Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

45

Sûredeki Ayet No: 

19

Ayet No: 

4492

Sayfa No: 

500

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّهُمْ لَن يُغْنُوا عَنكَ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا ۚ وَإِنَّ الظَّالِمِينَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ ۖ وَاللَّهُ وَلِيُّ الْمُتَّقِينَ

Çeviriyazı: 

innehüm ley yugnû `anke mine-llâhi şey'â. veinne-żżâlimîne ba`ḍuhüm evliyâü ba`ḍ. vellâhü veliyyü-lmütteḳîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Çünkü onlar Allah'tan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar. Şüphesiz zâlimler, birbirlerinin dostlarıdır. Allah ise müttakilerin dostudur.

Diyanet İşleri: 

Şüphesiz onlar, seni Allah'tan müstağni kılamazlar. Doğrusu zalimler birbirlerinin dostudurlar. Sakınanların dostu ise Allah'tır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki onlar, senden Allah'ın azabına ait hiçbir şeyi defedemezler ve şüphe yok ki zulmedenlerin bir kısmı, bir kısmına yardım eder ve Allah'sa, çekinenlerin yardımcısıdır.

Şaban Piriş: 

Zira onlar Allah’tan gelecek bir şeyi senden savamazlar. Zalimler, birbirlerinin velisidir. Allah da takva sahiplerinin velisidir.

Edip Yüksel: 

Onlar, ALLAH'tan hiçbir şeyi senden savamazlar. Zalimler birbirlerinin dostlarıdır. ALLAH da erdemlilerin dostudur.

Ali Bulaç: 

Çünkü onlar, Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi senden savamazlar. Şüphesiz zalimler, birbirlerinin velisidirler. Allah ise, muttakilerin velisidir.

Suat Yıldırım: 

Çünkü Allah'tan gelecek herhangi bir cezayı önleme hususunda, onlar sana hiçbir fayda veremezler. Zalimler birbirinin dostudur. Allah ise müttakilerin dostudur!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şüphe yok ki onlar, Allah´tan gelecek hangi birşeyi senden elbette ki bertaraf edemezler. Ve muhakkak ki, zalimlerin bazıları bazıları için dostlardır. Allah ise muttakîlerin velîsidir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kuşkun olmasın ki onlar, Allah karşısında sana hiçbir yarar sağlayamazlar/Allah'tan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar. Zalimler birbirlerinin dostlarıdır; Allah ise takvaya sarılanların Velî'sidir.

Bekir Sadak: 

Ayetlerimiz onlara acikca okundugu zaman, delilleri yalnizca: «Dogru sozlu iseniz babalarimizi getirin bakalim» demek olur.

İbni Kesir: 

Muhakkak ki onlar

Adem Uğur: 

Çünkü onlar, Allah´a karşı sana hiçbir fayda vermezler. Doğrusu zalimler birbirlerinin dostlarıdır

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki onlar, Allah´tan bir şey (emir) konusunda asla sana fayda veremezler. Muhakkak ki zalimler birbirinin dostudurlar. Ve Allah, takva sahiplerinin dostudur.

Celal Yıldırım: 

Çünkü onlar elbette Allah´a karşı seni koruyup (gelecek azâbdan) kurtaramazlar. Şüphesiz ki zâlimler birbirinin dostu ve sahip çıkanlarıdır. Allah ise korkup (inkâr ve azgınlıktan, şerr ve fesâddan) sakınanların dostu ve sahip çıkanıdır.

Tefhim ul Kuran: 

Çünkü onlar, Allah´tan (gelecek) hiçbir şeyi senden savamazlar. Hiç şüphesiz zalimler, birbirlerinin velisidirler. Allah ise, muttakilerin velisidir.

Fransızca: 

Il ne te seront d'aucune utilité vis-à-vis d'Allah. Les injustes sont vraiment alliés les uns des autres; tandis qu'Allah est le Protecteur des pieux.

İspanyolca: 

No te servirán de nada frente a Alá. Los impíos son amigos unos de otros, pero Alá es el Amigo de los que Le temen.

İtalyanca: 

Non potranno giovarti in nulla contro Allah. In verità gli ingiusti sono alleati gli uni degli gli altri, mentre Allah è alleato dei timorati.

Almanca: 

Gewiß, sie werden dir vor ALLAH in Nichts nützen! Und gewiß, die Unrecht-Begehenden die einen von ihnen sind Wali für die anderen. Doch ALLAH ist der Wali für die Muttaqi.

Çince: 

他们必定不能为你抵御真主的刑罚一丝毫。不义者必定互相监护;真主是监护敬畏者的。

Hollandaca: 

Waarlijk, zij zullen u volstrekt niet baten tegen God. De onrechtvaardigen zijn elkanders beschermers, maar God is de beschermer der godvruchtigen.

Rusça: 

Они нисколько не спасут тебя от Аллаха. Воистину, беззаконники являются помощниками и друзьями друг другу, а Аллах является Покровителем богобоязненных.

Somalice: 

iyagu kaagama taraan Eebe xagiisa waxba, Daalimiintana qaarkood wuxuu u yahay sokeeye qaarka kale, Eebana waa u wali kuwa dhawrsada.

Swahilice: 

Kwa hakika hao hawatakufaa kitu mbele ya Mwenyezi Mungu. Na hakika wenye kudhulumu ni marafiki wao kwa wao. Na Mwenyezi Mungu ni rafiki wa wamchao.

Uygurca: 

شۈبھىسىزكى، (ئۇلارنىڭ گۇمراھلىقىغا ماسلىشىدىغان بولساڭ) ئۇلار سەندىن اﷲ نىڭ (ئازابى) دىن ھېچ نەرسىنى دەپئى قىلالمايدۇ، شۈبھىسىزكى، (دۇنيادا) زالىملارنىڭ بەزىسى بەزىسىگە دوستتۇر، اﷲ تەقۋادارلارنىڭ دوستىدۇر

Japonca: 

本当にかれらは,あなたにとってアッラー(からの懲罰)に対し全く無力である。悪を行う者は,お互い同士友である。だがアッラーは,主を畏れる者の友である。

Arapça (Ürdün): 

«إنهم لن يغنوا» يدافعوا «عنك من الله» من عذابه «شيئاً وإن الظالمين» الكافرين «بعضهم أولياء بعض والله وليُّ المتقين».

Hintçe: 

ये लोग ख़ुदा के सामने तुम्हारे कुछ भी काम न आएँगे और ज़ालिम लोग एक दूसरे के मददगार हैं और ख़ुदा तो परहेज़गारों का मददगार है

Tayca: 

แท้จริงพวกเขาไม่อาจจะช่วยเจ้าให้พ้นจากอัลลอฮฺแต่อย่างใด และแท้จริงพวกอธรรมนั้นต่างก็เป็นมิตรซึ่งกันและกัน แต่อัลลอฮฺนั้นทรงเป็นผู้คุ้มครองบรรดาผู้ยำเกรง

İbranice: 

כי הם לא יועילו לך בפני אלוהים בכלום, ואכן המקפחים הם מגינים זה לזה, ואלוהים הוא מגן היראים

Hırvatça: 

oni te, zbilja, od Allaha nimalo odbraniti ne mogu! Zulumćari su jedni drugima zaštitnici, a Allah je zaštitnik bogobojaznih.

Rumence: 

Ei nu-ţi vor sluji la nimic înaintea lui Dumnezeu. Cei nedrepţi sunt oblăduitori unii altora. Dumnezeu este Oblăduitorul celor temători.

Transliteration: 

Innahum lan yughnoo AAanka mina Allahi shayan wainna alththalimeena baAAduhum awliyao baAAdin waAllahu waliyyu almuttaqeena

Türkçe: 

Kuşkun olmasın ki onlar, Allah karşısında sana hiçbir yarar sağlayamazlar/Allah'tan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar. Zalimler birbirlerinin dostlarıdır; Allah ise takvaya sarılanların Velî'sidir.

Sahih International: 

Indeed, they will never avail you against Allah at all. And indeed, the wrongdoers are allies of one another; but Allah is the protector of the righteous.

İngilizce: 

They will be of no use to thee in the sight of Allah: it is only Wrong-doers (that stand as) protectors, one to another: but Allah is the Protector of the Righteous.

Azerbaycanca: 

Şübhəsiz ki, onlar Allahdan gələcək bir şeyi (bəlanı, əzabı) səndən dəf edə bilməzlər. Zalımlar (kafirlər) bir-birinin dostudurlar, Allah isə müttəqilərin dostudur!

Süleyman Ateş: 

Çünkü onlar, Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi senden savamazlar. Zalimler birbirlerinin velisidirler. Allah ise korunanların velisidir.

Diyanet Vakfı: 

Çünkü onlar, Allah'a karşı sana hiçbir fayda vermezler. Doğrusu zalimler birbirlerinin dostlarıdır; Allah da takva sahiplerinin dostudur.

Erhan Aktaş: 

Onlar, Allah’tan gelecek olan hiçbir şeyi senden savamazlar. Zâlimler, birbirlerinin velileridirler(1), Allah ise takvâ sahiplerinin velisidir.

Kral Fahd: 

Çünkü onlar, Allah'a karşı sana hiçbir fayda vermezler. Doğrusu zalimler birbirlerinin dostlarıdır; Allah da takvâ sahiplerinin dostudur.

Hasan Basri Çantay: 

Çünkü onlar Allah (ın irâdesin) den hiçbir şey´i senden kat´iyyen (uzaklaşdırıb) def´edemezler. Şübhe yok ki zaalimler birbirinin dostlarıdır. Allah ise takva saahiblerinin dostudur.

Muhammed Esed: 

Bak, eğer Allah´ın iradesine karşı gelmiş olsaydın, onların sana hiçbir faydası dokunmazdı, çünkü bu zalimler sadece birbirlerinin dostları ve koruyucularıdır; halbuki Allah, O´nun bilincinde olan herkesin koruyucusudur.

Gültekin Onan: 

Çünkü onlar, Tanrı´dan (gelecek) hiçbir şeyi senden savamazlar. Şüphesiz zalimler, birbirlerinin velisidirler. Tanrı ise, muttakilerin velisidir.

Ali Fikri Yavuz: 

Çünkü onlar, Allah’dan gelecek hiç bir şeyi senden geri bırakamazlar, (onlara uyduğun takdirde, Allah’ın azabını senden geri çeviremezler). Muhakkak ki zalimler birbirlerinin dostlarıdır. Allah ise, takva sahiblerinin velisidir, (yardımcısı ve dostudur).

Portekizce: 

Porque em nada poderão defender-te do castigo de Deus, por os iníquos são protetores uns dos outros. Porém, Deus é oProtetor dos tementes.

İsveççe: 

De kan inte skydda dig mot Guds [vrede, om du skulle göra dem till viljes]; de orättfärdiga beskyddar varandra, men Gud är de gudfruktigas Beskyddare.

Farsça: 

آنان در برابر خدا نمی توانند چیزی [از گرفتاری ها و بلاها] را از تو دفع کنند؛ و همانا ستمکاران یار و یاور یکدیگرند و خدا یار و یاور پرهیزکاران است.

Kürtçe: 

بێگومان ئەوانە لەلایەن خواوە ھیچ سوودێکت پێ ناگەیەنن وە بەڕاستی ستەمکاران ھەندێکیان دۆست وپیشتیوانی ھەندێکیانن وەخوا دۆست وپشتیوانی پارێزکاران ولەخواترسانە

Özbekçe: 

Албатта, улар сендан Аллоҳ томонидан бўладиган ҳеч бир нарсани арита олмаслар. Ва, албатта, золимлар бир-бирларига дўстдирлар. Аллоҳ тақводорларнинг дўстидир.

Malayca: 

Sesungguhnya mereka tidak sekali-kali akan dapat menyelamatkanmu sedikitpun dari (azab) Allah (kalau engkau menurut mereka); dan sesungguhnya orang-orang yang zalim itu setengahnya menjadi penolong dan penyokong bagi setengahnya yang lain (dalam perkara yang salah); dan (sebaliknya) Allah menjadi penolong dan pelindung bagi orang-orang yang bertaqwa (yang engkaulah pemimpinnya).

Arnavutça: 

Me të vërtetë, ata nuk do të mund të ndihmojnë (ty) asgjë te Perëndia. Padyshim, zullumqarët i ndihmojnë njëri-tjetrit, e Perëndia i mbron ata që i druajnë Atij dhe ruhen nga mëkatet.

Bulgarca: 

Те не могат да те избавят от Аллах с нищо. Угнетителите са покровители един на друг. А Аллах е Покровителят на богобоязливите.

Sırpça: 

они, заиста, од Аллаха не могу нимало да те одбране! Насилници су једни другима заштитници, а Аллах је заштитник богобојазних.

Çekçe: 

Vždyť tihle nikterak ti proti Bohu neprospějí; nespravedliví jsou si navzájem přáteli, však Bůh bohabojných je přítelem.

Urduca: 

اللہ کے مقابلے میں وہ تمہارے کچھ بھی کام نہیں آ سکتے ظالم لوگ ایک دوسرے کے ساتھی ہیں، اور متقیوں کا ساتھی اللہ ہے

Tacikçe: 

Инҳо туро ҳеҷ аз азоби Худо дафъ намекунанд ва золимон дӯстдорони якдигаранд ва Худо дӯстдори парҳезгорон аст.

Tatarca: 

Әгәр аларга иярсәң сиңа ґәзаб тиешле булыр да, ул вакытта алар Аллаһ ґәзабыннан сине коткарырга кадир булмаслар. Мөшрикләр бер-берсенә, бидеґәтчеләр дә бер-берсенә дуслардыр, алар, галимнәрдер, син аларга ияреп диндә аларга дус булма! Бит Аллаһ, Аның шәригатенә хыйлафлык кылудан сакланучы тәкъва мөэминнәрнең дустыдыр.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya mereka sekali-kali tidak akan dapat menolak dari kamu sedikitpun dari siksaan Allah. Dan Sesungguhnya orang-orang yang zalim itu sebagian mereka menjadi penolong bagi sebagian yang lain, dan Allah adalah pelindung orang-orang yang bertakwa.

Amharca: 

እነርሱ ከአላህ (ቅጣት) ምንንም ከአንተ አይገፈትሩልህምና፡፡ በደለኞም ከፊላቸው የከፊሉ ረዳቶች ናቸው፡፡ አላህም የጥንቁቆቹ ረዳት ነው፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக அவர்கள் உம்மை விட்டு அல்லாஹ்விடமிருந்து (-அவனது தண்டனையில் இருந்து) எதையும் அறவே தடுக்க மாட்டார்கள். நிச்சயமாக அநியாயக்காரர்கள் அவர்களில் சிலர் சிலருக்கு நண்பர்கள் ஆவார்கள். அல்லாஹ்வோ இறையச்சமுள்ளவர்களின் நண்பன் ஆவான்.

Korece: 

그들은 하나님 앞에서 그대 에게 유용치 못하니라 죄인들은 서로가 서로에게 친구가 되어 주 나 하나님은 의로운 자들만의 보 호자가 되어 주시노라

Vietnamca: 

Quả thật, họ sẽ không bao giờ giúp được Ngươi thoát khỏi sự trừng phạt của Allah. Những kẻ làm điều sai quấy là đồng minh của nhau. Và Allah là Đấng Bảo Hộ của những người ngoan đạo.