Arapça:
قَدْ سَأَلَهَا قَوْمٌ مِّن قَبْلِكُمْ ثُمَّ أَصْبَحُوا بِهَا كَافِرِينَ
Çeviriyazı:
ḳad seelehâ ḳavmüm min ḳabliküm ŝümme aṣbeḥû bihâ kâfirîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sizden önce gelen bir kavim bunları sormuştu da sonra inkâr etmişti.
Diyanet İşleri:
Sizden önce bir millet onları sormuştu, sonra da onları inkar etmişlerdi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sizden önce de bir kavim onları sordu da sonra kafir oluverdi.
Şaban Piriş:
Sizden önce gelen bir toplum onu (peygamberlerine) sordu sonra da onu inkar ettiler.
Edip Yüksel:
Sizden önce bir topluluk o tip soruları sordu da, o sorularından dolayı inkarcı oldular.
Ali Bulaç:
Sizden önce bir topluluk onu sormuştu da sonra kafirler olmuşlardı.
Suat Yıldırım:
Sizden önce bir topluluk o kabîl şeyleri sormuş, sonra da onlar sebebiyle kâfir olmuşlardı. [6,109-111]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Filvaki öyle şeyleri sizden evvel bir kavim sordu da sonra o sebeple kâfir oldular.
Yaşar Nuri Öztürk:
Sizden önceki bir toplum da onları sormuştu; sonra tutup hepsini inkâr ettiler.
Bekir Sadak:
Ey Inananlar! Olum birinize geldigi zaman vasiyet ederken icinizden iki adil kimseyi
İbni Kesir:
Sizden önce bir kavim onları sormuştu da, sonra o sebeple kafirler olmuştu.
Adem Uğur:
Sizden önce de bir toplum onları sormuş, sonra da bunları inkâr eder olmuştu.
İskender Ali Mihr:
Sizden önce de bir kavim onu sormuştu. Sonra onunla kâfir oldular.
Celal Yıldırım:
Sizden önce bir millet de onları sormuştu, sonra da o yüzden kâfir olmuşlardı.
Tefhim ul Kuran:
Sizden önce bir topluluk onu sormuştu da sonra kâfirler olmuşlardı.
Fransızca:
Un peuple avant vous avait posé des questions (pareilles) puis, devinrent de leur fait mécréants.
İspanyolca:
Gente que os precedió hizo esas mismas preguntas y, por ellas, se hizo infiel.
İtalyanca:
Un popolo che vi precedette fece domande in tal senso e poi rinnegò.
Almanca:
Bereits haben danach Leute vor euch gefragt, dann wurden sie ihnen gegenüber kufr- 1 betreibend.
Çince:
在你们之前,有一些民众,曾询问过此类问题,嗣后,他们因此而变成不信 道的人。
Hollandaca:
Menschen die vóór u waren, hebben daaromtrent onderzocht, en werden later ongeloovig.
Rusça:
Люди до вас спрашивали о них и по этой причине стали неверующими (или затем стали неверующими в них).
Somalice:
Waxaa warsaday Qoom idinka Horreeyey Markaasay Noqdeen Kuwo ka Gaalooba (Markii loo Muujiyey).
Swahilice:
Waliyauliza hayo watu wa kabla yenu, kisha wakawa wenye kuyakataa.
Uygurca:
سىلەردىن بۇرۇن ئۆتكەن بىر قەۋم (پەيغەمبەرلىرىدىن) شۇنداق مەسىلىلەرنى سورىغان ئىدى، كېيىن بۇنىڭ سەۋەبىدىن (يەنى سورىغان ئىشلىرى بايان قىلىنىپ ئۇلار ئەمەل قىلمىغانلىقتىن) كاپىر بولۇپ كەتتى
Japonca:
あなたがた以前の民も(このことに就いて)尋ねた。そしてそのことのために,不信心者となった。
Arapça (Ürdün):
«قد سألها» أي الأشياء «قوم من قبلكم» أنبياءهم فأجيبوا ببيان أحكامها «ثم أصبحوا» صاروا «بها كافرين» بتركهم العمل بها.
Hintçe:
तुमसे पहले भी लोगों ने इस किस्म की बातें (अपने वक्त क़े पैग़म्बरों से) पूछी थीं
Tayca:
แท้จริงได้มีพวกหนึ่งก่อนพวกเจ้าได้ถามถึงสิ่งต่างๆ เหล่านั้นมาแล้ว แล้วพวกเขาก็กลายเป็นผู้ปฏิเสธสิ่งต่างๆ เหล่านั้น
İbranice:
יש אנשים ששאלו על עניינים אלה לפניכם, וכשנתגלו להם כפרו בהם
Hırvatça:
Neki su ljudi prije vas pitali za to, pa poslije u to nisu povjerovali.
Rumence:
Înaintea voastră, un popor a întrebat despre ele şi astfel a căzut în tăgadă.
Transliteration:
Qad saalaha qawmun min qablikum thumma asbahoo biha kafireena
Türkçe:
Sizden önceki bir toplum da onları sormuştu; sonra tutup hepsini inkâr ettiler.
Sahih International:
A people asked such [questions] before you; then they became thereby disbelievers.
İngilizce:
Some people before you did ask such questions, and on that account lost their faith.
Azerbaycanca:
Sizdən əvvəl bir tayfa (belə lüzumsuz şeyləri) soruşmuş, sonra da buna görə (onlara aid olan hökmləri inkar edib yerinə yetirmədikləri üçün) kafir olmuşdu.
Süleyman Ateş:
Sizden önce gelen bir toplum da onları sormuştu da sonra onları tanımaz olmuşlardı.
Diyanet Vakfı:
Sizden önce de bir toplum onları sormuş, sonra da bunları inkar eder olmuştu.
Erhan Aktaş:
Gerçekten, sizden önce de onları bir halk sormuştu da sonra onları küfredenler olmuşlardı.
Kral Fahd:
Sizden önce de bir toplum onları sormuş, sonra da bunları inkâr eder olmuştu.
Hasan Basri Çantay:
Sizden evvel de bir kavm onları sordu da sonra o yüzden kâfirler oldular.
Muhammed Esed:
Sizden önceki insanlar da böyle sorular sormuş ve sonuçta hakikati inkara varmışlardı.
Gültekin Onan:
Sizden önce bir topluluk onu sormuştu da sonra kafir olmuşlardı.
Ali Fikri Yavuz:
Doğrusu, sizden önce bir kavim, öyle (lüzumsuz) şeyleri sordu da, sonra o yüzden kâfir oldular.
Portekizce:
Povos anteriores a vós fizeram as mesmas perguntas. Por isso, tornaram-se incrédulos.
İsveççe:
Människor som levde före er ställde sådana frågor, och resultatet av detta blev att de [till sist] förnekade sin tro.
Farsça:
گروهی از پیشینیان شما از آن احکام و معارف پرسیدند، [چون برای آنان روشن شد، از اجرایش روی گرداندند] سپس به آن کافر شدند.
Kürtçe:
بێگومان ئەو (جۆرە) پرسیارانەیان کرد کۆمەڵێك پێش ئێوە پاشان بێ بڕوا بوون بەھۆی ئەو پرسیارانەوە
Özbekçe:
Сиздан олдин ҳар бир қавм уларни сўраган, сўнгра эса, уларга кофир бўлган эди.
Malayca:
Sesungguhnya perkara-perkara yang serupa itu pernah ditanyakan (kepada Nabi mereka) oleh suatu kaum dahulu sebelum kamu, kemudian mereka menjadi kafir dengan sebab pertanyaan itu (kerana setelah diterangkan, mereka tidak menerimanya).
Arnavutça:
Disa njerëz kanë pyetur kështu, para jush, e nuk kanë besuar (u bënë mohues).
Bulgarca:
Хора преди вас вече питаха за тях, после ги отрекоха.
Sırpça:
Неки су људи пре вас питали за то, па после у то нису поверовали.
Çekçe:
A dotazovali se na ně již lidé před vámi, avšak poté se kvůli tomu stali nevěřícími.
Urduca:
تم سے پہلے ایک گروہ نے اِسی قسم کے سوالات کیے تھے، پھر وہ لوگ انہی باتوں کی وجہ سے کفر میں مبتلا ہوگئے
Tacikçe:
Мардуме, ки пеш аз шумо буданд, аз он чизҳо суол карданд ва ба он сабаб кофир шуданд.
Tatarca:
Сездән әүвәлге каумнәрдә пәйгамбәрләренә шундый сораулар бирделәр – сорауларына җавап бирелгәч, соңра җавапны инкяр итеп, кәфер булып әверелделәр.
Endonezyaca:
Sesungguhnya telah ada segolongsn manusia sebelum kamu menanyakan hal-hal yang serupa itu (kepada Nabi mereka), kemudian mereka tidak percaya kepadanya.
Amharca:
ከናንተም በፊት ሕዝቦች በእርግጥ ጠየቋት፡፡ ከዚያም በእርሷ (ምክንያት) ከሓዲዎች ኾኑ፡፡
Tamilce:
உங்களுக்கு முன்பு சில மக்கள் திட்டமாக அவற்றைப் பற்றி (கேள்வி) கேட்டார்கள். (அவை விவரிக்கப்பட்ட) பிறகு அவர்கள் அவற்றை நிராகரிப்பவர்களாக மாறிவிட்டனர்.
Korece:
너희 이전의 한 무리가 그 러한 질문을 하였으니 그들은 그로인하여 불신자들이 되었노라
Vietnamca:
Thật ra, trước các ngươi đã có một đám người cũng đã hỏi về những điều đó, rồi sau đó họ đã trở thành những kẻ vô đức tin bởi chúng.
Ayet Linkleri: