Arapça:
فَسَتَذْكُرُونَ مَا أَقُولُ لَكُمْ ۚ وَأُفَوِّضُ أَمْرِي إِلَى اللَّهِ ۚ إِنَّ اللَّهَ بَصِيرٌ بِالْعِبَادِ
Çeviriyazı:
feseteẕkürûne mâ eḳûlü leküm. veüfevviḍu emrî ile-llâh. inne-llâhe beṣîrum bil`ibâd.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Siz benim söylediklerimi sonra anlayacaksınız. Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını görür, gözetir.
Diyanet İşleri:
Size söylediğimi hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah'a bırakıyorum. Doğrusu Allah, kulları görür.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yakında, size neler dediysem, anlıyacak, hatırlıyacaksınız onları ve ben, işimi Allah'a ısmarladım; şüphe yok ki Allah, kullarını görür.
Şaban Piriş:
Size söylediklerimi hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Allah, kullarını çok iyi görendir.
Edip Yüksel:
Size bu söylediklerimi ileride hatırlayacaksınız. Ben işimi ALLAH'a bırakıyorum. ALLAH kullarını Görendir.
Ali Bulaç:
İşte size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben de işimi Allah'a bırakıyorum. Şüphesiz Allah, kulları pek iyi görendir.
Suat Yıldırım:
“Size söylediğim şu sözleri yakında hatırlayacaksınız.Artık ben işimi Allah'a bırakıyorum.Çünkü Allah kullarını pek iyi görmektedir.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Artık benim size ne dediğimi yakında anlayacaksınız ve ben işimi Allah´a ısmarlıyorum. Şüphe yok ki O, kullarını görücüdür.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Size söylemekte olduklarımı yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Allah, kullarını iyice görmektedir.
Bekir Sadak:
Bekciler: «Size, belgelerle peygamberleriniz gelmis miydi?» derler. Onlar da: «Evet, gelmisti» derler. Bekciler: «O halde kendiniz yalvarin» derler. Inkarcilarin yalvarisi suphesiz bosunadir. *
İbni Kesir:
Size söylediğimi hatırlayacaksınız. Ben, işimi Allah´a bırakıyorum. Muhakkak ki Allah
Adem Uğur:
Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah´a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını çok iyi görendir.
İskender Ali Mihr:
Bundan sonra size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız (anlayacaksınız). Ve ben, işimi Allah´a havale ederim (bırakırım). Muhakkak ki Allah, kullarını görendir.
Celal Yıldırım:
Benim size dediklerimi ileride hatırlayacaksınız. Ben, işimi ve durumumu Allah´a ısmarlıyorum. Şüphesiz ki Allah, kullarını görendir.
Tefhim ul Kuran:
«İşte size söylemekte olduklarımı yakında hatırlayacaksınız. Ben de işimi Allah´a bırakıyorum. Şüphesiz Allah, kulları pek iyi görendir.»
Fransızca:
Bientôt vous vous rappellerez ce que vous dis; et je confie mon sort à Allah. Allah est, certes Clairvoyant sur les serviteurs.
İspanyolca:
Entonces, os acordaréis de lo que os digo. En cuanto a mí, me pongo en manos de Alá. Alá ve bien a Sus siervos».
İtalyanca:
[Ben presto] vi ricorderete di quel che vi dico. Io rimetto ad Allah la mia sorte. In verità Allah osserva bene i Suoi servi».
Almanca:
So werdet ihr euch doch noch daran erinnern, was ich euch sage. Und ich überlasse meine Angelegenheit ALLAH. Gewiß ALLAH ist allsehend die Diener."
Çince:
你们将来会想起我对你们说的话。我把我的事情委托真主,真主确是明察众仆的。
Hollandaca:
En gij zult u dan herinneren wat ik thans tot u zeg. Wat mij betreft, ik onderwerp mijne zaak aan God; want God beschouwt zijne dienaren.
Rusça:
Вы вспомните то, о чем я вам говорю. Я вверяю свое дело Аллаху. Воистину, Аллах видит рабов".
Somalice:
Waadna xusuusan doontaan waxaan idin kuleeyahay, waxaana u bandhigay amarkayga xagga Eebe, illeen Eebaa arka addoomadee.
Swahilice:
Basi mtayakumbuka ninayo kuambieni. Nami namkabidhi Mwenyezi Mungu mambo yangu. Hakika Mwenyezi Mungu anawaona waja wake.
Uygurca:
(سىلەرگە ئازاب نازىل بولغان چاغدا) سىلەرگە ئېيتقان سۆزۈمنىڭ (راستلىقىنى) ئەسلەيسىلەر، مەن ئىشىمنى اﷲ قا تاپشۇرىمەن، اﷲ ھەقىقەتەن بەندىلىرىنى كۆرۈپ تۇرغۇچىدۇر»
Japonca:
わたしが言ったことを,やがて思い出すでしょう。わたし(自身)のことはアッラーに委ねています。アッラーはしもべたちを見守られます。」
Arapça (Ürdün):
«فستذكرون» إذا عاينتم العذاب «ما أقول لكم وأفوض أمري إلى الله إن الله بصير بالعباد» قال ذلك لما توعدوه بمخالفة دينهم.
Hintçe:
तो जो मैं तुमसे कहता हूँ अनक़रीब ही उसे याद करोगे और मैं तो अपना काम ख़ुदा ही को सौंपे देता हूँ कुछ शक नहीं की ख़ुदा बन्दों ( के हाल ) को ख़ूब देख रहा है
Tayca:
ดังนั้นพวกท่านจะต้องระลึกถึงสิ่งที่ฉันได้กล่าวแก่พวกท่าน และฉันขอมอบภารกิจของฉันแต่อัลลอฮฺ แท้จริงอัลลอฮฺทรงเป็นผู้เฝ้าดูปวงบ่าว
İbranice:
ואז תזכרו את אשר אמרתי לכם, ואני מפקיד את גורלי אצל אלוהים, כי אלוהים רואה היטב את עבדיו
Hırvatça:
Pa, sjetit ćete se ovog što vam kažem! A ja Allahu prepuštam svoj slučaj; Allah, uistinu, robove Svoje dobro vidi."
Rumence:
Vă veţi aminti de ceea ce vă spun: Eu îmi încredinţez soarta lui Dumnezeu. El este Văzător al robilor Săi.”
Transliteration:
Fasatathkuroona ma aqoolu lakum waofawwidu amree ila Allahi inna Allaha baseerun bialAAibadi
Türkçe:
"Size söylemekte olduklarımı yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Allah, kullarını iyice görmektedir."
Sahih International:
And you will remember what I [now] say to you, and I entrust my affair to Allah. Indeed, Allah is Seeing of [His] servants."
İngilizce:
Soon will ye remember what I say to you (now), My (own) affair I commit to Allah: for Allah (ever) watches over His Servants.
Azerbaycanca:
(Allahın əzabını gördükdə) sizə dediklərimi mütləq xatırlayacaqsınız. Mən öz işimi Allaha həvalə edirəm. Həqiqətən, Allah bəndələrini görəndir!”
Süleyman Ateş:
Benim size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah'a bırakıyorum. Şüphesiz Allah, kulları görür.
Diyanet Vakfı:
Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını çok iyi görendir.
Erhan Aktaş:
“Sizin için söylediklerimin doğruluğunu yakında anlayacaksınız. Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Allah, kullarının yaptığı her şeyi görmektedir.”
Kral Fahd:
"Size söylediklerimi elbette hatırlayacaksınız. Ben, işimi Allah'a havale ediyorum. Allah, şüphesiz kullarını hakkıyla görendir".
Hasan Basri Çantay:
«Size söylemekde olduklarımı yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allaha ısmarlıyorum. Çünkü Allah kulları (nı) çok iyi görendir».
Muhammed Esed:
ve işte o zaman (şimdi) söylediklerimi (ister istemez) hatırlayacaksınız. (Bana gelince,) ben kendimi Allah´a adıyorum; çünkü Allah, kullarının (kalbinde olan) her şeyi mutlaka görür."
Gültekin Onan:
40:39
Ali Fikri Yavuz:
Siz benim söylediklerimi yakında (kıyamette) anlıyacaksınız. Ben işimi Allah’a bırakıyorum. Muhakkak ki Allah kulların bütün yaptıklarını görendir= Basîr’dir.”
Portekizce:
Logo vos recordareis do que vos digo! Quanto a mim, encomendo-me a Deus, porque é Observador dos Seus servos.
İsveççe:
Ni kommer att dra er till minnes vad jag säger! Och jag lägger mitt öde i Guds händer, Gud som inte förlorar någon av Sina tjänare ur sikte."
Farsça:
پس به زودی [درستیِ] آنچه را [که امروز درباره عذاب اسراف کاران] می گویم [و شما باور نمی کنید] متوجّه خواهید شد، و من کارم را به خدا وامی گذارم؛ زیرا خدا به بندگان بیناست.
Kürtçe:
جا لەمەودوا ئەوەی من پێتان دەڵێم بیرتان دەکەوێتەوە وە من کاری خۆم بەخوا دەسپێرم بەڕاستی خوا بینایە بەبەندەکانی
Özbekçe:
Ҳали мен сизга айтаётган гапларни эслайсизлар. Мен ишимни Аллоҳнинг Ўзига топширдим. Албатта, Аллоҳ бандаларини аниқ кўриб тургувчидир», деди.
Malayca:
"(Kiranya kamu tetap berdegil sekarang) maka kamu sudah tentu akan mengetahui kebenaran apa yang aku katakan kepada kamu; dan aku sentiasa menyerahkan urusanku bulat-bulat kepada Allah (untuk memeliharaku); sesungguhnya Allah Maha Melihat akan keadaan hamba-hambaNya".
Arnavutça:
Ju, së shpejti do ta kujtoni atë që po ju them! E, unë – rastin tim ia lë Perëndisë, me të vërtetë, Perëndia i sheh robërit e Vet.
Bulgarca:
И ще си припомните какво ви казвам. Аз поверявам своето дело на Аллах. Аллах е всезрящ за рабите.”
Sırpça:
И сетићете се овог што вам кажем! А ја Аллаху препуштам свој случај; Аллах, уистину, добро види Своје слуге.“
Çekçe:
A jednou si vzpomenete na to, co vám říkám; já pak předávám svou věc Bohu, neboť Bůh jasně sleduje služebníky Své!'
Urduca:
آج جو کچھ میں کہہ رہا ہوں، عنقریب وہ وقت آئے گا جب تم اُسے یاد کرو گے اور اپنا معاملہ میں اللہ کے سپرد کرتا ہوں، وہ اپنے بندوں کا نگہبان ہے"
Tacikçe:
Ба зуди он чиро, ки акнун мегӯям, ба ёд хоҳед овард. Ва ман кори худ ба Худо ҳавола кардам, зеро Ӯ бандагонашро мебинад!»
Tatarca:
Ий кавемем, мин әйткән сүзләрнең, хаклыгын тиздән белерсез, ләкин эш узган булыр, мин эшемне Аллаһуга тапшырамын, Аллаһ, әлбәттә, бәндәләрен күрүчедер.
Endonezyaca:
Kelak kamu akan ingat kepada apa yang kukatakan kepada kamu. Dan aku menyerahkan urusanku kepada Allah. Sesungguhnya Allah Maha Melihat akan hamba-hamba-Nya".
Amharca:
«ወደ ፊትም ለእናንተ የምላችሁን ምክር (ቅጣትን በምታዩ ጊዜ) ታስታውሳላችሁ፡፡ ነገሬንም ሁሉ ወደ አላህ አስጠጋለሁ፡፡ አላህ ባሮቹን ተመልካች ነውና፡፡»
Tamilce:
“ஆக, நான் உங்களுக்கு கூறுவதை நீங்கள் விரைவில் நினைவு கூர்வீர்கள். என் காரியத்தை நான் அல்லாஹ்விடம் ஒப்படைக்கிறேன். நிச்சயமாக அல்லாஹ் அடியார்களை உற்று நோக்குபவன் ஆவான்.”
Korece:
내가 지금 너희에게 말할 것 들을 너희는 곧 알게 되리라 나는 나의 길을 하나님께 의탁하나니 실로 하나님은 그분의 종들을 항 상 지켜보고 계시니라
Vietnamca:
“Rồi đây, quí ngài sẽ nhớ lại những điều tôi nói (hôm nay). Tôi giao phó việc của mình cho Allah bởi quả thật Allah là Đấng Hằng Thấy đám bầy tôi (của Ngài).”
Ayet Linkleri: