Arapça:
أُولَٰئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ خَالِدِينَ فِيهَا جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Çeviriyazı:
ülâike aṣḥâbü-lcenneti ḫâlidîne fîhâ. cezâem bimâ kânû ya`melûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte onlar cennetlikdirler, yaptıklarına karşılık orada ebedi olarak kalacaklardır.
Diyanet İşleri:
İşte onlar, cennetliklerdir; işlediklerine karşılık olarak, içinde temelli kalacaklardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlardır cennet ehli, ebedi kalırlar orada, yaptıklarına karşılık.
Şaban Piriş:
Onlar, Cennet halkı olup, yaptıklarının karşılığı olarak orada ebedi kalacaklardır.
Edip Yüksel:
Onlar cennet halkıdır; yapmış olduklarına karşılık olarak orada ebedi kalacaklardır.
Ali Bulaç:
İşte onlar, cennet halkıdır; yaptıklarına karşılık olmak üzere, içinde ebedi olarak kalacaklardır.
Suat Yıldırım:
Onlar cennetlik olup, yaptıkları güzel işlere karşılık olarak ebedî kalmak üzere o cennetlere girerler.yamet gününden yüz çevirirler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
İşte onlar cennet sahipleridir. İşler olmuş oldukları şeylere bir mükâfaat olmak üzere orada ebedîyyen kalıcılardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Cennet halkıdır onlar. Yapıp ettiklerine karşılık olarak sürekli kalacaklardır orada.
Bekir Sadak:
Inkar edenler, atese sunulduklari gun, onlara: «Dunyadaki hayatinizda sizin icin guzel olan her seyi harcadiniz, onlarin zevkini surdunuz
İbni Kesir:
İşte onlar, cennet ehlidirler. İşlediklerine karşılık olarak orada temelli kalacaklardır.
Adem Uğur:
Onlar cennet ehlidirler. Yapmakta olduklarına karşılık orada ebedî kalacaklardır.
İskender Ali Mihr:
İşte onlar cennet ehlidirler. Orada ebedî kalacak olanlardır, yapmış olduklarının karşılığı (mükâfatı) olarak.
Celal Yıldırım:
İşte bunlar Cennet ehlidirler, yapageldiklerine karşılık orada ebedîdirler.
Tefhim ul Kuran:
İşte onlar, cennet halkıdır
Fransızca:
Ceux-là sont les gens du Paradis où ils demeureront éternellement, en récompense de ce qu'ils faisaient.
İspanyolca:
Esos tales morarán en el Jardín eternamente, como retribución a sus obras.
İtalyanca:
Essi saranno i compagni del Giardino, in cui rimarranno in perpetuo, compenso per quel che avranno fatto.
Almanca:
Diese sind die Weggenossen der Dschanna. Darin bleiben sie ewig als Vergeltung für das, was sie zu tun pflegten.
Çince:
这等人,是乐园的居民,将永居其中;这是为了报酬他们的行为。
Hollandaca:
Deze zullen de bewoners van het paradijs zijn; eeuwig zullen zij daarin verblijven, ter belooning voor hetgeen zij gedaan zullen hebben.
Rusça:
Они являются обитателями Рая, в котором они пребудут вечно в воздаяние за то, что они совершали.
Somalice:
Kuwaasna waa ehlu-Janno wayna ku waari dhexdeeda, abaalmarin camalkoodii (wanaagsanaa) darteed.
Swahilice:
Hao ndio watu wa Peponi, watadumu humo, kuwa ni malipo kwa waliyo kuwa wakiyatenda.
Uygurca:
ئەنە شۇلار ئەھلى جەننەتتۇر، ئۇلار جەننەتتە مەڭگۈ قالىدۇ، (بۇ) ئۇلارنىڭ قىلغان (ياخشى) ئەمەللىرىنى مۇكاپاتلاش ئۈچۈندۇر
Japonca:
これらは楽園の住人で,その中に永遠に住む。(それが)かれらの(善)行に対する報奨である。
Arapça (Ürdün):
«أولئك أصحاب الجنة خالدين فيها» حال «جزاءً» منصوب على المصدر بفعله المقدر، أي يجزون «بما كانوا يعملون».
Hintçe:
यही तो अहले जन्नत हैं कि हमेशा उसमें रहेंगे (ये) उसका सिला है जो ये लोग (दुनिया में) किया करते थे
Tayca:
ชนเหล่านั้นคือชาวสวนสวรรค์ พวกเขาเป็นผู้พำนักอยู่ในนั้นตลอดกาล เป็นการตอบแทนที่พวกเขาได้กระทำไว้
İbranice:
אלה הם שוכני גן העדן לנצח, כגמול על מעשיהם הטובים
Hırvatça:
Oni će stanovnici Dženneta biti, u njemu će vječno boraviti, i to će im nagrada biti za ono što su radili.
Rumence:
Aceştia sunt soţii Raiului, unde vor veşnici ca răsplată a ceea ce au făptuit.
Transliteration:
Olaika ashabu aljannati khalideena feeha jazaan bima kanoo yaAAmaloona
Türkçe:
Cennet halkıdır onlar. Yapıp ettiklerine karşılık olarak sürekli kalacaklardır orada.
Sahih International:
Those are the companions of Paradise, abiding eternally therein as reward for what they used to do.
İngilizce:
Such shall be Companions of the Gardens, dwelling therein (for aye): a recompense for their (good) deeds.
Azerbaycanca:
Belələri cənnətlikdirlər, onlar (dünyada) etdikləri (yaxşı) əməllərin əvəzi olaraq orada əbədi qalacaqlar!
Süleyman Ateş:
Onlar cennet halkıdır, yaptıklarına karşılık orada ebedi kalacaklardır.
Diyanet Vakfı:
Onlar cennet ehlidirler. Yapmakta olduklarına karşılık orada ebedi kalacaklardır.
Erhan Aktaş:
İşte onlar Cennetliktirler. Yaptıklarına karşılık, orada sürekli kalacaklardır.
Kral Fahd:
Onlar cennet ehlidirler. Yapmakta olduklarına karşılık orada ebedi kalacaklardır.
Hasan Basri Çantay:
Onlar cennetin yaranıdırlar. İşlemekde oldukları (iyi amel ve hareketleri) ne mükâfat olmak üzere orada ebedî kalıcıdırlar onlar.
Muhammed Esed:
onlar yaptıkları her şeyin bir ödülü olarak hep orada kalacak cennetliklerdir.
Gültekin Onan:
İşte onlar, cennet halkıdır
Ali Fikri Yavuz:
Onlar cennet’liktirler. İşledikleri amellere mükâfat olarak orada ebedi kalacaklardır.
Portekizce:
Estes serão os diletos, do Paraíso, onde morarão eternamente, em recompensa por quanto houverem feito.
İsveççe:
De har paradiset till arvedel och där skall de förbli till evig tid - lönen för deras handlingar!
Farsça:
اینان اهل بهشت اند که به پاداش اعمال شایسته ای که همواره انجام می دادند، در آن جاودانه اند.….
Kürtçe:
ئەوانە ھاوەڵانی بەھەشتن بەھەمیشەیی تێیدا دەمێننەوە لەپاداشتی ئەو کردەوانەی کە دەیانکرد (لەدونیادا)
Özbekçe:
Ана ўшалар жаннат эгаларидир, унда қилган амаллари мукофотига абадий қолурлар.
Malayca:
Merekalah ahli Syurga, tetap kekalah mereka di dalamnya, sebagai balasan bagi amal-amal soleh yang mereka telah kerjakan.
Arnavutça:
Ata janë banorë të xhennetit, në të do të qëndrojnë përherë, dhe ky do të t’u jetë shpërblim për atë që kanë punuar.
Bulgarca:
Те са обитателите на Рая, там ще пребивават вечно - въздаяние за техните дела.
Sırpça:
Они ће да буду становници Раја, у њему ће вечно да бораве, и то ће да им буде награда за оно што су радили.
Çekçe:
Ti stanou se obyvateli zahrady rajské, v níž odměnou za skutky své budou nesmrtelní.
Urduca:
ایسے سب لوگ جنت میں جانے والے ہیں جہاں وہ ہمیشہ رہیں گے اپنے اُن اعمال کے بدلے جو وہ دنیا میں کرتے رہے ہیں
Tacikçe:
Инҳо ба мукофоти амалҳояшон аҳли биҳиштанд ва дар он ҷо ҷовидонаанд.
Tatarca:
Ул мөэминнәр җәннәт кешеләредер, алар анда мәңге булырлар Коръән белән гамәл кылулары бәрабәренә изге җәза булсын өчен.
Endonezyaca:
Mereka itulah penghuni-penghuni surga, mereka kekal di dalamnya; sebagai balasan atas apa yang telah mereka kerjakan.
Amharca:
እነዚያ የገነት ጓዶች ናቸው፡፡ በእርሷ ውስጥ ዘውታሪዎች ሲኾኑ፡፡ በዚያ ይሠሩት በነበሩት ምክንያት ታላቅን ምንዳ (ይምመነዳሉ)፡፡
Tamilce:
அவர்கள் சொர்க்கவாசிகள், அதில் அவர்கள் நிரந்தரமாக இருப்பார்கள், அவர்கள் செய்துகொண்டிருந்தவற்றிற்குக் கூலியாக (இந்த சொர்க்கத்தை அவர்கள் பெற்றார்கள்).
Korece:
그들은 천국의 주인들로 그 곳에서 영생하리니 그것이 그들이 행한 것에 대한 보상이라
Vietnamca:
Những người đó sẽ là những người Bạn của Thiên Đàng, họ sẽ mãi mãi sống trong đó, một phần thưởng cho những điều mà họ đã làm (trên cuộc sống trần gian).
Ayet Linkleri: