Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

55

Sûredeki Ayet No: 

11

Ayet No: 

4912

Sayfa No: 

531

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فِيهَا فَاكِهَةٌ وَالنَّخْلُ ذَاتُ الْأَكْمَامِ

Çeviriyazı: 

fîhâ fâkiheh. vennaḫlü ẕâtü-l'ekmâm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Orada meyvalar ve salkımlı hurma ağaçları vardır.

Diyanet İşleri: 

Orada meyveler, salkımlı hurma ağaçları, kabuklu taneler, güzel kokulu otlar vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Orada meyveler ve lifli, kabuklu hurmalar var.

Şaban Piriş: 

Orada meyveler, salkım salkım hurmalar...

Edip Yüksel: 

Orada meyvalar, salkımlı hurma ağaçları vardır.

Ali Bulaç: 

Onda meyveler ve salkımlı hurmalıklar var.

Suat Yıldırım: 

Orada meyve çeşitleri, salkımlarla dolu hurma ağaçları, saplı ve yapraklı hububat ve hoş kokulu bitkiler vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Orada mütenevvi meyveler ve tomurcuklar sahibi olan hurma ağaçları vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bir meyve var onda. Ve salkımlarla donatılmış hurma ağaçları.

Bekir Sadak: 

O, iki dogunun Rabbidir, iki batinin Rabbidir.

İbni Kesir: 

Onda meyveler, salkımlı hurma ağaçları

Adem Uğur: 

Orada meyveler ve salkımlı hurma ağaçları vardır.

İskender Ali Mihr: 

Orada meyveler ve tomurcuklu hurma ağaçları vardır.

Celal Yıldırım: 

Onda meyveler ve salkım tomurcuklu hurma ağacı vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Onda meyveler ve salkımlı hurmalıklar vardır,

Fransızca: 

il s'y trouve des fruits, et aussi les palmiers aux fruits recouverts d'enveloppes,

İspanyolca: 

Hay en ella fruta y palmeras de fruto recubierto,

İtalyanca: 

vi crescono frutti e palme dalle spate protette

Almanca: 

Auf ihr sind Obst und Dattelbäume mit Blütenkelchen

Çince: 

大地上有水果,和有花篦的海枣,

Hollandaca: 

Daarop zijn verschillende vruchten en palmboomen, die bloemtrossen dragen.

Rusça: 

На ней есть фрукты и пальмы с чашечками (или волокнами),

Somalice: 

Dhexdiisa waxaa ah Faakihad (khudaar) iyo Timir Fiido leh.

Swahilice: 

Humo yamo matunda na mitende yenye mafumba.

Uygurca: 

زېمىندا مېۋىلەر، بوغۇنلۇق خورمىلار بار

Japonca: 

そこに果実があり,(実を支える)萼を被るナツメヤシ,

Arapça (Ürdün): 

«فيها فاكهة والنخل» المعهود «ذات الأكمام» أوعية طلعها.

Hintçe: 

कि उसमें मेवे और खजूर के दरख्त हैं जिसके ख़ोशों में ग़िलाफ़ होते हैं

Tayca: 

ในแผ่นดินนั้นมีผลไม้ และต้นอินทผลัมที่มีผลซ้อนกันหลายชั้น

İbranice: 

ובה פירות שונים ודקלים עטורי פירות

Hırvatça: 

na njoj ima voća i palmi s plodom u čaškama,

Rumence: 

pe care sunt roade, curmali cu ciorchini,

Transliteration: 

Feeha fakihatun waalnnakhlu thatu alakmami

Türkçe: 

Bir meyve var onda. Ve salkımlarla donatılmış hurma ağaçları.

Sahih International: 

Therein is fruit and palm trees having sheaths [of dates]

İngilizce: 

Therein is fruit and date-palms, producing spathes (enclosing dates);

Azerbaycanca: 

Orada növbənöv meyvələr və tumurcuqlu (salxımlı) xurma ağacları;

Süleyman Ateş: 

Onda meyva(lar) ve salkımlı hurmalar var.

Diyanet Vakfı: 

Orada meyveler ve salkımlı hurma ağaçları vardır.

Erhan Aktaş: 

Orada meyveler ve salkım salkım hurma ağaçları var.

Kral Fahd: 

Orada meyveler ve salkımlı hurma ağaçları vardır.

Hasan Basri Çantay: 

Ki onda (türlü) meyve (ler), domurcuklu hurma ağaç (lar) ı,

Muhammed Esed: 

üzerinde meyveler ve salkım salkım hurma ağaçlarıyla

Gültekin Onan: 

Onda meyveler ve salkımlı hurmalıklar var.

Ali Fikri Yavuz: 

Orada meyva çeşitleri, tomurcuklu hurma ağaçları

Portekizce: 

Na qual há toda a espécie de frutos, e tamareiras com cachos,

İsveççe: 

där finns frukter och dadelpalmer med blomkolvar i hölster

Farsça: 

در آن میوه ها و نخل ها با خوشه های غلاف دار است؛

Kürtçe: 

تێدایە میوەھات ودارخورمای خاوەن پۆرك

Özbekçe: 

У(ер)да мевалар ва гулкосали хурмолар бор.

Malayca: 

Terdapat padanya berbagai jenis buah-buahan dan pohon-pohon kurma yang ada kelopak-kelopak mayang;

Arnavutça: 

në të ka pemë të llojllojshme dhe hurme me frute (në gëzhojë),

Bulgarca: 

На нея има плодове и палми с обвити гроздове,

Sırpça: 

и на њој има воћа и палми са плодом у чашицама,

Çekçe: 

na ní ovoce a palmy s obaly plodů zrají

Urduca: 

اس میں ہر طرح کے بکثرت لذیذ پھل ہیں کھجور کے درخت ہیں جن کے پھل غلافوں میں لپٹے ہوئے ہیں

Tacikçe: 

Дар он меваҳост ва дарахтони хурмо бо хӯшаҳое, ки дар ғилофанд.

Tatarca: 

Ул җирдә төрле җимешләр бар һәм хөрмә җимешенең кабыклары иясе булган хөрмә агачлары бардыр.

Endonezyaca: 

Di bumi itu ada buah-buahan dan pohon kurma yang mempunyai kelopak mayang.

Amharca: 

በውስጧ እሸት ባለ ሺፋኖች የኾኑ ዘንባባዎችም ያሉባት ስትኾን፡፡

Tamilce: 

அதில் பழங்களும் குலைகளுடைய பேரீச்ச மரங்களும் இருக்கின்றன.

Korece: 

그곳에는 과실이 있고 송이를 이룬 종려나무가 있으며

Vietnamca: 

Trên (trái đất) Ngài cho mọc ra trái quả và cây chà là có bẹ,