ھەر بۆلای خوایە گەڕانەوەی ھەمووتان بەگشتی ئەمجا ھەواڵتان پێ ئەدا بەھەر کردەوەیەک کە کردووتانە

Özbekçe: 

Эй иймон келтирганлар! Ўзингизни билинг. Агар ҳидоятда бўлсангиз, уларнинг адашганлари сизга зарар қилмас. Ҳаммангизнинг қайтиб борадиган жойингиз Аллоҳнинг ҳузурида. Ўшанда сизга қилиб юрган ишларингизнинг хабарини берадир. (Аллоҳнинг шариатида юрмай кофир бўлаётганларга ваъз-насиҳат, амри маъруф ва наҳйи мункар қилиб, уларни тўғри йўлга солиш учун қўлингиздан келган ҳаракатни қилдингиз. Аммо улар кўнмадилар, айтганингизни қабул қилмадилар. Энди «ўзингизни билинг», ишларингизни жойига қўйинг. Аллоҳнинг амрини бажо қилишда давом этинг. Кофирларнинг қилмишлари сизни турли хаёлларга олиб бормасин, улар ўз қилмишлари учун ўзлари жавоб берадилар.)

Malayca: 

Wahai orang-orang yang beriman! Jagalah sahaja diri kamu (dari melakukan sesuatu yang dilarang oleh Allah). Orang-orang yang sesat tidak akan mendatangkan mudarat kepada kamu apabila kamu sendiri telah mendapat hidayah petunjuk (taat mengerjakan suruhan Allah dan meninggalkan laranganNya). Kepada Allah jualah tempat kembali kamu semuanya, kemudian Ia akan menerangkan kepada kamu (balasan) apa yang kamu telah lakukan.

Arnavutça: 

O besimtarë! Ruajuni! Kur të gjendeni në rrugën e vërtetë, nuk do t’ju dëmtojë ai që është i humbur. Te Perëndia të gjithë do të ktheheni, e do t’ju lajmërojë për atë që keni punuar.

Bulgarca: 

О, вярващи, ваш дълг е да пазите душите си. Не ще ви навреди онзи, който се е заблудил, ако сте на правия път. При Аллах всички ще се върнете и Той ще ви извести какво сте вършили.

Sırpça: 

О ви који верујете, брините се о себи; ако сте на Правом путу, неће да вам науди онај који је залутао! Аллаху ћете сви да се вратите и Он ће да вас обавести о ономе што сте радили.

Çekçe: 

Vy, kteří věříte! Za duše své jste sami odpovědni; neuškodí vám ten, kdo zbloudil, jste-li vy sami správnou cestou vedeni. K Bohu se všichni navrátíte a On vám již oznámí, co jste dělali.

Urduca: 

اے لوگو جو ایمان لائے ہو، اپنی فکر کرو، کسی دوسرے کی گمراہی سے تمہارا کچھ نہیں بگڑتا اگر تم خود راہ راست پر ہو، اللہ کی طرف تم سب کو پلٹ کر جانا ہے، پھر وہ تمہیں بتا دے گا کہ تم کیا کرتے رہے ہو

Tacikçe: 

Эй касоне, ки имон овардаед, ба худ пардозед. Агар шумо ҳидоят ёфтаед, онон, ки гумроҳ мондаанд, ба шумо зиёне нарасонанд. Бозгашти ҳамаи шумо назди Худост, то шуморо ба он корҳо, ки мекардаед, огоҳ гардонад.

Tatarca: 

Ий мөэминнәр! Сезгә лязем үзегезне төзәтмәк һәм туры юлда нык тормак! Әгәр Коръән, юлында берләшеп таза торсагыз, адашкан кеше сезгә зарар итә алмас. Җыйналып кайтачак урыныгыз Аллаһу хозурында, кылган эшләрегездән хәбәр бирер.

Endonezyaca: 

Hai orang-orang yang beriman, jagalah dirimu; tiadalah orang yang sesat itu akan memberi mudharat kepadamu apabila kamu telah mendapat petunjuk. Hanya kepada Allah kamu kembali semuanya, maka Dia akan menerangkan kepadamu apa yang telah kamu kerjakan.

Amharca: 

እናንተ ያመናችሁ ሆይ! ነፍሶቻችሁን (ከእሳት) ያዙ፤ (ጠብቁ)፡፡ በተመራችሁ ጊዜ የተሳሳተ ሰው አይጎዳችሁም፡፡ የሁላችሁም መመለሻ ወደ አላህ ብቻ ነው፡፡ ትሠሩትም የነበራችሁትን ሁሉ ይነግራችኋል፡፡

Tamilce: 

நம்பிக்கையாளர்களே! நீங்கள் உங்களை கவனித்து கொள்ளுங்கள் (-உங்கள் மீது கவனம் செலுத்துங்கள்). நீங்கள் நேர்வழி சென்றால் வழிகெட்டவர் உங்களுக்கு தீங்கிழைக்கமாட்டார். உங்கள் அனைவருடைய மீளுமிடமும் அல்லாஹ்வின் பக்கமே இருக்கிறது. ஆகவே, (அவன்) நீங்கள் செய்து கொண்டிருந்ததை உங்களுக்கு அறிவிப்பான்.

Korece: 

믿는자들이여 너희 자신들 을 보호하라 너희가 옳은 길을 따 를 때 너희를 해칠 것이 없으며 너희 모두가 하나님에게로 돌아갈 때 너희가 행하는 모든 진실을 너 희에게 보여주시니라

Vietnamca: 

Hỡi những người có đức tin, các ngươi phải chịu trách nhiệm cho bản thân các ngươi. Những kẻ lầm lạc sẽ không gây hại được các ngươi khi các ngươi đi đúng con đường chân lý. Rồi đây, tất cả các ngươi sẽ phải trở về trình diện Allah, Ngài sẽ cho các ngươi biết tất cả những gì các ngươi đã từng làm (trên thế gian).