Arapça:
۞ قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ أَيُّهَا الْمُرْسَلُونَ
Çeviriyazı:
ḳâle femâ ḫaṭbüküm eyyühe-lmürselûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İbrahim, kendisine misafir olarak gelen meleklere: "Acaba sizin asıl önemli işiniz nedir ey elçiler?" dedi.
Diyanet İşleri:
İbrahim: "Ey Elçiler! Göreviniz nedir?" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İbrahim, işiniz nedir ey elçiler demişti.
Şaban Piriş:
O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi.
Edip Yüksel:
(İbrahim:) "Ey elçiler asıl göreviniz nedir?" dedi.
Ali Bulaç:
(İbrahim) dedi ki: "Şu halde sizin asıl isteğiniz nedir, ey elçiler?"
Suat Yıldırım:
İbrâhim: “Peki sizin gelişinizin asıl sebebini öğrenebilir miyim ey değerli elçiler?” dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(31-32) (İbrahim aleyhisselâm) Dedi ki: «O halde mühim işiniz neden ibarettir ey gönderilmiş zâtlar?» (O melekler de) Dediler ki: «Şüphe yok, biz günahkârlar olan bir kavme gönderildik.»
Yaşar Nuri Öztürk:
İbrahim sordu: "Amacınız ne, ey elçiler?"
Bekir Sadak:
Can yakici azabdan korkanlar icin, o beldede bir isaret, bir kalinti biraktik.
İbni Kesir:
Ey elçiler, işiniz nedir? dedi.
Adem Uğur:
(İbrahim:) O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi.
İskender Ali Mihr:
(Hz. İbrâhîm): “Öyleyse ey elçiler! Söylemek istediğiniz şey nedir?” dedi.
Celal Yıldırım:
İbrahim, onlara : «Ey elçiler! Sizin iş ve isteğiniz nedir?» dedi.
Tefhim ul Kuran:
(İbrahim) Dedi ki: «Şu halde sizin asıl isteğiniz nedir, ey elçiler?»
Fransızca:
Alors [Abraham] dit: "Quelle est donc votre mission, ô envoyés?"
İspanyolca:
Dijo: «¿Qué es lo que os trae, ¡enviados!?»
İtalyanca:
Disse [Abramo]: «O inviati, qual è la vostra missione?».
Almanca:
Er sagte: "Was ist euer Bestreben, ihr Entsandte?"
Çince:
他说:诸位使者啊!你们有什么差事呢?
Hollandaca:
En Abraham zeide tot hen: wat is dus uwe boodschap, o gezanten van God?
Rusça:
Он сказал: "Какова же ваша миссия, о посланцы?"
Somalice:
(Nabi Ibraahim) wuxuu ku yidhi xaalkiinnu see yahay kuwayohow la soo diray.
Swahilice:
AKASEMA: Basi ujumbe wenu ni nini, enyi mlio tumwa?
Uygurca:
ئىبراھىم: «ئى ئەلچىلەر! سىلەر نېمە ئىش بىلەن ئەۋەتىلدىڭلار» دېدى
Japonca:
かれは言った。「それで,あなたがたの御用件は何ですか,使徒の方がたよ。」
Arapça (Ürdün):
«قال فما خطبكم» شأنكم «أيها المرسلون».
Hintçe:
तब इबराहीम ने पूछा कि (ऐ ख़ुदा के) भेजे हुए फरिश्तों आख़िर तुम्हें क्या मुहिम दर पेश है
Tayca:
เขากล่าวว่า ดังนั้นความมุ่งหมายของพวกท่านคืออะไรเล่า โอ้บรรดาทูตเอ๋ย?
İbranice:
ואמר: ' מה היא שליחותכם
Hırvatça:
"A što vi hoćete, o izaslanici?", upita Ibrahim.
Rumence:
Abraham spuse: “O, voi trimişilor! Care este treaba voastră?”
Transliteration:
Qala fama khatbukum ayyuha almursaloona
Türkçe:
İbrahim sordu: "Amacınız ne, ey elçiler?"
Sahih International:
[Abraham] said, "Then what is your business [here], O messengers?"
İngilizce:
(Abraham) said: "And what, O ye Messengers, is your errand (now)?"
Azerbaycanca:
(Sonra İbrahim) dedi: “Ey elçilər! Sizin işiniz nədir?”
Süleyman Ateş:
(İbrahim): "O halde göreviniz nedir ey elçiler?" dedi.
Diyanet Vakfı:
(İbrahim:) O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi.
Erhan Aktaş:
İbrâhîm: “O halde ey elçiler! Sizin geliş amacınız nedir?” dedi.
Kral Fahd:
(İbrahim:) O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi.
Hasan Basri Çantay:
(İbrâhîm) «Ey gönderilmiş (melekler) sizin haal-ü şanınız nedir?» dedi.
Muhammed Esed:
(İbrahim,) "Peki" dedi, "(başka) ne görüyorsunuz, ey (semavi) elçiler?"
Gültekin Onan:
(İbrahim) dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Hz. İbrahim, kendisine misafir olarak gelen meleklere) dedi ki: “- O halde istediğiniz nedir? (Niçin gönderildiniz)? Ey elçiler!...”
Portekizce:
Perguntou Abraão: Qual é, então, a vossa incumbência, ó mensageiro?
İsveççe:
[Abraham] sade: "Vad är [annars] skälet till ert besök, ärade budbärare?"
Farsça:
[ابراهیم] گفت: ای فرستادگان! دنبال چه کار مهمی هستید؟
Kürtçe:
(ئیبراھیم) ووتی: چیتان پێ سپێردراوە ئەی نێرراوانی خوا
Özbekçe:
У: «Эй элчилар! Сизнинг ишингиз надир», деди.
Malayca:
Nabi Ibrahim bertanya: "(Selain dari itu) apa lagi tugas penting kamu wahai utusan Tuhan?"
Arnavutça:
(Ibrahimi u tha atyre): “Çfarë është obligimi juaj, o pejgamberë?”
Bulgarca:
Рече: “А какво ви е намерението, о, пратеници?”
Sırpça:
„А шта ви хоћете, о изасланици?“ Упита Аврам.
Çekçe:
A otázal se Abraham: 'Jaká věc vás přivádí, vyslanci?'
Urduca:
ابراہیمؑ نے کہا "اے فرستادگان الٰہی، کیا مہم آپ کو در پیش ہے؟
Tacikçe:
Гуфт: «Эй расулон, ба чӣ кор омадаед?»
Tatarca:
Ибраһим җибәрелгән илчеләрдән: "Ий илчеләр, сез нинди эш белән килдегез?" – дип сорады.
Endonezyaca:
Ibrahim bertanya: "Apakah urusanmu hai para utusan?"
Amharca:
«እናንተ መልክተኞች ሆይ! ታዲያ ነገራችሁ ምንድን ነው?» አላቸው፡፡
Tamilce:
(இப்ராஹீம்) கூறினார்: “(வானவத்) தூதர்களே! உங்கள் காரியம்தான் என்ன? (நீங்கள் வந்த வேலை என்ன?)”
Korece:
그가 사자들이여 당신들 의 용무는 무엇입니까 물으니
Vietnamca:
(Ibrahim) nói: “Vậy công việc của các vị (ở đây) là gì, hỡi các Sứ Giả (của Allah)?”
Ayet Linkleri: