Arapça:
يَوْمَ تُوَلُّونَ مُدْبِرِينَ مَا لَكُم مِّنَ اللَّهِ مِنْ عَاصِمٍ ۗ وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ
Çeviriyazı:
yevme tüvellûne müdbirîn. mâ leküm mine-llâhi min `âṣim. vemey yuḍlili-llâhü femâ lehû min hâd.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gün arkanıza dönüp kaçacaksınız. Fakat sizi Allah'tan koruyacak olan yoktur. Her kimi Allah şaşırtırsa, artık ona bir yol gösterici bulunmaz.
Diyanet İşleri:
Arkanıza dönüp kaçacağınız gün Allah'a karşı sizi koruyan bulunmaz. Allah'ın saptırdığını doğru yola getirecek yoktur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
O gün, bir gündür ki arkanızı döndürüp kaçacaksınız ama doğru cehenneme gideceksiniz ve Allah'ın azabından sizi bir kurtaran olmayacak ve Allah, kimi doğru yoldan çıkarıp saptırdıysa ona bir yol gösteren yoktur.
Şaban Piriş:
O gün arkanızı döner, kaçarsınız. Fakat, sizi Allah’tan koruyacak hiç bir şey yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek de yoktur.
Edip Yüksel:
O gün arkanızı dönüp kaçacaksınız; ancak sizi ALLAH'tan koruyacak yoktur. ALLAH'ın saptırdığına yol gösteren bulunmaz.
Ali Bulaç:
Arkanızı dönüp kaçacağınız gün; sizi Allah'tan koruyacak yoktur. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğruya yöneltecek bulunmaz.
Suat Yıldırım:
“O gün arkanızı dönüp kaçmak istersiniz ama ne çare! Sizi Allah'ın azabından koruyacak hiç kimse bulunmaz. Evet Allah kimi şaşırtırsa, artık ona yol gösteren olmaz.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«O arkanıza dönüp gideceğiniz gün sizin için Allah´tan bir koruyacak yoktur ve her kimi Allah sapıtırsa onun için doğru bir yola vardıracak yoktur.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Bir gündür ki o, sırtınızı dönerek kaçmaya çalışırsınız fakat Allah'a karşı sizi koruyacak kimse olmaz. Allah'ın saptırdığının, yol göstereni yoktur.
Bekir Sadak:
«Ey milletim! suphesiz bu dunya hayati gecicidir, ama ahiret, dogrusu iste o, kalinacak yurttur.»
İbni Kesir:
Arkanıza dönüp kaçacağınız gün, sizi Allah´a karşı koruyan bulunmaz. Allah, kimi saptırırsa
Adem Uğur:
O gün arkanıza dönüp kaçacaksınız. Fakat sizi Allah´tan (O´nun azabından) kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek de yoktur.
İskender Ali Mihr:
Arkanızı dönüp kaçacağınız gün sizin için Allah´tan (Allah dostlarından) bir koruyucu yoktur. Allah kimi dalâlette bırakırsa, artık onun için bir hidayetçi yoktur.
Celal Yıldırım:
O gün arka çevirip kaçarsınız da Allah´a (O´nun azabına) karşı sizi koruyan bir kimse bulunmaz. Allah kimi şaşırtıp saptırırsa, onu doğru yola eriştiren bulunmaz.»
Tefhim ul Kuran:
«Arkanızı dönüp kaçacağınız gün
Fransızca:
Le jour où vous tournerez le dos en déroute, sans qu'il y ait pour vous de protecteur contre Allah". Et quiconque Allah égare, n'a point de guide.
İspanyolca:
día en que volveréis la espalda y no tendréis a nadie que os proteja de Alá. Aquél a quien Alá extravía no tendrá quien le dirija.
İtalyanca:
il Giorno in cui, sbandandovi, volterete le spalle e non avrete alcun difensore contro Allah. Nessuno potrà guidare colui che Allah smarrisce.
Almanca:
wenn ihr flüchtend den Rücken umkehrt. Für euch gibt es dann vor ALLAH keinen Schützenden." Und wen ALLAH abirren läßt, für den gibt es keinen Rechtleitenden.
Çince:
在那日,你们将转身退后,而没有任何保护者能使你们不受真主的惩罚。真主使谁迷误,谁没有向导。
Hollandaca:
Den dag waarop gij van de rechtbank zult afgewend, en naar de hel gedreven worden zult gij niemand hebben, om u tegen God te ondersteunen. En hij dien God zal doen dwalen, zal geen leider hebben.
Rusça:
В тот день вы обратитесь вспять, но никто не защитит вас от Аллаха. Кого Аллах введет в заблуждение, тому не будет наставника.
Somalice:
Maalintaad jeedsandoontaan idinkoo carari, idiinna sugnayn wax Eebe idinka ilaaliya, ruux Eebe dhumiyeyna malaha «ma jiro» wax hanuunin.
Swahilice:
Siku mtakapo geuka kurudi nyuma. Hamtakuwa na wa kukulindeni kwa Mwenyezi Mungu. Na mwenye kuhukumiwa na Mwenyezi Mungu kupotea, basi huyo hana wa kumwongoa.
Uygurca:
ئۇ كۈندە (دوزاخ ئازابىنىڭ دەھشىتىدىن قورقۇپ) ئارقاڭلارغا چېكىنىسىلەر، سىلەرگە ھېچ اﷲ نىڭ ئازابىدىن قۇتۇلدۇرغۇچى بولمايدۇ. كىمكى اﷲ ئۇنى گۇمراھ قىلىدىكەن، ئۇنى ھىدايەت قىلغۇچى بولمايدۇ
Japonca:
その日あなたがたは,背を向けて逃げるでしょう。しかしアッラーからあなたがたを守る者はいません。アッラーが迷うに任せられる者には導き手はいません。」
Arapça (Ürdün):
«يوم تولون مدبرين» عن موقف الحساب إلى النار «ما لكم من الله» أي من عذابه «من عاصم» مانع «ومن يضلل الله فما له من هادِ».
Hintçe:
जिस दिन तुम पीठ फेर कर (जहन्नुम) की तरफ चल खड़े होगे तो ख़ुदा के (अज़ाब) से तुम्हारा बचाने वाला न होगा, और जिसको ख़ुदा गुमराही में छोड़ दे तो उसका कोई रूबराह करने वाला नहीं
Tayca:
วันที่พวกท่านหันหลังกลับหนี ไม่มีผู้ใดจะช่วยปกป้องพวกท่านให้พ้นจากการลงโทษของอัลลอฮฺไดเ และผู้ใดที่อัลลอฮฺทรงให้เขาหลงทางแล้ว ก็จะไม่มีผู้ชี้แนะทางให้แก่เขา
İbranice:
יום בו תנסו לברוח, אבל לא יהיה מי שיגן עליכם מפני אלוהים, ואת אשר אלוהים יתעה, איש לא ידריך
Hırvatça:
na Dan kada budete okrenutih leđa uzmicali, kada vas od Allaha niko neće moći zaštititi. A onome kome Allah da da je zabludi, tome nema uputitelja."
Rumence:
ziua când veţi întoarce spatele. Şi nimeni nu vă va ţine parte înaintea Lui. Cel pe care Dumnezeu îl rătăceşte nu mai are nici o călăuză.
Transliteration:
Yawma tuwalloona mudbireena ma lakum mina Allahi min AAasimin waman yudlili Allahu fama lahu min hadin
Türkçe:
"Bir gündür ki o, sırtınızı dönerek kaçmaya çalışırsınız fakat Allah'a karşı sizi koruyacak kimse olmaz. Allah'ın saptırdığının, yol göstereni yoktur."
Sahih International:
The Day you will turn your backs fleeing; there is not for you from Allah any protector. And whoever Allah leaves astray - there is not for him any guide.
İngilizce:
A Day when ye shall turn your backs and flee: No defender shall ye have from Allah: Any whom Allah leaves to stray, there is none to guide...
Azerbaycanca:
(Qorxudan) üz çevirib qaçacağınız gün sizi Allahdan (Allahın əzabından) qoruyan tapılmaz. Allahın yoldan etdiyi kimsəyə də yol göstərən olmaz!”
Süleyman Ateş:
O gün arkanızı dönüp kaç(mak ist)ersiniz ama sizi Allah(ın azabın)dan kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi şaşırtırsa artık ona yol gösteren olmaz.
Diyanet Vakfı:
"O gün arkanıza dönüp kaçacaksınız. Fakat sizi Allah'tan (O'nun azabından) kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek de yoktur."
Erhan Aktaş:
Arkanıza bakmadan kaçacağınız gün, sizi Allah’ın azâbından koruyabilecek kimse yoktur. Allah, kimi sapkınlıkta bırakırsa(1) ona doğru yolu gösterecek yoktur.
Kral Fahd:
Arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizi Allah'tan (O'nun azabından) kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek de yoktur.»
Hasan Basri Çantay:
«(O gün, hesâb yerini) arkanızda bırakıb (cehenneme) döneceğiniz gündür. (O gün) sizi Allah (ın azabın) dan hiçbir kurtarıcı yokdur. Allah kimi şaşırtırsa onun yolunu bir doğrultucu da yokdur».
Muhammed Esed:
ki o Gün sizi Allah(ın elin)den kurtaracak kimse bulamayacak ve arkanızı dönüp kaç(mak istey)eceksiniz, çünkü Allah kimi şaşırtırsa artık ona yol gösteren olmaz.
Gültekin Onan:
40:31
Ali Fikri Yavuz:
O gün, hesab yerini arkanızda bırakarak cehenneme döneceğiniz gündür. Allah’ın azabından sizi kurtaracak yoktur. Allah kimi sapıklığa düşürürse, artık ona bir hidayet edecek yoktur.
Portekizce:
No dia em que tentardes fugir, ninguém poderá defender-vos de Deus. E aquele que Deus extraviar não terá orientadoralgum.
İsveççe:
den Dag då ni kommer att vilja vända om och fly, utan någon som skyddar er mot Gud. - Den som Gud har låtit gå vilse har ingen som kan leda honom [på rätt väg].
Farsça:
روزی که [به علت شدت عذاب] پشت کنان از این سو به آن سو فرار می کنید [ولی از هر سو که می روید، برگردانده می شوید و] شما را [در برابر عذاب خدا] هیچ نگه دارنده ای نیست؛ و هر که را خدا [به سبب کبر و عنادش] گمراه کند، او را هیچ هدایت کننده ای نخواهد بود.
Kürtçe:
ئەو ڕۆژەی پشت ھەڵدەکەن و ھەڵدێن (لەیەکتری) ھیچ پەناگەیەك بۆ ئێوە نیە لە(سزای) خوا وە ھەر کەسێك خوا گومڕای بکات ئەوە ھیچ ڕێنمونی کارێکی بۆ نیە
Özbekçe:
У кунда ортга қараб қочасиз. Сиз учун Аллоҳдан ҳеч бир қутқаргувчи бўлмас. Кимни Аллоҳ залолатга кетказса, бас, унга ҳеч бир ҳидоятчи бўлмас.
Malayca:
"(Iaitu) hari kamu berpaling undur melarikan diri; padahal semasa itu tidak ada sesiapapun yang dapat menyelamatkan kamu dari azab Allah. Dan (ingatlah) sesiapa yang disesatkan Allah (disebabkan pilihannya yang salah), maka tiada sesiapapun yang dapat memberi hidayah petunjuk kepadanya.
Arnavutça:
në Ditën kur, nga frika – do të ikni prapa, e s’ka për ju mbrojtës nga dënimi i Perëndisë. E, atë që Perëndia e lë në humbje, për të s’ka udhërrëfyes.
Bulgarca:
Деня, в който ще обърнете гръб в бягство и никой не ще ви защити от Аллах. А когото Аллах остави в заблуда, няма за него водител.”
Sırpça:
на Дан кад будете узмичући бежали, кад вас од Аллаха неће моћи нико одбранити. А оног кога Аллах у заблуди остави, тога неће нико упутити.
Çekçe:
dne, kdy se obrátíte zády nemajíce proti Bohu ochránce žádného, neboť ten, komu Bůh dal zbloudit, nemá žádného vedoucího.
Urduca:
جب تم ایک دوسرے کو پکارو گے اور بھاگے بھاگے پھرو گے، مگر اُس وقت اللہ سے بچانے والا کوئی نہ ہو گا سچ یہ ہے کہ جسے اللہ بھٹکا دے اُسے پھر کوئی راستہ دکھانے والا نہیں ہوتا
Tacikçe:
Он рӯз, ки ҳамагӣ пушт карда бозмегардед ва ҳеҷ кас шуморо аз азоби Худо нигоҳ намедорад. Ва ҳар кас, ки Худо гумроҳаш кунад, ҳеҷ роҳнамое надорад!
Tatarca:
Ул көндә артка әйләнеп качып маташырсыз, ләкин анда качарга урын юкдыр, сезне Аллаһ ґәзабыннан саклаучы да булмас, Аллаһ берәүне хак юлдан адаштырса, аны туры юлга кертүче, әлбәттә, булмас.
Endonezyaca:
(yaitu) hari (ketika) kamu (lari) berpaling ke belakang, tidak ada bagimu seorangpun yang menyelamatkan kamu dari (azab) Allah, dan siapa yang disesatkan Allah, niscaya tidak ada baginya seorangpun yang akan memberi petunjuk.
Amharca:
ወደ ኋላ ዞራችሁ በምትሸሹበት ቀን፤ ለናንተ ከአላህ (ቅጣት) ምንም ጠባቂ የላችሁም፡፡ አላህም የሚያጠመው ሰው ለርሱ ምንም አቅኚ የለውም፡፡
Tamilce:
அந்நாளில் நீங்கள் புறமுதுகிட்டவர்களாக திரும்பி ஓடுவீர்கள். அல்லாஹ்விடமிருந்து (உங்களை) பாதுகாப்பவர் எவரும் இருக்க மாட்டார். யாரை அல்லாஹ் வழிகெடுத்தானோ அவருக்கு நேர்வழி காட்டுபவர் யாரும் இல்லை.
Korece:
그날 그들이 돌아서 도망하 려 하나 너희는 하나님의 벌로부 터 피하게 할 아무런 보호자도 갖지 못하리라 하나님이 방황케 하 시고자 한 인간은 인도할 자 아무도 없노라
Vietnamca:
“Ngày mà quí ngài sẽ quay lưng tháo chạy (khi nhìn thấy Hỏa Ngục). (Ngày mà) quí ngài sẽ không có ai che chở khỏi (sự trừng phạt) của Allah. Ai mà Allah làm cho lầm lạc thì sẽ không có được người hướng dẫn.”
Ayet Linkleri: