Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

47

Sûredeki Ayet No: 

23

Ayet No: 

4568

Sayfa No: 

509

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أُولَٰئِكَ الَّذِينَ لَعَنَهُمُ اللَّهُ فَأَصَمَّهُمْ وَأَعْمَىٰ أَبْصَارَهُمْ

Çeviriyazı: 

ülâike-lleẕîne le`anehümü-llâhü feeṣammehüm vea`mâ ebṣârahüm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte onlar, Allah'ın lanetlediği, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.

Diyanet İşleri: 

İşte, Allah'ın lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği bunlardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Öyle kişilerdir onlar ki Allah, lanet etmiştir onlara, onları sağırlaştırmakta ve gözlerini kör etmektedir.

Şaban Piriş: 

İşte onlar, Allah’ın kendilerine lanet ettiği ve bu sebeple kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.

Edip Yüksel: 

İşte, ALLAH'ın lanetlediği, sağırlaştırıp körleştirdiği kimseler bunlardır.

Ali Bulaç: 

İşte bunlar; Allah onları lanetlemiş, böylece (kulaklarını) sağırlaştırmış ve basiret (göz)lerini de kör etmiştir.

Suat Yıldırım: 

İşte bunlar, Allah'ın lânet edip kulaklarını sağırlaştırdığı, gözlerini kör ettiği kimselerdir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlar o kimselerdir ki, onlara Allah lânet etmiştir, sonra onları sağır kılmıştır ve gözlerini kör etmiştir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet edip kulaklarını sağır, gözlerini de kör ettiği kimseler...

Bekir Sadak: 

Yoksa, kalblerinde hastalik olanlar, Allah´in onlarin kinlerini disari vurmayacagini mi sandilar?

İbni Kesir: 

Allah´ın kendilerini la´netlemiş, sağırlaştırmış ve gözlerini kör etmiş olduğu kimseler işte bunlardır.

Adem Uğur: 

İşte bunlar, Allah´ın kendilerini lânetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.

İskender Ali Mihr: 

İşte onlar, Allah´ın kendilerine lânet ettikleridir. Bu sebeple onların (nefslerinin) işitme hassalarını sağır ve görme hassalarını kör yaptı.

Celal Yıldırım: 

İşte Allah´ın lanetlediği, sağırlaştırdığı ve gözlerini kör ettiği kimseler bunlardır.

Tefhim ul Kuran: 

İşte bunlar

Fransızca: 

Ce sont ceux-là qu'Allah a maudits, a rendus sourds et a rendu leurs yeux aveugles.

İspanyolca: 

A éstos es a quienes Alá maldice, volviéndoles sordos y ciegos.

İtalyanca: 

Essi sono coloro che Allah maledice: li rende sordi e acceca i loro occhi.

Almanca: 

Diese sind diejenigen, die ALLAH verfluchte, so machte ER sie taub und blind machte ER ihre Augen.

Çince: 

这等人,是真主所弃绝的,故他使他们变聋,使他们变瞎。

Hollandaca: 

Dit zijn zij, die door God zijn gevloekt en doof gemaakt, en wier oogen hij verblind heeft.

Rusça: 

Таких Аллах проклял и лишил слуха и ослепил их взоры.

Somalice: 

Kuwaasi waa kuwa Eebe lacnaday, dhagaha iyo Indhahana tiray.

Swahilice: 

Hao ndio Mwenyezi Mungu alio walaani, na akawatia uziwi, na akawapofoa macho yao.

Uygurca: 

ئەنە شۇنداق كىشىلەرنى اﷲ رەھمىتىدىن يىراق قىلدى، ئۇلارنى (ھەقنى ئاڭلاشتىن) گاس قىلدى، (ھىدايەت يولىنى كۆرۈشتىن) كور قىلدى

Japonca: 

これらの人々は,アッラーが見限った者で,聾唖(者)にされ,その目も盲目になされる。

Arapça (Ürdün): 

«أولئك» أي المفسدون «الذين لعنهم الله فأصمهم» عن استماع الحق «وأعمى أبصارهم» عن طريق الهدى.

Hintçe: 

और (गोया ख़ुद उसने) उन (के कानों) को बहरा और ऑंखों को ऍंधा कर दिया है

Tayca: 

ชนเหล่านี้คือบรรดาผู้ที่อัลลอฮฺทรงสาปแช่งพวกเขา ดังนั้นพระองค์จึงทรงทำให้พวกเขาหูหนวก และทรงทำให้พวกเขาตาบอด

İbranice: 

אלה הם אשר קלל אותם אלוהים ועשה אותם חרשים, ועיוור את עיניהם

Hırvatça: 

To su oni koje je Allah prokleo i gluhim i slijepim ih učinio.

Rumence: 

Aceştia sunt cei pe care Dumnezeu îi blestemă, surzindu-i şi orbindu-le privirile.

Transliteration: 

Olaika allatheena laAAanahumu Allahu faasammahum waaAAma absarahum

Türkçe: 

İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet edip kulaklarını sağır, gözlerini de kör ettiği kimseler...

Sahih International: 

Those [who do so] are the ones that Allah has cursed, so He deafened them and blinded their vision.

İngilizce: 

Such are the men whom Allah has cursed for He has made them deaf and blinded their sight.

Azerbaycanca: 

Onlar (münafiqlər, fitnə-fəsad törədənlər) Allahın lə’nət etdiyi (qulaqlarını) kar və gözlərini kor etdiyi kimsələrdir!

Süleyman Ateş: 

Onlar, Allah'ın la'netleyip sağır yaptığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.

Diyanet Vakfı: 

İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.

Erhan Aktaş: 

İşte onlar, Allah’ın lânetlediği kimselerdir. Böylece onların kulaklarını sağır, gözlerini kör yaptı.(1)

Kral Fahd: 

İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.

Hasan Basri Çantay: 

Onlar öyle kimselerdir ki Allah kendilerini rahmetinden tardetmiş de (kulaklarını) sağır, gözlerini kör yapmışdır.

Muhammed Esed: 

Böyleleri, Allah´ın gözden çıkardığı, (hakikatin sesine karşı) sağırlaştırdığı ve (ışığa karşı) gözlerini körleştirdiği kimselerdir!

Gültekin Onan: 

İşte bunlar

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar öyle kimselerdir ki, Allah onları rahmetinden kovmuş da duygularını almış ve gözlerini kör etmiştir.

Portekizce: 

Tais são aqueles que Deus amaldiçoou, ensurdecendo-os e cegando-lhes as vistas.

İsveççe: 

Det är [människor som] dessa som Gud utestänger från Sin nåd och som Han berövar hörsel och syn.

Farsça: 

آنان [که روی گردانند] کسانی هستند که خدا لعنتشان کرده و گوش [دل] شان را کر و چشم [بصیرت] شان را کور کرده است.

Kürtçe: 

ئا ئەوانە ئەو کەسانەن کە خوا نەفرەتی لێكردوون وە کەڕی کردوون وچاویانی کوێر کردووە

Özbekçe: 

Ана ўшаларни Аллоҳ лаънатлади, уларни кар қилди ва кўзларини кўр қилди.

Malayca: 

(Orang-orang yang melakukan perkara yang tersebut) merekalah yang dilaknat oleh Allah serta ditulikan pendengaran mereka, dan dibutakan penglihatannya

Arnavutça: 

Këta janë ata, të cilët i ka mallkuar Perëndia dhe i ka bërë të shurdhër (ndaj së vërtetës) dhe ua ka verbuar sytë (për të parë rrugën e vërtetë).

Bulgarca: 

Тези са, които Аллах прокле и ги стори глухи и слепи.

Sırpça: 

То су они које је Аллах проклео и учинио их глувим и слепим.

Çekçe: 

Toto jsou ti, jež Bůh proklel, hluchými je učinil a zraky jejich oslepil.

Urduca: 

یہ لوگ ہیں جن پر اللہ نے لعنت کی اور ان کو اندھا اور بہرا بنا دیا

Tacikçe: 

Инҳоанд, ки Худо лаънаташон кардааст ва гӯшҳояшонро кару чашмонашонро кӯр сохтааст.

Tatarca: 

Аллаһ аларны ләгънәт итте, рәхмәтеннән ерак кылды, һәм аларны хак сүзне ишетүдән саңгырау кылды, вә гыйбрәтләрне күрүдән күзләрен сукыр кылды.

Endonezyaca: 

Mereka itulah orang-orang yang dilaknati Allah dan ditulikan-Nya telinga mereka dan dibutakan-Nya penglihatan mereka.

Amharca: 

እነዚህ እነዚያ አላህ የረገማቸው፣ ያደነቆራቸውም፣ ዓይኖቻቸውንም ያወራቸው ናቸው፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் எத்தகையோர் என்றால் அல்லாஹ் அவர்களை சபித்தான். ஆக, அவர்களை அவன் செவிடாக்கி விட்டான்; அவர்களின் பார்வைகளை குருடாக்கி விட்டான்.

Korece: 

그러한 자들을 하나님께서 저주하사 그들의 귀는 들리지 않 게 하고 그들의 눈은 장님으로 만드시노라

Vietnamca: 

Chúng (những kẻ làm như thế) là những kẻ mà Allah đã nguyền rủa, nên Ngài đã làm điếc (thính giác) của chúng và làm mù thị giác của chúng.