Arapça:
أَتَّخَذْنَاهُمْ سِخْرِيًّا أَمْ زَاغَتْ عَنْهُمُ الْأَبْصَارُ
Çeviriyazı:
etteḫaẕnâhüm siḫriyyen em zâgat `anhümü-l'ebṣâr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onları eğlence yerine tutmuştuk ha! Yoksa bu gözler onlardan kaydı mı?
Diyanet İşleri:
Onları alaya alırdık; yoksa şimdi gözlere görünmezler mi?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onları alaya alırdururduk, yoksa gözümüzden mi kaçtılar?
Şaban Piriş:
Onlarla alay ederdik. Yoksa gözler mi onlardan kaydı (da göremiyoruz).
Edip Yüksel:
Onlarla alay edip durduk. Yoksa onları gözlerimizden mi kaçırdık?
Ali Bulaç:
Biz onları bir alay konusu edinmiştik; yoksa gözler mi onlardan kaydı?"
Suat Yıldırım:
Azgınlar: “Neden acaba, derler, dünyada kendilerini değersiz saydığımız birtakım adamları burada görmüyoruz? Aklımız sıra, onlarla alay ederdik! Yoksa gözlerimiz onlardan kaydı da onun için mi kendilerini göremiyoruz?”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Biz onları maskaraya alırdık. Yoksa onlardan gözler kaydı mı?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Onları alaya alırdık; yoksa gözler onlardan kaydı mı?
Bekir Sadak:
«nlar tartisirlarken Melei Ala´daki bu olanlar hakkinda bir bilgim yoktu.»
İbni Kesir:
Onları alaya almıştık. Yoksa şimdi gözlere görünmez mi oldular?
Adem Uğur:
Alaya aldığımız onlar değil miydi? Yoksa (buradalar da) onları gözden mi kaçırdık?
İskender Ali Mihr:
Biz onları eğlence konusu edindik. Yoksa bakışlar(ımız) mı onlardan kaydı (ki onları göremedik)?
Celal Yıldırım:
Onları alay ve eğlence edinirdik
Tefhim ul Kuran:
Biz onları bir alay konusu edinmiştik
Fransızca:
Est-ce que nous les avons raillés (à tort) ou échappent-ils à nos regards ? "
İspanyolca:
de los que nos burlábamos? ¿O es que se desvían de ellos las miradas?»
İtalyanca:
dei quali ci facevamo beffe e che evitavamo di guardare?».
Almanca:
Wir machten sie zum Spotten. Oder verfehlten sie unsere Blicke?"
Çince:
我们曾把他们当笑柄呢?还是我们过去看不起他们呢?
Hollandaca:
En die wij met spot ontvingen? Of missen onze oogen hen?
Rusça:
Неужели мы несправедливо глумились над ними? Или же просто взоры не падают на них?"
Somalice:
Ma waxaan ka yeelanay (adduunkuu) Jees jees mise waxaa ka iishey xaggooda Araggii.
Swahilice:
Tulikosea tulipo wafanyia maskhara, au macho yetu tu hayawaoni?
Uygurca:
ئۇلارنى بىز (دۇنيادىكى چاغدا) مەسخىرە قىلاتتۇقمۇ؟ ياكى ئۇلاردىن كۆزلەر ئېغىپ كەتتىمۇ؟ (يەنى ياكى ئۇلار دوزاختا بىز بىلەن بىللە تۇرسىمۇ كۆرمەيۋاتامدۇق؟)»
Japonca:
わたしたちが嘲笑していた者(が見えない)。かれらは,(わたしたちの)目をくらませたのではないでしょうか。」
Arapça (Ürdün):
«اتَّخذناهم سخريا» بضم السين وكسرها: كنا نسخر بهم في الدنيا، والياء للنسب: أي أمفقودون هم «أم زاغت» مالت «عنهم الأبصار» فلم ترهم، وهم فقراء المسلمين كعمار وبلال وصهيب وسليمان.
Hintçe:
क्या हम उनसे (नाहक़) मसखरापन करते थे या उनकी तरफ से (हमारी) ऑंखे पलट गयी हैं
Tayca:
เนื่องเพราะเราถือ เอาพวกเขาเป็นที่เยาะเย้ยน่าขัน หรือสายตาของพวกเราคลาดเคลื่อนไปจากพวกเขา
İbranice:
הלקחנו אותם בזלזול, או שמא נעלמו מעינינו
Hırvatça:
i koje smo ismijavati? Da nam se nisu iz vida izgubili
Rumence:
Nu ne băteam noi joc de ei? Oare acum de scapă privirilor?”
Transliteration:
Attakhathnahum sikhriyyan am zaghat AAanhumu alabsaru
Türkçe:
"Onları alaya alırdık; yoksa gözler onlardan kaydı mı?"
Sahih International:
Is it [because] we took them in ridicule, or has [our] vision turned away from them?"
İngilizce:
Did we treat them (as such) in ridicule, or have (our) eyes failed to perceive them?
Azerbaycanca:
Biz onları məsxərəyə qoyurduq. Yoxsa onlar (burada olduqları halda) gözə dəymirlər?!”
Süleyman Ateş:
Hani onlarla alay ederdik. Yoksa gözler(imiz) mi onlardan kaydı, (onları gözden mi kaçırdık)?
Diyanet Vakfı:
Alaya aldığımız onlar değil miydi? Yoksa (buradalar da) onları gözden mi kaçırdık?
Erhan Aktaş:
Hani kendilerini alaya almıştık! Yoksa buradalar da biz mi görmüyoruz?
Kral Fahd:
Alaya aldığımız onlar değil miydi? Yoksa (buradalar da) onları gözden mi kaçırdık?
Hasan Basri Çantay:
«Biz onları eğlence edinirdik. Yoksa gözler (imiz) onlardan uzaklaşıb kaydı mı»?
Muhammed Esed:
(ve) kendileriyle alay ettiklerimizin? Yoksa (onlar burada da) biz mi göremiyoruz?
Gültekin Onan:
Biz onları bir alay konusu edinmiştik
Ali Fikri Yavuz:
Biz onları eğlenceye (alaya) alırdık. Yoksa gözlerimiz onlardan kaydı (da kendilerini göremiyoruz)?”
Portekizce:
Aqueles dos quais escarnecíamos? Ou, acaso, escapam às nossas vistas?
İsveççe:
och alltid gjorde narr av? Eller har vi sett fel?"
Farsça:
آیا ما آنان را به ناحق به مسخره گرفتیم [و اکنون در بهشت جای دارند] یا [در دوزخ اند و ] دیدگان ما به آنان نمی افتد؟!
Kürtçe:
ئایا ئەوانەن کە گاڵتەمان پێدەکردن؟ یان (لێرەن بەڵام) چاوەکان لێیان کەلا بووە (و نایان بینن)
Özbekçe:
Биз уларни масхара қилиб олган эдикми?! Ёки кўзлар улардан тойдими?!» дерлар.
Malayca:
" Adakah kita sahaja jadikan mereka ejek-ejekan (sedang mereka orang-orang yang benar)? Atau mata kita tidak dapat melihat mereka?
Arnavutça:
a mos i kemi përqeshur ne at, a apo na kanë humbur sysh?”
Bulgarca:
Тогава им се подигравахме или не ги забелязвахме.”
Sırpça:
и које смо исмејавали? Да нам се нису изгубили из вида?“
Çekçe:
kteří nám buď pro smích byli či od nichž se zraky naše odvracely?'
Urduca:
ہم نے یونہی ان کا مذاق بنا لیا تھا، یا وہ کہیں نظروں سے اوجھل ہیں؟"
Tacikçe:
Ононро ба масхара мегирифтем. Оё аз назарҳо дур мондаанд?»
Tatarca:
Без аларны дөньяда мәсхәрә итәдер идек, алар безнең янда утта түгелләрме, яки алар утта булып та күзебез аларга төшмиме, шуның өчен күрмибезме?"
Endonezyaca:
Apakah kami dahulu menjadikan mereka olok-olokan, ataukah karena mata kami tidak melihat mereka?"
Amharca:
«መቀለጃ አድርገን ያዝናቸውን? ወይስ ዓይኖቻችን ከእነሱ ዋለሉ?»
Tamilce:
(நரகத்தில் நுழையாத) அ(ந்த நல்ல)வர்களை நாங்கள் கேலியாக எடுத்துக் கொண்டோமா? அல்லது, (அவர்கள் இங்கு இருந்தும் அவர்களை நாங்கள் தேடியும் எங்கள்) பார்வைகள் அவர்களைப் பார்க்க முடியாமல் சோர்ந்து விட்டனவா?
Korece:
우리가 그들을 조롱했기 때 문이뇨 아니면 우리의 눈이 그들 을 보지 뭇함이뇨
Vietnamca:
“Lẽ nào chúng tôi đã chế giễu họ hay lẽ nào chúng tôi đã bị quáng mắt không nhìn thấy họ?”
Ayet Linkleri: