Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

4

Sûredeki Ayet No: 

88

Ayet No: 

581

Sayfa No: 

92

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

۞ فَمَا لَكُمْ فِي الْمُنَافِقِينَ فِئَتَيْنِ وَاللَّهُ أَرْكَسَهُم بِمَا كَسَبُوا ۚ أَتُرِيدُونَ أَن تَهْدُوا مَنْ أَضَلَّ اللَّهُ ۖ وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُ سَبِيلًا

Çeviriyazı: 

femâ leküm fi-lmünâfiḳîne fieteyni vellâhü erkesehüm bimâ kesebû. etürîdûne en tehdû men eḍalle-llâh. vemey yuḍlili-llâhü felen tecide lehû sebîlâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O halde, siz niçin münafıklar hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah onları kazandıkları günah yüzünden terslerine döndürdüğü halde Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, sen onun için bir çıkış yolu bulamazsın.

Diyanet İşleri: 

Ey müslümanlar! Münafıklar hakkında iki fırka olmanız da niye? Allah onları, yaptıklarından dolayı başaşağı etmiştir. Allah'ın saptırdığını siz mi yola getirmek istiyorsunuz? Allah'ın saptırdığı kimseye sen hiç yol bulamayacaksın.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ne oluyor size de münafıklar hakkında iki bölük oluyorsunuz, Allah onları, kazandıkları suçları yüzünden gerisin geri küfre döndürdü; Allah'ın yoldan çıkarıp azdırdığını doğru yola getirmek mi istersiniz? Ve Allah kimi azdırdıysa artık onun için hiçbir yol bulamazsınız.

Şaban Piriş: 

Münafıklar hakkında iki fırka olmanız da niye? Allah, onları yaptıkları işlerden dolayı baş aşağı ederek eski konumlarına (küfre) döndürmüştür. Allah’ın saptırdığını siz mi doğru yola çıkarmak istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, artık sen onun için asla bir yol bulamazsın.

Edip Yüksel: 

Size ne oluyor da ikiyüzlüler hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? İşlediklerinden ötürü ALLAH onları başaşağı çevirdi. ALLAH'ın saptırdığını siz mi doğru yola ulaştırmak istiyorsunuz? ALLAH'ın saptırdığı kimseye sen hiç bir yol bulamazsın.

Ali Bulaç: 

Şu halde münafıklar konusunda ikiye bölünmeniz ne diye? Oysa Allah, onları kazandıkları dolayısıyla tepe taklak etmiştir. Allah'ın saptırdığını hidayete erdirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, artık sen ona kesin olarak bir yol bulamazsın.

Suat Yıldırım: 

Yaptıkları bunca cürüm sebebiyle Allah kendilerini başaşağı getirdiği halde,durum bu kadar belli iken, ne diye münafıklar hakkında hüküm verirken kalkıp birbiriyle çekişen iki fırka haline geliyorsunuz?Allah'ın saptırdığını siz mi yola getirmek istiyorsunuz? Her kimi Allah şaşırtırsa, artık sen ona yol bulamazsın.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Size ne oluyor ki, münafıklar hakkında iki fırka bulunuyorsunuz? Allah Teâlâ onları kazandıkları şey sebebiyle tersine döndürmüştür. Hak Teâlâ´nın saptırdığını doğru yola getirmek mi istiyorsunuz? Ve her kimi ki, Allah Teâlâ saptırırsa artık sen onun için bir yol bulamazsın.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah onları kazandıkları yüzünden baş aşağı etmişken, Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah'ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın.

Bekir Sadak: 

Bir muminin diger mumini yanlislik disinda oldurmesi asla caiz degildir. Bir mumini yanlislikla oldurenin, bir mumin koleyi azad etmesi ve oldurulenin ailesi bagislamadikca, ona diyet odemesi gerekir. Eger o mumin, size dusman bir topluluktan ise mumin bir koleyi azad etmek gerekir. µayet aranizda anlasma olan bir millettense, ailesine diyet odemek ve mumin bir koleyi azat etmek gerekir. Bulamayana, Allah tarafindan tevbesinin kabulu icin, ard arda iki ay oruc tutmak gerekir. Allah bilendir. Hakim´dir.

İbni Kesir: 

Size ne oluyor ki

Adem Uğur: 

Size ne oldu da münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Halbuki Allah onları kendi ettikleri yüzünden baş aşağı etmiştir (küfürlerine döndürmüştür). Allah´ın saptırdığını doğru yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah´ın saptırdığı kimse için asla (doğruya) yol bulamazsın!

İskender Ali Mihr: 

Öyleyse size ne oluyor ki, münafıklar hakkında iki grup oldunuz. Ve Allah, onları kazandıkları (negatif dereceler) sebebiyle tersine çevirdi (küfre döndürdü). Allah´ın dalâlete düşürdüğü kimseyi hidayete erdirmek mi istiyorsunuz? Ve Allah, kimi dalâlete düşürürse artık sen onun için asla bir yol bulamazsın.

Celal Yıldırım: 

Size ne oluyor da, Allah kendilerini kazandıkları (bunca vebal ve günah) yüzünden başaşağı ettiği halde münafıklar hakkında iki fırkaya ayrılıyorsunuz! Yoksa Allah´ın (sünneti ve koymuş olduğu hayat kanunu gereği) saptırdığını siz mi doğru yola eriştirmek istiyorsunuz?! Allah kimi saptırırsa elbette onun için (doğru) bir yol bulamazsın.

Tefhim ul Kuran: 

Şu halde münafıklar konusunda ikiye bölünmeniz ne diye? Oysa Allah, onları kazandıkları dolayısıyla tepe taklak etmiştir. Allah´ın saptırdığını hidayete eriştirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, artık sen ona kesin olarak bir yol bulamazsın.

Fransızca: 

Qu'avez-vous à vous diviser en deux factions au sujet des hypocrites ? Alors qu'Allah les a refoulés (dans leur infidélité) pour ce qu'ils ont acquis. Voulez-vous guider ceux qu'Allah égare ? Et quiconque Allah égare, tu ne lui trouveras pas de chemin (pour le ramener).

İspanyolca: 

¿Por qué vais a dividiros en dos partidos a propósito de los hipócritas? Alá les ha rechazado ya por lo que han hecho. ¿Es que queréis dirigir a quien Alá ha extraviado? No encontrarás camino para aquél a quien Alá extravía.

İtalyanca: 

Perché vi siete divisi in due fazioni a proposito degli ipocriti? Allah li ha respinti per quello che si sono meritati. Volete forse guidare coloro che Allah ha allontanato? A chi viene allontanato da Allah, non potrai trovare una via.

Almanca: 

Und weshalb wurdet ihr hinsichtlich der Munafiq zwei Gruppen, während ALLAH sie, wegen, dem was sie sich erworben haben, (zum Kufr) hat umkehren lassen?! Wollt ihr etwa diejenigen rechtleiten, die ALLAH abirren ließ?! Und wen ALLAH abirren läßt, für den findest du keinen Weg (zur Rechtleitung).

Çince: 

你们怎么因诈伪者而分为两派呢?同时,真主已为他们的营谋而使他们倒行逆施了,真主已使他们迷误了,难道你们还想引导他们吗?真主使谁迷误,你绝不能替谁发现一条归正的道路。

Hollandaca: 

Weshalve zijt gij omtrent de goddeloozen in twee deelen gesplitst? Dewijl God hen heeft verstooten om hetgeen zij hebben bedreven? Wilt gij hen geleiden, dien God heeft doen verdwalen? Gij zult geen weg vinden voor hem, dien God doet dwalen.

Rusça: 

Почему вы разошлись во мнениях относительно лицемеров на две группы? Аллах отбросил их назад за то, что они приобрели. Неужели вы хотите наставить на прямой путь того, кого ввел в заблуждение Аллах? Для того, кого Аллах ввел в заблуждение, ты никогда не найдешь дороги.

Somalice: 

Maxaad leedihiin (Mu'miniinta) ood Munaafiqiinta laba Kooxood ugu Noqoteen (in la laayo iyo in kale) Eebe wuu Halaagay (oo celiyey) waxay kasbadeen dartiis, ma waxaad doonaysaan inaad Hanuunisaan Cidduu dhumiyey Eebe, Ruuxuu dhumiyo Eebana uma heshid Waddo (Hanuun).

Swahilice: 

Mmekuwaje kuwa makundi mawili kwa khabari ya wanaafiki, na hali Mwenyezi Mungu amewageuza kwa sababu ya yale waliyo yachuma? Je! Mnataka kumwona mwongofu ambaye Mwenyezi Mungu amemhukumu kuwa kapotea? Na aliye mhukumu Mwenyezi Mungu kuwa amekwisha potea wewe hutampatia njia.

Uygurca: 

ئى مۆمىنلەر! سىلەر نېمىشقا مۇناپىقلار توغرىسىدا ئىككى گۇرۇھقا بۆلۈنۈپ كېتىسىلەر؟ اﷲ ئۇلارنىڭ قىلمىشلىرى تۈپەيلىدىن ئۇلارنى كاپىرلار ھۆكمىدە قىلدى، اﷲ ئازدۇرغان كىشىلەرنى سىلەر ھىدايەت قىلماقچى بولامسىلەر؟ كىمنىكى اﷲ گۇمراھ قىلىدىكەن، سەن ئۇنىڭغا ھەرگىز توغرا يول تېپىپ بېرەلمەيسەن

Japonca: 

あなたがたは,偽信者たちのことで,どうして2派に分れたのか。アッラーはかれらの行いのために,かれらを(不信心に)転落させられたではないか。あなたがたは,アッラーが迷わせられた者を導こうと望むのか。本当にアッラーが迷わせられた者には,決して道を見いだせないであろう。

Arapça (Ürdün): 

ولما رجع ناس من أُحد اختلف الناس فيهم، فقال فريق اقتلهم، وقال فريق: لا، فنزل: «فما لكم» ما شأنكم صرتم «في المنافقين فئتين» «والله أركسهم» ردهم «بما كسبوا» من الكفر والمعاصي «أتريدون أن تهدوا من أضلًـ» ـه «الله» أي تعدوهم من جملة المهتدين، والاستفهام في الموضعين للإنكار «ومن يضللـ» ـه «اللهُ فلن تجد له سبيلا» طريقا إلى الهدى.

Hintçe: 

(मुसलमानों) फिर तुमको क्या हो गया है कि तुम मुनाफ़िक़ों के बारे में दो फ़रीक़ हो गए हो (एक मुवाफ़िक़ एक मुख़ालिफ़) हालॉकि ख़ुद ख़ुदा ने उनके करतूतों की बदौलत उनकी अक्लों को उलट पुलट दिया है क्या तुम ये चाहते हो कि जिसको ख़ुदा ने गुमराही में छोड़ दिया है तुम उसे राहे रास्त पर ले आओ हालॉकि ख़ुदा ने जिसको गुमराही में छोड़ दिया है उसके लिए तुममें से कोई शख्स रास्ता निकाल ही नहीं सकता

Tayca: 

มีอะไรเกิดขึ้นแก่พวกเจ้ากระนั้นหรือ ที่พวกเจ้าได้กลายเป็นสองพวก ในกรณีบรรดามุนาฟิกเหล่านั้น และอัลลอฮฺได้ทรงให้พวกเขากลับสู่สภาพเดิมแล้ว เนื่องด้วยสิ่งที่พวกเขาได้ขวนขวายไว้ พวกเจ้าต้องการที่จะแนะนำผู้ที่อัลลอฮฺได้ทรงให้หลงผิดไปแล้วกระนั้นหรือ? และผู้ใดที่อัลลอฮฺทรงให้หลงผิดไปแล้ว เจ้าก็จะไม่พบทางใด ๆ สำหรับเขาเป็นอันขาด

İbranice: 

מדוע נחלקתם לשתי קבוצות בנוגע לצבועים? הרי אלוהים בעצמו הוציא אותם מהדרך בגלל מעשיהם, התרצו להדריך את אשר אלוהים התעה? ומי שאלוהים מתעה, אין דרך כל שהיא להדריכו

Hırvatça: 

Zašto se podvajate kada su u pitanju licemjeri koje je Allah vratio u nevjerstvo zbog onoga što su sami zaslužili? Zar želite na Pravi put uputiti one kojima je Allah dao da su u zabludi? A kome Allah da da je u zabludi, ti mu nećeš Put naći!

Rumence: 

De ce v-aţi dezbinat din princina făţarnicilor? Dumnezeu i-a dat înapoi pentru ceea ce au agonisit. Aţi vrea să-l călăuziţi pe cel pe care Dumnezeu îl rătăceşte? Nu veţi afla nici o călăuză pentru cel pe care Dumnezeu îl rătăceşte.

Transliteration: 

Fama lakum fee almunafiqeena fiatayni waAllahu arkasahum bima kasaboo atureedoona an tahdoo man adalla Allahu waman yudlili Allahu falan tajida lahu sabeelan

Türkçe: 

Size ne oluyor da münafıklar hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah onları kazandıkları yüzünden baş aşağı etmişken, Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah'ın şaşırttığına sen asla yol sağlayamazsın.

Sahih International: 

What is [the matter] with you [that you are] two groups concerning the hypocrites, while Allah has made them fall back [into error and disbelief] for what they earned. Do you wish to guide those whom Allah has sent astray? And he whom Allah sends astray - never will you find for him a way [of guidance].

İngilizce: 

Why should ye be divided into two parties about the Hypocrites? Allah hath upset them for their (evil) deeds. Would ye guide those whom Allah hath thrown out of the Way? For those whom Allah hath thrown out of the Way, never shalt thou find the Way.

Azerbaycanca: 

Siz nə üçün münafiqlər barəsində iki hissəyə ayrıldınız? Halbuki Allah onları etdikləri əməllərinə görə əvvəlki hallarına (kafirliyə) qaytarmışdır. Siz Allahın (öz istəyi, öz iradəsi ilə küfr edəcəyini, azğın yola düşəcəyini, haqq yoldan azacağını əzəldən bildiyi üçün) azdırdığı kimsəni doğru yolamı gətirmək istəyirsiniz? Allahın sapdırdığı kimsə üçün heç bir (doğru) yol tapa bilməzsən!

Süleyman Ateş: 

Size ne oldu ki, münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Oysa yaptıkları işlerden dolayı Allah onları baş aşağı etmiştir. Allah'ın saptırdığını doğru yola iletmek mi istiyorsunuz? Allah birini saptırırsa artık onun için bir yol bulamazsınız!

Diyanet Vakfı: 

Size ne oldu da münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Halbuki Allah onları kendi ettikleri yüzünden baş aşağı etmiştir (küfürlerine döndürmüştür). Allah'ın saptırdığını doğru yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah'ın saptırdığı kimse için asla (doğruya) yol bulamazsın!

Erhan Aktaş: 

Size ne oluyor ki; yaptıklarından dolayı, Allah onları ters yüz ettiği halde, münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız! Allah’ın saptırdığı(1) kimseyi, doğru yola erdirmek mi istiyorsunuz? Allah’ın saptırdığı kimse için asla bir çıkış yolu bulamazsın.

Kral Fahd: 

Size ne oldu da münafıklar hakkında (ihtilâfa düşüp) iki grup oluyorsunuz? Halbuki Allah onları kendi ettikleri yüzünden baş aşağı etmiştir (küfürlerine döndürmüştür). Allah'ın saptırdığını doğru yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah'ın saptırdığı kimse için (kurtuluşa) asla bir yol bulamazsın.

Hasan Basri Çantay: 

Siz haalâ niçin münafıklar hakkında — Allah onları kazandıkları (bunca günâhlar) yüzünden tepesi aşağı getirdiği halde — iki zümre (taraf) oluyorsunuz? Allahın sapdırdığını siz mi doğru yola getirmek istiyorsunuz? Allah kimi sapdırırsa artık onun için hiç bir yol bulamazsın.

Muhammed Esed: 

Allah onları suçlarından dolayı (bizzat) dışladığı halde, münafıklar hakkında nasıl mütereddit olabilirsiniz? Allahın sapıklık içinde bıraktığı kimseyi doğru yola getirmek mi istiyorsunuz? Oysa Allahın sapıklık içinde bıraktıklarına asla bir çıkış yolu bulamazsın.

Gültekin Onan: 

Şu halde münafıklar konusunda ikiye bölünmeniz ne diye? Oysa Tanrı, onları kazandıkları dolayısıyla tepe taklak etmiştir. Tanrı´nın saptırdığını hidayete erdirmek mi istiyorsunuz? Tanrı kimi saptırırsa, artık sen ona kesin olarak bir yol bulamazsın.

Ali Fikri Yavuz: 

O halde, siz niçin münafıklar hakkında (küfür üzere olduklarına ittifak etmeyip) iki taraf oluyorsunuz? Allah, onları, kazandıkları günah yüzünden terslerine döndürdüğü halde, Allah’ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Kimi ki Allah saptırırsa, artık sen ona asla yol bulamazsın.

Portekizce: 

Por que vos dividistes em dois grupos a respeito dos hipócritas, uma vez que Deus os reprovou pelo que perpetraram?Pretendeis orientar quem Deus Desvia? Jamais encontrarás senda alguma para aquele a quem Deus desvia.

İsveççe: 

Hur är det möjligt att ni kan ha skilda meningar om hycklarna, som Gud har låtit återfalla [i öppen otro] på grund av deras ogärningar? Vill ni leda dem som Gud har låtit gå vilse? Den som Gud låter gå vilse kan du aldrig leda på rätt väg.

Farsça: 

شما را چه شده که درباره منافقین دو گروه شده اید؟ [گروهی شفیع و طرفدار، و گروهی مخالف و دشمن آنان] در صورتی که خدا آنان را به کیفر اعمال ناپسندی که مرتکب شده اند [در چاه کفر و گمراهی] نگونسار کرده است. آیا می خواهید کسانی را که خدا [به خاطر اعمال ناپسندشان] گمراه کرده هدایت کنید؟ [ای پیامبر !] در حالی که خدا هر که را گمراه کند هرگز برای او راهی [به سوی هدایت] نخواهی یافت.

Kürtçe: 

ئەوە چیتانە دەربارەی دوو ڕووەکان بوونەتە دوو دەستە لەکاتێکدا خوا ئەوانەی گەڕاندۆتەوە بۆ بێ باوەڕی بەھۆی کردەوەکانیانەوە ئایا دەتانەوێت ڕێنمونی کەسێک بکەن کە خوا گومڕای کردووە؟ وە ھەرکەسێک خوا گومڕای بکات ئەوە ھەرگیز ناتوانی ڕێگای ڕاستی بۆ بدۆزیتەوە

Özbekçe: 

Сизга нима бўлдики, мунофиқлар ҳақида иккига бўлинасизлар, ҳолбуки, Аллоҳ уларни расво қилиб қўйди-ку? Аллоҳ адаштирган кимсаларни ҳидоят қилмоқчи бўласизларми? Аллоҳ кимни адаштирган бўлса, унга йўл топа олмассан. (Имом Аҳмад ибн Xанбал қилган ривоятда Зайд ибн Собит (р. а.) қуйидагиларни айтадилар: «Расулуллоҳ (с. а. в.) Уҳуд жангига чиққанларида, у киши билан чиққанлардан баъзилари орқага қайтиб кетдилар. Саҳобалар ўша орқага қайтганларга муносабатда иккига бўлиндилар. Бирлари уларни ўлдирамиз, дейишса, бошқалари, йўқ, улар мўминлар, уларни ўлдирмаймиз, дейишди. Шунда Аллоҳ таоло: «Сизга нима бўлдики, мунофиқлар ҳақида иккига бўлинасизлар?» оятини нозил қилди. Пайғамбаримиз (с. а. в.): «Албатта, бу оят покловчидир. Босқон темирнинг зангини кетказганидек, зангларни кетказади», дедилар.)

Malayca: 

Maka apakah yang menyebabkan kamu (berpecah) menjadi dua golongan terhadap kaum munafik itu, padahal Allah telah menjerumuskan mereka (ke dalam kekufuran) disebabkan apa yang telah mereka usahakan? Adakah kamu pula hendak memberi pertunjuk kepada orang-orang yang telah disesatkan oleh Allah? Padahal sesiapa yang telah disesatkan oleh Allah, maka engkau tidak sekali-kali akan mendapat jalan untuk menyelamatkannya.

Arnavutça: 

Përse ju u ndajtët në dy grupe për çështjen e hipokritëve, kur Perëndia për shkak të veprave të tyre, i rrokullisi ata në pabesim? A mos vallë, dëshironi t’i ktheni në rrugë të drejtë ata, të cilëve Perëndia ua ka humbur rrugën, e, atë që Perëndia e lë në humbje, ti nuk mund të gjesh rrugë të drejtë për të.

Bulgarca: 

Какво ви е, та спрямо лицемерите сте две групи? Низвергна ги Аллах заради онова, което са придобили. Нима искате да напътите онзи, когото Аллах е оставил в заблуда? А когото Аллах остави в заблуда, ти не ще намериш път за него.

Sırpça: 

Зашто се подвајате када су у питању лицемери које је Аллах вратио у неверство због онога што су сами заслужили? Зар желите на Прави пут да упутите оне којима је Аллах дао да су у заблуди?! А коме Аллах да па је у заблуди, ти му нећеш наћи Пут!

Çekçe: 

Proč jste utvořili dvě skupiny různého mínění vzhledem k pokrytcům, zatímco sám Bůh je zavrhl za to, co provedli? Chcete vést cestou správnou ty, jimž dal Bůh zbloudit? Jestliže Bůh dal někomu zbloudit, ty pro něj cestu nenalezneš!

Urduca: 

پھر یہ تمہیں کیا ہو گیا ہے کہ منافقین کے بارے میں تمہارے درمیان دو رائیں پائی جاتی ہیں، حالانکہ جو برائیاں اُنہوں نے کمائی ہیں اُن کی بدولت اللہ انہیں الٹا پھیر چکا ہے کیا تم چاہتے ہو کہ جسے اللہ نے ہدایت نہیں بخشی اُسے تم ہدایت بخش دو؟ حالانکہ جس کو اللہ نے راستہ سے ہٹا دیا اُس کے لیے تم کوئی راستہ نہیں پاسکتے

Tacikçe: 

Чист шуморо, ки дар бораи мунофиқон ду гурӯҳ шудаед ва ҳол он ки Худо ононро ба сабаби кирдорашон ронда сохтааст? Оё мехоҳед касеро, ки Худо гумроҳ кардааст, ҳидоят кунед? Ва ту роҳе барои касе, ки Худованд гумроҳаш кардааст, натавонӣ ёфт!

Tatarca: 

Ий мөэминнәр! Ни булды сезгә, монафикълар турында икегә бүленәсез? Аллаһ аларны мөселман булганнарыннан соң монафикълык кылганнары сәбәпле әүвәлге көферлекләренә кайтарды. Ий мөэминнәр! Аллаһ адаштырган кәферләрне, яки монафикъларны туры юлга күндермәкче буласызмы? Юк, күндерә алмассыз! Аллаһ бер кешене адаштырса, ул кешегә туры юлны тапмассың!

Endonezyaca: 

Maka mengapa kamu (terpecah) menjadi dua golongan dalam (menghadapi) orang-orang munafik, padahal Allah telah membalikkan mereka kepada kekafiran, disebabkan usaha mereka sendiri? Apakah kamu bermaksud memberi petunjuk kepada orang-orang yang telah disesatkan Allah? Barangsiapa yang disesatkan Allah, sekali-kali kamu tidak mendapatkan jalan (untuk memberi petunjuk) kepadanya.

Amharca: 

በመናፍቃንም (ነገር) አላህ በሥራዎቻቸው ወደ ክህደት የመለሳቸው ሲኾኑ ሁለት ክፍሎች የኾናችሁት ለናንተ ምን አላችሁ አላህ ያጠመመውን ሰው ልታቀኑ ታስባላችሁን አላህም ያሳሳተውን ሰው ለእርሱ መንገድን ፈጽሞ አታገኝለትም፡፡

Tamilce: 

ஆக, (நம்பிக்கையாளர்களே!) நயவஞ்சகர்கள் விஷயத்தில் (நீங்கள் முரண்பட்ட) இரு பிரிவினர்களாக இருப்பதற்கு உங்களுக்கு என்ன நேர்ந்தது? அவர்கள் செய்த (பாவத்)தின் காரணமாக அல்லாஹ் அவர்களைத் தாழ்த்தினான். அல்லாஹ் வழிகெடுத்தவரை நீங்கள் நேர்வழிப்படுத்த நாடுகிறீர்களா? எவரை அல்லாஹ் வழிகெடுப்பானோ அவருக்கு ஒரு (நல்ல) வழியை அறவே நீர் காணமாட்டீர்!

Korece: 

왜 너희는 위선자의 일로 인하여 두 무리로 나누어지려 하느 뇨 하나님께서 그들의 위선으로 말미암아 그들을 불신자로 만들었을 뿐이라 하나님께서 방황케 한 그를 구하려 하느뇨 하나님께서 방황케한 그를 위해 그대는 방법 을 찾지 못하리라

Vietnamca: 

Làm sao các ngươi (những người có đức tin) chỉ vì đám người giả tạo đức tin mà tách thành hai nhóm (đối lập) trong khi Allah đã lật đổ điều (xấu) mà họ đã làm? Lẽ nào các ngươi muốn hướng dẫn kẻ đã bị Allah làm cho lầm lạc? Quả thật, ai đã bị Allah làm cho lầm lạc thì sẽ không tìm được con đường (chân lý) cho mình.