Arapça:
قَالُوا يَا وَيْلَنَا مَن بَعَثَنَا مِن مَّرْقَدِنَا ۜ ۗ هَٰذَا مَا وَعَدَ الرَّحْمَٰنُ وَصَدَقَ الْمُرْسَلُونَ
Çeviriyazı:
ḳâlû yâ veylenâ mem be`aŝenâ mim merḳadinâ. hâẕâ mâ ve`ade-rraḥmânü veṣadeḳa-lmürselûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar: "Eyvah başımıza gelenlere! Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahmân'ın vaad buyurduğu işte bu imiş. Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler" derler.
Diyanet İşleri:
Vah halimize! Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı? derler. Onlara: "İşte Rahman olan Allah'ın vadettiği budur, peygamberler doğru söylemişlerdi" denir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve demişlerdir ki: Yazıklar olsun bize, kim kaldırdı bizi uyuduğumuz yerden; bu, rahmanın bize vaadettiği şey ve peygamberler gerçek söylemişler.
Şaban Piriş:
Eyvah bize! Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? Bu, Rahman'ın vadettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler, derler.
Edip Yüksel:
Vay halimize" derler, "Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı? Bu, Rahman'ın söz verdiği şeydi. Demek elçiler doğru söylemişti.
Ali Bulaç:
Demişlerdir ki: "Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah)ın va'dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemiş".
Suat Yıldırım:
“Eyvah bize! Kim kaldırdı bizi yatağımızdan?” diyorlar...“İşte Rahmân'ın vâdi: Resuller doğru söylerler!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Demiş olurlar ki, «Eyvah bize! Bizi kim uyuduğumuz yerden kaldırdı? İşte bu, Rahmân´ın vaadettiğidir ve gönderilmiş olanlar, doğru söylemiş.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler."
Bekir Sadak:
Merhametli olan Rab katindan onlara selam vardir.
İbni Kesir:
Derler ki: Yazıklar olsun bize, yattığımız yerden kim kaldırdı bizi? İşte bu, Rahman´ın vaadetmiş olduğudur. Ve peygamberler doğru söylemişlerdi.
Adem Uğur:
(İşte o zaman:) Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahmân´ın vâdettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! derler.
İskender Ali Mihr:
"
Celal Yıldırım:
Eyvah bize ! Kim bizi uyuduğumuz yerden kaldırdı ? derler. (Onlara :) Bu, Rahman (olan Allah´ın) va´dettiği ve peygamberlerin doğru söylediği (gündür, denilir.)
Tefhim ul Kuran:
Demişlerdir ki: «Eyvahlar bize, uykuya bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip kaldırdı? Bu, (öyle oluyor ki) Rahman (olan Allah)ın va´dettiğidir, (demek ki) gönderilen (peygamber)ler de doğru söylemiş.»
Fransızca:
en disant : "Malheur à nous ! Qui nous a ressuscités de là ou nous dormions ? " C'est ce que le Tout Miséricordieux avait promis; et les Messagers avaient dit vrai.
İspanyolca:
Dirán: «¡Ay de nosotros! ¿Quién nos ; ha despertado de nuestro lecho? Esto es aquello con que el Compasivo nos había amenazado. Los enviados decían la verdad».
İtalyanca:
dicendo: «Guai a noi! Chi ci ha destato dalle nostre tombe! E' quello che il Compassionevole aveva promesso: gli inviati avevano detto il vero».
Almanca:
Sie sagten: "Unser Untergang! Wer erweckte uns von unserer Liegestätte auf?! Dies ist, was Der Allgnade Erweisende androhte. Und die Gesandten waren wahrhaftig."
Çince:
他们将说:伤哉我们!谁将我们从我们的卧处唤醒?这是至仁主所应许我们的,使者们已说实话了。
Hollandaca:
Zij zullen zeggen: Wee over ons! wie heeft ons van ons bed gewekt? Dit is wat de Barmhartige ons heeft beloofd, en zijne gezanten spraken de waarheid.
Rusça:
Они скажут: "О горе нам! Кто поднял нас с места, где мы спали?" Это - то, что обещал Милостивый, и посланники говорили правду".
Somalice:
Iyagooy dhihi gaaladu waan khasaarnaye yaa naga soobixiyey meeshaan jiifnay (qabrigii) taasina waa wixii Eebaha Raxmaan ah yaboohay Rasuulladuna ku run sheegeen.
Swahilice:
Watasema: Ole wetu! Nani aliye tufufua kwenye malazi yetu? Haya ndiyo aliyo yaahidi Mwingi wa Rehema na wakasema kweli Mitume.
Uygurca:
ئۇلار: «ۋاي ئىسىت! بىزنى ئۇخلاۋاتقان يېرىمىزدىن (يەنى قەبرىمىزدىن) كىم ئويغاتتى؟» دەيدۇ (چۈنكى ئۇلار ئىككى سۇر ئارىسىدا ئۇيقۇدا بولۇپ ئازابتىن خالى بولىدۇ)، (پەرىشتىلەر يا مۆمىنلەر ئۇنىڭغا جاۋابەن) «مېھرىبان اﷲ نىڭ ۋەدە قىلغىنى مۇشۇ (كۈن)، پەيغەمبەرلەر راست ئېيتقان» دەيدۇ
Japonca:
かれらは言う。「ああ,情けない。わたしたちを臥所から呼び起こしたのは誰でしょうか。これは,慈悲深き御方が約束なされた通りではありませんか。使徒たちの言葉は真実であったのですか。」
Arapça (Ürdün):
«قالوا» أي الكفار منهم «يا» للتنبيه «ويلنا» هلاكنا وهو مصدر لا فعل له من لفظه «من بعثنا من مرقدنا» لأنهم كانوا بين النفختين نائمين لم يعذبوا «هذا» أي البعث «ما» أي الذي «وعد» به «الرحمن وصدق» فيه «المرسلون» أقروا حين لا ينفعهم الإقرار، وقيل: يقال لهم ذلك.
Hintçe:
और (हैरान होकर) कहेगें हाए अफसोस हम तो पहले सो रहे थे हमें ख्वाबगाह से किसने उठाया (जवाब आएगा) कि ये वही (क़यामत का) दिन है जिसका खुदा ने (भी) वायदा किया था
Tayca:
พวกเขากล่าวว่า “โอ้ความหายนะที่ประสบแก่เรา ! ใครเล่าที่ให้เราฟื้นขึ้นจากที่นอนของเรา (กุบูร)” (จะมีเสียงกล่าวขึ้นว่า) ”นี่แหละคือสิ่งที่พระผู้ทรงกรุณาปรานีได้ทรงสัญญาไว้ และบรรดาร่อซูลได้กล่าวสมจริงแล้ว“
İbranice:
והם יגידו: 'אוי ואבוי לנו! מי הקים אותנו ממקום מנוחתנו? זה הצדק אשר הבטיח הרחמן, וצדקו השליחים
Hırvatça:
Reći će: "Teško nama! Ko nas iz naših grobova oživi "Ovo je ono što je obećao Svemilosni, a poslanici su istinu govorili!"
Rumence:
Ei vor spune atunci: “Vai nouă! Cine ne-a sculat din aşternutul nostru?
Transliteration:
Qaloo ya waylana man baAAathana min marqadina hatha ma waAAada alrrahmanu wasadaqa almursaloona
Türkçe:
Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler."
Sahih International:
They will say, "O woe to us! Who has raised us up from our sleeping place?" [The reply will be], "This is what the Most Merciful had promised, and the messengers told the truth."
İngilizce:
They will say: "Ah! Woe unto us! Who hath raised us up from our beds of repose?"... (A voice will say:) "This is what (Allah) Most Gracious had promised. And true was the word of the messengers!"
Azerbaycanca:
Onlar deyəcəklər: “Vay halımıza! Bizi yatdığımız yerdən (qəbir evindən) kim qaldırdı? (Onlara belə deyiləcək: ) “Bu, Rəhmanın məxluqata buyurduğu və’ddir (qiyamət günüdür). Peyğəmbərlər doğru deyirlərmiş!”
Süleyman Ateş:
Dediler: "Vah bize, bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? İşte Rahman'ın va'dettiği şey budur. Demek peygamberler doğru söylemiş!"
Diyanet Vakfı:
(İşte o zaman:) Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahman'ın vadettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! derler.
Erhan Aktaş:
“Eyvah bize! Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı(1)? Bu Rahmân’ın uyardığı şeydir. Resûller doğru söylemişler.” dediler.
Kral Fahd:
(İşte o zaman:) Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahmân’ın vâdettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! derler.
Hasan Basri Çantay:
(O zaman şöyle) demişlerdir: «Eyvah bize! Uyuduğumuz yerden bizi kim kaldırdı? Bu (Ba´s) çok esirgeyici (Allah) ın va´d etdiği şey. Gönderilen (peygamber) ler (meğer) doğru söylemiş».
Muhammed Esed:
"Eyvah!" diyecekler, "Kim bizi (ölüm) uykumuzdan uyandırdı?" (Bunun üzerine onlara şöyle denecek:) "İşte Rahman´ın vaad ettiği budur! Demek ki O´nun elçileri doğru söylemişlerdi!"
Gültekin Onan:
Demişlerdir ki: "
Ali Fikri Yavuz:
“-Eyvah başımıza gelenlere!...Kim kaldırdı bizi uyuduğumuz yerden? İşte bu, O Rahman’ın vaad buyurduğu (kıyamet)...Doğru imiş, o gönderilen peygamberler.” derler.
Portekizce:
Dirão: Ai de nós! Quem nos despertou do nosso repouso? (Ser-lhes-á respondido): Isto foi o que prometeu o Clemente, eos mensageiros disseram a verdade.
İsveççe:
och de skall jämra sig och ropa: "Vem har väckt oss ur vår djupa sömn?" [Och änglarna skall svara:] "Detta är vad den Nåderike har lovat - budbärarna sade sanningen."
Farsça:
می گویند: ای وای بر ما، چه کسی ما را از خواب گاهمان برانگیخت؟ این واقعیتی است که [خدای] رحمان وعده داده بود و پیامبران راست گفته بودند!!
Kürtçe:
دەڵێن ئەی ھاوار بۆ ئێمە کێ زیندووی کردینەوە لە گۆڕەکانمان ئەمە ئەو بەڵێنەیە خوای میھرەبان پێی داین و پێغەمبەرەکان ڕاستیان کرد
Özbekçe:
Улар: «Воҳ, шўримиз қурисин! Бизни ётган жойимиздан ким қўзғотди?! Бу Роҳман ваъда қилган ва юборилган Пайғамбарлар тасдиқлаган нарса-ку?!» дерлар.
Malayca:
(Pada ketika itu) orang-orang yang tidak percayakan hidup semula berkata: Aduhai celakanya kami! Siapakah yang membangkitkan kami dari kubur tempat tidur kami?,, (Lalu dikatakan kepada mereka): " Inilah dia yang telah dijanjikan oleh Allah Yang Maha Pemurah dan benarlah berita yang disampaikan oleh Rasul-rasul!,
Arnavutça:
duke thënë: “Kuku për ne! kush na ngjalli (çoi) prej shtretërve tanë?” (Ju thuhet): “Ja, kjo është ajo që e ka premtuar Mëshiruesi i Madh, e pejgamberët e kanë thënë të vërtetën!
Bulgarca:
Ще рекат: “О, горко ни! Кой ни възкреси от нашите гробове?” [Ще им се каже:] “Това е, което Всемилостивия обеща, и пратениците говореха истината.”
Sırpça:
Рећи ће: „Тешко нама! Ко нас је оживео из наших гробова?“ „Ово је оно што је обећао Свемилосни, а посланици су говорили истину!“
Çekçe:
A řeknou: 'Běda nám! Kdo nás to probudil z místa odpočinku našeho? A toto je to, čím hrozil nám Milosrdný, a pravdu poslové Jeho hovořili!'
Urduca:
گھبرا کر کہیں گے: "ارے، یہ کس نے ہمیں ہماری خواب گاہ سے اُٹھا کھڑا کیا؟" "یہ وہی چیز ہے جس کا خدائے رحمان نے وعدہ کیا تھا اور رسولوں کی بات سچی تھی"
Tacikçe:
Мегӯянд: «Вой бар мо, чӣ касе моро аз хобгоҳҳоямон бархезонд? Ин ҳамон ваъдаи Худои раҳмон аст ва паёмбарон рост гуфта буданд!»
Tatarca:
Кәферләр каберләреннән кубарылып чыккач, безне йоклаган урыныбыздан кем кубарды диярләр. Шуннан соң икърар кылып әйтерләр: "Бу көн Раббыбыз вәгъдә иткән көндер, вә пәйгамбәрләр дә безгә хак сүзләрне сөйләгәннәр", – дип.
Endonezyaca:
Mereka berkata: "Aduhai celakalah kami! Siapakah yang membangkitkan kami dari tempat-tidur kami (kubur)?". Inilah yang dijanjikan (Tuhan) Yang Maha Pemurah dan benarlah Rasul-rasul(Nya).
Amharca:
«ወይ ጥፋታችን! ከመኝታችን ማን ቀሰቀሰን? ይህ ያ አዛኙ ጌታ (በእርሱ) የቀጠረን መልክተኞቹም እውነትን የነገሩን ነው» ይላሉ፡፡
Tamilce:
(இறை மறுப்பாளர்கள்) கூறுவார்கள்: “எங்கள் நாசமே! யார் எங்களை எங்கள் புதைக்குழியில் இருந்து எழுப்பியது?” (அதற்கு நம்பிக்கையாளர்கள் பதில் கூறுவார்கள்:) “இ(ந்த மறுமை நாளான)து எதை ரஹ்மான் வாக்களித்தானோ, தூதர்கள் உண்மை கூறினார்களோ அதுவாகும்.”
Korece:
그들은 말하리라 오 슬프도 다 우리의 침상에서 우리를 일으 키는 자가 누구뇨 이때 한 음성이들려오니 그것은 자비로운 분이 약속하시고 선지자들이 그 진리를말한 것이라
Vietnamca:
(Lúc đó) họ (sẽ than), nói: “Thật khổ thân chúng tôi! Ai đã lôi chúng tôi dậy từ nơi yên nghỉ của chúng tôi thế này? Đây đúng là điều mà Đấng Ar-Rahman đã hứa và các vị Thiên Sứ (của Ngài) đã xác nhận.”
Ayet Linkleri: