Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

4

Sûredeki Ayet No: 

151

Ayet No: 

644

Sayfa No: 

102

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أُولَٰئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ حَقًّا ۚ وَأَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ عَذَابًا مُّهِينًا

Çeviriyazı: 

ülâike hümü-lkâfirûne ḥaḳḳâ. vea`tednâ lilkâfirîne `aẕâbem mühînâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte onlar gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azab hazırlamışızdır.

Diyanet İşleri: 

Allah'ı ve peygamberlerini inkar eden, Allah'la peygamberleri arasını ayırmak isteyen, "Bir kısmına inanır bir kısmını inkar ederiz" diyerek ikisi arasında bir yol tutmak isteyenler, işte onlar gerçekten kafir olanlardır. Kafirlere ağır bir azab hazırlamışızdır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İşte onlardır gerçekte kafirler ve biz kafirler için, aşağılatıcı bir azap hazırlamışızdır.

Şaban Piriş: 

İşte onlar, gerçekten kâfirdirler. Bu kâfirler için rezil edici bir azap hazırladık.

Edip Yüksel: 

İşte bunlar gerçek inkarcılardır. İnkarcılar için acıklı bir azap hazırlıyoruz

Ali Bulaç: 

İşte bunlar, gerçekten kafir olanlardır. Kafirlere aşağılatıcı bir azap hazırlamışızdır.

Suat Yıldırım: 

O kimseler ki ne Allah'ı tanırlar ne resullerini, ve o kimseler ki Allah’ı tanıdığını iddia edip resullerini tanımayarak, Allah ile resullerini birbirinden ayırmak isterler Ve o kimseler ki “resullerin bazısına iman ederiz, bazısını reddederiz” derler, ve böylece iman ile küfür arasında bir yol tutmak isterler,İşte bunlar gerçek kâfirlerin ta kendileridir. Biz de kâfirler için zelil ve perişan eden bir ceza hazırladık. [2,8]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İşte kâmilen kâfir olanlar onlardır. Biz de kâfirler için ihanetbahş olan bir azab hazırlamışızdır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte bunlar gerçek käfirlerdir. Ve biz, kâfirler için yere batırıcı bir azap hazırladık.

Bekir Sadak: 

Sozlesmelerini bozmalari, Allah´in ayetlerini inkar etmeleri, peygamberleri haksiz yere oldurmeleri, «Kalblerimiz perdelidir» demelerinden oturu Allah, evet, inkarlarina karsilik onlarin kalblerini muhurledi, onun icin bunlarin ancak pek azi inanir.

İbni Kesir: 

İşte onlar

Adem Uğur: 

İşte gerçekten kâfirler bunlardır. Ve biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.

İskender Ali Mihr: 

İşte onlar, onlar gerçek kâfirlerdir. Ve Biz, kâfirler için “alçaltıcı azap” hazırladık.

Celal Yıldırım: 

4:150

Tefhim ul Kuran: 

İşte onlar, gerçekten kâfir olanlardır. Kâfirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır.

Fransızca: 

les voilà les vrais mécréants ! Et Nous avons préparé pour les mécréants un châtiment avilissant.

İspanyolca: 

ésos son los infieles de verdad. Y para los infieles tenemos preparado un castigo humillante.

İtalyanca: 

sono essi i veri miscredenti, e per i miscredenti abbiamo preparato un castigo umiliante.

Almanca: 

diese sind die wirklichen Kafir. Und WIR haben für die Kafir eine erniedrigende Peinigung vorbereitet.

Çince: 

这等人,确是不信道的。我已为不信道的人预备了凌辱的刑罚。

Hollandaca: 

Dit zijn ware ongeloovigen; en wij hebben de ongeloovigen eene schandelijke straf bereid.

Rusça: 

являются подлинными неверующими. Мы приготовили для неверующих унизительные мучения.

Somalice: 

Kuwaasi iyaga umbaa Gaalo dhab ah, waxaana u darbannay Gaalada Cadaab wax Dulleeya.

Swahilice: 

Hao ndio makafiri kweli. Na tumewaandalia makafiri adhabu ya kudhalilisha.

Uygurca: 

ئەنە شۇلار (ئىماننى دەۋا قىلغان تەقدىردىمۇ) راستىنلا كاپىرلاردۇر، كاپىرلارغا خورلىغۇچى ئازاب تەييارلىدۇق

Japonca: 

これらの者こそは,本当に不信者である。われは不信者のために恥ずべき懲罰を備えている。

Arapça (Ürdün): 

«أولئك هم الكافرون حقا» مصدر مؤكد لمضمون الجملة قبله «وأعتدنا للكافرين عذابا مهينا» ذا إهانة وهو عذاب النار.

Hintçe: 

यही लोग हक़ीक़तन काफ़िर हैं और हमने काफ़िरों के वास्ते ज़िल्लत देने वाला अज़ाब तैयार कर रखा है

Tayca: 

ชนเหล่านี้แหละคือผู้ปฏิเสธศรัทธาโดยแท้จริง และเราได้เตรียมไว้แล้ว ซึ่งการลงโทษที่ยังความอัปยศแก่ผู้ปฏิเสธศรัทธาทั้งหลาย

İbranice: 

אלה הם הכופרים האמתיים, ולכופרים הועדנו עונש משפיל

Hırvatça: 

oni su zbilja pravi nevjernici, a Mi smo nevjernicima pripremili ponižavajuću patnju.

Rumence: 

aceştia sunt tăgăduitori şi Noi le-am pregătit tăgăduitorilor o umilitoare osândă.

Transliteration: 

Olaika humu alkafiroona haqqan waaAAtadna lilkafireena AAathaban muheenan

Türkçe: 

İşte bunlar gerçek käfirlerdir. Ve biz, kâfirler için yere batırıcı bir azap hazırladık.

Sahih International: 

Those are the disbelievers, truly. And We have prepared for the disbelievers a humiliating punishment.

İngilizce: 

They are in truth (equally) unbelievers; and we have prepared for unbelievers a humiliating punishment.

Azerbaycanca: 

Bütün bunlar, həqiqətən, kafirdirlər. Biz (axirətdə) kafirlərdən ötrü alçaldıcı əzab hazırlamışıq!

Süleyman Ateş: 

İşte onlar gerçek kafirlerdir. Biz de kafirlere alçaltıcı bir azab hazırlamışızdır!

Diyanet Vakfı: 

İşte gerçekten kafirler bunlardır. Ve biz kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.

Erhan Aktaş: 

İşte onlar gerçekten, Kâfirlerdir.(1) Biz de Kâfirlere alçaltıcı bir azâp hazırladık.

Kral Fahd: 

işte gerçekten kâfirler bunlardır ve biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.

Hasan Basri Çantay: 

(150-151) Allahı ve peygamberlerini inkârederek kâfir olan,bir de Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak istiyen (Allaha inanıb peygamberlerine inanmayan), «(Bunlardan) kimine inanırız, kimini inkâr ederiz» diyen ve böylece (küfr ile îman) arasında bir yol tutmıya yeltenen kimseler (yok mu?) işte onlar gerçek kâfirlerin ta kendileridir. Biz o kâfirlere hor ve hakîr edici bir azâb hazırlamışızdır.

Muhammed Esed: 

işte bunlar hakikati inkar edenlerdir ve biz hakikati inkar edenler için aşağılayıcı bir azap hazırlamışızdır.

Gültekin Onan: 

İşte bunlar, gerçekten kafirlerdir. Kafirlere aşağılayıcı bir azab hazırlamışızdır.

Ali Fikri Yavuz: 

İşte bunlar, gerçekten kâfirlerdir. Biz de kâfirler için rüsvay edici bir azab hazırlamışızdır.

Portekizce: 

São os verdadeiros incrédulos; porém, preparamos para eles um castigo ignominioso.

İsveççe: 

dessa [människor] har förnekat sanningen och för förnekarna har Gud i beredskap ett förnedrande straff.

Farsça: 

اینان در حقیقت کافرند؛ و ما برای کافران عذابی خوار کننده آماده کرده ایم.

Kürtçe: 

ئائەوانە بەڕاستی بێ باوەڕی تەواون وە ئامادەمان کردووە بۆ بێ باوەڕان سزایەکی ڕسواکەر

Özbekçe: 

Ана ўшалар ҳақиқий кофирлардир. Ва кофирларга хорловчи азобни тайёрлаб қўйганмиз.

Malayca: 

Mereka itulah orang-orang yang kafir dengan sebenar-benarnya. Dan Kami telah menyediakan bagi orang-orang kafir itu azab seksa yang menghina.

Arnavutça: 

ata me siguri, janë mohues të vërtetë. Na kemi përgatitur dënim poshtërues për mohuesit.

Bulgarca: 

тези са истинските неверници. И приготвихме за неверниците унизително мъчение.

Sırpça: 

они су заиста прави неверници, а Ми смо неверницима припремили понижавајућу патњу.

Çekçe: 

A takoví jsou vpravdě nevěřící! A pro nevěřící jsme připravili trest ponižující.

Urduca: 

وہ سب پکے کافر ہیں اور ایسے کافروں کے لیے ہم نے وہ سزا مہیا کر رکھی ہے جو انہیں ذلیل و خوار کر دینے والی ہوگی

Tacikçe: 

Инҳо дар хақиқат кофиронанд ва мо барои кофирон азобе хоркунанда омода сохтаем.

Tatarca: 

Ышану илә ышанмау арасында булган кешеләр хак кәферләрдер, кәферләргә хур кылучы ґәзабны әзерләдек.

Endonezyaca: 

merekalah orang-orang yang kafir sebenar-benarnya. Kami telah menyediakan untuk orang-orang yang kafir itu siksaan yang menghinakan.

Amharca: 

እነዚያ በውነት ከሓዲዎቹ እነርሱ ናቸው፡፡ ለከሓዲዎችም አዋራጅን ቅጣት አዘጋጅተናል፡፡

Tamilce: 

அ(த்தகைய)வர்கள்தான் உண்மையில் நிராகரிப்பாளர்கள் ஆவார்கள். இன்னும், இழிவுபடுத்தும் தண்டனையை நிராகரிப்பாளர்களுக்கு நாம் ஏற்படுத்தி இருக்கிறோம்.

Korece: 

실로 이들이야말로 불신자들이거늘 하나님은 이 불신자들에게 치욕스러운 벌을 준비하시었노라

Vietnamca: 

Họ đích thực là những kẻ vô đức tin. TA đã chuẩn bị sẵn cho những kẻ vô đức tin một sự trừng phạt nhục nhã.