Arapça:
أُولَٰئِكَ الَّذِينَ لَعَنَهُمُ اللَّهُ فَأَصَمَّهُمْ وَأَعْمَىٰ أَبْصَارَهُمْ
Çeviriyazı:
ülâike-lleẕîne le`anehümü-llâhü feeṣammehüm vea`mâ ebṣârahüm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte onlar, Allah'ın lanetlediği, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Diyanet İşleri:
İşte, Allah'ın lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği bunlardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Öyle kişilerdir onlar ki Allah, lanet etmiştir onlara, onları sağırlaştırmakta ve gözlerini kör etmektedir.
Şaban Piriş:
İşte onlar, Allah’ın kendilerine lanet ettiği ve bu sebeple kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Edip Yüksel:
İşte, ALLAH'ın lanetlediği, sağırlaştırıp körleştirdiği kimseler bunlardır.
Ali Bulaç:
İşte bunlar; Allah onları lanetlemiş, böylece (kulaklarını) sağırlaştırmış ve basiret (göz)lerini de kör etmiştir.
Suat Yıldırım:
İşte bunlar, Allah'ın lânet edip kulaklarını sağırlaştırdığı, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Onlar o kimselerdir ki, onlara Allah lânet etmiştir, sonra onları sağır kılmıştır ve gözlerini kör etmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk:
İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet edip kulaklarını sağır, gözlerini de kör ettiği kimseler...
Bekir Sadak:
Yoksa, kalblerinde hastalik olanlar, Allah´in onlarin kinlerini disari vurmayacagini mi sandilar?
İbni Kesir:
Allah´ın kendilerini la´netlemiş, sağırlaştırmış ve gözlerini kör etmiş olduğu kimseler işte bunlardır.
Adem Uğur:
İşte bunlar, Allah´ın kendilerini lânetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
İskender Ali Mihr:
İşte onlar, Allah´ın kendilerine lânet ettikleridir. Bu sebeple onların (nefslerinin) işitme hassalarını sağır ve görme hassalarını kör yaptı.
Celal Yıldırım:
İşte Allah´ın lanetlediği, sağırlaştırdığı ve gözlerini kör ettiği kimseler bunlardır.
Tefhim ul Kuran:
İşte bunlar
Fransızca:
Ce sont ceux-là qu'Allah a maudits, a rendus sourds et a rendu leurs yeux aveugles.
İspanyolca:
A éstos es a quienes Alá maldice, volviéndoles sordos y ciegos.
İtalyanca:
Essi sono coloro che Allah maledice: li rende sordi e acceca i loro occhi.
Almanca:
Diese sind diejenigen, die ALLAH verfluchte, so machte ER sie taub und blind machte ER ihre Augen.
Çince:
这等人,是真主所弃绝的,故他使他们变聋,使他们变瞎。
Hollandaca:
Dit zijn zij, die door God zijn gevloekt en doof gemaakt, en wier oogen hij verblind heeft.
Rusça:
Таких Аллах проклял и лишил слуха и ослепил их взоры.
Somalice:
Kuwaasi waa kuwa Eebe lacnaday, dhagaha iyo Indhahana tiray.
Swahilice:
Hao ndio Mwenyezi Mungu alio walaani, na akawatia uziwi, na akawapofoa macho yao.
Uygurca:
ئەنە شۇنداق كىشىلەرنى اﷲ رەھمىتىدىن يىراق قىلدى، ئۇلارنى (ھەقنى ئاڭلاشتىن) گاس قىلدى، (ھىدايەت يولىنى كۆرۈشتىن) كور قىلدى
Japonca:
これらの人々は,アッラーが見限った者で,聾唖(者)にされ,その目も盲目になされる。
Arapça (Ürdün):
«أولئك» أي المفسدون «الذين لعنهم الله فأصمهم» عن استماع الحق «وأعمى أبصارهم» عن طريق الهدى.
Hintçe:
और (गोया ख़ुद उसने) उन (के कानों) को बहरा और ऑंखों को ऍंधा कर दिया है
Tayca:
ชนเหล่านี้คือบรรดาผู้ที่อัลลอฮฺทรงสาปแช่งพวกเขา ดังนั้นพระองค์จึงทรงทำให้พวกเขาหูหนวก และทรงทำให้พวกเขาตาบอด
İbranice:
אלה הם אשר קלל אותם אלוהים ועשה אותם חרשים, ועיוור את עיניהם
Hırvatça:
To su oni koje je Allah prokleo i gluhim i slijepim ih učinio.
Rumence:
Aceştia sunt cei pe care Dumnezeu îi blestemă, surzindu-i şi orbindu-le privirile.
Transliteration:
Olaika allatheena laAAanahumu Allahu faasammahum waaAAma absarahum
Türkçe:
İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet edip kulaklarını sağır, gözlerini de kör ettiği kimseler...
Sahih International:
Those [who do so] are the ones that Allah has cursed, so He deafened them and blinded their vision.
İngilizce:
Such are the men whom Allah has cursed for He has made them deaf and blinded their sight.
Azerbaycanca:
Onlar (münafiqlər, fitnə-fəsad törədənlər) Allahın lə’nət etdiyi (qulaqlarını) kar və gözlərini kor etdiyi kimsələrdir!
Süleyman Ateş:
Onlar, Allah'ın la'netleyip sağır yaptığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Diyanet Vakfı:
İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Erhan Aktaş:
İşte onlar, Allah’ın lânetlediği kimselerdir. Böylece onların kulaklarını sağır, gözlerini kör yaptı.(1)
Kral Fahd:
İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Hasan Basri Çantay:
Onlar öyle kimselerdir ki Allah kendilerini rahmetinden tardetmiş de (kulaklarını) sağır, gözlerini kör yapmışdır.
Muhammed Esed:
Böyleleri, Allah´ın gözden çıkardığı, (hakikatin sesine karşı) sağırlaştırdığı ve (ışığa karşı) gözlerini körleştirdiği kimselerdir!
Gültekin Onan:
İşte bunlar
Ali Fikri Yavuz:
Onlar öyle kimselerdir ki, Allah onları rahmetinden kovmuş da duygularını almış ve gözlerini kör etmiştir.
Portekizce:
Tais são aqueles que Deus amaldiçoou, ensurdecendo-os e cegando-lhes as vistas.
İsveççe:
Det är [människor som] dessa som Gud utestänger från Sin nåd och som Han berövar hörsel och syn.
Farsça:
آنان [که روی گردانند] کسانی هستند که خدا لعنتشان کرده و گوش [دل] شان را کر و چشم [بصیرت] شان را کور کرده است.
Kürtçe:
ئا ئەوانە ئەو کەسانەن کە خوا نەفرەتی لێكردوون وە کەڕی کردوون وچاویانی کوێر کردووە
Özbekçe:
Ана ўшаларни Аллоҳ лаънатлади, уларни кар қилди ва кўзларини кўр қилди.
Malayca:
(Orang-orang yang melakukan perkara yang tersebut) merekalah yang dilaknat oleh Allah serta ditulikan pendengaran mereka, dan dibutakan penglihatannya
Arnavutça:
Këta janë ata, të cilët i ka mallkuar Perëndia dhe i ka bërë të shurdhër (ndaj së vërtetës) dhe ua ka verbuar sytë (për të parë rrugën e vërtetë).
Bulgarca:
Тези са, които Аллах прокле и ги стори глухи и слепи.
Sırpça:
То су они које је Аллах проклео и учинио их глувим и слепим.
Çekçe:
Toto jsou ti, jež Bůh proklel, hluchými je učinil a zraky jejich oslepil.
Urduca:
یہ لوگ ہیں جن پر اللہ نے لعنت کی اور ان کو اندھا اور بہرا بنا دیا
Tacikçe:
Инҳоанд, ки Худо лаънаташон кардааст ва гӯшҳояшонро кару чашмонашонро кӯр сохтааст.
Tatarca:
Аллаһ аларны ләгънәт итте, рәхмәтеннән ерак кылды, һәм аларны хак сүзне ишетүдән саңгырау кылды, вә гыйбрәтләрне күрүдән күзләрен сукыр кылды.
Endonezyaca:
Mereka itulah orang-orang yang dilaknati Allah dan ditulikan-Nya telinga mereka dan dibutakan-Nya penglihatan mereka.
Amharca:
እነዚህ እነዚያ አላህ የረገማቸው፣ ያደነቆራቸውም፣ ዓይኖቻቸውንም ያወራቸው ናቸው፡፡
Tamilce:
அவர்கள் எத்தகையோர் என்றால் அல்லாஹ் அவர்களை சபித்தான். ஆக, அவர்களை அவன் செவிடாக்கி விட்டான்; அவர்களின் பார்வைகளை குருடாக்கி விட்டான்.
Korece:
그러한 자들을 하나님께서 저주하사 그들의 귀는 들리지 않 게 하고 그들의 눈은 장님으로 만드시노라
Vietnamca:
Chúng (những kẻ làm như thế) là những kẻ mà Allah đã nguyền rủa, nên Ngài đã làm điếc (thính giác) của chúng và làm mù thị giác của chúng.
Ayet Linkleri: