Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

39

Sûredeki Ayet No: 

20

Ayet No: 

4078

Sayfa No: 

460

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَٰكِنِ الَّذِينَ اتَّقَوْا رَبَّهُمْ لَهُمْ غُرَفٌ مِّن فَوْقِهَا غُرَفٌ مَّبْنِيَّةٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ۖ وَعْدَ اللَّهِ ۖ لَا يُخْلِفُ اللَّهُ الْمِيعَادَ

Çeviriyazı: 

lâkini-lleẕîne-tteḳav rabbehüm lehüm gurafüm min fevḳihâ gurafüm mebniyyetün tecrî min taḥtihe-l'enhâr. va`de-llâh. lâ yuḫlifü-llâhü-lmî`âd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Fakat o Rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan, üzerlerinden şehnişinler yapılmış, şehnişinli (balkonlu) köşkler vardır. Bu, Allah'ın vaadidir. Allah vaadinden caymaz.

Diyanet İşleri: 

Fakat, Rablerinden sakınanlara, üst üste bina edilmiş köşkler vardır; altlarından ırmaklar akar. Bu, Allah'ın verdiği sözdür, Allah verdiği sözden caymaz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Fakat Rablerinden çekinenlerse, onlarındır köşkler, gene köşkler üstüne kurulmuş köşkler, altlarından ırmaklar akar, Allah'ın vaadidir; Allah vaadinden hiç caymaz.

Şaban Piriş: 

Oysa, Rablerinden sakınanlar için üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan odalar/köşkler vardır. Bu, Allah’ın vaadidir. Allah, vaadinden dönmez.

Edip Yüksel: 

Ancak Rab'lerini sayanlar için üstüste kurulmuş köşkler vardır; altlarından ırmaklar akar. ALLAH'ın sözüdür. Kuşkusuz ALLAH sözünden caymaz

Ali Bulaç: 

Ancak Rablerinden korkup-sakınanlar ise; onlara yüksek köşkler vardır, onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir. Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu,) Allah'ın va'didir. Allah, va'dinden dönmez.

Suat Yıldırım: 

Lâkin Rab'lerini sayıp kötülüklerden sakınanlar için, içinden ırmaklar akan, üst üste odalar ihtiva eden yüksek köşkler vardır. Bu Allah’ın bir vâdidir. Allah ise vâdinden asla caymaz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Fakat o kimseler ki, Rablerinden korkmakta bulunmuşlardır, onlar için köşkler vardır, onların üstlerinde de yapılmış köşkler vardır. Altlarından ırmaklar akar. Allah´ın vaadidir. Allah, vaadine muhalefet etmez.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Hayır, kurtaramazsınız! Rablerinden sakınanlara gelince, onlar için üst üste bina edilmiş odalar var; altlarından ırmaklar akar. Allah'ın vaadidir bu, Allah vaadine ters düşmez.

Bekir Sadak: 

Allah onlara, dunya hayatinda rezilligi tattirdi

İbni Kesir: 

Fakat Rabblarından korkanlar için, üzerlerine konaklar yapılmış, altlarında ırmaklar akan yüksek menziller vardır. Bu, Allah´ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.

Adem Uğur: 

Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah´ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.

İskender Ali Mihr: 

Lâkin Rab´lerine karşı takva sahibi olanlar için, üst üste inşa edilmiş, altından nehirler akan köşkler (yüksek makamlar) vardır. Allah´ın vaadidir ki, Allah vaadinden dönmez.

Celal Yıldırım: 

Ama Rabblarından korkup (fenalıklardan) sakınanlar için yüksek manzaralı yerler yapılmıştır ki altlarından ırmaklar akar. Allah´ın va´di (bu)! Allah va´dinden asla dönmez.

Tefhim ul Kuran: 

Ancak Rablerinden korkup sakınanlar ise

Fransızca: 

Mais ceux qui auront craint leur Seigneur auront [pour demeure] des étages [au Paradis] au-dessus desquels d'autres étages sont construits et sous lesquels coulent les rivières. Promesse d'Allah ! Allah ne manque pas à Sa promesse.

İspanyolca: 

Pero los que temieron a su Señor estarán en cámaras altas sobre las que hay construidas otras cámaras altas, a cuyos pies fluyen arroyos. ¡Promesa de Alá! Alá no falta a Su promesa.

İtalyanca: 

Coloro che temono il loro Signore [abiteranno agli alti] piani, al di sopra dei quali sono stati costruiti altri piani e sotto di loro scorreranno i ruscelli. Promessa di Allah! Allah non manca alla Sua promessa.

Almanca: 

Doch für diejenigen, die Taqwa gemäß ihrem HERRN gegenüber handelten, sind Wohnstätten bestimmt, über die noch andere Wohnstätten errichtet sind, die von Flüssen durchflossen werden. Dies ist ALLAHs Versprechen. ALLAH bricht nie das Versprochene.

Çince: 

但敬畏真主者,将来得享受楼房,楼上建楼,下临诸河,那是真主的应许,真主将不爽约。

Hollandaca: 

Maar voor hen, die hunnen God vreezen, zullen verheven verblijfplaatsen in het paradijs gereed gemaakt wezen, waarboven andere vertrekken zullen gebouwd zijn, en onder welke rivieren zullen stroomen. Dit is Gods belofte, en God zal niet te kort doen aan zijne belofte.

Rusça: 

Но для тех, кто боялся своего Господа, уготованы горницы, расположенные одна над другой, под которыми текут реки. Таково обещание Аллаха, и Аллах не нарушает обещания!

Somalice: 

kuwa ka dhawrsaday Eebahoodse waxay mudan Qawlado (Janno) oo qawlada kale ka korreeyaan sifiicanna (udhisan), waxaana dhexsocda Wabiyaalkii, waana yabooh Eebe, mana baajiyo Eebe yaboohissa.

Swahilice: 

Lakini walio mcha Mola wao Mlezi watapata ghorofa zilizo jengwa juu ya ghorofa; chini yake hupita mito. Ndiyo ahadi ya Mwenyezi Mungu. Mwenyezi Mungu havunji ahadi yake.

Uygurca: 

لېكىن (دۇنيادا) پەرۋەردىگارىدىن قورققانلار (جەننەتتە) قەۋەت - قەۋەت ئالىي ئىمارەتلەردىن بەھرىمەن بولىدۇ، ئۇلارنىڭ ئاستىدىن ئۆستەڭلەر ئېقىپ تۇرىدۇ، (بۇ) اﷲ نىڭ ۋەدىسىدۇر، اﷲ ۋەدىسىگە خىلاپلىق قىلمايدۇ

Japonca: 

だが主を畏れる者に対しては,館の上に館の高楼があり,その下には川が流れる。アッラーの御約束である。アッラーは決して約束を破られない。

Arapça (Ürdün): 

«لكن الذين اتقوْا ربهم» بأن أطاعوه «لهم غرف من فوقها غرف مبنية تجري من تحتها الأنهار» أي من تحت الغرف الفوقانية والتحتانية «وعد الله» منصوب بفعله المقَّدر «لا يخلف الله الميعاد» وعده.

Hintçe: 

जो आग में (पड़ा) हो मगर जो लोग अपने परवरदिगार से डरते रहे उनके ऊँचे-ऊँचे महल हैं (और) बाला ख़ानों पर बालाख़ाने बने हुए हैं जिनके नीचे नहरें जारी हैं ये खुदा का वायदा है (और) वायदा ख़िलाफी नहीं किया करता

Tayca: 

แต่บรรดาผู้ยำเกรงพระเจ้าของพวกเขานั้น สำหรับพวกเขาจะมีคฤหาสน์สง่าโอ่โถงเหนือขึ้นไปอีกก็มีคฤหาสน์สง่าโอ่โถงสร้างไว้ ณ เบื้องล่างของมันมีลำน้ำหลายสายไหลผ่าน (มันเป็น) ข้อสัญญาของอัลลอฮฺ อัลลอฮฺนั้นจะไม่ทรงบิดพริ้วสัญญา

İbranice: 

אבל אלה היראים את ריבונם, להם יהיו אחוזות הבנויות קומות על גבי קומות, ומתחתיהן זורמים נהרות. זוהי הבטחת אלוהים אשר אינו מפר הבטחות

Hırvatça: 

A one koji se Gospodara svoga boje čekaju odaje, sve jedne iznad drugih sagrađene, ispod kojih rijeke teku - obećanje je Allahovo, a Allah neće obećanje prekršiti.

Rumence: 

Cei care se tem însă de Domnul lor vor avea încăperi deasupra cărora sunt alte încăperi zidite, iar pe sub ele vor curge râuri. Aceasta este făgăduiala lui Dumnezeu! Dumnezeu nu Îşi calcă făgăduiala.

Transliteration: 

Lakini allatheena ittaqaw rabbahum lahum ghurafun min fawqiha ghurafun mabniyyatun tajree min tahtiha alanharu waAAda Allahi la yukhlifu Allahu almeeAAada

Türkçe: 

Hayır, kurtaramazsınız! Rablerinden sakınanlara gelince, onlar için üst üste bina edilmiş odalar var; altlarından ırmaklar akar. Allah'ın vaadidir bu, Allah vaadine ters düşmez.

Sahih International: 

But those who have feared their Lord - for them are chambers, above them chambers built high, beneath which rivers flow. [This is] the promise of Allah. Allah does not fail in [His] promise.

İngilizce: 

But it is for those who fear their Lord. That lofty mansions, one above another, have been built: beneath them flow rivers (of delight): (such is) the Promise of Allah: never doth Allah fail in (His) promise.

Azerbaycanca: 

Lakin Rəbbindən qorxanları (Cənnətdə) bir-birinin üstündə tikilmiş otaqlar (behiştin yüksək məqamları) gözləyir. Onların altından çaylar axar. Bu, Allahın və’didir. Allah və’də xilaf çıxmaz!

Süleyman Ateş: 

Fakat Rablerinden korkanlar için üstüste yapılmış odalar var. Odaların altından da ırmaklar akmaktadır. Bu, Allah'ın va'didir. Allah va'dinden caymaz.

Diyanet Vakfı: 

Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.

Erhan Aktaş: 

Fakat Rabb’lerine takvâlı olanlar için kat kat bina edilmiş, önlerinde nehirler akan köşkler vardır. Bu Allah’ın verdiği sözdür. Allah verdiği sözden dönmez.

Kral Fahd: 

Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.

Hasan Basri Çantay: 

Fakat Rablerinden korkanlar (yok mu?) onlar için üzerlerinde (başka başka) konaklar bina edilmiş, altlarında da ırmaklar akan yüksek (cennet) menziller (i) vardır. (Bu) Allahın va´di (dir). Allah sözünden caymaz.

Muhammed Esed: 

Buna karşılık, Rablerine karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar, (öteki dünyada) üst üste bina edilmiş altından ırmaklar akan yüksek köşklere sahip olacaklardır: (Bu,) Allah´ın vaadi(dir); (ve) Allah vaadinden asla dönmez.

Gültekin Onan: 

Ancak rablerinden korkup sakınanlar ise

Ali Fikri Yavuz: 

Fakat Rablerinden korkanlar için, -altlarından ırmaklar akar- birbiri üzerine bina edilmiş yüksek köşkler var. (Bu onlara) Allah’ın vaadidir

Portekizce: 

Porém, os que temerem seu Senhor terão palácios e, além destes, haverá outras construções, abaixo dos quais correm osrios. Tal é a promessa de Deus, e Deus jamais falta à (Sua) promessa!

İsveççe: 

Men de som fruktar sin Herre skall [i paradiset] tilldelas de högsta boningarna, med bäckar som porlar framför dem. Detta är Guds löfte [och] Gud sviker inte Sitt ord.

Farsça: 

ولی کسانی که از پروردگارشان پروا داشتند، برای آنان غرفه هایی است که از فراز آنها غرفه هایی دیگر بنا شده و از زیر آنها نهرها جاری است. خدا این وعده را داده است؛ خدا خلف وعده نمی کند.

Kürtçe: 

بەڵام کەسانێك کە لە پەروەردگاریان ترساون و خۆیان (لە سزای) پاراستووە (لە بەھەشتدا) بۆ ئەوانە کۆشك و تەلاری چەند نھۆم ھەیە ڕووباری ئاو بە ژێریاندا دەڕوات (ئەمە) بەڵێنی خوایە و خواش بەڵێنی خۆی دەباتە سەر

Özbekçe: 

Лекин Роббиларига тақво қилганлар учун болохоналар устидан болохоналар бино қилингандир. Остларидан анҳорлар оқиб турур. Аллоҳнинг ваъдаси шу! Аллоҳ ваъдага хилоф қилмас.

Malayca: 

Tetapi (sebaliknya) orang-orang yang bertaqwa kepada Tuhan mereka (dengan mengerjakan suruhanNya dan menjauhi laranganNya), dibina untuk mereka (di dalam Syurga) mahligai-mahligai yang tinggi bertingkat-tingkat, yang mengalir di bawahnya beberapa sungai. Demikianlah janji yang ditetapkan Allah; Allah tidak sekali-kali akan mengubah janji-janjiNya.

Arnavutça: 

Ndërkaq, ata që i frikohen Zotit, do të kenë dhoma kat-kat – pranë të cilave rrjedhin lumenjtë. (Ky është) premtim i Perëndisë, (e) Perëndia nuk e shkelë premtimin (e Vet).

Bulgarca: 

А онези, които се боят от своя Господ, ще имат въздигнати обиталища, изградени върху други обиталища, реки сред тях ще текат. Обещано е от Аллах! Аллах не нарушава обещанието.

Sırpça: 

А оне који се боје свога Господара чекају одаје, саграђене све једне изнад других, испод којих теку реке - Аллахово је обећање, а Аллах неће обећање да прекрши.

Çekçe: 

Však ti, kdož vůči Pánu svému jsou bohabojní, ti obývat budou komnaty, nad nimiž komnaty jiné jsou vystavěny a pod nimiž řeky tekou; to je slib Boží a Bůh nikdy slib svůj neporuší.

Urduca: 

البتہ جو لوگ اپنے رب سے ڈر کر رہے اُن کے لیے بلند عمارتیں ہیں منزل پر منزل بنی ہوئی، جن کے نیچے نہریں بہہ رہی ہوں گی یہ اللہ کا وعدہ ہے، اللہ کبھی اپنے وعدے کی خلاف ورزی نہیں کرتا

Tacikçe: 

Аммо барои онон, ки аз Худо метарсанд, ғурфаҳоест (иморатҳоест) бар болои ҳам сохта, ки аз зерашон ҷӯйборон равон аст. Ин ваъдаи Худост ва Худо ваъдаи худ хилоф нахоҳад кард!

Tatarca: 

Ләкин Раббыларыннан курыккан мөэминнәргә җәннәттә берсе өстенә берсе бина ителгән чардаклар бардыр, асларыннан татлы елгалар агадыр, бу Аллаһның вәгъдәседер, Аллаһ вәгъдәсендә һич хыйлафлык кылмас.

Endonezyaca: 

Tetapi orang-orang yang bertakwa kepada Tuhannya mereka mendapat tempat-tempat yang tinggi, di atasnya dibangun pula tempat-tempat yang tinggi yang di bawahnya mengalir sungai-sungai. Allah telah berjanji dengan sebenar-benarnya. Allah tidak akan memungkiri janji-Nya.

Amharca: 

ግን እነዚያ ጌታቸውን የፈሩ ለእነርሱ ከበላያቸው የታነጹ ሰገነቶች ያሏቸው ሰገነቶች ከስሮቻቸው ወንዞች የሚፈሱባቸው የኾኑ አልሏቸው፡፡ (ይህንን) አላህ ቃል ገባላቸው፡፡ አላህ ቃሉን አያፈርስም፡፡

Tamilce: 

எனினும், எவர்கள் தங்கள் இறைவனை அஞ்சினார்களோ அவர்களுக்கு (சொர்க்கத்தில் கோபுரங்களில்) அறைகள் உண்டு. அவற்றுக்குமேல் (-அந்த அறைகளுக்கு மேல் இன்னும் பல) அறைகள் கட்டப்பட்டிருக்கும். அவற்றைச் சுற்றி நதிகள் ஓடும். இது அல்லாஹ் வாக்களித்த வாக்காகும். அல்லாஹ் (தனது) வாக்கை (ஒருபோதும்) மாற்றமாட்டான்.

Korece: 

그러나 주님을 두려워 하는 자들은 그들을 위해 지워진 높은 곳에 있게 되리니 밑으로는 강들 이 흐르고 있노라 이것이 하나님 의 약속이거늘 하나님은 그분의 약속을 저버리지 않으시니라

Vietnamca: 

Tuy nhiên, những ai sợ Thượng Đế của họ thì sẽ được ban cho các tòa nhà cao tầng chồng lên nhau, bên dưới có các dòng sông chảy. (Đó là) Lời Hứa của Allah và Allah không hề thất hứa.