Arapça:
أَوْ تَقُولَ حِينَ تَرَى الْعَذَابَ لَوْ أَنَّ لِي كَرَّةً فَأَكُونَ مِنَ الْمُحْسِنِينَ
Çeviriyazı:
ev teḳûle ḥîne tera-l`aẕâbe lev enne lî kerraten feekûne mine-lmuḥsinîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Veya azabı gördüğü zaman şöyle diyecektir: "Bana bir geri dönüş olsaydı da ben de o iyilik yapanlardan olsaydım."
Diyanet İşleri:
Veya, "Allah beni doğru yola eriştirseydi sakınanlardan olurdum" diyeceği, yahut, azabı gördüğünde: "Keşke benim için dönüş imkanı bulunsa da iyilerden olsam" diyeceği günden sakının.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yahut da azabı görünce, bir kere daha dünyaya dönmeme imkan olsaydı mutlaka iyilik edenlerden olurdum dediği günden önce.
Şaban Piriş:
Veya azabı görünce; "Keşke bir kere daha hak verilse de iyi amel yapanlardan olsam" der.
Edip Yüksel:
Yahut azabı gördüğü an, "Keşke ikinci bir şansım daha olsaydı da güzel davrananlardan olsaydım," demesin
Ali Bulaç:
Ya da azabı gördüğü zaman: "Benim için bir kere daha (dünyaya dönme fırsatı) olsaydı da, ihsan edenlerden olsaydım" (diyeceği günden sakının).
Suat Yıldırım:
Yahut azabı göreceği sıra: “Ah! Elime bir fırsat geçse de iyilerden olsam!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Veyahut azabı gördüğü zaman, «Keşke benim için bir kerre daha (dünyaya) dönmek olsa idi ve iyi işler işleyenlerden olsa idim,» demesinden evvel uyanmalıdır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Azabı gördüğünde şöyle de konuşacaktır: "Bana bir kez daha imkân verilseydi de güzel düşünüp güzel davrananlardan olsaydım!"
Bekir Sadak:
De ki: «Ey cahiller! Bana, Allah´tan baskasina kulluk etmemi mi emredersiniz?»
İbni Kesir:
Yahut azabı gördüğü vakit: Keşki benim için bir dönüş daha olsaydı da ihsan edenlerden olsaydım, diyeceği gün.
Adem Uğur:
Veya azabı gördüğünde: "
İskender Ali Mihr:
Veya azabı gördüğünüz an: "
Celal Yıldırım:
Veya azabı gördüğünde, «benim için dönüş olsaydı da iyiler arasında bulunsaydım,» diyeceği (gün gelmeden, Kur´ân´a uyun!).
Tefhim ul Kuran:
Ya da azab gördüğü zaman: «Benim için bir kere daha (dünyaya dönme fırsatı) olsaydı da, ihsan edenlerden olsaydım» (diyeceği günden sakının).
Fransızca:
ou bien qu'elle ne dise en voyant le châtiment : "Ah ! S'il y avait pour moi un retour ! Je serais alors parmi les bienfaisants".
İspanyolca:
o diga, al ver el castigo: «¡Si pudiera regresar, sería de quienes hacen el bien!»
İtalyanca:
o [ancora] dica vedendo il castigo: " Se solo potessi tornare [sulla terra], sarei uno di coloro che fanno il bene"».
Almanca:
Oder daß sie sagt, wenn sie die Peinigung sieht: "Hätte ich doch nur noch eine Rückkehr, damit ich von den Muhsin würde."
Çince:
或在看见刑罚的时候,说:但愿我得返回尘世,那末,我要变成行善者。
Hollandaca:
Of die zegt, op het zien der gereedgemaakte straf: indien ik nog eens in de wereld kon terugkeeren, zou ik een rechtvaardige worden.
Rusça:
Или чтобы не пришлось ему говорить, когда он увидит мучения: "Если бы у меня была еще одна возможность, то я стал бы одним из творящих добро".
Somalice:
Ama ayan odhan markay aragto cadaabka hadday noqosho iisugnaan laheyd waxaan ahaan lahaa kuwa samo fala.
Swahilice:
Au ikasema inapo ona adhabu: Lau kuwa ningeli pata fursa nyengine, ningeli kuwa miongoni mwa wafanya mema.
Uygurca:
ياكى ئازابنى كۆرگەن چاغدا: «كاشكى دۇنياغا قايتىشىمغا بولسا ئىدى، (ئۇ چاغدا اﷲ قا ئىتائەت قىلىپ) ياخشىلاردىن بولار ئىدىم» دەپ قالماسلىق ئۈچۈن (پەرۋەردىگارىغا بويسۇنسۇن)
Japonca:
また懲罰を見た時,『わたしかもう一度(現世に)帰れるならば,わたしは必ず善い行いをする者の一人になるであろう。』と言わないよう。
Arapça (Ürdün):
«أو تقول حين ترى العذاب لو أن لي كرَّة» رجعة إلى الدنيا «فأكون من المحسنين» المؤمنين، فيقال له من قبل الله.
Hintçe:
या जब अज़ाब को (आते) देखें तो कहने लगे कि काश मुझे (दुनिया में) फिर दोबारा जाना मिले तो मैं नेकी कारों में हो जाऊँ
Tayca:
หรือมัน (ชีวิต) จะกล่าวขณะที่เห็นการลงโทษว่า มาตรว่า ข้าพระองค์มีโอกาสกลับ (ไปสู่โลกดุนยา) อีกครั้งหนึ่ง ดังนั้นข้าพระองค์ก็จะได้อยู่ในหมู่ผู้กระทำความดี
İbranice:
או שיגידו למראה העונש: 'לו היה ביכולתי לחזור לחיים, כי אז הייתי בין עושי הטוב
Hırvatça:
Ili, da ne bi rekao kad doživi patnju: "Da mi se samo vratiti-među dobročinitelje bih se svrstao!"
Rumence:
Ori să spună când va vedea osânda: “Dacă aş fi dus înapoi, aş fi dintre cei făcători de bine!”
Transliteration:
Aw taqoola heena tara alAAathaba law anna lee karratan faakoona mina almuhsineena
Türkçe:
Azabı gördüğünde şöyle de konuşacaktır: "Bana bir kez daha imkân verilseydi de güzel düşünüp güzel davrananlardan olsaydım!"
Sahih International:
Or [lest] it say when it sees the punishment, "If only I had another turn so I could be among the doers of good."
İngilizce:
Or (lest) it should say when it (actually) sees the penalty: 'If only I had another chance, I should certainly be among those who do good!'
Azerbaycanca:
Və ya əzabı gördüyü zaman: “Kaş bir dəfə də (dünyaya) qayıda biləydim; yaxşı işlər görənlərdən olardım!” – deməsin!
Süleyman Ateş:
Yahut azabı gördüğü zaman: "Keşke benim için bir kez daha (dünyaya dönüş) olsaydı da güzel hareket edenlerden olsaydım!" demesinden.
Diyanet Vakfı:
Veya azabı gördüğünde: Keşke benim için bir kez (dönmeye) imkan bulunsa da iyilerden olsam!" demesinden.
Erhan Aktaş:
Veya azâbı gördüğü zaman, “Keşke bir kez daha dünyaya dönme imkânım olsaydı, o zaman muhsinlerden(1) olurdum.” dememeniz için.
Kral Fahd:
yahut azabı gördüğünde: Keşke benim için bir kez (dönmeye) imkân bulunsa da iyilerden olsam! diyeceği günden sakının.
Hasan Basri Çantay:
yahud azâbı görürken «Benim için (dünyâye) bir dönüş daha olsaydı da iyi hareket edenlerden (mü´minlerden) bulunsaydım» diyeceği (gündür).
Muhammed Esed:
yahut, (kendisini bekleyen) azabın farkına vardığında "Keşke (hayatta) bana bir şans daha verilse de iyilik yapanlar arasına girsem!" demesin diye.
Gültekin Onan:
Ya da azabı gördüğü zaman: "
Ali Fikri Yavuz:
Ve yahud azabı gördüğü zaman: “- Bana, (dünyaya) bir geri dönmek olsaydı da güzel amel işliyenlerden olaydım.” demesi vardır.
Portekizce:
Ou diga, quando vir o castigo: Se pudesse Ter outra chance, seria, então, um dos benfeitores!
İsveççe:
och heller ingen säga då han ser straffet: 'Om jag bara fick återvända [till jorden]! [Då] skulle jag vara en av dem som gör det goda och det rätta!'”
Farsça:
یا چون عذاب را ببیند، بگوید: ای کاش مرا [به دنیا] بازگشتی بود تا از نیکوکاران می شدم.
Kürtçe:
یان کاتێك سزاکەی دەبینێت بڵێت خۆزگە جارێکی تر بگەڕامایەتەوە (بۆ دونیا) ئەوسا لەچاکەکاران دەبووم
Özbekçe:
Ёки азобни кўрган чоғида: «Агар менга яна бир марта ортга (дунёга) қайтиш бўлганида, гўзал амал қилгувчилардан бўлар эдим», демасидан олдин... (Охират азобини, ўлим талвасасини кўргандан кейинги надоматлар фойда бермайди. Ҳақ калом етиши билан дарҳол тавба қилиш, Аллоҳга тўла-тўкис таслим бўлиш ва Қуръонга эргашиш керак. Чунки, охиратда ушбу сўзларга жавобан Аллоҳ:)
Malayca:
"Atau berkata semasa ia melihat azab: ` Kalaulah aku dapat kembali ke dunia, nescaya menjadilah aku dari orang-orang yang mengerjakan kebaikan!"
Arnavutça:
Ose të thotë, kur ta sheh dënimin: “Sikur të ishte e mundshme për t’u kthyer edhe një herë (në këtë botë), e të bëhem prej të mirëve!”
Bulgarca:
Или ще каже, когато види мъчението: “Ако можех да се върна [на земята], щях да съм от добротворстващите.”
Sırpça:
Или, да не би рекао кад доживи патњу: „Да ми је само да се вратим – добра дела бих радио!“
Çekçe:
či než vykřikne při spatření trestu: 'Kdybych se mohl navrátit na zem, věru bych patřil k těm, kdož dobro konají!'
Urduca:
یا عذاب دیکھ کر کہے "کاش مجھے ایک موقع اور مل جائے اور میں بھی نیک عمل کرنے والوں میں شامل ہو جاؤں"
Tacikçe:
Ё чун азобро бубинад, бигӯяд: «Агар бори дигар ба дунё бозмегардидам, аз некӯкорон мешудам!»
Tatarca:
Ґәзабны күргәч әйтер, әгәр миңа янә бер мәртәбә дөньяга кайту булса иде, әлбәттә, мин изгеләрдән булыр идем, дип.
Endonezyaca:
Atau supaya jangan ada yang berkata ketika ia melihat azab 'Kalau sekiranya aku dapat kemnbali (ke dunia), niscaya aku akan termasuk orang-orang berbuat baik'.
Amharca:
ወይም ቅጣቱን በምታይ ጊዜ «ለእኔ (ወደ ምድረ ዓለም) አንድ ጊዜ መመለስ በኖረኝና ከበጎ አድራጊዎቹ በኾንኩ» ማለቷን (ለመፍራት መልካሙን ተከተሉ)፡፡
Tamilce:
அல்லது, “அந்த ஆன்மா தண்டனையை கண்ணால் பார்க்கும் நேரத்தில் நிச்சயமாக எனக்கு (உலகத்திற்கு) திரும்பி வரமுடிந்தால் நானும் நல்லவர்களில் ஆகி விடுவேன்” என்று (எந்த ஓர் ஆன்மாவும்) சொல்வதற்கு முன்பாகவே (நீங்கள் அவனுக்கு கீழ்ப்படிந்து விடுங்கள்!)
Korece:
너희가 벌을 당하여 또 한번 의 기희가 있다면 나는 선을 행하 는 자중에 있으련만 하고 말하지 않도록 함이라
Vietnamca:
“Hoặc (để linh hồn của các ngươi khỏi phải) nói khi nhìn thấy sự trừng phạt: Giá mà được trở lại (trần gian một lần nữa) thì mình sẽ là một trong những người làm tốt.”
Ayet Linkleri: