
ülâike-lleẕîne le`anehümü-llâhü feeṣammehüm vea`mâ ebṣârahüm.
Arapça:
أُولَٰئِكَ الَّذِينَ لَعَنَهُمُ اللَّهُ فَأَصَمَّهُمْ وَأَعْمَىٰ أَبْصَارَهُمْ
Türkçe:
İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet edip kulaklarını sağır, gözlerini de kör ettiği kimseler...
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte onlar, Allah'ın lanetlediği, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Diyanet Vakfı:
İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
İngilizce:
Such are the men whom Allah has cursed for He has made them deaf and blinded their sight.
Fransızca:
Ce sont ceux-là qu'Allah a maudits, a rendus sourds et a rendu leurs yeux aveugles.
Almanca:
Diese sind diejenigen, die ALLAH verfluchte, so machte ER sie taub und blind machte ER ihre Augen.
Rusça:
Таких Аллах проклял и лишил слуха и ослепил их взоры.
Açıklama:
