Arapça:
وَلَمَّا جَاءَ عِيسَىٰ بِالْبَيِّنَاتِ قَالَ قَدْ جِئْتُكُم بِالْحِكْمَةِ وَلِأُبَيِّنَ لَكُم بَعْضَ الَّذِي تَخْتَلِفُونَ فِيهِ ۖ فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ
Çeviriyazı:
velemmâ câe `îsâ bilbeyyinâti ḳâle ḳad ci'tüküm bilḥikmeti veliübeyyine leküm ba`ḍa-lleẕî taḫtelifûne fîh. fetteḳu-llâhe veeṭî`ûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İsâ mucizelerle indiği zaman dedi ki: "Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ihtilâfa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklamak için geldim. O halde Allah'tan korkun, ve bana itaat edin.
Diyanet İşleri:
İsa, belgeleri getirdiği zaman demişti ki: "Size hikmetle ve ayrılığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını açıklamak üzere geldim. Allah'a karşı gelmekten sakının, bana itaat edin."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve İsa, apaçık delillerle gelince ben demişti, andolsun ki size peygamber olarak geldim ve ayrılığa düştüğünüz bazı şeyleri elbette açıklayıp bildireceğim size; artık çekinin Allah'tan ve itaat edin bana.
Şaban Piriş:
İsa apaçık delillerle geldiği zaman şöyle demişti: Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Allah’tan sakının ve bana itaat edin.
Edip Yüksel:
İsa apaçık mucizelerle gelince demişti ki, "Size bilgelik, ve ayrılığa düştüğünüz konulara açıklama getirdim. ALLAH'ı dinleyiniz ve bana uyunuz."
Ali Bulaç:
İsa, açık belgelerle gelince, dedi ki: "Ben size bir hikmetle geldim ve hakkında ihtilafa düştüklerinizin bir kısmını size açıklamak için de. Öyleyse Allah'tan sakının ve bana itaat edin."
Suat Yıldırım:
Îsâ, açık açık delillerle onlara gelince: “Ben, size hikmet getirdim,bir de hakkında ayrılığa düştüğünüz bazı şeyleri size açıklamak için geldim.O halde Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir, yalnız O’na ibadet edin. Doğru yol budur.” dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Vaktâ ki İsa, o vazıh mûcizeler ile geldi, dedi ki: «Ben size muhakkak açık bir hikmet ile ve kendisiyle ihtilaf eder olduğunuz şeyin bazısını size beyan için geldim. Artık Allah´tan korkun ve bana itaat edin.»
Yaşar Nuri Öztürk:
İsa, açık-seçik kanıtlarla geldiğinde şöyle demişti: "Ben size hikmet getirdim ve tartışıp durduğunuz şeylerin bir kısmını size açıklayayım diye geldim. O halde, Allah'tan sakının ve bana itaat edin!"
Bekir Sadak:
Bunlar, ayetlerimize inanmis ve kendilerini Bize vermislerdir.
İbni Kesir:
İsa huccetlerle gelince
Adem Uğur:
İsa, açık delillerle geldiği zaman demişti ki: Ben size hikmet getirdim ve ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyleyse Allah´tan korkun ve bana itaat edin.
İskender Ali Mihr:
Ve Hz. İsa, beyyineler (mucizeler, deliller) ile geldiği zaman: “Ve hakkında ihtilâf ettiğiniz şeyin bir kısmını size açıklamak için size hikmeti getirdim. Öyleyse Allah´a karşı takva sahibi olun ve bana itaat edin!” dedi.
Celal Yıldırım:
İsâ, açık belgeler ve mu´cizelerle gelince, «ben gerçekten size hikmetle ve görüş ayrılığına düştüğünüz bazı hususları size açıklamak için geldim
Tefhim ul Kuran:
İsa, açık belgelerle gelince, dedi ki: «Ben size bir hikmetle geldim ve hakkında ihtilafa düştüklerinizin bir kısmını size açıklamak için de. Öyleyse Allah´tan sakınıp korkun ve bana itaat edin.»
Fransızca:
Et quand Jésus apporta les preuves, il dit : "Je suis venu à vous avec la sagesse et pour vous expliquer certains de vos sujets de désaccord. Craignez Allah donc et obéissez-moi.
İspanyolca:
Cuando Jesús vino con las pruebas claras, dijo: «He venido a vosotros con la Sabiduría y para aclararos algo de aquello en que discrepáis. ¡Temed, pues, a Alá y obedecedme!
İtalyanca:
Quando Gesù portò le prove evidenti disse: «Sono venuto a voi con la saggezza e per rendervi esplicita una parte delle cose su cui divergete. Temete Allah e obbeditemi.
Almanca:
Und als 'Isa mit den klaren Zeichen kam, sagte er: "Bereits brachte ich euch die Weisheit, und damit ich euch manches von dem erkläre, worin ihr uneins seid. So handelt Taqwa gemäß ALLAH gegenüber und gehorcht mir!
Çince:
当尔撒带着许多明证来临的时候,他说:我确已把智慧带来给你们,以便我为你们解释你们所争论的一部分律例。故你们应当敬畏真主,应当服从我。
Hollandaca:
En toen Jezus met duidelijke wonderen kwam, zeide hij: Thans ben ik met wijsheid tot u gekomen, en om u een deel te verklaren van de dingen, nopens welke gij verschilt. Vreest dus God en gehoorzaamt mij.
Rusça:
Когда Иса (Иисус) явился с ясными знамениями, он сказал: "Я пришел к вам с мудростью и для того, чтобы разъяснить вам часть того, относительно чего вы расходитесь во мнениях. Бойтесь же Аллаха и повинуйтесь мне!
Somalice:
Markuu ulayimid Ciise xujooyin wuxuu ku yidhi waxaan idiin la imid xikmad iyo inaan idiin cadeeyo waxaad isku diidantihiin qaarkiis ee ka dhawrsada Eebe ina adeeca.
Swahilice:
Na alipo kuja Isa na dalili zilizo wazi, alisema: Nimekujieni na hikima, na ili nikuelezeni baadhi ya yale mliyo khitalifiana. Basi mcheni Mwenyezi Mungu, na mnit'ii mimi.
Uygurca:
ئىسا روشەن مۆجىزىلەر بىلەن كېلىپ ئېيتتى: «سىلەرگە مەن ھېكمەت ئېلىپ كەلدىم. سىلەرگە ئىختىلاپ قىلىۋاتقان نەرسەڭلارنىڭ (يەنى دىنىي ئىشلارنىڭ) بەزىسىنى بايان قىلىپ بېرىمەن، اﷲ تىن قورقۇڭلار، ماڭا ئىتائەت قىلىڭلار
Japonca:
イーサーが様々な明証をもってやって来た時言った。「本当にわたしは,英知をあなたがたに(西?)し,あなたがたが論争することの,多少の部分をあなたがたのために,説き明かすためである。それでアッラーを畏れ,わたしに従え。
Arapça (Ürdün):
«ولما جاء عيسى بالبينات» بالمعجزات والشرائع «قال قد جئتكم بالحكمة» بالنبوة وشرائع الإنجيل «ولأبيِّن لكم بعض الذي تختلفون فيه» من أحكام التوراة من أمر الدين وغيره فبيَّن لهم أمر الدين «فاتقوا الله وأطيعون».
Hintçe:
और जब ईसा वाज़ेए व रौशन मौजिज़े लेकर आये तो (लोगों से) कहा मैं तुम्हारे पास दानाई (की किताब) लेकर आया हूँ ताकि बाज़ बातें जिन में तुम लोग एख्तेलाफ करते थे तुमको साफ-साफ बता दूँ तो तुम लोग ख़ुदा से डरो और मेरा कहा मानो
Tayca:
และเมื่ออีซาได้มาพร้อมด้วยหลักฐานทั้งหลายอันชัดแจ้ง เขากล่าวว่า แน่นอนฉันได้มาหาพวกท่านพร้อมด้วยการเป็นนะบีและบทบัญญัติแห่งอินญีล และเพื่อฉันจะได้ชี้แจงแก่พวกท่านให้กระจ่างแจ้งในบางเรื่องที่พวกท่านขัดแย้งกัน ดังนั้นพวกท่านจงยำเกรงอัลลอฮฺ และเชื่อฟังปฏิบัติตามฉันเถิด
İbranice:
וכאשר הביא ישוע את האותות הבהירים, אמר: 'הבאתי לכם את החוכמה, כדי לבאר לכם את הדברים אשר נחלקתם בגינם. לכן יראו את אלוהים ושמעו בקולי. קישוטי הזהב
Hırvatça:
A kad je Isa očite znakove donio, on je rekao: "Donosim vam mudrost i dolazim da vam objasnim ono u čemu se razilazite. Zato se Allaha bojte i meni se pokoravajte.
Rumence:
Când Iisus a adus dovezile vădite spuse: “Eu am venit cu înţelepciunea ca să vă desluşesc pentru ce vă învrăjbeaţi. Temeţi-vă de Dumnezeu şi daţi-mi ascultare!
Transliteration:
Walamma jaa AAeesa bialbayyinati qala qad jitukum bialhikmati waliobayyina lakum baAAda allathee takhtalifoona feehi faittaqoo Allaha waateeAAooni
Türkçe:
İsa, açık-seçik kanıtlarla geldiğinde şöyle demişti: "Ben size hikmet getirdim ve tartışıp durduğunuz şeylerin bir kısmını size açıklayayım diye geldim. O halde, Allah'tan sakının ve bana itaat edin!"
Sahih International:
And when Jesus brought clear proofs, he said, "I have come to you with wisdom and to make clear to you some of that over which you differ, so fear Allah and obey me.
İngilizce:
When Jesus came with Clear Signs, he said: "Now have I come to you with Wisdom, and in order to make clear to you some of the (points) on which ye dispute: therefore fear Allah and obey me.
Azerbaycanca:
İsa açıq-aşkar mö’cüzələrlə gəldiyi zaman dedi: “Həqiqətən, mən sizə hikmət gətirmişəm, həm də ixtilafda olduğunuz bə’zi şeyləri (Tövratdakı bir sıra dini hökmləri) izah etmək üçün gəlmişəm. Allahdan qorxun və mənə itaət edin!
Süleyman Ateş:
Îsa açık kanıtlar getirince dedi ki: "Ben size hikmet getirdim ve ayrılığa düştünüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için (geldim), Allah'tan korkun ve bana ita'at edin."
Diyanet Vakfı:
İsa, açık delillerle geldiği zaman demişti ki: Ben size hikmet getirdim ve ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyleyse Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
Erhan Aktaş:
Îsâ, apaçık beyyinelerle(1) geldiği zaman: “Ben size Hikmet’i(2) getirdim. Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklamak için geldim. O halde Allah için takvâlı olun ve bana itaat edin.” dedi.
Kral Fahd:
İsa, açık delillerle geldiği zaman demişti ki: Ben size hikmet getirdim ve ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyleyse Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
Hasan Basri Çantay:
İsâ o apaçık delilleri getirdiği zaman (şöyle) demişdi: «Ben size gerçek hikmeti getirdim. Bir de hakkında ihtilâf edegeldiğiniz şeylerden ba´zısını size açıklayayım diye (geldim). Artık Allahdan korkun, bana tâbi´ olun».
Muhammed Esed:
İsa, (kendi halkına) hakikatin bütün kanıtları ile geldiği zaman, "Ben" dedi, "size hikmet ile ve üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını açıklığa kavuşturmak üzere geldim. O halde, Allah´a karşı sorumluluğunuzun bilincine varın ve bana tabi olun!"
Gültekin Onan:
İsa, açık belgelerle gelince, dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
İsâ da mucizelerle (ve İncil ayetleri ile) geldiği vakit şöyle demişti: “- Ben size ilâhi hükümlerle ve ayrılığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklayayım, diye geldim. Onun için Allah’dan korkun ve bana itaat edin.
Portekizce:
E quando Jesus lhes apresentou as evidências, disse: Trago-vos a sabedoria, para elucidar-vos sobre algo que é objetodas vossas divergências. Temei, pois, a Deus , e obedecei-me!
İsveççe:
OCH NÄR Jesus kom med [tecken och] klara bevis, sade han: "Jag har kommit till er med [uppenbarad] visdom och för att klargöra för er några av de ting som ni tvistar om. Frukta Gud och följ mig!
Farsça:
و هنگامی که عیسی دلایل روشن آورد، گفت: به راستی من برای شما حکمت آوردم، و تا برای شما [حکم] برخی [از عقاید و احکام] را که در آن اختلاف می کنید بیان کنم؛ بنابراین از خدا پروا کنید و از من اطاعت نمایید.
Kürtçe:
وە کاتێك عیسا بەڵگە ڕوونەکانی ھێنا ووتی (بەنەوەی ئیسرائیل) بێگومان بەپێغەمبەرایەتی ھاتووم بۆ ناوتان بۆ ئەوەی ڕوونی بکەمەوە بۆتان ھەندێ لەوشتانەی جیاوازن تێیدا، دەی لەخوا بترسن وگوێرایەڵیم بکەن
Özbekçe:
Ийсо очиқ-ойдин мўъжизалар билан келган чоғида: «Батаҳқиқ, мен сизга ҳикматни келтирдим ва баъзи сиз ихтилоф қилаётган нарсаларни баён қилиш учун келдим. Бас, Аллоҳга тақво ва менга итоат қилинглар.
Malayca:
Dan ketika Nabi Isa datang (kepada kaumnya) dengan membawa keterangan- keterangan yang nyata, berkatalah ia: "Sesungguhnya aku datang kepada kamu dengan membawa hikmat (ajaran Tuhan), dan untuk menerangkan kepada kamu: sebahagian dari (perkara-perkara ugama) yang kamu berselisihan padanya. Oleh itu, bertaqwalah kamu kepada Allah dan taatlah kepadaku.
Arnavutça:
E, kur Isai i solli argumentet e qarta, tha: “Ju kam sjellë dijeni të mrekullueshme dhe do të ju shpjegoj disa gjëra, me të cilat nuk po pajtoheni. Andaj, druajuni Perëndisë dhe bëhuni të dëgjueshëm ndaj meje!
Bulgarca:
И когато Иса донесе ясните знаци, рече: “Дойдох при вас с мъдростта и за да ви обясня част от онова, по което сте в разногласие! Затова бойте се от Аллах и ми се покорете!
Sırpça:
А кад је Исус донео очигледне доказе, казао је: „Доносим вам мудрост и долазим да вам објасним оно у чему се разилазите. Зато се бојте Аллаха и мени се покоравајте.
Çekçe:
A když přišel Ježíš s jasnými důkazy, pravil: 'Přišel jsem k vám s moudrostí, a abych vám objasnil něco z toho, o čem jste různého názoru; bojte se tedy Boha a poslouchejte mne!'
Urduca:
اور جب عیسیٰؑ صریح نشانیاں لیے ہوئے آیا تھا تو اس نے کہا تھا کہ "میں تم لوگوں کے پاس حکمت لے کر آیا ہوں، اور اس لیے آیا ہوں کہ تم پر بعض اُن باتوں کی حقیقت کھول دوں جن میں تم اختلاف کر رہے ہو، لہٰذا تم اللہ سے ڈرو اور میری اطاعت کرو
Tacikçe:
Ва чун Исо бо далелҳои равшани худ омад, гуфт: «Бароятон ҳикмат овардаам ва омадаам, то чизҳоеро, ки дар он ихтилоф мекунед, баён кунам. Пас аз Худо битарсед ва ба ман итоъат кунед.
Tatarca:
Гыйса аятьләр вә могҗизалар белән килгән заманда әйтте: "Ий җәмәгать, мин сезгә шәригать вә могҗизалар белән килдем, сезне туры юлга күндермәк өчен вә дин эшләрендә ихтыйлаф иткән бәгъзе нәрсәләрегезне аңлатмак өчен, Аллаһудан куркыгыз һәм миңа итагать итегез!
Endonezyaca:
Dan tatkala Isa datang membawa keterangan dia berkata: "Sesungguhnya aku datang kepadamu dengan membawa hikmat dan untuk menjelaskan kepadamu sebagian dari apa yang kamu berselisih tentangnya, maka bertakwalah kepada Allah dan taatlah (kepada)ku".
Amharca:
ዒሳ በታምራቶች በመጣ ጊዜም አላቸው «በእርግጥ በጥበብ መጣኋችሁ፡፡ የዚያንም በርሱ የምትለያዩበትን ከፊሉን ለናንተ ላብራራላችሁ (መጣሁ)፡፡ አላህንም ፍሩ፡፡ ታዘዙኝም፡፡
Tamilce:
தெளிவான அத்தாட்சிகளுடன் ஈஸா வந்தபோது அவர் கூறினார்: “திட்டமாக நான் உங்களிடம் ஞான(மிகுந்த வேத)த்தை கொண்டுவந்துள்ளேன். இன்னும், நீங்கள் எதில் கருத்து வேற்றுமை கொள்கிறீர்களோ அதில் (சரியான) சிலவற்றை உங்களுக்கு விவரிப்பதற்காகவும் வந்துள்ளேன். ஆகவே, அல்லாஹ்வை அஞ்சுங்கள்! இன்னும், எனக்குக் கீழ்ப்படியுங்கள்!”
Korece:
예수가 분명한 예증과 더불어 그들에게 이르러 말하길 내가 지혜를 가지고 너희에게 왔나니 너희가 논쟁하는 것을 밝혀 주겠 노라 그러므로 하나님을 두려워 하고 내게 순종하라
Vietnamca:
Khi Ysa đến với những bằng chứng rõ ràng, Y nói: “Quả thật, Ta mang đến cho các người điều khôn ngoan và Ta đến để làm sáng tỏ một vài điểm mà các người bất đồng nhau. Vì vậy, các ngươi hãy sợ Allah và vâng lời Ta.”
Ayet Linkleri: