Arapça:
إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَقَارُونَ فَقَالُوا سَاحِرٌ كَذَّابٌ
Çeviriyazı:
ilâ fir`avne vehâmâne veḳârûne feḳâlû sâḥirun keẕẕâb.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Firavun'a, Hâmân'a ve Karun'a da onlar: "Bu bir sihirbaz, bir yalancıdır" dediler.
Diyanet İşleri:
And olsun ki Musa'yı, mucizelerimiz ve apaçık delillerle Firavun, Haman ve Karun'a göndermişizdir. Onlar: "Bu, yalancı sihirbazın biridir" demişlerdi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Firavun'a, Haman'a ve Karun'a; derken onlar, bu demişlerdi, pek yalancı bir büyücü.
Şaban Piriş:
Firavun’a, Haman’a ve Karun’a... Hemen: Yalancı bir sihirbaz! demişlerdi
Edip Yüksel:
Firavun'a, Haman'a ve Karun'a... "Bu sihirbazın ve yalancının biridir," dediler.
Ali Bulaç:
Firavun'a, Haman'a ve Karun'a. Ama onlar: (Bu,) Yalan söyleyen bir büyücüdür" dediler.
Suat Yıldırım:
Gerçekten Biz Mûsa'yı âyetlerimiz, mûcizelerimiz ve apaçık bir yetki ile Firavun’a, Hâman’a ve Kârun’a gönderdik de onlar:“Bu yalancı bir sihirbazdır!” dediler. [51,52-53]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Fir´avun´a ve Haman´a ve Karun´a (gönderdik). Dediler ki: (O) «Bir sihirbazdır, bir yalancıdır.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Firavun'a, Hâmân'a ve Karun'a göndermiştik de onlar şöyle demişlerdi: "Tam yalancı bir sihirbazdır bu!"
Bekir Sadak:
(30-31) Inanmis olan adam dedi ki: «Ey milletim! Dogrusu ben sizin icin, Nuh milletinin, Ad, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, peygamberleri yalanlayan topluluklarin ugradiklari bir gunun benzerinden korkuyorum. Allah kullara zulum dilemez.»
İbni Kesir:
Firavun´a, Haman´a ve Karun´a. Bu, yalancı sihirbazın biridir, dediler.
Adem Uğur:
Firavun´a, Hâmân´a ve Karun´a da onlar: "
İskender Ali Mihr:
Firavuna ve Haman´a ve Karun´a (gönderdik). Fakat onlar: "
Celal Yıldırım:
40:23
Tefhim ul Kuran:
Firavun´a, Hâmân´a ve Kârun´a. Ama onlar: «(Bu,) yalan söylemekte olan bir büyücüdür» dediler.
Fransızca:
vers Pharaon, Haman et Coré. Mais ils dirent : "Magicien ! Grand menteur ! "
İspanyolca:
a Faraón, a Hamán y a Coré. Ellos dijeron: «Un mago mentiroso».
İtalyanca:
a Faraone, Hâmân e Qârûn. Essi dissero: «E' un mago, un impostore».
Almanca:
zu Pharao, Haman und Qarun, dann sagten sie: "Er ist ein lügnerischer Magier."
Çince:
去教化法老、哈曼和戈伦,但他们说:他是谬妄的术士。
Hollandaca:
Tot Pharao, en Haman, en Karoen, en zij zeiden: Hij is een toovenaar en een leugenaar.
Rusça:
к Фараону, Хаману и Каруну (Корею). Они сказали: "Он - лживый колдун!"
Somalice:
Xagga Fircoon, Haamaan iyo Qaaruun waxayna dheheen waa sixirroow beenaala ah.
Swahilice:
Kumwendea Firauni na Hamana na Qaruni, wakasema: Huyu ni mchawi, mwongo mkubwa.
Uygurca:
بىز مۇسانى مۆجىزىلىرىمىز بىلەن، روشەن دەلىل بىلەن ھەقىقەتەن پىرئەۋنگە، ھامانغا ۋە قارۇنغا ئەۋەتتۇق، ئۇلار (مۇسانى) يالغانچى، سېھىرگەر دېيىشتى
Japonca:
フィルアウンとハーマーンとカールーンに。だがかれらは「嘘付きの魔術師です。」と言った。
Arapça (Ürdün):
«إلى فرعون وهامان وقارون فقالوا» هو «ساحرٌ كذاب».
Hintçe:
फिरऔन और हामान और क़ारून के पास भेजा तो वह लोग कहने लगे कि (ये तो) एक बड़ा झूठा (और) जादूगर है
Tayca:
ไปยังฟิรเอานฺ และฮามาน และกอรูน แล้วพวกเขาก็กล่าวว่า (มูซาเป็น) มายากรนักโกหกตัวฉกาจ
İbranice:
אל פרעה, והמן, וקורח, אך הם אמרו: 'זה בסך הכול קוסם שרלטן
Hırvatça:
faraonu i Hamanu i Karunu, ali su oni rekli: "Čarobnjak i lažov!"
Rumence:
la Faraon, la Haman şi la Core. Ei au spus însă: “Este un vrăjitor mincinos.”
Transliteration:
Ila firAAawna wahamana waqaroona faqaloo sahirun kaththabun
Türkçe:
Firavun'a, Hâmân'a ve Karun'a göndermiştik de onlar şöyle demişlerdi: "Tam yalancı bir sihirbazdır bu!"
Sahih International:
To Pharaoh, Haman and Qarun; but they said, "[He is] a magician and a liar."
İngilizce:
To Pharaoh, Haman, and Qarun; but they called (him)" a sorcerer telling lies!"...
Azerbaycanca:
Fir’onun, (onun vəziri) Hamanın və Qarunun yanına. Onlar isə: “Bu sehrbazdır, yalançıdır!” – dedilər.
Süleyman Ateş:
Fir'avn'e, Haman'a ve Karun'a. "(Bu,) Yalancı bir büyücüdür." dediler.
Diyanet Vakfı:
Firavun'a, Haman'a ve Karun'a da onlar: "Bu, çok yalancı bir sihirbazdır! "dediler.
Erhan Aktaş:
Firavun’a, Hâmân’a ve Kârûn’a. Fakat onlar: “Bu yalancı bir sihirbazdır.” dediler.
Kral Fahd:
Firavun, Hâmân ve Karun'a gönderdik. Onlar: Bu, çok yalancı bir sihirbazdır! dediler.
Hasan Basri Çantay:
40:23
Muhammed Esed:
Firavun´a, Haman´a ve Karun´a; ama onlar (yalnızca), "O, bir büyücüdür, bir yalancıdır!" demişlerdi.
Gültekin Onan:
Firavun´a, Haman´a ve Karun´a. Ama onlar: "
Ali Fikri Yavuz:
Firavun’a (veziri) Hâmân’a ve Karûn’a...Onlar (Mûsa için şöyle) dediler: “- Bu bir sihirbazdır, yalancıdır.”
Portekizce:
Ao Faraó, a Haman e a Carun; porém, disseram: É um mago mentiroso.
İsveççe:
till Farao och Haman och Qarun, men de sade: "Han är bara en trollkarl och en lögnare!"
Farsça:
به سوی فرعون و هامان و قارون، ولی [آنان] گفتند: جادوگری بسیار دروغگوست!
Kürtçe:
بۆ لای فیرعەون و ھامان و قارون ھەموو ووتیان: جادوگەرێکی درۆزنە
Özbekçe:
Фиръавнга, Ҳомонга ва Қорунга. Бас, улар: «(Бу) сеҳргар ва каззоб», дедилар.
Malayca:
Kepada Firaun dan Haman serta Qarun; maka mereka (menuduhnya dengan) berkata: "Ia seorang ahli sihir, lagi pendusta!"
Arnavutça:
te Faraoni, Hamani dhe Karuni, e ata thanë: “Ky është magjistar dhe gënjeshtar!”
Bulgarca:
при Фараона и Хаман, и Карун, и рекоха те: “Магьосник-измамник!”
Sırpça:
фараону и Хаману и Каруну, али су они рекли: „Чаробњак и лажов!“
Çekçe:
k Faraónovi, Hámánovi a Qárúnovi, ti však řekli: 'To kouzelník je prolhaný!'
Urduca:
فرعون اور ہامان اور قارون کی طرف اپنے نشانیوں اور نمایاں سندِ ماموریت کے ساتھ بھیجا، مگر انہوں نے کہا "ساحر ہے، کذاب ہے"
Tacikçe:
ба сӯи Фиръавну Ҳомон ва Қорун. Ва гуфтанд, ки ӯ ҷодугаре дурӯғгӯст!
Tatarca:
Фиргаунгә, Һаманга вә Карунга алар әйттеләр: "Ошбу Муса ялганчы вә сихерче", – дип.
Endonezyaca:
kepada Fir'aun, Haman dan Qarun; maka mereka berkata: "(Ia) adalah seorang ahli sihir yang pendusta".
Amharca:
ወደ ፈርዖንና ወደ ሃማን፤ ወደ ቃሩንም (ላክነው)፡፡ «ድግምተኛ ውሸታም ነው» አሉም፡፡
Tamilce:
ஃபிர்அவ்ன், ஹாமான் இன்னும் காரூனிடம் (மூஸாவை அனுப்பினோம்). ஆக, அவர்கள் (அவரை) சூனியக்காரர், பெரும் பொய்யர் என்று கூறினார்கள்.
Korece:
파라오와 하만과 까룬에게 보냈노라 그들은 말하길 그는 거 짓하는 한 마술사라고 하더라
Vietnamca:
Đến gặp Pha-ra-ông, Haman và Qarun nhưng chúng đều bảo Musa là một tên phù thủy lừa bịp.
Ayet Linkleri: