Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

4

Sûredeki Ayet No: 

127

Ayet No: 

620

Sayfa No: 

98

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَيَسْتَفْتُونَكَ فِي النِّسَاءِ ۖ قُلِ اللَّهُ يُفْتِيكُمْ فِيهِنَّ وَمَا يُتْلَىٰ عَلَيْكُمْ فِي الْكِتَابِ فِي يَتَامَى النِّسَاءِ اللَّاتِي لَا تُؤْتُونَهُنَّ مَا كُتِبَ لَهُنَّ وَتَرْغَبُونَ أَن تَنكِحُوهُنَّ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الْوِلْدَانِ وَأَن تَقُومُوا لِلْيَتَامَىٰ بِالْقِسْطِ ۚ وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ فَإِنَّ اللَّهَ كَانَ بِهِ عَلِيمًا

Çeviriyazı: 

veyesteftûneke fi-nnisâ'. ḳuli-llâhü yüftîküm fîhinne vemâ yütlâ `aleyküm fi-lkitâbi fî yetâme-nnisâi-llâtî lâ tü'tûnehünne mâ kütibe lehünne vetergabûne en tenkiḥûhünne velmüstaḍ`afîne mine-lvildâni veen teḳûmû lilyetâmâ bilḳisṭ. vemâ tef`alû min ḫayrin feinne-llâhe kâne bihî `alîmâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kadınlar hakkında senden fetva isterler. De ki: Onlar hakkındaki fetvayı size Allah veriyor: Yazılmış hakları olan mirası kendilerine vermediğiniz ve nikahlanmayı istemediğiniz öksüz kızlar ve zavallı çocuklara ve bir de yetimlere adaletle davranmanız hakkında Kitap'ta size okunan âyetler vardır. Sizin her yaptığınız iyiliği, muhakkak Allah bilir.

Diyanet İşleri: 

Kadınlar hakkında senden fetva isterler, de ki: "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor: "Bu fetva, kendilerine yazılan şeyi vermeyip kendileriyle evlenmeyi arzuladığınız yetim kadınlara ve bir de zavallı çocuklara ve yetimlere doğrulukla bakmanız hususunda Kitap'da size okunandır". Ne iyilik yaparsaniz Allah onu şüphesiz bilir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar, de ki: Onlar hakkındaki fetvayı Allah veriyor ve kendilerine verilmesi icap eden mirası vermediğiniz ve beğenip almadığınız yetim kızlarla aciz çocuklar hakkında ve yetimlere adaletle muamele hususunda işte size kitapta okunan hüküm. Hayra ait neler yaparsanız şüphe yok ki Allah hepsini bilir.

Şaban Piriş: 

Senden, kadınlarla ilgili açıklama yapmanı istiyorlar. De ki: "Allah, onlarla ilgili (hükümleri) ve kitapta, kendilerine (verilmesi) farz kılınan (miras ve mehri) vermediğiniz ve evlenmek istediğiniz yetim kızlara, zavallı çocuklara ve yetimlere âdil davranmanıza dair, size okunmakta olan âyetler de bunu açıklıyor. Ne hayır yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir. İyilik olarak yaptığınız her şeyi Allah hakkıyla bilir.

Edip Yüksel: 

Sana kadınlar hakkında soruyorlar. De ki, "ALLAH bu Kitap yoluyla kadınlar hakkında sizi aydınlatıyor. Yasal hakları olan mallarını vermeyip kendileriyle evlenmek istediğiniz kadınların yetimleri ve zavallı çoçukları hakkında Kitapta size okunan ayetler yetimlere adaletli davranmanızı emretmektedir. Yaptığınız her iyiliği ALLAH Biliyor."

Ali Bulaç: 

Kadınlar konusunda senden fetva isterler. De ki: "Onlara ilişkin fetvayı size Allah veriyor. (Bu fetva,) Kendilerine yazılan (hakları veya miras)ı vermediğiniz ve kendilerini nikahlamayı istediğiniz yetim kadınlar ve zayıf çocuklar (hakkında) ile yetimlere karşı adaleti ayakta tutmanız konusunda size kitapta okunmakta olanlardır. Hayır adına her ne yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.

Suat Yıldırım: 

Kadınlar hakkında senden fetva isterler. De ki: Onlar hakkındaki hükmü Allah size açıklıyor: Haklarını vermeyerek nikâhlamak istediğiniz yetim kadınlarla küçük, zayıf yetim çocukların haklarına dair hükümler size bu kitapta okunup duruyor. Yetimlerin haklarını vermekte tam adaleti gözetin. Yaptığınız her iyiliği, Allah mutlaka bilir. [4,3]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve senden kadınlar hakkında fetva isterler. De ki: «Onların hakkında size fetvayı Allah Teâlâ veriyor ve kendileri için yazılmış olanı kendilerine vermediğiniz ve kendilerini nikahlamaya rağbet eylediğiniz yetim kadınlar hakkındaki ve zayıf bir durumda bulunan çocuklar hakkındaki ve yetimlere karşı adâletle hareket etmeniz hakkındaki size tilâvet olunan âyetlerde (bu hususlarda size fetva vermektedir). Ve siz hayırdan her ne yaparsanız şüphe yok ki Allah Teâlâ onu bihakkın bilicidir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Senden kadınlar hakkında fetva soruyorlar. De ki: "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor." Yazılmış hakları olanı kendilerine vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan çocuklar hakkında, yetimler için adaleti yerine getirmeniz hakkında. Kitap'ta olup da yüzünüze karşı okunan şeyler var. Hayır olarak yaptığınız her şeyi Allah, hakkıyla bilmektedir.

Bekir Sadak: 

Goklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah´indir. And olsun ki, sizden once Kitap verilenlere ve size, Allah´tan sakinmanizi tavsiye ettik. Inkar ederseniz bilin ki, goklerde olanlar da yerde olanlar da Allah´indir. Vekil olarak Allah yeter.

İbni Kesir: 

Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki: Onlara dair fetvayı size Allah veriyor. Kendilerine yazılmış olanı vermediğiniz ve nikahlamayı istemediğiniz yetim kızlar hakkında, mağdur çocuklar hakkında ve yetimlere insafla bakmanız hakkında kitabda sizlere okunan ayetler var. Hayır olarak ne yaparsanız, şüphesiz Allah, onu bilicidir.

Adem Uğur: 

Senden kadınlar hakkında fetva istiyorlar. De ki, onlara ait hükmü size Allah açıklıyor: Kitap´ta, kendileri için yazılmışı (mirası) vermeyip nikâhlamak istediğiniz yetim kadınlar, çaresiz çocuklar ve yetimlere karşı âdil davranmanız hakkında size okunan âyetler (Allah´ın hükmünü apaçık ortaya koymaktadır). Hayırdan ne yaparsanız şüphesiz Allah onu bilmektedir.

İskender Ali Mihr: 

Ve kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki: &quot

Celal Yıldırım: 

Kadınlar hakkında senden fetva isterler. De ki: Onlar hakkında fetvayı Allah size verir

Tefhim ul Kuran: 

Kadınlar konusunda senden fetva isterler. De ki: «Onlara ilişkin fetvayı size Allah veriyor. Bunun yanısıra size bu kitapta okunmakta olan emirleri, yani kendilerine yazılan (hakları veya mirası) ı vermediğiniz ve kendilerini nikahlamayı istediğiniz yetim kadınlar ve zayıf çocuklar (hakkında) ile yetimlere karşı adaleti ayakta tutmanız konusunda size Kitap´ta okunmakta olanlardır. Hayır adına her ne yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.

Fransızca: 

Et ils te consultent à propos de ce qui a été décrété au sujet des femmes. Dis : "Allah vous donne Son décret là-dessus, en plus de ce qui vous est récité dans le Livre, au sujet des orphelines auxquelles vous ne donnez pas ce qui leur a été prescrit , et que vous désirez épouser, et au sujet des mineurs encore d'âge faible". Vous devez agir avec équité envers les orphelins. Et de tout ce que vous faites de bien, Allah en est, certes, Omniscient.

İspanyolca: 

Te consultan a propósito de las mujeres. Di: «Alá os da a conocer Su parecer sobre ellas, aparte de lo que ya se os ha recitado en la Escritura a propósito de las huérfanas a las que aún no habéis dado la parte que les corresponde y con las que deseáis casaros, y a propósito de los niños débiles, y que tratéis con equidad a los huérfanos. Alá conoce perfectamente el bien que hacéis.

İtalyanca: 

Ti interpelleranno a proposito delle donne. Di': "Allah vi risponde a riguardo, e ciò è recitato nel Libro relativamente alle orfane alle quali non date quello che è prescritto loro e a quelle che desiderate sposare, ai ragazzi oppressi e agli orfani dei quali dovete aver cura con giustizia. Allah conosce tutto il bene che operate.

Almanca: 

Und sie fragen dich nach einer Fatwa die Frauen betreffend. Sag: "ALLAH gibt euch Fatwa sie betreffend, ebenfalls (gibt euch Fatwa) das, was euch vorgetragen wird von der Schrift über die weiblichen Waisen - denen ihr nicht gebt, was für sie vorgeschrieben wurde, und die ihr heiraten (bzw. nicht heiraten) wollt - sowie über die hilflosen kleinen Kinder. Und (ER gebietet euch), daß ihr eure Verantwortung den Waisen gegenüber in gerechter Weise erfüllt." Und was ihr an gottgefällig Gutem tut, darüber bleibt ALLAH gewiß immer allwissend.

Çince: 

他们请求你解释关于女子的律例,你说:真主将为你们解释关于她们的律例,此经中常对你们宣读的明文内,(有若干律例), 有关于你们既不愿交付其应得的遗产,又不愿娶以为妻的孤女的,有关于被人欺负的儿童的,有教你们公平地照管孤儿的。无论你们所行的是什么善事,真主确是全知的。

Hollandaca: 

Zij zullen u raadplegen omtrent alles. Antwoord: God heeft u daaromtrent onderricht; en wat u is gelezen in het boek nopens vrouwelijke weezen, die gij niet geeft wat u is bevolen, en die gij nooit wilt huwen; nopens zwakke kinderen, en dat gij rechtvaardig tegenover weezen moet handelen: wat gij ook goed doet, God weet het.

Rusça: 

Они просят тебя вынести решение относительно женщин. Скажи: "Аллах вынесет для вас решение относительно них и того, что читается вам в Писании по поводу осиротевших женщин, которым вы не даете того, что им предписано, размышляя о женитьбе на них, и по поводу слабых детей. А еще вы должны относиться к сиротам справедливо, и что бы вы ни сделали доброго, Аллаху известно об этом".

Somalice: 

waxay ku warsan Haweenka, waxaad dhahdaa Eebaa idiin fidyoon (sheegi) Xaalkooda iyo waxa lagu akhiriyi korkiinna Kitaabka Haweenka Agoonta ah ee ah kuwaydaan siinayn waxa loo qadaray oo doonaysaan inaad guursataan iyo kuwa tabarta yar ee caruurta ah, iyo inaad u maamushaan Agoonta cadaalad, waxaad fashan oo kheeyr ahna Eebe waa ogyahay.

Swahilice: 

Wanakuuliza nini sharia ya wanawake. Sema: Mwenyezi Mungu ana kutoleeni fatwa juu yao, na mnayo somewa humu Kitabuni kukhusu mayatima wanawake ambao hamwapi walicho andikiwa, na mnapenda kuwaoa, na kukhusu wanyonge katika watoto, na kwamba mwasimamie mayatima kwa uadilifu. Na kheri yoyote mnayo fanya Mwenyezi Mungu anaijua.

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد!) سەندىن ئاياللار توغرىسىدا پەتىۋا سورايدۇ، ئېيتقىنكى، ئۇلار توغرىسىدا اﷲ سىلەرگە پەتىۋا بېرىدۇ. قۇرئاندا سىلەرگە تىلاۋەت قىلىنىدىغان (ئاياللارنىڭ مىراسىغا ئائىت) ئايەتلەرمۇ پەتىۋا بېرىدۇ. شۇنداق يېتىملەر توغرىسىدا پەتىۋا بېرىدۇكى، ئۇلارنىڭ تەيىن قىلىنغان مىراسىنى بەرمەيسىلەر (يەنى مۇنداق قىلماسلىقىڭلارغا پەتىۋا بېرىدۇ)، بوزەك قىلىنغان بالىلار (نىڭ ھەققىنى بېرىشىڭلار) ۋە يېتىملەرگە ھەققانىي بولۇشىڭلار ھەققىدە پەتىۋا بېرىدۇ. (ئاياللارغا ۋە يېتىملەرگە) قانداقلا ياخشىلىق قىلساڭلار، شۈبھىسىزكى، اﷲ ئۇنى بىلىپ تۇرىدۇ (يەنى شۇنىڭغا ئاساسەن اﷲ سىلەرنى مۇكاپاتلايدۇ)

Japonca: 

かれらは女のことで,あなたに訓示を求める。言ってやるがいい。「アッラーは,かの女らに関しあなたがたに告げられる。また啓典の中でも,あなたがたが,所定のものを与えず,娶ろうと欲する女の孤児に関し,また哀れな子供らに関し,更にあなたがたが孤児を公正に待遇しなければならないことに関し,あなたに読誦されたこと(を思え)。あなたがたが行うどんな善いことも,アッラーは深くそれを知っておられる。」

Arapça (Ürdün): 

«ويستفتونك» يطلبون منك الفتوي «في» شأن «النساء» وميراثهن «قل» لهم «الله يفتيكم فيهن وما يتلى عليكم في الكتاب» القرآن من آية الميراث ويفتيكم أيضا «في يتامى النساء اللاتي لا تؤتونهن ما كتب» فرض «لهن» من الميراث «وترغبون» أيها الأولياء عن «أن تنكحوهن» لدمامتهن وتعضلوهن أن يتزوجن طمعا في ميراثهن أي يفتيكم أن لا تفعلوا ذلك «و» في «المستضعفين» الصغار «ومن الولدان» أن تعطوهم حقوقهم «و» يأمركم «أن تقوموا لليتامى بالقسط» بالعدل في الميراث والمهر «وما تفعلوا من خير فإن الله كان به عليما» فيجازيكم به.

Hintçe: 

(ऐ रसूल) ये लोग तुमसे (यतीम लड़कियों) से निकाह के बारे में फ़तवा तलब करते हैं तुम उनसे कह दो कि ख़ुदा तुम्हें उनसे (निकाह करने) की इजाज़त देता है और जो हुक्म मनाही का कुरान में तुम्हें (पहले) सुनाया जा चुका है वह हक़ीक़तन उन यतीम लड़कियों के वास्ते था जिन्हें तुम उनका मुअय्यन किया हुआ हक़ नहीं देते और चाहते हो (कि यूं ही) उनसे निकाह कर लो और उन कमज़ोर नातवॉ (कमजोर) बच्चों के बारे में हुक्म फ़रमाता है और (वो) ये है कि तुम यतीमों के हुक़ूक़ के बारे में इन्साफ पर क़ायम रहो और (यक़ीन रखो कि) जो कुछ तुम नेकी करोगे तो ख़ुदा ज़रूर वाक़िफ़कार है

Tayca: 

และพวกเขาจะขอให้เจ้าชี้ขาดในเรื่องของบรรดาหญิง จงกล่าวเถิดว่าอัลลอฮฺจะทรงชี้ขาดให้แก่พวกท่านในเรื่องของนางเหล่านั้น และสิ่งที่ถูกอ่านให้พวกท่านฟังซึ่งอยู่ในคัมภีร์นั้น (และ) ในเรื่องของหญิงกำพร้าที่พวกท่านไม่ได้ให้แก่พวกนางซึ่งสิ่งที่ถูกกำหนดขึ้นแก่พวกนาง และพวกท่านปรารถนาจะแต่งงานกับพวกนาง และในเรื่องของบรรดาผู้อ่อนแอในหมู่เด็ก ๆ และในการที่พวกท่านจะดำรงไว้ซึ่งความยุติธรรมแก่บรรดาเด็กกำพร้า และความดีใด ๆ ที่พวกเจ้ากระทำไปนั้น แท้จริงอัลลอฮฺทรงรู้ในความดีนั้น

İbranice: 

הם מבקשים אותך לפסוק בעניין הנשים, אמור : 'אלוהים יפסוק לכם בעניינן, וכן מה שאתם קוראים בספר (הקוראן,) בעניין הנשים היתומות אשר ברצונכם להתחתן עמן ואינכם משלמים להן מה שנפסק להן (המוהר.) ובעניין היתומים הקטינים חסרי המגן, עליכם לנהוג עם היתומים בצדק. וכל

Hırvatça: 

Oni traže od tebe propise o ženama. Reci: "Allah će vam objasniti propise o njima i o onome što vam se čita u Knjizi o ženama - siroticama, kojima ne dajete ono što im je propisano, a ne želite da se njima oženite, i o nejakoj djeci, i o tome da prema siročadi pravedno postupate. A Allah sigurno zna za dobro koje učinite."

Rumence: 

Ei îţi cer lămuriri despre femei. Spune-le: “Dumnezeu vă lămureşte asupra lor, după cum v-a fost citit din Carte despre orfanele cărora nu le-aţi dat ceea ce le-a fost scris, şi pe care voiaţi să le luaţi de soţii şi, de asemenea, despre băieţii încă mic

Transliteration: 

Wayastaftoonaka fee alnnisai quli Allahu yufteekum feehinna wama yutla AAalaykum fee alkitabi fee yatama alnnisai allatee la tutoonahunna ma kutiba lahunna watarghaboona an tankihoohunna waalmustadAAafeena mina alwildani waan taqoomoo lilyatama bialqisti wama tafAAaloo min khayrin fainna Allaha kana bihi AAaleeman

Türkçe: 

Senden kadınlar hakkında fetva soruyorlar. De ki: "Onlar hakkında fetvayı size Allah veriyor." Yazılmış hakları olanı kendilerine vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan çocuklar hakkında, yetimler için adaleti yerine getirmeniz hakkında. Kitap'ta olup da yüzünüze karşı okunan şeyler var. Hayır olarak yaptığınız her şeyi Allah, hakkıyla bilmektedir.

Sahih International: 

And they request from you, [O Muhammad], a [legal] ruling concerning women. Say, "Allah gives you a ruling about them and [about] what has been recited to you in the Book concerning the orphan girls to whom you do not give what is decreed for them - and [yet] you desire to marry them - and concerning the oppressed among children and that you maintain for orphans [their rights] in justice." And whatever you do of good - indeed, Allah is ever Knowing of it.

İngilizce: 

They ask thy instruction concerning the women say: Allah doth instruct you about them: And (remember) what hath been rehearsed unto you in the Book, concerning the orphans of women to whom ye give not the portions prescribed, and yet whom ye desire to marry, as also concerning the children who are weak and oppressed: that ye stand firm for justice to orphans. There is not a good deed which ye do, but Allah is well-acquainted therewith.

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Səndən qadınlar barəsində fətva (əsasında hökm çıxarılan şər’i məsləhət) istəyirlər. De ki: “Onlar barəsində fətvanı sizə Allah və Kitabdan (Qur’andan) sizə oxunan (ayələr) verir. Onlar verilməsi vacib olanı (mirası) özlərinə verməyərək evlənmək istədiyiniz yetim qızlar (qadınlar) və aciz uşaqlar haqqında, həmçinin yetimlərlə ədalətlə rəftar etməniz barədə olan ayələrdir”. Sizin etdiyiniz bütün xeyirli işləri, şübhəsiz ki, Allah bilir!

Süleyman Ateş: 

Senden, kadınlar hakkında fetva istiyorlar. De ki: "Allah, size onlar hakkında hükmünü açıklıyor: Kendilerine yazılmış olan(miras hakların)ı vermeyip kendileriyle evlenmek istediğiniz öksüz kadınlar, zavallı çocuklar ve öksüzlere karşı adaleti yerine getirmeniz hakkında Kitapta size okunan(ayet)ler (de Allah'ın hükmünü açıklamaktadır)". Yapacağınız her hayrı muhakkak ki Allah bilir.

Diyanet Vakfı: 

Senden kadınlar hakkında fetva istiyorlar. De ki, onlara ait hükmü size Allah açıklıyor: Kitap'ta, kendileri için yazılmışı (mirası) vermeyip nikahlamak istediğiniz yetim kadınlar, çaresiz çocuklar ve yetimlere karşı adil davranmanız hakkında size okunan ayetler (Allah'ın hükmünü apaçık ortaya koymaktadır). Hayırdan ne yaparsanız şüphesiz Allah onu bilmektedir.

Erhan Aktaş: 

Senden, o kadınlar(1) hakkında fetva istiyorlar(2). De ki: “Onlar hakkında size fetvayı Allah vermektedir: Yazılmış olanı(3) vermediğiniz halde kendileri ile evlenmek istediğiniz yetim(4) kadınlarla zayıf, çaresiz çocukların ve yetimlerin haklarını hakkaniyetle vermeniz konusundaki hükümler size bu Kitâp’ta okunuyor. Hayır adına ne yaparsanız Allah onu bilir.”

Kral Fahd: 

Senden kadınlar hakkında fetva istiyorlar. De ki, onlara ait hükmü size Allah açıklıyor: Kitap'ta, kendileri için yazılmışı (mirası) vermeyip nikâhlamak istediğiniz yetim kadınlar, çaresiz çocuklar ve yetimlere karşı âdil davranmanız hakkında size okunan âyetler (Allah'ın hükmünü apaçık ortaya koymaktadır). Hayırdan ne yaparsanız şüphesiz Allah onu bilmektedir.

Hasan Basri Çantay: 

Senden kadınlar hakkında fetva isterler. De ki: «Onlara dâir fetvayı size Allah veriyor: Kendileri için yazılmış (farz edilmiş) olan (mîras) ı onlara vermediğiniz ve nikahlamalarını da beğenib istemediğiniz yetîm kızlar ve (henüz ergin olmayan) küçük çocuklar hakkında, bir de yetimlere karşı adaleti ayakda tutmanız (onlara iyi bakmanız) hususunda (işte) kitabda okunub duran (âyet) ler! Hayırdan daha ne yaparsanız şübhesiz Allah onu da hakkıyle bilicidir.

Muhammed Esed: 

Onlar, kadınlar ile ilgili düzenlemeler konusunda kendilerini aydınlatmanı istiyorlar. De ki: "(Bizzat) Allah onlarla ilgili hükümler konusunda sizi aydınlatmaktadır"; nitekim kendiniz onlarla evlenmek istediğinizden haklarını vermediğiniz (sorumluluğunuz altındaki) yetim kızlar ile kimsesiz çocuklar ve sizin yetimlere karşı adaletli davranma yükümlülüğünüz hakkında size tebliğ edilen bu ilahi kelamda (Allahın iradesi tezahür etmiş)tir. Ve ne iyilik yaparsanız, unutmayın ki Allah onu tamamıyla bilir.

Gültekin Onan: 

Kadınlar konusunda senden fetva isterler. De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Bir de, kadınlar hakkında senden fetva (dinin hükmünü) istiyorlar (sana miraslarını soruyorlar). De ki, onlara dair fetvayı, size Allah veriyor: Kendilerine farz kılınan mirâsı vermediğiniz ve nikâhlamalarını da beğenip istemediğiniz yetim kızlar hakkında, mağdur çocuklar hakkında ve yetimlere insaf ile bakmanız hakkında, yüzünüze karşı okunan kitabda âyetler var. Hayır olarak yapacağınız şeyi Allah hakkıyla bilicidir.

Portekizce: 

Consultar-te-ão acerca das mulheres; dize-lhes: Deus vos instruiu a respeito delas, assim como acerca do que vos éditado no Livro, referente às mulheres órfãos, às quais não entregais o que lhes é destinado, embora tencioneis desposá-las;o mesmo (diga-se), com relação às crianças que são oprimidas. Sede justos para com os órfãos. Sabei que de tudo o bemque fizerdes, Deus estará inteirado.

İsveççe: 

DE BER dig om ett klarläggande av de regler som gäller kvinnor. Säg: "Gud [själv] klargör för er vad som gäller dem; och [därtill] det som blir uppläst för er i Skriften om faderlösa flickor, till vilka ni inte vill ge [de brudgåvor] som är föreskrivna för dem, trots att ni önskar ta dem till hustrur, och om de värnlösa barnen och om er plikt att behandla de faderlösa med full rättvisa. Och Gud har full kännedom om det goda ni gör."

Farsça: 

درباره [حقوق ازدواج و نیز ارث] زنان از تو فتوا می خواهند. بگو: فقط خدا درباره آنان [مطابق با آیاتی که در اوایل همین سوره گذشت] به شما فتوا می دهد، و درباره دختران یتیمی که حقوق لازم و مقرّر آنان را نمی پردازید، و [به قصد خوردن اموالشان] میلی به ازدواج با آنان دارید، برابر احکامی که در این کتاب بر شما خوانده می شود به شما فتوا می دهد. و [نیز درباره] کودکان مستضعف [ی که حقوق مالی و انسانی آنان را پایمال می کنید، مطابق احکامی که در قرآن بر شما تلاوت می شود به شما فتوا می دهد]. و [نیز سفارش می کند] که با یتیمان به عدالت رفتار کنید؛ و آنچه را [درباره زنان، دختران یتیم و کودکان مستضعف] از هر خیری انجام می دهید، یقیناً خدا همواره به آن داناست.

Kürtçe: 

وە (ئەی موحەممەد ﷺ) پرسیارت لێدەکەن دەربارەی ئافرەتان بڵێ خوا وەڵامتان دەداتەوە دەربارەیان وە ئەوەی بەسەرتاندا دەخوێنرێتەوە لە قورئاندا (وەڵامێکە) لەبارەی کچانی ھەتیوەوە ئەوانەی پێیان نادەن ئەوەی نووسراوە بۆیان (واتە میراتی باوکیان) وە حەز ناکەن مارەیان بکەن (لەبەر میراتەکەشیان ناھێڵن شوو بکەن) وە لە بارەی ئەو مناڵانەی کە بێ دەسەڵاتن وە (خوا فەرمان دەدات) بە دادگەری لەگەڵ ھەتیوان دا بجوڵێنەوە, وە ھەر کردەوەیەکی باش بکەن ئەوە بێگومان خوا بەئاگایە لێی

Özbekçe: 

Сендан аёллар ҳақида фатво сўрарлар. Сен: «Аллоҳ сизга улар ҳақида ва китобда тиловат қилинадиган, сиз уларга тайин қилинган нарсани бермай никоҳига рағбат қилганингиз аёллар ҳақида, заифҳол болалар ҳақида ва етимларга адолат қилмоғингиз ҳақида фатво беради», деб айт. Аллоҳ қилган ҳар бир яхшилигингизни билувчи зотдир.

Malayca: 

Dan mereka meminta fatwa kepadamu (wahai Muhammad), mengenai (hak dan kewajipan) kaum perempuan. Katakanlah olehmu: "Allah akan memberi keterangan (fatwa) kepada kamu mengenai mereka dan juga (ada difatwakan dalam) apa yang selalu dibacakan kepada kamu dalam Kitab (Al-Quran) ini mengenai perempuan- perempuan yatim yang kamu tidak memberi kepadanya apa yang telah ditetapkan menjadi hak mereka, dan yang kamu suka berkahwin dengan mereka; dan juga mengenai anak-anak yang lemah (yang masih kecil lagi). Dan (kamu juga diwajibkan) supaya menguruskan (hak dan keperluan) anak-anak yatim dengan adil. Dan (ingatlah) apa jua kebaikan yang kamu lakukan (kepada mereka), maka sesungguhnya Allah sentiasa Mengetahuinya."

Arnavutça: 

Ata prej teje (o Muhammed!) kërkojnë sqarimin e çështjeve për punë të femrave. Thuaju: “Perëndia ua sqaron çështjet e atyre, dhe për atë që ua ka shpjeguar në libër mbi femrat bonjake, të cilave nuk u jepni atë që është caktuar për to, e dëshironi të martoheni me to, (dhe ju mëson) për fëmijët e mitur dhe (ju urdhëron) që të silleni drejt ndaj bonjakëve”. E, Perëndia, e di mirë për çdo të mirë që punoni.

Bulgarca: 

И те питат да постановиш за жените. Кажи [о, Мухаммад]: “За тях ви постановява Аллах, а и четеното вам в Книгата - за осиротелите жени, на които не давате, каквото им е предписано, желаейки да встъпите в брак с тях, и за невръстните сред децата, и да уре

Sırpça: 

Они траже од тебе прописе о женама. Реци: „Аллах ће да вам објасни прописе о њима и о ономе што вам се чита у Књизи о женама - сиротицама, којима не дајете оно што им је прописано, а не желите да се њима ожените, и о нејакој деци, и о томе да према сирочадима праведно поступате. А Аллах сигурно зна за добро које учините.“

Çekçe: 

A žádají tě o vysvětlení ohledně žen. Odpověz: 'Bůh vám již dal o nich vysvětlení a je zde i to, co vám bylo přednášeno z Písma o sirotcích ženského pohlaví, kterým jste nedali to, co je pro ně předepsáno, a které si přejete vzít za manželky, a dále o dě

Urduca: 

لو گ تم سے عورتوں کے معاملہ میں فتویٰ پوچھتے ہیں کہو اللہ تمہیں اُن کے معاملہ میں فتویٰ دیتا ہے، اور ساتھ ہی وہ احکام بھی یاد دلاتا ہے جو پہلے سے تم کو اس کتاب میں سنائے جا رہے ہیں یعنی وہ احکام جو اُن یتیم لڑکیوں کے متعلق ہیں جن کے حق تم ادا نہیں کرتے اور جن کے نکاح کرنے سے تم باز رہتے ہو (یا لالچ کی بنا پر تم خود ان سے نکاح کر لینا چاہتے ہو)، او ر وہ احکام جو اُن بچوں کے متعلق ہیں جو بیچارے کوئی زور نہیں رکھتے اللہ تمہیں ہدایت کرتا ہے کہ یتیموں کے ساتھ انصاف پر قائم رہو، اور جو بھلائی تم کرو گے وہ اللہ کے علم سے چھپی نہ رہ جائے گی

Tacikçe: 

Аз ту дар бораи занон фатво мехоҳанд, бигӯ: «Худо дар бораи онон ба он чӣ дар ин китоб бар шумо хонда мешавад, фатво додааст. Ин фатво дар боби онҳо ва занони падармурдаест, ки хаққи муқаррарашонро намепардозед ва мехоҳед онҳоро ба никоҳи худ дароваред ва низ дар боби кӯдакони нотавон аст. Ва бояд, ки дар бораи ятимон ба адолат рафтор кунед ва ҳар кори неке, ки анҷом медиҳед, Худо ба он огоҳ аст.

Tatarca: 

Ий Мухәммәд г-м, синнән хатыннарның мирасы хакында фәтва сорыйлар, син аларга әйт: "Хатыннарның мирасы хакында Аллаһ үзе фәтва бирә һәм ятим булган хатыннарның фарыз булган өлешләрен бирмисез, шул хакта укылган аятьләр фәтва бирә", – дип. Дәхи ятим хатыннарны ирләргә никахландырмыйсыз, шул хатыннарның һәм зәгыйфь балаларның мирасы хакында һәм дә ятим балалар хакында гадел булырга Коръән фәтва бирәдер", – дип әйт! Әгәр хәерле эшләрдән, изге гамәлләрдән кылсагыз, Аллаһ, әлбәттә, аны белүче булды.

Endonezyaca: 

Dan mereka minta fatwa kepadamu tentang para wanita. Katakanlah: "Allah memberi fatwa kepadamu tentang mereka, dan apa yang dibacakan kepadamu dalam Al Quran (juga memfatwakan) tentang para wanita yatim yang kamu tidak memberikan kepada mereka apa yang ditetapkan untuk mereka, sedang kamu ingin mengawini mereka dan tentang anak-anak yang masih dipandang lemah. Dan (Allah menyuruh kamu) supaya kamu mengurus anak-anak yatim secara adil. Dan kebajikan apa saja yang kamu kerjakan, maka sesungguhnya Allah adalah Maha Mengetahuinya.

Amharca: 

በሴቶችም ነገር ያስተቹሃል፡፡ አላህ በእነርሱ ይነግራችኋል፡፡ ያም በመጽሐፉ በእናንተ ላይ የሚነበበው በእነዚያ ለእነርሱ (ከውርስ) የተጻፈላቸውን በማትሰጧቸውና ልታገቧቸው በማትፈልጉት የቲሞች ሴቶች (ይህንን እንዳታደርጉ) ከሕፃናትም ለኾኑት ደካሞች መብታቸውን እንድትሰጡ ለየቲሞችም በትክክል አንድትቆሙ (ይነግራችኋል) በላቸው፡፡ ከበጎም ሥራ ማናቸውንም ብትሠሩ አላህ እርሱን ዐዋቂ ነው፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) உம்மிடம் பெண்களைப் பற்றி, மார்க்கத் தீர்ப்பு கோருகிறார்கள். (நீர்) கூறுவீராக: “அவர்களைப் பற்றி அல்லாஹ் உங்களுக்குத் தீர்ப்பளிக்கிறான். இன்னும், வேதத்தில் உங்களுக்கு எது ஓதப்படுகிறதோ அதுவும் தீர்ப்பளிக்கிறது. அனாதைப் பெண்கள், அவர்களுக்கு விதிக்கப்பட்டதை நீங்கள் கொடுக்காமல் அவர்களை மணமுடிக்க விரும்புகிறீர்கள், (இது தவறு என்றும்) பலவீனமான சிறுவர்களுக்கு (அவர்களின் உரிமைகளையும் இறந்தவருடைய சொத்தில் அவர்களுக்குரிய பாகங்களையும் சரியாக கொடுக்க வேண்டுமென்றும்), அனாதைகளுக்கு (மஹ்ர் இன்னும் சொத்தில்) நீதத்தை நீங்கள் நிலை நிறுத்த வேண்டும் (என்றும் அல்லாஹ் தீர்ப்பளிக்கிறான்). நீங்கள் நன்மையில் எதைச் செய்தாலும் நிச்சயமாக அல்லாஹ் அதை நன்கறிந்தவனாக இருக்கிறான்.”

Korece: 

그들이 여성의 일에 관하여그대에게 질문하리니 가로되 하나 님께서 그녀들에 대해 말씀이 있 으리라 또한 계시된 성서에 말씀 이 있노라 또한 너희가 지불해야 할 지참금을 제공하지 아니하고 결혼하고자 하는 고아 여성과 언 약한 어린이들에 관한 말씀이 있 나니 고아들에게 공정하라 너희 가 행하는 어떤 선행도 하나님은 그것에 대해 알고 계시니라

Vietnamca: 

Họ hỏi Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) về (vấn đề của) phụ nữ. Ngươi hãy nói: “Allah đã quy định rõ cho các người về họ qua lời xướng đọc trong Thiên Kinh (Qur’an) về các phụ nữ (xuất thân là) trẻ mồ côi mà các người đã không trao đủ cho họ (quyền lợi) đã được quy định cho họ (như tiền cưới và quyền thừa kế); và (vì lòng tham chiếm đoạt tài sản của họ khiến) các người muốn cưới họ. Đối với những đứa trẻ yếu thế, các người phải đứng ra bênh vực những đứa trẻ mồ côi vì lẽ công bằng. Và mọi điều tốt mà các người đã làm, quả thật Allah đều biết rõ tận tường.”