Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

45

Sûredeki Ayet No: 

3

Ayet No: 

4476

Sayfa No: 

499

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَآيَاتٍ لِّلْمُؤْمِنِينَ

Çeviriyazı: 

inne fi-ssemâvâti vel'arḍi leâyâtil lilmü'minîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok âyetler vardır.

Diyanet İşleri: 

Göklerde ve yerde inananlara nice dersler vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki göklerde ve yeryüzünde deliller var elbet inananlara.

Şaban Piriş: 

Şüphesiz göklerde ve yerde iman edenler için ayetler vardır.

Edip Yüksel: 

İnananlar için göklerde ve yerde ayetler var.

Ali Bulaç: 

Şüphesiz, mü'minler için göklerde ve yerde ayetler vardır.

Suat Yıldırım: 

Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için Allah'ın kudret ve hikmetine dair çok deliller vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şüphe yok ki, göklerde ve yerde mü´minler için elbette ibretler vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kuşkusuz, göklerde ve yerde, iman sahipleri için sayısız ayetler vardır.

Bekir Sadak: 

(9-10) Ayetlerimizden bir sey ogrendiginde onu alaya alir. Iste bunlara alcaltici bir azap ve ardindan da cehennem vardir. Kazandiklari seyler de, Allah´i birakip edindikleri dostlar da onlara bir fayda vermez. Buyut azap onlaradir.

İbni Kesir: 

Muhakkak ki göklerde ve yerde mü´minler için ayetler vardır.

Adem Uğur: 

Şüphesiz göklerde ve yerde inananlar için birçok âyetler vardır.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki mü´minler için göklerde ve yerde mutlaka âyetler (deliller) vardır.

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki, göklerde ve yerde imân edenler için açık belgeler, isbatlayıcı deliller vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Şüphesiz, mü´minler için göklerde ve yerde ayetler vardır.

Fransızca: 

Il y a certes dans les cieux et la terre des preuves pour les croyants.

İspanyolca: 

Hay, en verdad, en los cielos y en la tierra signos para los creyentes.

İtalyanca: 

In verità nei cieli e sulla terra ci sono segni per coloro che credono,

Almanca: 

Gewiß, in den Himmeln und auf Erden sind doch Ayat für die Mumin.

Çince: 

天上地上,在信道者看来确有许多迹象。

Hollandaca: 

Waarlijk, zoo wel in den hemel als op de aarde zijn teekenen van de goddelijke macht voor de ware geloovigen.

Rusça: 

Воистину, на небесах и на земле есть знамения для верующих.

Somalice: 

Samooyinka iyo Dhulka dhexdiisana aayadbaa ugu sugan Mu'miniinta.

Swahilice: 

Hakika katika mbingu na ardhi ziko Ishara kwa Waumini.

Uygurca: 

ئاسمانلاردا ۋە زېمىندا مۆمىنلەر ئۈچۈن (اﷲ نىڭ قۇدرىتىنى كۆرسىتىدىغان) ھەقىقەتەن نۇرغۇن دەلىللەر بار

Japonca: 

本当に天と地には,信者たちにとり種々の印がある。

Arapça (Ürdün): 

«إن في السماوات والأرض» أي في خلقهما «لآيات» دالة على قدرة الله ووحدانيته تعالى «للمؤمنين».

Hintçe: 

बेशक आसमान और ज़मीन में ईमान वालों के लिए (क़ुदरते ख़ुदा की) बहुत सी निशानियाँ हैं

Tayca: 

แท้จริงในชั้นฟ้าทั้งหลาย และแผ่นดินนั้น แน่นอนย่อมมีสัญญาณหลากหลายสำหรับบรรดาผู้ศรัทธา

İbranice: 

בשמים ובארץ ישנם אותות למאמינים

Hırvatça: 

Na nebesima i na Zemlji, zaista, postoje znakovi za vjernike.

Rumence: 

În ceruri, precum şi pe pământ, sunt semne pentru credincioşi.

Transliteration: 

Inna fee alssamawati waalardi laayatin lilmumineena

Türkçe: 

Kuşkusuz, göklerde ve yerde, iman sahipleri için sayısız ayetler vardır.

Sahih International: 

Indeed, within the heavens and earth are signs for the believers.

İngilizce: 

Verily in the heavens and the earth, are Signs for those who believe.

Azerbaycanca: 

Həqiqətən, göylərdə və yerdə mö’minlər üçün ibrətlər vardır!

Süleyman Ateş: 

Şüphesiz göklerde ve yerde, inananlar için ibretler vardır.

Diyanet Vakfı: 

Şüphesiz göklerde ve yerde inananlar için birçok ayetler vardır.

Erhan Aktaş: 

Kuşkusuz göklerde ve yeryüzünde Îmân Edenler için âyetler(1) vardır.

Kral Fahd: 

Şüphesiz göklerde ve yerde inananlar için birçok âyetler vardır.

Hasan Basri Çantay: 

Şübhe yok ki göklerde ve yerde mü´minler için kat´î âyetler (delâletler, ibretler) vardır.

Muhammed Esed: 

Bakın, göklerde ve yerde inan(mak istey)enler için (ibret dolu) mesajlar vardır.

Gültekin Onan: 

Şüphesiz, inançlılar için göklerde ve yerde ayetler vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Muhakkak ki göklerde ve yerde müminler için (Allah’ın birliğine, kudret ve azametine delâlet eden) alâmetler var.

Portekizce: 

Sabei que nos céus e na terra há sinais para os fiéis.

İsveççe: 

Himlarna och jorden rymmer helt visst budskap till dem som vill tro.

Farsça: 

به یقین در آسمان ها و زمین برای مؤمنان نشانه هایی [بر ربوبیت، حکمت و قدرت خدا] ست؛

Kürtçe: 

بێگومان لە ئاسمانەکان وزەویدا چەندەھا بەڵگە ھەیە بۆ باوەڕداران

Özbekçe: 

Албатта, осмонлару ерда мўминлар учун оят-белгилар бордир. (Дарҳақиқат, осмонлару ердаги ҳар бир нарса Аллоҳ таолонинг биру борлигига, чексиз қудратига ёрқин далилдир.)

Malayca: 

Sesungguhnya pada langit dan bumi terdapat tanda-tanda (yang membuktikan kekuasaan Allah) bagi orang-orang yang beriman.

Arnavutça: 

Me të vërtetë, në qiej dhe në Tokë ekzistojnë dokumente për ata që besojnë,

Bulgarca: 

На небесата и на земята има знамения за вярващите.

Sırpça: 

На небесима и на Земљи, заиста, постоје знакови за вернике.

Çekçe: 

Na nebesích i na zemi jsou věru pro věřící znamení,

Urduca: 

حقیقت یہ ہے کہ آسمانوں اور زمین میں بے شمار نشانیاں ہیں ایمان لانے والوں کے لیے

Tacikçe: 

Албатта дар осмонҳову замин нишонаҳои ибратест барои мӯъминон!

Tatarca: 

Дөреслектә җирдә һәм күкләрдә ышанучылар өчен Аллаһуның берлегенә вә кодрәтенә дәлаләт итә торган галәмәтләр бардыр.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya pada langit dan bumi benar-benar terdapat tanda-tanda (kekuasaan Allah) untuk orang-orang yang beriman.

Amharca: 

በሰማያትና በምድር ውስጥ ለምእምናን ሁሉ (ለችሎታው) እርገጠኛ ምልክቶች አልሉ፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக வானங்கள், இன்னும் பூமியில் பல அத்தாட்சிகள் நம்பிக்கையாளர்களுக்கு இருக்கின்றன.

Korece: 

실로 하늘과 대지에 믿는 사 람들을 위한 예증이 있으며

Vietnamca: 

Quả thật, trong các tầng trời và trái đất là các dấu hiệu (về quyền năng và tính duy nhất của Allah) cho những người có đức tin.