Arapça:
فِيهَا فَاكِهَةٌ وَالنَّخْلُ ذَاتُ الْأَكْمَامِ
Çeviriyazı:
fîhâ fâkiheh. vennaḫlü ẕâtü-l'ekmâm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Orada meyvalar ve salkımlı hurma ağaçları vardır.
Diyanet İşleri:
Orada meyveler, salkımlı hurma ağaçları, kabuklu taneler, güzel kokulu otlar vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Orada meyveler ve lifli, kabuklu hurmalar var.
Şaban Piriş:
Orada meyveler, salkım salkım hurmalar...
Edip Yüksel:
Orada meyvalar, salkımlı hurma ağaçları vardır.
Ali Bulaç:
Onda meyveler ve salkımlı hurmalıklar var.
Suat Yıldırım:
Orada meyve çeşitleri, salkımlarla dolu hurma ağaçları, saplı ve yapraklı hububat ve hoş kokulu bitkiler vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Orada mütenevvi meyveler ve tomurcuklar sahibi olan hurma ağaçları vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bir meyve var onda. Ve salkımlarla donatılmış hurma ağaçları.
Bekir Sadak:
O, iki dogunun Rabbidir, iki batinin Rabbidir.
İbni Kesir:
Onda meyveler, salkımlı hurma ağaçları
Adem Uğur:
Orada meyveler ve salkımlı hurma ağaçları vardır.
İskender Ali Mihr:
Orada meyveler ve tomurcuklu hurma ağaçları vardır.
Celal Yıldırım:
Onda meyveler ve salkım tomurcuklu hurma ağacı vardır.
Tefhim ul Kuran:
Onda meyveler ve salkımlı hurmalıklar vardır,
Fransızca:
il s'y trouve des fruits, et aussi les palmiers aux fruits recouverts d'enveloppes,
İspanyolca:
Hay en ella fruta y palmeras de fruto recubierto,
İtalyanca:
vi crescono frutti e palme dalle spate protette
Almanca:
Auf ihr sind Obst und Dattelbäume mit Blütenkelchen
Çince:
大地上有水果,和有花篦的海枣,
Hollandaca:
Daarop zijn verschillende vruchten en palmboomen, die bloemtrossen dragen.
Rusça:
На ней есть фрукты и пальмы с чашечками (или волокнами),
Somalice:
Dhexdiisa waxaa ah Faakihad (khudaar) iyo Timir Fiido leh.
Swahilice:
Humo yamo matunda na mitende yenye mafumba.
Uygurca:
زېمىندا مېۋىلەر، بوغۇنلۇق خورمىلار بار
Japonca:
そこに果実があり,(実を支える)萼を被るナツメヤシ,
Arapça (Ürdün):
«فيها فاكهة والنخل» المعهود «ذات الأكمام» أوعية طلعها.
Hintçe:
कि उसमें मेवे और खजूर के दरख्त हैं जिसके ख़ोशों में ग़िलाफ़ होते हैं
Tayca:
ในแผ่นดินนั้นมีผลไม้ และต้นอินทผลัมที่มีผลซ้อนกันหลายชั้น
İbranice:
ובה פירות שונים ודקלים עטורי פירות
Hırvatça:
na njoj ima voća i palmi s plodom u čaškama,
Rumence:
pe care sunt roade, curmali cu ciorchini,
Transliteration:
Feeha fakihatun waalnnakhlu thatu alakmami
Türkçe:
Bir meyve var onda. Ve salkımlarla donatılmış hurma ağaçları.
Sahih International:
Therein is fruit and palm trees having sheaths [of dates]
İngilizce:
Therein is fruit and date-palms, producing spathes (enclosing dates);
Azerbaycanca:
Orada növbənöv meyvələr və tumurcuqlu (salxımlı) xurma ağacları;
Süleyman Ateş:
Onda meyva(lar) ve salkımlı hurmalar var.
Diyanet Vakfı:
Orada meyveler ve salkımlı hurma ağaçları vardır.
Erhan Aktaş:
Orada meyveler ve salkım salkım hurma ağaçları var.
Kral Fahd:
Orada meyveler ve salkımlı hurma ağaçları vardır.
Hasan Basri Çantay:
Ki onda (türlü) meyve (ler), domurcuklu hurma ağaç (lar) ı,
Muhammed Esed:
üzerinde meyveler ve salkım salkım hurma ağaçlarıyla
Gültekin Onan:
Onda meyveler ve salkımlı hurmalıklar var.
Ali Fikri Yavuz:
Orada meyva çeşitleri, tomurcuklu hurma ağaçları
Portekizce:
Na qual há toda a espécie de frutos, e tamareiras com cachos,
İsveççe:
där finns frukter och dadelpalmer med blomkolvar i hölster
Farsça:
در آن میوه ها و نخل ها با خوشه های غلاف دار است؛
Kürtçe:
تێدایە میوەھات ودارخورمای خاوەن پۆرك
Özbekçe:
У(ер)да мевалар ва гулкосали хурмолар бор.
Malayca:
Terdapat padanya berbagai jenis buah-buahan dan pohon-pohon kurma yang ada kelopak-kelopak mayang;
Arnavutça:
në të ka pemë të llojllojshme dhe hurme me frute (në gëzhojë),
Bulgarca:
На нея има плодове и палми с обвити гроздове,
Sırpça:
и на њој има воћа и палми са плодом у чашицама,
Çekçe:
na ní ovoce a palmy s obaly plodů zrají
Urduca:
اس میں ہر طرح کے بکثرت لذیذ پھل ہیں کھجور کے درخت ہیں جن کے پھل غلافوں میں لپٹے ہوئے ہیں
Tacikçe:
Дар он меваҳост ва дарахтони хурмо бо хӯшаҳое, ки дар ғилофанд.
Tatarca:
Ул җирдә төрле җимешләр бар һәм хөрмә җимешенең кабыклары иясе булган хөрмә агачлары бардыр.
Endonezyaca:
Di bumi itu ada buah-buahan dan pohon kurma yang mempunyai kelopak mayang.
Amharca:
በውስጧ እሸት ባለ ሺፋኖች የኾኑ ዘንባባዎችም ያሉባት ስትኾን፡፡
Tamilce:
அதில் பழங்களும் குலைகளுடைய பேரீச்ச மரங்களும் இருக்கின்றன.
Korece:
그곳에는 과실이 있고 송이를 이룬 종려나무가 있으며
Vietnamca:
Trên (trái đất) Ngài cho mọc ra trái quả và cây chà là có bẹ,
Ayet Linkleri: