Arapça:
وَخَلَقَ اللَّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ بِالْحَقِّ وَلِتُجْزَىٰ كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ
Çeviriyazı:
veḫaleḳa-llâhü-ssemâvâti vel'arḍa bilḥaḳḳi velitüczâ küllü nefsim bimâ kesebet vehüm lâ yużlemûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Halbuki Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Hem de herkese yaptığının karşılığı verilmek üzere, onlara asla haksızlık edilmez.
Diyanet İşleri:
Allah gökleri ve yeri gerçekle yaratmıştır; her cana, kazandığının karşılığı verilir, onlara zulmedilmez.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve halketmiştir Allah gökleri ve yeryüzünü gerçek olarak ve herkes, kazancına göre karşılık bulsun diye ve onlara zulmedilmez.
Şaban Piriş:
Allah, gökleri ve yeri herkes, hiçbir haksızlığa uğramadan kazandıklarının karşılığını görsün diye hak/adalet ile yarattı.
Edip Yüksel:
ALLAH gökleri ve yeri belli bir amaç için yarattı ki her can, kazandığının karşılığını haksızlığa uğramadan görsün.
Ali Bulaç:
Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.
Suat Yıldırım:
Halbuki Allah gökleri ve yeri hikmetle, gerçek bir maksatla ve bir de herkes ne kazanmışsa, kendilerine asla haksızlık edilmeksizin, ona göre karşılık görmesi için yaratmıştır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı ve herkesi kendi kazandığı ile cezalandırılmak için (yaratmıştır) ve onlar zulme uğratılmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ve Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Ta ki her benlik, kazancının karşılığıyla, hiç kimse zulme uğratılmaksızın, yüz yüze getirilsin.
Bekir Sadak:
Her ummeti diz ustu cokmus olarak gorursun. Her ummet kitabina cagrilir. Onlara denir ki: «Bugun, size islediginizin karsiligi verilecektir.»
İbni Kesir:
Allah, gökleri ve yeri hak ile yaratmıştır. Ta ki her nefis, zulme uğratılmaksızın kazancına göre karşılık görsün.
Adem Uğur:
Allah, gökleri ve yeri yerli yerince yaratmıştır. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez.
İskender Ali Mihr:
Ve Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Ve bütün nefslere kazandıklarının karşılığı (ceza veya mükâfat) verilsin diye. Ve onlara zulmedilmez.
Celal Yıldırım:
Allah, gökleri ve yeri hakk ile yarattı. Herkes kazanıp elde ettiğinin karşılığını görsün diye (onları Dünya´ya getirdi). Onlar (amellerinin karşılığı verilirken) hiç de haksızlığa uğratılmazlar.
Tefhim ul Kuran:
Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı
Fransızca:
Et Allah a créé les cieux et la terre en toute vérité et afin que chaque âme soit rétribuée selon ce qu'elle a acquis. Ils ne seront cependant pas lésés.
İspanyolca:
Alá ha creado con un fin los cielos y la tierra. Y para que cada cual sea retribuido según sus méritos. Nadie será tratado injustamente.
İtalyanca:
Allah creò in tutta verità i cieli e la terra, affinché ogni uomo sia compensato per quel che avrà fatto. Nessuno subirà un torto.
Almanca:
Und ALLAH erschuf die Himmel und die Erde in Gesetzmäßigkeit, und damit jeder Seele das vergolten wird, was sie erwarb. Und ihnen wird kein Unrecht angetan.
Çince:
真主本真理而创造天地,以便每个人都因其行为而受报酬,他们将来不受亏枉。
Hollandaca:
God heeft de hemelen en de aarde in waarheid geschapen; hij zal iedereen beloonen, overeenkomstig hetgene hij zal verricht hebben; en zij zullen niet onrechtvaardig behandeld worden.
Rusça:
Аллах сотворил небеса и землю во истине и для того, чтобы каждая душа получила воздаяние за то, что она приобрела, и с ними не поступят несправедливо.
Somalice:
Eebaa u abuuray samooyinka iyo Dhulka, xaq iyo in laga abaalmariyo Naf walba waxay kasbatay, lamana dulmiyo.
Swahilice:
Na Mwenyezi Mungu ameziumba mbingu na ardhi kwa haki, na ili kila nafsi ilipwe yale iliyo yachuma. Nao hawatadhulumiwa.
Uygurca:
اﷲ ئاسمانلارنى ۋە زېمىننى ھەقلىق بىلەن ياراتتى، ھەر ئىنساننىڭ قىلمىشىغا يارىشا جازا ياكى مۇكاپات بېرىلىدۇ، ئۇلارغا زۇلۇم قىلىنمايدۇ
Japonca:
アッラーは,天と地を真理によって創造なされた。そして各人は,その行ったことに対して報いられ,不当に扱かわれることはないのである。
Arapça (Ürdün):
«وخلق الله السماوات» خلق «والأرض بالحق» متعلق بخلق ليدل على قدرته ووحدانيته «ولتجزى كل نفس بما كسبت» من المعاصي والطاعات فلا يساوي الكافر المؤمن «وهم لا يظلمون».
Hintçe:
और ख़ुदा ने सारे आसमान व ज़मीन को हिकमत व मसलेहत से पैदा किया और ताकि हर शख़्श को उसके किये का बदला दिया जाए और उन पर (किसी तरह का) ज़ुल्म नहीं किया जाएगा
Tayca:
และอัลลอฮฺทรงสร้างชั้นฟ้าทั้งหลายและแผ่นดินด้วยความเที่ยงธรรม และเพื่อทุก ๆ ชีวิต (ทุกคน) จะได้รับการตอบแทนตามที่ได้ขวนขวยเอาไว้ และพวกเขาจะไม่ถูกอธรรมแต่อย่างใด
İbranice:
וברא אלוהים את השמים ואת הארץ בצדק, וכל נפש תקבל גמול הולם על מעשיה, והם לא יקופחו
Hırvatça:
A Allah je nebesa i Zemlju s Istinom stvorio i zato da bi svaka osoba bila nagrađena ili kažnjena prema onom šta je zaradila, i njima zulum učinjen neće biti.
Rumence:
Dumnezeu a creat cerurile şi pământul întru Adevăr ca fiece suflet să fie răsplătit după ceea ce a agonisit. Ei nu vor fi nedreptăţiţi.
Transliteration:
Wakhalaqa Allahu alssamawati waalarda bialhaqqi walitujza kullu nafsin bima kasabat wahum la yuthlamoona
Türkçe:
Ve Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Ta ki her benlik, kazancının karşılığıyla, hiç kimse zulme uğratılmaksızın, yüz yüze getirilsin.
Sahih International:
And Allah created the heavens and earth in truth and so that every soul may be recompensed for what it has earned, and they will not be wronged.
İngilizce:
Allah created the heavens and the earth for just ends, and in order that each soul may find the recompense of what it has earned, and none of them be wronged.
Azerbaycanca:
Allah göyləri və yeri haqq-ədalətlə və hər kəsin qazandığı nə isə onun müqabilində əvəz (qarşılıq) görməsi üçün yaratmışdır. Və onlara heç bir haqsızlıq edilməyəcəkdir. (Yaxşı əməl sahibinə mükafat veriləcək, pislik edən də öz pisliyi müqabilində cəzalandırılacaqdır).
Süleyman Ateş:
Allah, gökleri ve yeri gerçek olarak yaratmıştır ki her can, kazandığıyle cezalandırılsın, kimseye haksızlık edilmez.
Diyanet Vakfı:
Allah, gökleri ve yeri yerli yerince yaratmıştır. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez.
Erhan Aktaş:
Allah, gökleri ve yeryüzünü Hakk(1) ile yarattı. Herkes yaptığının karşılığını görecek ve hiç kimseye haksızlık edilmeyecektir.
Kral Fahd:
Allah, gökleri ve yeri yerli yerince yaratmıştır. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez.
Hasan Basri Çantay:
Allah, gökleri ve yeri hakkın ikaamesine sebeb olarak ve herkesin kazandığı ne ise, kendilerine asla haksızlık edilmeyerek, onunla mukaabele edilmesi için yaratmışdır.
Muhammed Esed:
Çünkü Allah, gökleri ve yeri (deruni bir) hakikate göre yarattı ve (bu sebeple diledi ki) her insan kazandığının karşılığını görsün ve hiç kimseye haksızlık yapılmasın.
Gültekin Onan:
Tanrı, gökleri ve yeri hak olarak yarattı
Ali Fikri Yavuz:
Halbuki Allah gökleri ve yeri adaletle yarattı, (zulüm olsun diye değil). Hem de herkese kazandığının karşılığı verilmek için (yarattı)... Onlara asla haksızlık edilmez.
Portekizce:
Deus criou os céus e a terra com prudência, para que toda a alma seja compensada segundo o que tiver feito, e ninguémserá defraudado.
İsveççe:
Gud har skapat himlarna och jorden i enlighet med en plan och ett syfte, och för att var och en skall få den lön som han har förtjänat och ingen tillfogas orätt.
Farsça:
خدا آسمان ها و زمین را به حق آفرید، و تا هر کس در برابر اعمالی که انجام داده است، پاداش یابد و آنان مورد ستم قرار نمی گیرند.
Kürtçe:
وەخوا ئاسمانەکان وزەوی بەھەق وڕاستی دروستکردووە بۆ ئەوەی ھەموو کەسێك پاداشت بدرێتەوە بەگوێرەی ئەو کار وکردەوانەی کە کردوویەتی وە ئەوان ھیچ ستەمیان لێناکرێت
Özbekçe:
Аллоҳ осмонлару ерни ҳақ ила, ҳар бир жон қилган касбига яраша, зулм қилинмаган ҳолида жазосини (мукофотини) олиши учун яратган.
Malayca:
Dan (ingatlah), Allah menciptakan langit dan bumi dengan cara yang sungguh layak dan berhikmat (untuk membuktikan keesaanNya dan keadilanNya), dan supaya tiap-tiap diri diberi balasan dengan apa yang mereka telah kerjakan (baik atau jahat), sedang mereka tidak dikurangkan balasannya sedikitpun.
Arnavutça:
E, Perëndia, krijoi qiej dhe Tokë me qëllim të plotë, në mënyrë që çdo njeri të jetë i shpërblyer (apo i dënuar) për atë që ka punuar. E, askujt nuk do t’i bëhet padrejtësi.
Bulgarca:
И сътвори Аллах небесата и земята с мъдрост, и за да се въздаде на всяка душа, каквото е придобила, и не ще бъдат угнетени.
Sırpça:
А Аллах је небеса и Земљу створио са Истином и зато да би свака особа била награђена или кажњена према оном што је урадила, и неће им бити учињено насиље.
Çekçe:
Bůh stvořil nebesa i zemi jako skutečnost, aby mohl odměnit duši každou za to, co si vysloužila; a nebude jim ukřivděno.
Urduca:
اللہ نے تو آسمانوں اور زمین کو برحق پیدا کیا ہے اور اس لیے کیا ہے کہ ہر متنفس کو اُس کی کمائی کا بدلہ دیا جائے لوگوں پر ظلم ہرگز نہ کیا جائے گا
Tacikçe:
Ва Худо осмонҳову заминро ба ҳақ биёфарид, то ҳар касеро баробари коре, ки кардааст, ҷазо диҳад ва ба онҳо ситам нашавад.
Tatarca:
Аллаһ җирне вә күкләрне хаклык белән төзеде, һәр кеше кылган яхшылыгы вә яманлыгы белән хөкем ителсен өчен, алар сәвабны киметеп яки гөнаһны арттырып золым ителмәсләр.
Endonezyaca:
Dan Allah menciptakan langit dan bumi dengan tujuan yang benar dan agar dibalasi tiap-tiap diri terhadap apa yang dikerjakannya, dan mereka tidak akan dirugikan.
Amharca:
አላህም ሰማያትንና ምድርን (ለችሎታው እንደሚያመለክትባቸውና) ነፍስም ሁሉ በሠራችው ሥራ ትምመነዳ ዘንድ በትክክል ፈጠረ፡፡ እነርሱም አይበደሉም፡፡
Tamilce:
இன்னும், அல்லாஹ் வானங்களையும் பூமியையும் - உண்மையான காரணத்திற்காக (-அவனது வல்லமையை அடியார்கள் அறிவதற்காக)வும் ஒவ்வொரு ஆன்மாவும் அது எதை செய்ததோ அதற்குக் கூலி கொடுக்கப்படுவதற்காகவும் - படைத்தான். இன்னும், அவர்கள் அநீதி இழைக்கப்பட மாட்டார்கள்.
Korece:
하나님께서 진리로 천지를 창조하사 모든 인간이 얻고자 하 는 것을 얻게 하시니 어느 누구도 부정하게 다루어지지 않노라
Vietnamca:
Allah tạo hóa các tầng trời và trái đất là vì chân lý. (Ngài tạo ra chúng) để mỗi linh hồn có thể được đền bù xứng đáng về những gì nó đã làm ra; và (các linh hồn) sẽ không bị đối xử bất công.
Ayet Linkleri: