Arapça:
فَمَا وَجَدْنَا فِيهَا غَيْرَ بَيْتٍ مِّنَ الْمُسْلِمِينَ
Çeviriyazı:
femâ vecednâ fîhâ gayra beytim mine-lmüslimîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat biz orada müslümanlardan bir ev halkından başka kimseyi de bulamadık.
Diyanet İşleri:
Zaten orada, kendini Allah'a vermiş sadece bir tek ev halkı bulduk.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Gerçekten de bir ev halkından başka Müslüman da bulamamıştık orada.
Şaban Piriş:
Zaten orada, müslüman olan bir evden başkasını da bulamadık.
Edip Yüksel:
Zaten orada bir evin dışında hiç bir müslüman bulmadık.
Ali Bulaç:
Ne var ki, orda Müslümanlardan olan bir evden başkasını bulmadık.
Suat Yıldırım:
Ama orada, bir hane dışında, Biz'e itaat eden aile bulamadık.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(36-37) Fakat orada müslümanlardan bir haneden başka bulmadık. Ve pek acıklı azabtan korkacaklar için orada bir alâmet bıraktık.
Yaşar Nuri Öztürk:
Artık orada, bir ev dışında, müslümanlardan/Allah'a teslim olanlardan hiç kimse bulamıyorduk.
Bekir Sadak:
51:41
İbni Kesir:
Zaten orada bir evden başka müslüman bulamadık.
Adem Uğur:
Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık.
İskender Ali Mihr:
Fakat orada, bir evden başkasında, müslümanlardan (bir kimse) bulamadık.
Celal Yıldırım:
Zaten orada Allah´a teslimiyet gösterenlerden sadece bir ev (aile) bulduk.
Tefhim ul Kuran:
Ne var ki, orda müslümanlardan olan bir evden başkasını da bulmadık.
Fransızca:
mais Nous n'y trouvâmes qu'une seule maison de gens soumis.
İspanyolca:
pero sólo encontramos en ella una casa de gente sometida a Alá.
İtalyanca:
e non vi trovammo che una casa di sottomessi.
Almanca:
Dann fanden WIR in ihr nur ein Haus von Muslimen.
Çince:
我在城里只发现一家归顺者。
Hollandaca:
Maar wij vonden niet meer, dan één gezin van Moslems.
Rusça:
но нашли там только один дом с мусульманами.
Somalice:
kamana aannaan helin waxaan halguri oo muslin ah ahayn.
Swahilice:
Lakini hatukupata humo ila nyumba moja tu yenye Waislamu!
Uygurca:
بىز ئۇ شەھەردىن مۇسۇلمانلاردىن پەقەت بىر ئائىلىنىلا تاپتۇق
Japonca:
しかし,その(町の)中で見出したムスリムの家は,只の一軒だけであった。
Arapça (Ürdün):
«فما وجدنا فيها غير بيت من المسلمين» وهو لوط وابنتاه وصفوا بالإيمان والإسلام، أي هم مصدقون بقلوبهم عاملون بجوارحهم الطاعات.
Hintçe:
और वहाँ तो हमने एक के सिवा मुसलमानों का कोई घर पाया भी नहीं
Tayca:
และเราไม่พบผู้ใดในเมืองนั้น นอกจากบ้านหลังหนึ่งของปวงผู้นอบน้อม
İbranice:
ולא מצאנו בה אלא משפחה אחת של מוסלמים (מתמסרים)
Hırvatça:
a u njemu samo jednu kuću muslimansku nađosmo,
Rumence:
nu am aflat decât o casă de supuşi.
Transliteration:
Fama wajadna feeha ghayra baytin mina almuslimeena
Türkçe:
Artık orada, bir ev dışında, müslümanlardan/Allah'a teslim olanlardan hiç kimse bulamıyorduk.
Sahih International:
And We found not within them other than a [single] house of Muslims.
İngilizce:
But We found not there any just (Muslim) persons except in one house:
Azerbaycanca:
Lakin orada bir evdən (Lutun ailəsindən) başqa müsəlman (tövhid dinində olan) tapmadıq.
Süleyman Ateş:
Zaten orada bir ev(halkın)dan başka müslüman da bulmadık.
Diyanet Vakfı:
Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık.
Erhan Aktaş:
Fakat orada, bir evden başkasında, Müslimlerden kimse bulamadık.
Kral Fahd:
Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık.
Hasan Basri Çantay:
Fakat orada müslümanlardan bir ev (halkın) dan başkasını da bulmadık.
Muhammed Esed:
çünkü bir (tek) hane dışında orada Bize teslim olan hiç kimse görmedik.
Gültekin Onan:
Ne var ki, orda müslümanlardan olan bir evden başkasını bulmadık.
Ali Fikri Yavuz:
Fakat bir evden başka orada müslüman da bulmadık.
Portekizce:
Porém, encontramos nela uma só casa de muçulmanos.
İsveççe:
men, frånsett ett hus, fann vi ingen som hade underkastat sig Guds vilja."
Farsça:
در آنجا جز یک خانه از مسلمانان [که اهلش مطیع خدا بودند، نیافتیم.]
Kürtçe:
وە نەماندی تێیدا بێجگە لەیەك ماڵی موسڵمان نەبێت (ئەویش ماڵی لوط بوو)
Özbekçe:
У ерда бир хонадондан бошқа мусулмонларни топмадик.
Malayca:
(Sesudah dipereksa) maka (utusan) Kami tidak mendapati di situ melainkan sebuah rumah sahaja yang ada penduduknya dari orang-orang Islam (yang beriman kepada Nabi Lut).
Arnavutça:
e në të kemi gjetur vetëm një shtëpi muslimane –
Bulgarca:
И намерихме там отдадени [на Аллах] само в един дом.
Sırpça:
а у њему нађосмо само једну муслиманску кућу,
Çekçe:
však dům jen jediný těch, kdož do vůle Boží se odevzdali, jsme tam nalezli.
Urduca:
اور وہاں ہم نے ایک گھر کے سوا مسلمانوں کا کوئی گھر نہ پایا
Tacikçe:
Ва дар он шаҳр ғайри як хона ва фармонбардорон наёфтем.
Tatarca:
Лут пәйгамбәр кавеме шәһәрләрендә бер генә мөселман йортын таптык, ягъни Лут пәйгамбәр йорты гына мөселман йорты иде.
Endonezyaca:
Dan Kami tidak mendapati negeri itu, kecuali sebuah rumah dari orang yang berserah diri.
Amharca:
በውስጧም ከሙስሊሞች ከአንድ ቤት (ቤተሰቦች) በስተቀር አላገኘንም፡፡
Tamilce:
ஆக, அதில் (-அந்த ஊரில்) முஸ்லிம்களுடைய ஒரு வீட்டைத் தவிர நாம் (அங்கு) காணவில்லை.
Korece:
그러나 하나님은 한 가정 외에는 어떤 무슬림도 발견치 못하여
Vietnamca:
“Tuy nhiên, chúng tôi đã chẳng thấy ai ngoài một gia đình Muslim (duy nhất).”
Ayet Linkleri: