Arapça:
سَنُلْقِي فِي قُلُوبِ الَّذِينَ كَفَرُوا الرُّعْبَ بِمَا أَشْرَكُوا بِاللَّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِ سُلْطَانًا ۖ وَمَأْوَاهُمُ النَّارُ ۚ وَبِئْسَ مَثْوَى الظَّالِمِينَ
Çeviriyazı:
senülḳî fî ḳulûbi-lleẕîne keferü-rru`be bimâ eşrakû billâhi mâ lem yünezzil bihî sülṭânâ. veme'vâhümü-nnâr. vebi'se meŝve-żżâlimîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O'na ortak koşmalarından dolayı, inkâr edenlerin kalplerine korku salacağız. Onların yurtları ateştir. Zalimlerin dönüp varacağı yer ne kötüdür!
Diyanet İşleri:
Hakkında hiçbir delil indirmediği şeyi Allah'a ortak koşmalarından ötürü, inkar edenlerin kalbine korku salacağız. Onların varacağı yer cehennemdir. Zalimlerin durağı ne kötüdür!
Abdulbakî Gölpınarlı:
Hiçbir şeye dayanmaksızın Allah'a şirk koştuklarından dolayı kafirlerin yüreklerine yakında bir korkudur salacağız. Ateştir yurtları onların ve zalimlerin barınacağı yer, ne de kötüdür.
Şaban Piriş:
Hakkında hiçbir delil indirmediği şeyi Allah’a şirk koştukları için kâfirlerin kalbine korku salacağız. Onların varacağı yer ateştir. Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür.
Edip Yüksel:
Güçsüz ve yetkisiz kişileri ALLAH'a ortak koştukları için inkarcıların kalplerine korku salacağız. Yerleri ateştir. Zalimlerin durağı ne kötü!
Ali Bulaç:
Kendisi hakkında hiçbir delil indirmediği şeyi Allah'a ortak koştuklarından dolayı küfredenlerin kalplerine korku salacağız. Onların barınma yerleri ateştir. Zalimlerin konaklama yeri ne kötüdür.
Suat Yıldırım:
O kâfirler, Allah'ın, tanrılıklarını kabul ettiğine dair hiç bir delil indirmediği birtakım nesneleri Allah’a ortak saydıkları için, Onların kalplerine korku salacağız. Onların gidecekleri yer cehennemdir. Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür!
Ömer Nasuhi Bilmen:
Hakkında Cenâb-ı Allah´ın hiçbir hüccet indirmemiş olduğu şeyleri O´na ortak tanıdıklarından dolayı kâfirlerin kalblerine yakında korku düşüreceğiz. Onların gidecekleri yer cehennemdir. O zalimlerin duracakları yer ne kadar fenadır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah'ın, kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştukları için, küfre sapanların kalplerine korku salacağız. Barınakları ateştir onların. Ne kötüdür o zalimlerin varacakları yer!
Bekir Sadak:
Iki toplulugun karsilastigi gun, icinden yuz cevirenlerin, yaptiklarinin bir kismindan oturu seytan ayaklarini kaydirip yoldan cikarmak istemisti. Allah, and olsun ki, onlari affetti. Allah bagislayandir. Halim´dir. *
İbni Kesir:
Hakkında hiçbir delil indirilmediği şeyi Allah´a eş tuttuklarından dolayı küfredenlerin kalblerine korku salacağız. Onların varacağı yer, ateştir. Ne kötüdür o zalimlerin varacağı yer.
Adem Uğur:
Allah´ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O´na ortak koşmaları sebebiyle, kâfirlerin kalplerine yakında korku salacağız. Gidecekleri yer de cehennemdir. Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür!
İskender Ali Mihr:
Allah´ın, hakkında bir sultan (delil) indirmediği bir şeyi, Allah´a ortak koşmaları sebebiyle, o kâfirlerin kalplerine korku vereceğiz. Ve onların sığınağı (gideceği yer), ateştir (cehennemdir). Ve zâlimlerin kalacağı yer ne kötü.
Celal Yıldırım:
Allah´ın, hakkında hiçbir kanıt ve hüccet indirmediği şeyi O´na ortak koşmaları sebebiyle o kâfirlerin kalblerine korku salacağız. Onların varıp eyleşeceği yer Cehennem ateşidir. Zâlimlerin kaldığı yer ne kötüdür!
Tefhim ul Kuran:
Kendisi hakkında hiç bir ispatlı delil indirmediği şeyi Allah´a ortak koştuklarından dolayı küfredenlerin kalplerine korku salacağız. Onların barınma yerleri ateştir. Zalimlerin konaklama yeri ne kötüdür.
Fransızca:
Nous allons jeter l'effroi dans les coeurs des mécréants. Car ils ont associé à Allah (des idoles) sans aucune preuve descendue de Sa part. Le Feu sera leur refuge. Quel mauvais séjour que celui des injustes !
İspanyolca:
Infundiremos el terror en los corazones de los que no crean, por haber asociado a Alá algo a lo que Él no ha conferido autoridad. Su morada será el Fuego. ¡Qué mala es la mansión de los impíos!
İtalyanca:
Ben presto getteremo lo sgomento nei cuori dei miscredenti, perché hanno associato ad Allah esseri ai quali Egli non ha dato autorità alcuna. Il Fuoco sarà il loro rifugio. Sarà atroce l'asilo degli empi.
Almanca:
WIR werden Furcht in die Herzen derjenigen, die Kufr betrieben haben, einwerfen für das, was sie ALLAH gegenüber an Schirk betrieben haben, wozu ER niemals eine Bestätigung hinabsandte. Und ihr Aufenthaltsort ist das Feuer. Und erbärmlich ist der Aufenthaltsort der Unrecht-Begehenden.
Çince:
我要把恐怖投在不信道者的心中,因为他们把真主和真主所未证实的(偶像)去配他,他们的归宿是火狱。不义者的归宿真恶劣。
Hollandaca:
Wij vervullen het hart der ongeloovigen met schrik, omdat zij God nog andere wezens hebben toegedicht, waartoe zij geene macht hadden. Het vuur zal hunne woning wezen, en de verblijfplaats der goddeloozen zal verschrikkelijk zijn.
Rusça:
Мы вселим ужас в сердца неверующих за то, что они приобщали к Аллаху сотоварищей, о которых Он не ниспослал никакого доказательства. Их пристанищем будет Огонь. Как же скверна обитель беззаконников!
Somalice:
Waxaan ku Tuuraynaa Quluubta kuwa Gaaloobay Argagax la Wadaajintooda Eebe waxaan loo soo Dejinin Xujo Darteed, Hoygooduna waa Naar, lyadaana U xun Xerada Daalimiinta.
Swahilice:
Tutazitia khofu nyoyo za walio kufuru kwa vile walivyo mshirikisha Mwenyezi Mungu na washirika ambao hakuwateremshia hoja yoyote. Na makaazi yao ni Motoni; na maovu yaliyoje maskani ya wenye kudhulumu!
Uygurca:
(ئىلاھلىقى) ھەققىدە ھېچبىر دەلىل چۈشۈرمىگەن نەرسىلەرنى (يەنى بۇتلارنى) اﷲ قا شېرىك قىلغانلىقلىرى ئۈچۈن، كاپىرلارنىڭ دىللىرىغا قورقۇنچ سالىمىز، ئۇلارنىڭ بارىدىغان جايى دوزاختۇر، زالىملارنىڭ جايى (يەنى دوزاخ) ھەقىقەتەن يامان جايدۇر
Japonca:
やがてわれは,不信心な者の胸の中に,恐怖を投げ込もう。それはかれらが,何の権威も授けられていないものを,アッラーと同位に崇めたためである。かれらの住み家は業火である。不義を行う者の住まいこそ哀れである。
Arapça (Ürdün):
«سنلقى في قلوب الذين كفروا الرعب» بسكون العين وضمها الخوف، وقد عزموا بعد ارتحالهم من أُحد على العود واستئصال المسلمين فرعبوا ولم يرجعوا «بما أشركوا» بسبب إشراكهم «بالله ما لم ينزل به سلطانا» حجة على عبادته وهو الأصنام «ومأواهم النار وبئس مثوى» مأوى «الظالمين» الكافرين هي.
Hintçe:
(तुम घबराओ नहीं) हम अनक़रीब तुम्हारा रोब काफ़िरों के दिलों में जमा देंगे इसलिए कि उन लोगों ने ख़ुदा का शरीक बनाया (भी तो) इस चीज़ बुत को जिसे ख़ुदा ने किसी क़िस्म की हुकूमत नहीं दी और (आख़िरकार) उनका ठिकाना दौज़ख़ है और ज़ालिमों का (भी क्या) बुरा ठिकाना है
Tayca:
เราจะโยนความกลัวเข้าไปในหัวใจของบรรดาผู้ที่ปฏิเสธศรัทธาเหล่านั้น เนื่องจากการที่พวกเขาให้มีภาคีแก่อัลลอฮ์ ซึ่งสิ่งที่พระองค์มิได้ทรงประทานหลักฐานใด ๆ มายืนยันในสิ่งนั้น และที่อยู่ของพวกเขา คือขุมนรก ช่างเลวร้ายจริง ๆ ซึ่งที่อยู่ของบรรดาผู้อธรรม
İbranice:
נבהיל ונבעית את לבבות אלה אשר כפרו, על מה שייחסו לאלוהים אשר הוא לא השרה (על נביאו) וללא כל הוכחה מהם. האש (הגיהינום) תהיה משכנם, ומה נורא יהיה משכנם של המקפחים
Hırvatça:
Mi ćemo uliti strah u srca onih koji ne vjeruju, zato što Allahu pridružuju ono o čemu Allah nije spustio nikakav dokaz; Vatra je njihovo boravište, a grozno je stjecište zulumćara.
Rumence:
Noi vom arunca groaza în inimile tăgăduitorilor, căci ei i-au alăturat lui Dumnezeu ceva asupra căruia nici o împuternicire n-a fost pogorâtă. Limanul lor va fi Focul. Ce rău liman au cei nedrepţi!
Transliteration:
Sanulqee fee quloobi allatheena kafaroo alrruAAba bima ashrakoo biAllahi ma lam yunazzil bihi sultanan wamawahumu alnnaru wabisa mathwa alththalimeena
Türkçe:
Allah'ın, kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştukları için, küfre sapanların kalplerine korku salacağız. Barınakları ateştir onların. Ne kötüdür o zalimlerin varacakları yer!
Sahih International:
We will cast terror into the hearts of those who disbelieve for what they have associated with Allah of which He had not sent down [any] authority. And their refuge will be the Fire, and wretched is the residence of the wrongdoers.
İngilizce:
Soon shall We cast terror into the hearts of the Unbelievers, for that they joined companions with Allah, for which He had sent no authority: their abode will be the Fire: And evil is the home of the wrong-doers!
Azerbaycanca:
Haqqında heç bir dəlil nazil etmədiyi şeyi Allaha şərik qoşduqlarına görə kafirlərin ürəklərinə qorxu salarıq. Onların yeri Cəhənnəmdir. Zülm edənlərin sığınacaqları yer nə pisdir!
Süleyman Ateş:
Allah'ın, kendilerine hiçbir güç (vermediği, haklarında hiçbir delil) indirmediği şeyleri, Allah'a ortak koştuklarından dolayı inkar edenlerin kalblerine korku salacağız; gidecekleri yer de cehennemdir! Zalimlerin varacağı yer, ne kötüdür!
Diyanet Vakfı:
Allah'ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O'na ortak koşmaları sebebiyle, kafirlerin kalplerine yakında korku salacağız. Gidecekleri yer de cehennemdir. Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür!
Erhan Aktaş:
Yetki verdiğine dair, hakkında hiçbir kanıt indirmediği varlıklara, ilâhlık yakıştırmalarından dolayı, Kâfirlerin kalplerine korku salacağız. Onların sığınakları ateştir. Zâlimlerin varacağı yer ne kötüdür.
Kral Fahd:
Allah'ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O'na ortak koşmaları sebebiyle, kâfirlerin kalplerine yakında korku salacağız. Gidecekleri yer de cehennemdir. Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür!
Hasan Basri Çantay:
Hakkında Allanın hiç bir huccet indirmediği şeyleri Ona eş tanıdıklarından dolayı küfr (ve inkâr) edenlerin kalblerine korku salacağız. Onların yurdları ateşdir. Zalimlerin dönüb varacağı yer ne kötüdür!.
Muhammed Esed:
Allah´tan başka varlıklara -O´nun hiçbir zaman yetki tanımadığı şeylere- ilahlık yakıştırdıklarından dolayı, hakikati inkara şartlanmış olanların kalplerine korku salacağız; onların son durağı ateştir, ne kötüdür zalimlerin meskeni!
Gültekin Onan:
Kendisi hakkında hiç bir delil indirmediği şeyi Tanrı´ya ortak koştuklarından dolayı küfredenlerin kalplerine korku salacağız. Onların barınma yerleri ateştir. Zalimlerin konaklama yeri ne kötüdür.
Ali Fikri Yavuz:
Kâfirlerin kalblerine yakında korku düşüreceğiz, şu sebeple ki: Onlar, ibadet edilmesi hususunda Allah’ın hiç bir delil ve hüccet indirmediği put gibi varlıkları, Allah’a ortak koşmuşlardı. Onların varacağı yer cehennemdir. O zâlimlerin yatağı ne de kötüdür!...
Portekizce:
Infundiremos terror nos corações dos incrédulos, por terem atribuído parceiros a Deus, sem que Ele lhes tivesseconferido autoridade alguma para isso. Sua morada será o fogo infernal. Quão funesta é a morada dos iníquos!
İsveççe:
Vi skall göra så att [blodet i] förnekarnas ådror isas av skräck [när de tänker på] att de [vågade] sätta medhjälpare vid Guds sida utan att Han någonsin gett [dem något] bemyndigande. Elden skall bli deras tillflykt - denna syndarnas fruktansvärda boning!
Farsça:
به زودی در دل های کافران ترس می اندازیم؛ زیرا چیزی را که خدا بر [حقّانیّت] آن دلیلی نازل نکرده، شریک خدا قرار داده اند، و جایگاهشان آتش است؛ و بد است جایگاه ستمکاران.
Kürtçe:
بەزوویی دەخەینە دڵی ئەوانەی بێ بڕوان ترس و بیمی بەتین بەھۆی ئەوەی کرد بوویانە ھاوبەشی خوا شتانێک کە خوا ھیچ بەڵگەی نەناردۆتە خوارەوە لەسەری کە جێگا و شوێنی ئەوان ئاگرە وەچەند نیشتە جێیەکی خراپە (جێگەی) ستەمکاران
Özbekçe:
Тезда куфр келтирганларнинг қалбига, Аллоҳга ҳужжатсиз нарсани ширк келтирганлари учун, қўрқувни соламиз. Уларнинг қароргоҳи дўзахдир. Золимларнинг жойи қандай ҳам ёмон! (Агар мўминлар ҳақиқий иймон эгалари бўлсалар, улар ҳар қачон кофирлар билан тўқнашганларида, Аллоҳ таоло кофирлар қалбига қўрқувни солиб қўяди. Чунки кофирлар ҳужжатсиз, қувватсиз, имконсиз нарсаларга таянадилар.)
Malayca:
Kami akan isikan hati orang-orang kafir itu dengan perasaan gerun, disebabkan mereka mempersekutukan Allah dengan benda-benda (yang mereka sembah) yang Allah tidak menurunkan sebarang keterangan yang membenarkannya. Dan (dengan yang demikian) tempat kembali mereka ialah neraka, dan itulah seburuk-buruk tempat tinggal bagi orang-orang zalim.
Arnavutça:
Na do të mbjellim frikë në zemrat e mohuesve, sepse ata i bëjnë shok Perëndisë, për të cilën Zoti nuk ka dhënë kurrfarë argumenti. Vendbanimi i tyre është zjarri, e sa vendstrehim i shëmtuar është ky për mohuesit!
Bulgarca:
Ще хвърлим ужас в сърцата на неверниците, защото съдружиха с Аллах онова, на което Той не е низпослал довод. Мястото им е Огънят и колко лошо е обиталището на угнетителите!
Sırpça:
Ми ћемо да улијемо страх у срца оних који не верују, зато што придружују Аллаху оно о чему Аллах није спустио никакав доказ; Ватра је њихово боравиште, а грозно је боравиште неправденика.
Çekçe:
Vrhneme v srdce těch, kdož nevěří, hrůzu za to, že přidružili k Bohu něco, k čemu On neseslal žádné zplnomocnění. A útulkem jejich bude oheň pekelný - a jak hnusný bude příbytek nespravedlivých!
Urduca:
عنقریب وہ وقت آنے والا ہے جب ہم منکرین حق کے دلوں میں رعب بٹھا دیں گے، اس لیے کہ اُنہوں نے اللہ کے ساتھ اُن کو خدائی میں شریک ٹھیرایا ہے جن کے شریک ہونے پر اللہ نے کوئی سند نازل نہیں کی اُن کا آخری ٹھکانا جہنم ہے اور بہت ہی بری ہے وہ قیام گاہ جو اُن ظالموں کو نصیب ہوگی
Tacikçe:
Дар дили кофирон тарс хоҳем афканд. Зеро чизеро, ки аз осмон барои он ҳуҷҷате нафиристодааст, шарики Худо гирифтанд. Ҷои онон ҷаҳаннам аст, ки барои ситамкорон макони бадест!
Tatarca:
Кәферләрнең күңеленә бик тиз курку салырбыз. (Өход сугышында мөшрикләр җиңсәләр дә, Аллаһ күңелләренә курку салгач, сугышны туктатып Мәккәгә кайтып киттеләр), Аллаһуга мәхлукны тиң кылуның дөреслегенә Аллаһудан дәлил иңдерелмәгән көйгә Аллаһуга мәхлукны тиң кылганнары өчен Аллаһ күңелләренә курку салды. Аларның кайтачак урыннары җәһәннәм утыдыр. Нинди кабахәт залимнәрнең кайтачак урыннары.
Endonezyaca:
Akan Kami masukkan ke dalam hati orang-orang kafir rasa takut, disebabkan mereka mempersekutukan Allah dengan sesuatu yang Allah sendiri tidak menurunkan keterangan tentang itu. Tempat kembali mereka ialah neraka; dan itulah seburuk-buruk tempat tinggal orang-orang yang zalim.
Amharca:
በእነዚያ በካዱት ሰዎች ልቦች ውስጥ አላህ በእርሱ አስረጅ ያላወረደበትን ነገር በአላህ በማጋራታቸው ምክንያት ፍርሃትን እንጥላለን፡፡ መኖሪያቸውም እሳት ናት፡፡ የበዳዮችም መኖሪያ ምን ትከፋ!
Tamilce:
அல்லாஹ் எதற்கு ஓர் ஆதாரத்தை இறக்கவில்லையோ அதை அல்லாஹ்விற்கு இணையாக்கி வணங்கிய காரணத்தால் அந்த நிராகரிப்பாளர்களுடைய உள்ளங்களில் நாம் திகிலை போடுவோம். இன்னும், அவர்களுடைய தங்குமிடம் நரகம்தான். அநியாயக்காரர்களின் தங்குமிடம் மிகக் கெட்டது.
Korece:
하나님은 믿음이 없는 자들의 심중에 공포를 불어 넣으리라 이들은 아무런 능력도 없는 자들 을 하나님과 비유하려 했기 때문 이라 불지옥이 그들의 거주지가 되며 재앙이 우매한 그들에게 있 을 것이라
Vietnamca:
TA (Allah) sẽ gieo nỗi khiếp sợ vào con tim của họ bởi điều mà họ đã Shirk với Allah, điều mà Ngài không cho bất cứ thẩm quyền nào. Và rồi đây chỗ ở của họ chính là Hỏa Ngục, một nơi ở vô cùng tồi tệ cho đám người sai trái.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: