
mâ yücâdilü fî âyâti-llâhi ille-lleẕîne keferû felâ yagrurke teḳallübühüm fi-lbilâd.
Arapça:
مَا يُجَادِلُ فِي آيَاتِ اللَّهِ إِلَّا الَّذِينَ كَفَرُوا فَلَا يَغْرُرْكَ تَقَلُّبُهُمْ فِي الْبِلَادِ
Türkçe:
Allah'ın ayetleri hakkında, küfre sapmış olanlardan başkası çekişip didişmez. Onların beldelerde dolaşıp durmaları seni aldatmasın.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'ın âyetleri hakkında ancak kâfirler mücadele ederler. Şimdi onların beldeler içinde dönüp dolaşmaları seni aldatmasın.
Diyanet Vakfı:
İnkar edenler müstesna, hiç kimse Allah'ın ayetleri hakkında tartışmaz. Onların şehirlerde (rahatlıkla) gezip dolaşması seni aldatmasın.
İngilizce:
None can dispute about the Signs of Allah but the Unbelievers. Let not, then, their strutting about through the land deceive thee!
Fransızca:
Seuls ceux qui ont mécru discutent les versets d'Allah. Que leurs activités dans le pays ne te trompent pas.
Almanca:
Über ALLAHs Ayat disputieren nur diejenigen, die Kufr betrieben haben. So soll dich ihr Herumreisen (für Handelszwecke) in den Ländern nicht täuschen!
Rusça:
Знамения Аллаха оспаривают только неверующие. Пусть не обольщает тебя свобода их действий на земле.
Açıklama:
