Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

40

Sûredeki Ayet No: 

4

Ayet No: 

4137

Sayfa No: 

467

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

مَا يُجَادِلُ فِي آيَاتِ اللَّهِ إِلَّا الَّذِينَ كَفَرُوا فَلَا يَغْرُرْكَ تَقَلُّبُهُمْ فِي الْبِلَادِ

Çeviriyazı: 

mâ yücâdilü fî âyâti-llâhi ille-lleẕîne keferû felâ yagrurke teḳallübühüm fi-lbilâd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah'ın âyetleri hakkında ancak kâfirler mücadele ederler. Şimdi onların beldeler içinde dönüp dolaşmaları seni aldatmasın.

Diyanet İşleri: 

Allah'ın ayetleri üzerinde, inkar edenlerden başkası tartışmaya girişmez. İnkarcıların memlekette gezip dolaşması seni aldatmasın.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah'ın delilleri hakkında, ancak kafir olanlar çekişirler, onların, şehirlerde dönüp dolaşmaları aldatmasın seni.

Şaban Piriş: 

Allah’ın ayetleri hakkında kâfirlerden başkası tartışmaz. Onların şehirler arasında dolaşması sakın seni aldatmasın.

Edip Yüksel: 

İnkarcılardan başkası ALLAH'ın ayetleri ve mucizelerine karşı tartışmaz. Onların görünür başarıları seni aldatmasın.

Ali Bulaç: 

Allah'ın ayetleri konusunda inkar edenlerden başkası mücadele etmez. Öyleyse onların şehirlerde dönüp dolaşması seni aldatmasın.

Suat Yıldırım: 

Allah'ın âyetlerine karşı ancak kafirler mücadele ve husumet ederler. Fakat onların şimdilik dünyada, rahat rahat dolaşmaları seni tasalandırmasın.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Allah´ın âyetlerinde kâfir olanlardan başkası mücadelede bulunmaz. Onların şimdilik şehirlerde dolaşıp durmaları seni bir endişeye düşürmesin.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah'ın ayetleri hakkında, küfre sapmış olanlardan başkası çekişip didişmez. Onların beldelerde dolaşıp durmaları seni aldatmasın.

Bekir Sadak: 

Ama inkar edenlere, «Allah´in gazabi, sizin birbirinize olan ofkenizden daha buyuktur

İbni Kesir: 

Küfredenlerden başkası Allah´ın ayetleri üzerinde tartışmaya girişmez. Öyleyse onların şehirlerde dönüp dolaşması seni aldatmasın.

Adem Uğur: 

İnkâr edenler müstesna, hiç kimse Allah´ın âyetleri hakkında tartışmaz. Onların şehirlerde (rahatlıkla) gezip dolaşması seni aldatmasın.

İskender Ali Mihr: 

Kâfirlerden başkası, Allah´ın âyetleri hakkında mücâdele etmez. Artık onların şehirlerde dönüp dolaşmaları seni aldatmasın.

Celal Yıldırım: 

Allah´ın âyetleri hakkında inkâra sapanlardan başkası sürtüşüp tartışmaz. Onların şehirlerde (refah ve zevk içinde) dönüp dolaşması seni aldatmasın.

Tefhim ul Kuran: 

Allah´ın ayetleri konusunda, inkâr edenlerden başkası mücadele etmez. Öyleyse onların şehirlerde dönüp dolaşması seni aldatmasın.

Fransızca: 

Seuls ceux qui ont mécru discutent les versets d'Allah. Que leurs activités dans le pays ne te trompent pas.

İspanyolca: 

No discuten sobre los signos de Alá sino los infieles. ¡Que sus idas y venidas por el país no te turben!

İtalyanca: 

Solo i miscredenti polemizzano sui segni di Allah. Non ti lasciar suggestionare dal loro andirivieni in questa terra.

Almanca: 

Über ALLAHs Ayat disputieren nur diejenigen, die Kufr betrieben haben. So soll dich ihr Herumreisen (für Handelszwecke) in den Ländern nicht täuschen!

Çince: 

只有不信道者,为真主的迹象而争论。你不要被他们在各城市的往来所迷惑。

Hollandaca: 

Niemand twist tegen de teekenen van God, behalve de ongeloovigen; maar laat hunne voorspoedige ondernemingen in het land, u niet met ijdelen schijn verleiden.

Rusça: 

Знамения Аллаха оспаривают только неверующие. Пусть не обольщает тебя свобода их действий на земле.

Somalice: 

Kuma doodo aayaadka Eebe kuwa gaaloobey mooyee, ee yeyna kugu dhagrin gagadoonkooda adduunka.

Swahilice: 

Hawazibishi Ishara za Mwenyezi Mungu ila walio kufuru; basi kusikughuri wewe kutanga tanga kwao katika nchi.

Uygurca: 

اﷲ نىڭ ئايەتلىرى (يەنى قۇرئان) توغرىسىدا پەقەت كاپىرلار مۇجادىلە قىلىشىدۇ، ئۇلارنىڭ شەھەرلەردە بېرىپ - كېلىپ يۈرۈشلىرىگە مەغرۇر بولۇپ كەتمىگىن

Japonca: 

不信心な者以外は,誰もアッラーの印に就いて議論などしない。だからかれらが諸都市を往来するのに,惑わされてはならない。

Arapça (Ürdün): 

«ما يجادل في آيات الله» القرآن «إلا الذين كفروا» من أهل مكة «فلا يغررك تقلبهم في البلاد» للمعاش سالمين فإن عاقبتهم النار.

Hintçe: 

ख़ुदा की आयतों में बस वही लोग झगड़े पैदा करते हैं जो काफिर हैं तो (ऐ रसूल) उन लोगों का शहरों (शहरों) घूमना फिरना और माल हासिल करना

Tayca: 

ไม่มีผู้ใดจะโต้เถียงในอายาตของอัลลอฮฺ (อัลกุรอาน) นอกจากบรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธา ดังนั้นอย่าให้การวางมาดของพวกเขาในหัวเมืองต่าง ๆ เป็นที่หลอกลวงแก่เจ้า

İbranice: 

אין מתנצחים באותות אלוהים זולת אלה אשר כפרו, ואל יתעו אותך מעבריהם ממקום למקום בארץ

Hırvatça: 

O Allahovim ajetima i znakovima raspravljaju samo oni koji ne vjeruju, pa neka te ne obmanjuje to što oni putujući po zemlji uživaju.

Rumence: 

Asupra semnelor lui Dumnezeu nu se ceartă decât cei care tăgăduiesc. Să nu te tulbure vânzoleala lor prin ţinut!

Transliteration: 

Ma yujadilu fee ayati Allahi illa allatheena kafaroo fala yaghrurka taqallubuhum fee albiladi

Türkçe: 

Allah'ın ayetleri hakkında, küfre sapmış olanlardan başkası çekişip didişmez. Onların beldelerde dolaşıp durmaları seni aldatmasın.

Sahih International: 

No one disputes concerning the signs of Allah except those who disbelieve, so be not deceived by their [uninhibited] movement throughout the land.

İngilizce: 

None can dispute about the Signs of Allah but the Unbelievers. Let not, then, their strutting about through the land deceive thee!

Azerbaycanca: 

Allahın ayələri barəsində ancaq kafirlər mübahisə edər. (Ya Peyğəmbər!) Onların (indi) şəhərlərdə gəzib-dolaşmaları (ticarətdən böyük mənfəət əldə etmələri, cah-calal içində yaşamaları) səni aldatmasın! (Son mənzilləri mütləq Cəhənnəmdir!)

Süleyman Ateş: 

İnkar edenlerden başkası, Allah'ın ayetleri hakkında mücadele etmez. Onların (öyle) şehirlede dolaşmaları, seni aldatmasın.

Diyanet Vakfı: 

İnkar edenler müstesna, hiç kimse Allah'ın ayetleri hakkında tartışmaz. Onların şehirlerde (rahatlıkla) gezip dolaşması seni aldatmasın.

Erhan Aktaş: 

Kâfirlerden başkası Allah’ın âyetleri hakkında tartışmaz. Onların beldelerde diledikleri gibi gezip tozmaları seni aldatmasın.

Kral Fahd: 

İnkâr edenler müstesna, hiç kimse Allah’ın âyetleri hakkında tartışmaz. Onların şehirlerde (rahatlıkla) gezip dolaşması seni aldatmasın.

Hasan Basri Çantay: 

Allahın âyetleri hakkında küfür (ve inkâr) edenlerden başkası mücadele etmez. Şimdilik (Habîbim) onların şehirler içinde dönüb dolaşması seni aldatmasın.

Muhammed Esed: 

Yalnızca hakikati inkara şartlanmış olanlar Allah´ın mesajlarını sorgulamaya yeltenirler. Fakat onların yeryüzünde keyiflerince dolaşmaları seni yanıltmasın:

Gültekin Onan: 

Tanrı´nın ayetleri konusunda küfredenlerden başkası mücadele etmez. Öyleyse onların şehirlerde dönüp dolaşması (tekallübühüm) seni aldatmasın.

Ali Fikri Yavuz: 

Allah’ın âyetlerinde, ancak inkârcı kâfirler mücadele eder. (Ey Rasûlüm), şimdi onların (ticaret için) şehirler arası dönüb dolaşmaları seni aldatmasın (işlerinin sonu azabdır).

Portekizce: 

Ninguém refuta os versículos de Deus, senão os incrédulos. Que o seu pavoneamento, na terra, não te alucine!

İsveççe: 

INGEN utom de som framhärdar i att förneka sanningen, ifrågasätter Guds uppenbarelser. Men låt dig inte vilseledas [av deras nöjda miner] där de beskäftigt skyndar fram och tillbaka på jorden [för att se till sina intressen].

Farsça: 

تنها کافران در آیات خدا می ادله و ستیزه می کنند [اینان را هیچ شأن و اعتباری نیست]؛ پس مبادا رفت و آمدشان در شهرها [به خاطر قدرت نمایی، تجارت و ثروتمند شدنشان] تو را بفریبد.

Kürtçe: 

دەمە قاڵێ وکێشمەکێش ناکات لەنیشانەکانی خوادا بێباوەڕان نەبێت کەوا بوو فریوت نەدات ھاتوچۆ و گەڕانیان بەووڵاتدا (بۆ بازرگانی وسامان دەس خستن)

Özbekçe: 

Аллоҳнинг оятлари ҳақида фақатгина куфр келтирганлар талашиб-тортишурлар. Бас, уларнинг юртларда айланиб юришлари сени алдаб қўймасин. (Кофирлар ҳукм ва султонга, бошқа нарсаларга эга бўлишлари мумкин, бу ҳоллар мўмин кишини алдаб қўймаслиги керак.)

Malayca: 

Tidak ada yang membantah mengenai ayat-ayat Allah melainkan orang-orang yang kafir. Oleh itu janganlah engkau (wahai Muhammad) diperdayakan oleh kebebasan mereka bergerak dengan berulang alik dari sebuah bandar ke bandar yang lain.

Arnavutça: 

Nuk bëjnë polemikë për ajetet e Perëndisë (meqë janë të qarta), pos tyre që nuk besojnë, prandaj mos të mashtrojë ty qarkullimi i tyre nëpër botë.

Bulgarca: 

Само неверниците спорят за знаменията на Аллах. И да не те мами оживлението им по земята!

Sırpça: 

О Аллаховим речима и доказима расправљају само они који не верују, па нека те не обмањује то што они уживају путујући по Земљи.

Çekçe: 

A hádají se o znamení Boží jenom ti, kdož nevěří; nechť tě tedy neoklame volné jejich chození po této zemi!

Urduca: 

اللہ کی آیات میں جھگڑے نہیں کرتے مگر صرف وہ لوگ جنہوں نے کفر کیا ہے اِس کے بعد دنیا کے ملکوں میں اُن کی چلت پھرت تمہیں کسی دھوکے میں نہ ڈالے

Tacikçe: 

Фақат кофирон дар оёти Худо ҷидол мекунанд. Пас омаду рафташон дар шаҳрҳо туро нафиребад.

Tatarca: 

Аллаһуның аятьләрендә низагъ кылмаслар, мәгәр имансыз кешеләр низагъ кылырлар, кәферләрнең дөньяда бай һәм өстен булып яшәүләре, күп мал белән сәүдә итүләре сине кызыктырмасын, алдамасын. Бит аларның юлдан чыгып дөньяда ләззәтләнүләре вакытлыча гынадыр.

Endonezyaca: 

Tidak ada yang memperdebatkan tentang ayat-ayat Allah, kecuali orang-orang yang kafir. Karena itu janganlah pulang balik mereka dengan bebas dari suatu kota ke kota yang lain memperdayakan kamu.

Amharca: 

በአላህ አንቀጾች እነዚያ የካዱት ቢኾኑ እንጅ ማንም (በመዝለፍ) አይከራከርም፡፡ በያገሮችም ውስጥ መዘዋወራቸው አይሸንግልህ፡፡

Tamilce: 

நிராகரித்தவர்களைத் தவிர அல்லாஹ்வின் அத்தாட்சிகளில் விவாதம் செய்ய மாட்டார்கள். ஆகவே, (நபியே) நகரங்களில் அவர்கள் (சுகமாக) சுற்றித்திரிவது உம்மை மயக்கிவிட வேண்டாம்.

Korece: 

누구도 하나님의 말씀을 논쟁할 수 있는자 없으되 불신자들은 그렇지 아니하매 고을에서 그들 의 활보가 그대를 기만하지 못하 도록 하라

Vietnamca: 

Không ai tranh cãi về các dấu hiệu của Allah ngoại trừ những kẻ vô đức tin. Do đó, Ngươi (Thiên Sứ) chớ để cho sự tung hoành của họ trong xứ đánh lừa Ngươi.