Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

54

Sûredeki Ayet No: 

9

Ayet No: 

4855

Sayfa No: 

529

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

۞ كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ فَكَذَّبُوا عَبْدَنَا وَقَالُوا مَجْنُونٌ وَازْدُجِرَ

Çeviriyazı: 

keẕẕebet ḳablehüm ḳavmü nûḥin fekeẕẕebû `abdenâ veḳâlû mecnûnüv vezdücira.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanlamıştı. Kulumuzu yalanladılar ve: "Cinlenmiştir." dediler. Ve (Nuh davetten vazgeçmeye) zorlandı.

Diyanet İşleri: 

Bu ortak koşanlardan önce Nuh milleti de yalanlamış, kulumuzu yalanlayarak: "Delidir" demişlerdi, yolu kesilmişti.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onlardan önce Nuh kavmi de kulumuzu yalanlamıştı ve delil dediler ona, pek fena incittiler onu.

Şaban Piriş: 

Onlardan önce Nuh kavmi de yalanladı. Kulumuzu yalanladılar da mecnun (cinlenmiş) dediler. O (davetinden) alıkoymaya kalkışıldı.

Edip Yüksel: 

Onlardan önce de Nuh'un halkı yalanlamıştı. Kulumuzu yalanlayıp, "Delidir" dediler. Nitekim o engellendi.

Ali Bulaç: 

Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı; böylece kulumuz (Nuh)u yalanladılar ve: "Delidir" dediler. O 'baskı altına alınıp engellenmişti.'

Suat Yıldırım: 

Kendilerinden önce Nûh kavmi de Peygamberi yalancı saydı ve: “Bu delinin teki!” dediler. Onu incittiler, tebliğini engellediler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(9-10) Bunlardan evvel Nûh kavmi tekzîp etti. Artık kulumuzu yalancı sandılar ve «Mecnûn,» dediler ve (risâletini tebliğden) vazgeçirilmiş idi. O da Rabbisine dua etti. «Şüphe yok ki, ben mağlubum, artık intikam al!» (diye niyazda bulundu).

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlardan önce Nûh kavmi yalanlamıştı. Yalanladılar kulumuzu ve "Mecnundur bu!" dediler. Ve durduruldu kulumuz.

Bekir Sadak: 

And olsun ki Biz, o gemiyi bir ibret olarak biraktik

İbni Kesir: 

Onlardan önce Nuh kavmi de yalanlamış, kulumuzu tekzib ederek

Adem Uğur: 

Onlardan önce Nuh´un kavmi de yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı.

İskender Ali Mihr: 

Onlardan önce Nuh´un kavmi de yalanladı. Böylece kulumuzu (Hz. Nuh´u) yalanladılar. “O, mecnundur.” dediler. Ve cefa edilerek (tebliğden) men edildi.

Celal Yıldırım: 

Bunlardan önce Nûh milleti, Nuh´u yalanladı

Tefhim ul Kuran: 

Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı. Böylece kulumuz (Nuh)´u yalanladılar ve: «Delidir» dediler. O baskı altına alınıp engellenmişti.

Fransızca: 

Avant eux, le peuple de Noé avait crié au mensonge. Ils traitèrent Notre serviteur de menteur et dirent : "C'est un possédé ! " et il fut repoussé.

İspanyolca: 

Antes de ello, ya el pueblo de Noé había desmentido. Desmintieron a Nuestro siervo y dijeron: «¡Un poseso!», y fue rechazado.

İtalyanca: 

Prima di loro il popolo di Noè gia tacciò di menzogna. Tacciarono di menzogna il Nostro servo e dissero: «E' un pazzo». Lo diffidarono [dal predicare].

Almanca: 

Vor ihnen leugneten die Leute von Nuh ab, so bezichtigten sie Unseren Diener der Lüge und sagten: "Er ist geistesgestört und wurde besessen."

Çince: 

在他们之前,努哈的宗族否认过,他们否认过我的仆人,他们说:这是一个疯人。他曾被喝斥,

Hollandaca: 

Het volk van Noach beschuldigde dien profeet, alvorens uw volk u verwierp, het beschuldigde onzen dienaar van bedrog; zeggende: Hij is een bezetene, en hij werd met verwijtingen verworpen.

Rusça: 

До них счел лжецами посланников народ Нуха (Ноя). Они сочли лжецом Нашего раба и сказали: "Он - одержимый!" Они ругали его и угрожали ему.

Somalice: 

Waxaa beeniyay (xaqa) iyaga hortood (Nabi) Nuux Qoomkiisii, waxay beeniyeen Addonkanagii, waxayna dheheen wuu waalanyahay, waana la guulguulay, «oo la canaantay».

Swahilice: 

Kabla yao kaumu ya Nuhu walikanusha; wakamkanusha mja wetu, na wakasema ni mwendawazimu, na akakaripiwa.

Uygurca: 

ئۇلاردىن بۇرۇن نۇھنىڭ قەۋمى ئىنكار قىلدى، ئۇلار بەندىمىزنى (يەنى نۇھنى) ئىنكار قىلىپ، مەجنۇن دېدى. ئۇ (دىنغا دەۋەت قىلىشتىن) ھەيۋە بىلەن مەنئى قىلىندى

Japonca: 

かれら以前に,ヌーフの民も(その預言者を)虚偽とし,わがしもべを嘘付き呼ばわりし,「気違いです。」と言って追放した。

Arapça (Ürdün): 

«كذَّبت قبلهم» قبل قريش «قوم نوح» تأنيث الفعل لمعنى قوم «فكذبوا عبدنا» نوحا «وقالوا مجنون وازدجر» انتهروه بالسب وغيره.

Hintçe: 

इनसे पहले नूह की क़ौम ने भी झुठलाया था, तो उन्होने हमारे (ख़ास) बन्दे (नूह) को झुठलाया, और कहने लगे ये तो दीवाना है

Tayca: 

ก่อนหน้าพวกเขานั้น หมู่ชนของนูหฺได้ปฏิเสธ พวกเขาได้ปฏิเสธบ่าวของเราโดยกล่าวว่าเขา (นูหฺ) เป็นคนบ้า และถูกขู่บังคับ

İbranice: 

לפניהם כבר כפרו בני עמו של נוח, אשר התכחשו לעבדנו ואמרו: 'זה משוגע,' ואיימו לגרשו

Hırvatça: 

Poricao je Nuhov narod prije njih pa su roba Našeg u laž utjerivali, govoreći: "Luđak!" - i Nuh je odbijen bio.

Rumence: 

El l-a chemat pe Domnul său: “Sunt biruit! Ajută-mă!”

Transliteration: 

Kaththabat qablahum qawmu noohin fakaththaboo AAabdana waqaloo majnoonun waizdujira

Türkçe: 

Onlardan önce Nûh kavmi yalanlamıştı. Yalanladılar kulumuzu ve "Mecnundur bu!" dediler. Ve durduruldu kulumuz.

Sahih International: 

The people of Noah denied before them, and they denied Our servant and said, "A madman," and he was repelled.

İngilizce: 

Before them the People of Noah rejected (their messenger): they rejected Our servant, and said, "Here is one possessed!", and he was driven out.

Azerbaycanca: 

Bunlardan (Məkkə müşriklərindən) əvvəl Nuh qövmü (öz peyğəmbərini) təkzib etmiş və bəndəmizi (Nuhu) yalançı sayıb: “(Bu) divanədir!” – demişdilər. Ona (risaləti təbliğ etmək) qadağan edilmişdi.

Süleyman Ateş: 

Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanlamıştı. Kulumuzu yalanladılar ve: "Cinlenmiştir" dediler. Ve o(na çeşitli eziyetler yapılarak tebliğden) menedildi.

Diyanet Vakfı: 

Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı.

Erhan Aktaş: 

Onlardan önce Nûh’un halkı da yalanladı. Kulumuzu, “O delinin biridir.” diye yalanladılar. Kulumuz zorluk çıkarılarak engellendi.

Kral Fahd: 

Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladı, hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı.

Hasan Basri Çantay: 

Onlardan evvel Nuuh kavmi tekzîb etdi

Muhammed Esed: 

Bunlardan, (şimdi yeniden dirilmeyi inkar edenlerden) önce Nuh´un kavmi de O´nu yalanlamıştı; onlar kulumuzu yalanlamışlar ve "O, bir delidir!" demişlerdi (ve bundan dolayı) o kovulup defedilmişti.

Gültekin Onan: 

Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı

Ali Fikri Yavuz: 

Onlardan (Mekke’lilerden) önce Nûh kavmi tekzib ettiler de, kulumuzu (Hz. Nûh’u) yalanladılar

Portekizce: 

Antes deles, o povo de Noé havia desmentido os mensageiros; desmentiram o Nosso servo, dizendo: É um energúmeno!,repudiando-o por todas as vias.

İsveççe: 

FÖRE dem förnekade Noas folk [uppståndelsens] sanning; de beskyllde Vår tjänare för lögn och kallade honom besatt och drev bort honom.

Farsça: 

پیش از آنان قوم نوح [پیامبران] را تکذیب کردند، پس بنده ما [نوح] را هم تکذیب کردند و گفتند: دیوانه است، و جن زده ای است [که آثاری از گزند جن در او می باشد.]

Kürtçe: 

پێش ئەمان گەلی نووح بێ باوەڕ بوون، جابەندەی ئێمە (نوح)یان بەدرۆزن دانا وە ووتیان (نووح) شێتە وە ھـەڕەشەیان لێکرد وڕێگری کـرا لـەبانگەوازەکەی

Özbekçe: 

Булардан олдин Нуҳ қавми ҳам ёлғончи қилган эди. Бас бандамизни ёлғончига чиқаришди ва, мажнун, дейишди. Ҳамда унга тўсиқлар қўйишди.

Malayca: 

Sebelum mereka, kaum Nabi Nuh juga telah mendustakan (Rasulnya); iaitu mereka mendustakan hamba Kami (Nabi Nuh) serta mereka menuduhnya dengan berkata: Dia seorang gila dan dia telah diancam (dan dihalang daripada menjalankan dakwah agama).

Arnavutça: 

Para tyre (mekkasve) ka përgënjeshtruar populli i Nuhut: mohonin robin Tonë (Nuhun) dhe thonin: “I çmendur!” – dhe e pengonin (në tregimin e Shpalljes).

Bulgarca: 

Отричаше преди тях и народът на Нух. Отричаха Нашия раб и казваха: “Той е луд!”, и бе прогонен с крясъци.

Sırpça: 

Порицао је Нојев народ пре њих па су Нашу слугу утеривали у лаж, говорећи: „Лудак!“ - и би одбачен.

Çekçe: 

A již před nimi lid Noemův znamení za výmysl pokládal a Našeho služebníka za lháře prohlásil; i řekli oni: 'Blázen!' a on byl jimi odstrašen.

Urduca: 

اِن سے پہلے نوحؑ کی قوم جھٹلا چکی ہے اُنہوں نے ہمارے بندے کو جھوٹا قرار دیا اور کہا کہ یہ دیوانہ ہے، اور وہ بری طرح جھڑکا گیا

Tacikçe: 

Пеш аз инҳо қавми Нӯҳ такзиб карда (дурӯғ бароварда) буданд. Бандаи Моро такзиб карданду гуфтанд: «Девона аст! «Ва ба дашномаш ронданд.

Tatarca: 

Мухәммәд г-мнән элек Нух кавеме Безнең колыбыз – Нух пәйгамбәрне ялганга тоттылар вә: "Нух мәҗнүн, дивана", – диделәр, кәферләр Нухны артык җәберләүләре сәбәпле, ул аларны дингә өндәүдән тыелды, туктады.

Endonezyaca: 

Sebelum mereka, telah mendustakan (pula) kamu Nuh, maka mereka mendustakan hamba Kami (Nuh) dan mengatakan: "Dia seorang gila dan dia sudah pernah diberi ancaman).

Amharca: 

ከእነርሱ በፊት የኑሕ ነገድ አስተባበለች፡፡ ባሪያችንንም (ኑሕን) አስተባበሉ፡፡ «ዕብድ ነውም» አሉ፡፡ ተገላመጠም፡፡

Tamilce: 

(குறைஷிகளாகிய) இவர்களுக்கு முன்னர் நூஹுடைய மக்கள் (தூதர்களை) பொய்ப்பித்தனர். ஆக, அவர்கள் நமது அடியாரை பொய்ப்பித்தனர். (அது மட்டுமா!) அவர் ஒரு பைத்தியக்காரர் என்று(ம்) கூறினார்கள். இன்னும், அவர் (அவர்களால் கடுமையாக) எச்சரிக்கப்பட்டார்.

Korece: 

노아의 백성이 선지지들을 거역했듯이 그들도 하나님의 선지자를 거역하며 여기에 한 미친자가 있으니 그가 추방되어야 한다고 말하였노라

Vietnamca: 

Trước (những kẻ phủ nhận Ngươi – Thiên Sứ Muhammad), đám dân của Nuh cũng đã phủ nhận (Nuh) - người bề tôi của TA, và nói: “Hắn là một tên điên!” Và (Nuh) đã bị nhiếc mắng và hăm dọa.