Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

41

Sûredeki Ayet No: 

54

Ayet No: 

4272

Sayfa No: 

482

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَلَا إِنَّهُمْ فِي مِرْيَةٍ مِّن لِّقَاءِ رَبِّهِمْ ۗ أَلَا إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُّحِيطٌ

Çeviriyazı: 

elâ innehüm fî miryetim mil liḳâi rabbihim. elâ innehû bikülli şey'im müḥîṭ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İyi bilin ki onlar Rablerine kavuşmaktan bir şüphe içindedirler, yine iyi bilin ki, Allah her şeyi ilmiyle kuşatmıştır.

Diyanet İşleri: 

Dikkat edin; onlar Rablerine kavuşmaktan şüphededirler; dikkat edin; Allah şüphesiz her şeyi bilgisiyle kuşatandır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İyice bil ki onlar, şüphe yok, Rablerine kavuşacaklarından şüphe etmedeler; iyice bil ki şüphe yok, o, her şeyi kuşatmış, kavramıştır.

Şaban Piriş: 

Onlar, Rablerine kavuşmaktan şüphe içindedirler! Bilin ki o, her şeyi kuşatandır.

Edip Yüksel: 

Aslında onlar Rab'lerinden bir kuşku içindedirler. O, her şeyi (bilgi ve yönetimiyle) kuşatmıştır.

Ali Bulaç: 

Dikkatli olun; gerçekten onlar, Rablerine kavuşmaktan yana derin bir kuşku içindedirler. Dikkatli olun; gerçekten O, herşeyi sarıp-kuşatandır.

Suat Yıldırım: 

Ama dikkat edin ki onlar Rab'lerine kavuşma hususunda şüphe içindedirler.İyi bilin ki O, her şeyi ilmi ve kudreti ile kuşatmıştır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İyi bil ki, şüphe yok onlar Rablerine kavuşmaktan dolayı bir şekk içindedirler. İyi bil ki, muhakkak O, her şeyi ilmen ihata edendir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dikkat edin, onlar Rablerine kavuşma konusunda bir şüphe içindedirler. Gözünüzü açın! Allah Muhît'tir, her şeyi çepeçevre kuşatmıştır.

Bekir Sadak: 

Allah´i birakip da dostlar edinenlerin islediklerini Allah gozetlemektedir. Sen, onlara vekil olmaga memur degilsin.

İbni Kesir: 

İyi bilin ki

Adem Uğur: 

Dikkat edin

İskender Ali Mihr: 

Onlar gerçekten Rab´lerine mülâki olacaklarından (ruhlarını hayatta iken Allah´a ulaştıracaklarından) şüphe içindeler, öyle değil mi? O (Allah), herşeyi ihata etmiştir (ilmiyle kuşatmıştır), öyle değil mi?

Celal Yıldırım: 

Haberiniz olsun ki, onlar Rablarına kavuşma hususunda tam bir şüphe içindedirler. Dikkat edin ki, O, her şeyi (ilmiyle, kudretiyle, tasarrufuyla) kuşatmıştır.

Tefhim ul Kuran: 

Dikkatli olun

Fransızca: 

Ils sont dans le doute, n'est-ce pas, au sujet de la rencontre de leur Seigneur ? C'est Lui certes qui embrasse toute chose (par Sa science et Sa puissance).

İspanyolca: 

Pues ¿no dudan del encuentro de su Señor? Pues ¿no lo abarca Él todo?

İtalyanca: 

Non è forse vero che dubitano dell'incontro con il loro Signore, mentre in verità Egli abbraccia ogni cosa [nella Sua Scienza]?

Almanca: 

Ja! Sie sind doch im Zweifel über die Begegnung mit ihrem HERRN. Ja! ER ist alles zweifelsohne allumfassend.

Çince: 

真的,他们的确怀疑将来是否要与他们的主会面。真的,他确是周知万物的。

Hollandaca: 

Zijn zij niet in twijfel nopens de ontmoeting van hunnen Heer, bij de opstanding? Omvat hij niet alle dingen?

Rusça: 

Воистину, они сомневаются во встрече со своим Господом. Воистину, Он объемлет всякую вещь.

Somalice: 

Waxayna Gaaladu kaga suganyihiin shaki lakulanka Eebe, Eebana waxkasta wuu koobay.

Swahilice: 

Ama wao wamo katika shaka ya kukutana na Mola wao Mlezi! Ama hakika Yeye amekizunguka kila kitu.

Uygurca: 

بىلىڭلاركى، ئۇلار ھەقىقەتەن پەرۋەردىگارىغا مۇلاقات بولۇشتىن شەكلىنىدۇ، بىلىڭلاركى، اﷲ ھەممە نەرسىنى ھەقىقەتەن تولۇق بىلىپ تۇرغۇچىدۇر

Japonca: 

ああ,かれらは主との会見に就いて疑っているのか。本当にかれこそは,凡てのものを取り囲む方であるのに。

Arapça (Ürdün): 

«ألا إنهم في مرية» شك «من لقاء ربهم» لإنكارهم البعث «ألا إنه» تعالى «بكل شيء محيط» علماً وقدرة فيجازيهم بكفرهم.

Hintçe: 

देखो ये लोग अपने परवरदिगार के रूबरू हाज़िर होने से शक़ में (पड़े) हैं सुन रखो वह हर चीज़ पर हावी है

Tayca: 

พึงรู้เถิดว่า แท้จริงพวกเขาอยู่ในการสงสัยเกี่ยวกับการพบพระเจ้าของพวกเขาพึงรู้เถิดว่า แท้จริงพระองค์เป็นผู้ทรงล้อมทุก ๆ สิ่งไว้

İbranice: 

אכן הם מטילים ספק בפגישה עם ריבונם, אך שליטתו מקיפה את הכול

Hırvatça: 

Oni sumnjaju da će pred Gospodara svoga stati, a On, zaista, obuhvata sve.

Rumence: 

Mai stau la îndoială asupra întâlnirii cu Domnul lor? Nu este El oare Cel ce cuprinde totul?

Transliteration: 

Ala innahum fee miryatin min liqai rabbihim ala innahu bikulli shayin muheetun

Türkçe: 

Dikkat edin, onlar Rablerine kavuşma konusunda bir şüphe içindedirler. Gözünüzü açın! Allah Muhît'tir, her şeyi çepeçevre kuşatmıştır.

Sahih International: 

Unquestionably, they are in doubt about the meeting with their Lord. Unquestionably He is, of all things, encompassing.

İngilizce: 

Ah indeed! Are they in doubt concerning the Meeting with their Lord? Ah indeed! It is He that doth encompass all things!

Azerbaycanca: 

(Ya Peyğəmbər!) Bil ki, onlar öz Rəbbi ilə qarşılaşacaqları (qiyamət günü dirilib haqq-hesab üçün Allahın hüzurunda duracaqları) barədə şəkk-şübhə içindədirlər. Və yenə bil ki, O (Öz elmi və qüdrəti ilə) hər şeyi ehtiva edəndir!

Süleyman Ateş: 

İyi bil ki onlar, Rablerine kavuşmaktan kuşku içindedirler. İyi bil ki O, her şeyi kuşatmıştır (her şey Allah'ın bilgisi içindedir).

Diyanet Vakfı: 

Dikkat edin; onlar, Rablerine kavuşma konusunda şüphe içindedirler. Bilesiniz ki O, her şeyi (ilmiyle) kuşatmıştır.

Erhan Aktaş: 

İyi bilin ki onlar, Rabb’lerine kavuşacaklarından kuşku duyuyorlar. İyi bilin ki O, Her Şeyi Kuşatan’dır.

Kral Fahd: 

Dikkat edin; onlar, Rablerine kavuşma konusunda şüphe içindedirler. Bilesiniz ki O, herşeyi (ilmiyle) kuşatmıştır. 

Hasan Basri Çantay: 

Gözünü aç, muhakkak onlar Rablerine kavuşmakdan bir şübhe içindedirler. Gözünü aç, O, hakıykaten herşey´i çepçevre kuşatandır.

Muhammed Esed: 

Gerçek şu ki onlar, (Hesap Günü) Rableri ile karşılaşıp karşılaşmayacaklarından tam emin değiller! Şüphesiz O, her şeyi kuşatır!

Gültekin Onan: 

Dikkatli olun

Ali Fikri Yavuz: 

Dikkat et! O kâfirler, Rablerine kavuşmaktan bir şübhe içindedirler. Dikkat et, Allah her şeyi (ilmi ve kudreti ile) kuşatandır.

Portekizce: 

Não é certo que estão em dúvida quanto ao comparecimento ante o seu Senhor? Acaso não é verdade que Deus éOnímodo?

İsveççe: 

Men [ännu] är de osäkra om de skall möta sin Herre [och således uppleva uppståndelse, räkenskap och dom]! Har Han då inte full uppsikt över allt?

Farsça: 

آگاه باش! که آنان نسبت به دیدار [قیامت و محاسبه اعمال به وسیله] پروردگارشان در تردیدند. [و] آگاه باش! که یقیناً او به همه چیز [با قدرت و دانش بی نهایتش] احاطه دارد.

Kürtçe: 

ئاگاداربە بەڕاستی ئەوانە لە دوو دڵیدان لەدیدار وگەشتن بە پەروەردگاریان ئاگاداربە بەڕاستی (زانست وزانیاری) خوا دەوری ھەموو شتێکی داوە

Özbekçe: 

Огоҳ бўлинглар. Албатта, улар Роббиларига рўбарў бўлишдан шакдадирлар. Огоҳ бўлинглар. Албатта, У зот ҳар бир нарсани ихота қилгувчидир. (Унга рўбарў бўлишдан қочиб қаерга борадилар?)

Malayca: 

Ingatlah! Sesungguhnya mereka (yang kufur ingkar) sentiasa berada di dalam keadaan syak - ragu-ragu tentang pertemuan dengan Tuhan mereka. Ingatlah! Sesungguhnya Allah Maha Meliputi pengetahuanNya akan tiap-tiap sesuatu.

Arnavutça: 

E, ata, me siguri, dyshojnë në takimin me Zotin e tyre. Dinie se, Ai (Perëndia), i përfshinë të gjitha gjërat (me fuqi dhe dijeni).

Bulgarca: 

Съмняват се в срещата със своя Господ. А Той всяко нещо обгръща.

Sırpça: 

Они сумњају да ће да стану пред својим Господаром, а Он, заиста, све обухвата.

Çekçe: 

Což pochybují o tom, že se s Pánem svým setkají? Což ten neobjímá věci všechny ve Svém vědění?

Urduca: 

آگاہ رہو، یہ لوگ اپنے رب کی ملاقات میں شک رکھتے ہیں سن رکھو، وہ ہر چیز پر محیط ہے

Tacikçe: 

Баҳуш (огоҳ) бош, ки онҳо аз дидори Парвардигорашон дар шубҳаанд. Баҳуш бош, ки Ӯ бар ҳар чизе иҳота дорад.

Tatarca: 

Әгаһ булыгыз, күп кешеләр кубарылып Раббылары хозурына барачакларына шикләнмәктәдер, Әгаһ булыгыз, Ул – Аллаһ белеме вә кодрәте белән чолгап алучыдыр.

Endonezyaca: 

Ingatlah bahwa sesungguhnya mereka adalah dalam keraguan tentang pertemuan dengan Tuhan mereka. Ingatlah bahwa sesungguhnya Dia Maha Meliputi segala sesuatu.

Amharca: 

ንቁ! እነርሱ ከጌታቸው መገናኘት በመጠራጠር ውስጥ ናቸው፡፡ ንቁ! እርሱ በነገሩ ሁሉ (ዕውቀቱ) ከባቢ ነው፡፡

Tamilce: 

அறிந்து கொள்ளுங்கள்! நிச்சயமாக அவர்கள் தங்கள் இறைவனை சந்திப்பதில் சந்தேகத்தில் இருக்கிறார்கள். அறிந்து கொள்ளுங்கள்! நிச்சயமாக அவன் எல்லாவற்றையும் (தனது அறிவாலும் ஆற்றலாலும்) சூழ்ந்திருக்கிறான்.

Korece: 

지금도 그들은 주님과의 만 남을 의심하고 있나니 그들은 하 나님께서 모든 것을 에워싸고 있 음을 알지 못하느뇨

Vietnamca: 

Lẽ nào chúng vẫn hoài nghi về cuộc gặp gỡ với Thượng Đế của chúng? Chẳng phải Ngài luôn bao quát hết tất cả mọi thứ đó sao?!