Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

44

Sûredeki Ayet No: 

14

Ayet No: 

4428

Sayfa No: 

496

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

ثُمَّ تَوَلَّوْا عَنْهُ وَقَالُوا مُعَلَّمٌ مَّجْنُونٌ

Çeviriyazı: 

ŝümme tevellev `anhü veḳâlû mü`allemüm mecnûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sonra onlar, o peygamberden yüz çevirdiler ve: "Bu öğretilmiş bir delidir." dediler.

Diyanet İşleri: 

Nerde onlarda öğüt almak? Kendilerine gerçeği açıklayan bir peygamber gelmişti ve ondan yüz çevirmişler, "Belletilmiş bir deli" demişlerdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sonra yüz çevirdiler ondan ve kendisine birşeyler öğretilmiş delinin biri dediler.

Şaban Piriş: 

Sonra ondan yüz çevirmişler ve: Öğretilmiş bir mecnun/deli demişlerdi.

Edip Yüksel: 

Sonra ondan yüz çevirdiler ve, "Öğrenim görmüş bir deli!" dediler.

Ali Bulaç: 

Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: "(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir."

Suat Yıldırım: 

Onlar nerede, iman nerede! Onlar ibret alan, hisse kapan insanlar değil.Böyle olmadıkları için, gerçekleri apaçık anlatan Peygamber geldiği halde ona sırtlarını döndüler de: “Bu, başkaları tarafından bir şeyler belletilmiş delinin teki!” dediler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

44:13

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ama ondan yüz çevirdiler ve şöyle dediler: "Eğitilmiş bir mecnun!"

Bekir Sadak: 

«eni taslamanizdan oturu, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah´a sigindim.»

İbni Kesir: 

Ondan yüz çevirmişler

Adem Uğur: 

Sonra ondan yüz çevirdiler ve: Bu, öğretilmiş bir deli! dediler.

İskender Ali Mihr: 

Ve (O´NA) (şeytan tarafından vahyedilerek) “öğretilmiş” ve “deli” dediler ve sonra O´NDAN yüz çevirdiler.

Celal Yıldırım: 

44:13

Tefhim ul Kuran: 

Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: «(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir.»

Fransızca: 

Puis ils s'en détournèrent en disant : "C'est un homme instruit [par d'autres], un possédé".

İspanyolca: 

y se han apartado de él y dicho: «¡Es uno a quien se ha instruido, un poseso!»?

İtalyanca: 

e gli voltarono le spalle dicendo: «E' un neofita invasato».

Almanca: 

Dann wandten sie sich von ihm ab und sagten: "Er ist belehrt, geistesgestört."

Çince: 

而他们却鄙弃他。他们说:他是受教的,是疯狂的。

Hollandaca: 

En zij zich van hem verwijderden, zeggende: Deze man is door anderen onderricht, of hij is een uitzinnig mensch.

Rusça: 

Затем они отвернулись от него и сказали: "Он - обученный, одержимый".

Somalice: 

Markaasay ka, jeedsadeen Nabiga waxayna dheheen waa waxlabare waalan.

Swahilice: 

Na wao wakamgeuzia uso, na wakasema: Huyu amefunzwa, naye ni mwendawazimu.

Uygurca: 

ئاندىن ئۇلار ئۇنىڭدىن يۈز ئۆرۈدى ۋە: «ئۇ ئۆگىتىلگەن (يەنى قۇرئاننى كىشىلەردىن ئۆگەنگەن) دۇر، مەجنۇندۇر» دېدى

Japonca: 

かれらはかれ(使徒)から背き去って,「他人に入れ智恵された者,(ほ?)かれた者です。」と言ったではないか。

Arapça (Ürdün): 

«ثم تولوْا عنه وقالوا معلم» أي يعلمه القرآن بشر «مجنون».

Hintçe: 

इस पर भी उन लोगों ने उससे मुँह फेरा और कहने लगे ये तो (सिखाया) पढ़ाया हुआ दीवाना है

Tayca: 

แล้วพวกเขาก็ผินหลังออกไปจากเขา และพวกเขากล่าวว่าเขา (มุฮัมมัด) เป็นคนบ้าที่ได้รับการเสี้ยมสอน

İbranice: 

והם סובבו לו גב ואמרו: 'הוא משוגע אשר למד מאחרים' (או משטנים)

Hırvatça: 

od koga se oni potom okrenuše i rekoše: "Poučeni - umno poremećeni!"

Rumence: 

Ei i-au întors însă spatele, spunând: “Este un însemnat, un îndrăcit!”

Transliteration: 

Thumma tawallaw AAanhu waqaloo muAAallamun majnoonun

Türkçe: 

Ama ondan yüz çevirdiler ve şöyle dediler: "Eğitilmiş bir mecnun!"

Sahih International: 

Then they turned away from him and said, "[He was] taught [and is] a madman."

İngilizce: 

Yet they turn away from him and say: "Tutored (by others), a man possessed!"

Azerbaycanca: 

Onlar isə ondan üz çevirib belə dedilər: “(Bu başqası tərəfindən) öyrədilmiş bir divanədir! (Özü heç bir şey bilmir, Qur’anı kimsə ona öyrədir)”.

Süleyman Ateş: 

Ondan yüz çevirdiler: "Bu, öğretilmiştir, cinlenmiştir" dediler.

Diyanet Vakfı: 

Sonra ondan yüz çevirdiler ve: Bu, öğretilmiş bir deli! dediler.

Erhan Aktaş: 

“Öğretilmiş bir deli.” dediler. Ve ondan yüz çevirdiler.

Kral Fahd: 

Sonra ondan yüz çevirdiler ve: Bu, öğretilmiş bir deli! dediler.

Hasan Basri Çantay: 

Yine ondan yüz çevirdiler. (Ona kimi) «bir öğretilmiş», (kimi) «bir mecnun» dediler.

Muhammed Esed: 

ama yüz çevirip uzaklaşmışlar ve "O (başkalarınca) öğretilmiş biridir, bir delidir!" demişlerdi.

Gültekin Onan: 

Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Sonra ondan yüz çevirdiler ve şöyle dediler: “- (Bu peygamberlik iddia eden) öğretilmiştir, mecnundur.”

Portekizce: 

E o rechaçaram, dizendo: Ele foi ensinado (por outros), e é um energúmeno.

İsveççe: 

då vände de honom ryggen med orden: "[Denne] galning har lärts upp [av andra]!"

Farsça: 

آن گاه از او روی گرداندند و گفتند: تعلیم یافته ای دیوانه است!!

Kürtçe: 

لە پاشان گوێیان پێنەداو وە ووتیان: فێرکراوێکی شێـتە

Özbekçe: 

Сўнгра ундан юз ўгирдилар ва: «Бу ўргатилган мажнун», дедилар.

Malayca: 

Sekalipun demikian, mereka juga berpaling ingkar daripada menerima keterangannya sambil berkata (sesama sendiri): "Dia seorang yang diajar (oleh bangsa asing), dia juga seorang yang gila!"

Arnavutça: 

E u shmangën prej tij dhe thanë: “(Ai është) i mësuar (prej tjetërkujt) – i çmendur (prej xhindëve)”.

Bulgarca: 

а те се отметнаха от него и рекоха: “Той е подучен, луд.”

Sırpça: 

од кога се они потом окренуше и рекоше: „Подучени - умно поремећени!“

Çekçe: 

však zády se k němu obrátili a řekli: 'Blázen je to, jinými poučený!'

Urduca: 

پھر بھی یہ اُس کی طرف ملتفت نہ ہوئے اور کہا کہ "یہ تو سکھایا پڑھایا باولا ہے"

Tacikçe: 

аз ӯ рӯйгардон шуданд ва гуфтанд: «Девонаест таълимёфта!»

Tatarca: 

Соңра пәйгамбәрләрдән баш тарттылар, вә: "Ул Коръәнне башка бер кешедән өйрәнүче мәҗнүндер" – диделәр.

Endonezyaca: 

kemudian mereka berpaling daripadanya dan berkata: "Dia adalah seorang yang menerima ajaran (dari orang lain) lagi pula seorang yang gila".

Amharca: 

ከዚያም ከእርሱ የዞሩ፤ (ከሰው) «የተሰተማረ ዕብድ ነው» ያሉም ሲኾኑ፡፡

Tamilce: 

பிறகு, அவர்கள் அவரை விட்டு விலகி சென்று விட்டனர். இன்னும், (பிற மனிதர்களால் இந்த வேதத்தை) கற்பிக்கப்பட்டவர், பைத்தியக்காரர் என்று (அவரைப் பற்றி) கூறினார்கள்.

Korece: 

그러나 그들은 그로부터 등 을 돌리며 그가 미친자라 말하더 라

Vietnamca: 

Nhưng chúng đã quay lưng lại với Y và nói: “Đồ học mót, kẻ khùng điên.”