Arapça:
إِنَّ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَآيَاتٍ لِّلْمُؤْمِنِينَ
Çeviriyazı:
inne fi-ssemâvâti vel'arḍi leâyâtil lilmü'minîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok âyetler vardır.
Diyanet İşleri:
Göklerde ve yerde inananlara nice dersler vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki göklerde ve yeryüzünde deliller var elbet inananlara.
Şaban Piriş:
Şüphesiz göklerde ve yerde iman edenler için ayetler vardır.
Edip Yüksel:
İnananlar için göklerde ve yerde ayetler var.
Ali Bulaç:
Şüphesiz, mü'minler için göklerde ve yerde ayetler vardır.
Suat Yıldırım:
Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için Allah'ın kudret ve hikmetine dair çok deliller vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Şüphe yok ki, göklerde ve yerde mü´minler için elbette ibretler vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Kuşkusuz, göklerde ve yerde, iman sahipleri için sayısız ayetler vardır.
Bekir Sadak:
(9-10) Ayetlerimizden bir sey ogrendiginde onu alaya alir. Iste bunlara alcaltici bir azap ve ardindan da cehennem vardir. Kazandiklari seyler de, Allah´i birakip edindikleri dostlar da onlara bir fayda vermez. Buyut azap onlaradir.
İbni Kesir:
Muhakkak ki göklerde ve yerde mü´minler için ayetler vardır.
Adem Uğur:
Şüphesiz göklerde ve yerde inananlar için birçok âyetler vardır.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki mü´minler için göklerde ve yerde mutlaka âyetler (deliller) vardır.
Celal Yıldırım:
Şüphesiz ki, göklerde ve yerde imân edenler için açık belgeler, isbatlayıcı deliller vardır.
Tefhim ul Kuran:
Şüphesiz, mü´minler için göklerde ve yerde ayetler vardır.
Fransızca:
Il y a certes dans les cieux et la terre des preuves pour les croyants.
İspanyolca:
Hay, en verdad, en los cielos y en la tierra signos para los creyentes.
İtalyanca:
In verità nei cieli e sulla terra ci sono segni per coloro che credono,
Almanca:
Gewiß, in den Himmeln und auf Erden sind doch Ayat für die Mumin.
Çince:
天上地上,在信道者看来确有许多迹象。
Hollandaca:
Waarlijk, zoo wel in den hemel als op de aarde zijn teekenen van de goddelijke macht voor de ware geloovigen.
Rusça:
Воистину, на небесах и на земле есть знамения для верующих.
Somalice:
Samooyinka iyo Dhulka dhexdiisana aayadbaa ugu sugan Mu'miniinta.
Swahilice:
Hakika katika mbingu na ardhi ziko Ishara kwa Waumini.
Uygurca:
ئاسمانلاردا ۋە زېمىندا مۆمىنلەر ئۈچۈن (اﷲ نىڭ قۇدرىتىنى كۆرسىتىدىغان) ھەقىقەتەن نۇرغۇن دەلىللەر بار
Japonca:
本当に天と地には,信者たちにとり種々の印がある。
Arapça (Ürdün):
«إن في السماوات والأرض» أي في خلقهما «لآيات» دالة على قدرة الله ووحدانيته تعالى «للمؤمنين».
Hintçe:
बेशक आसमान और ज़मीन में ईमान वालों के लिए (क़ुदरते ख़ुदा की) बहुत सी निशानियाँ हैं
Tayca:
แท้จริงในชั้นฟ้าทั้งหลาย และแผ่นดินนั้น แน่นอนย่อมมีสัญญาณหลากหลายสำหรับบรรดาผู้ศรัทธา
İbranice:
בשמים ובארץ ישנם אותות למאמינים
Hırvatça:
Na nebesima i na Zemlji, zaista, postoje znakovi za vjernike.
Rumence:
În ceruri, precum şi pe pământ, sunt semne pentru credincioşi.
Transliteration:
Inna fee alssamawati waalardi laayatin lilmumineena
Türkçe:
Kuşkusuz, göklerde ve yerde, iman sahipleri için sayısız ayetler vardır.
Sahih International:
Indeed, within the heavens and earth are signs for the believers.
İngilizce:
Verily in the heavens and the earth, are Signs for those who believe.
Azerbaycanca:
Həqiqətən, göylərdə və yerdə mö’minlər üçün ibrətlər vardır!
Süleyman Ateş:
Şüphesiz göklerde ve yerde, inananlar için ibretler vardır.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz göklerde ve yerde inananlar için birçok ayetler vardır.
Erhan Aktaş:
Kuşkusuz göklerde ve yeryüzünde Îmân Edenler için âyetler(1) vardır.
Kral Fahd:
Şüphesiz göklerde ve yerde inananlar için birçok âyetler vardır.
Hasan Basri Çantay:
Şübhe yok ki göklerde ve yerde mü´minler için kat´î âyetler (delâletler, ibretler) vardır.
Muhammed Esed:
Bakın, göklerde ve yerde inan(mak istey)enler için (ibret dolu) mesajlar vardır.
Gültekin Onan:
Şüphesiz, inançlılar için göklerde ve yerde ayetler vardır.
Ali Fikri Yavuz:
Muhakkak ki göklerde ve yerde müminler için (Allah’ın birliğine, kudret ve azametine delâlet eden) alâmetler var.
Portekizce:
Sabei que nos céus e na terra há sinais para os fiéis.
İsveççe:
Himlarna och jorden rymmer helt visst budskap till dem som vill tro.
Farsça:
به یقین در آسمان ها و زمین برای مؤمنان نشانه هایی [بر ربوبیت، حکمت و قدرت خدا] ست؛
Kürtçe:
بێگومان لە ئاسمانەکان وزەویدا چەندەھا بەڵگە ھەیە بۆ باوەڕداران
Özbekçe:
Албатта, осмонлару ерда мўминлар учун оят-белгилар бордир. (Дарҳақиқат, осмонлару ердаги ҳар бир нарса Аллоҳ таолонинг биру борлигига, чексиз қудратига ёрқин далилдир.)
Malayca:
Sesungguhnya pada langit dan bumi terdapat tanda-tanda (yang membuktikan kekuasaan Allah) bagi orang-orang yang beriman.
Arnavutça:
Me të vërtetë, në qiej dhe në Tokë ekzistojnë dokumente për ata që besojnë,
Bulgarca:
На небесата и на земята има знамения за вярващите.
Sırpça:
На небесима и на Земљи, заиста, постоје знакови за вернике.
Çekçe:
Na nebesích i na zemi jsou věru pro věřící znamení,
Urduca:
حقیقت یہ ہے کہ آسمانوں اور زمین میں بے شمار نشانیاں ہیں ایمان لانے والوں کے لیے
Tacikçe:
Албатта дар осмонҳову замин нишонаҳои ибратест барои мӯъминон!
Tatarca:
Дөреслектә җирдә һәм күкләрдә ышанучылар өчен Аллаһуның берлегенә вә кодрәтенә дәлаләт итә торган галәмәтләр бардыр.
Endonezyaca:
Sesungguhnya pada langit dan bumi benar-benar terdapat tanda-tanda (kekuasaan Allah) untuk orang-orang yang beriman.
Amharca:
በሰማያትና በምድር ውስጥ ለምእምናን ሁሉ (ለችሎታው) እርገጠኛ ምልክቶች አልሉ፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக வானங்கள், இன்னும் பூமியில் பல அத்தாட்சிகள் நம்பிக்கையாளர்களுக்கு இருக்கின்றன.
Korece:
실로 하늘과 대지에 믿는 사 람들을 위한 예증이 있으며
Vietnamca:
Quả thật, trong các tầng trời và trái đất là các dấu hiệu (về quyền năng và tính duy nhất của Allah) cho những người có đức tin.
Ayet Linkleri: