Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

36

Sûredeki Ayet No: 

42

Ayet No: 

3747

Sayfa No: 

443

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَخَلَقْنَا لَهُم مِّن مِّثْلِهِ مَا يَرْكَبُونَ

Çeviriyazı: 

veḫalaḳnâ lehüm mim miŝlihî mâ yerkebûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler yaratmamızdır.

Diyanet İşleri: 

Onlara bir delil de: Soylarını dolu gemiyle taşımamız ve kendileri için bunun gibi daha nice binekler yaratmış olmamızdır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve daha da buna benzer nice binecekleri şeyler yarattık onlara.

Şaban Piriş: 

Ve onlar için daha başka taşıtlar da yarattık.

Edip Yüksel: 

Aynı şekilde, sürmeleri için onun bir benzerini yarattık.

Ali Bulaç: 

Ve onlar için binmekte oldukları bunun benzeri (nice) şeyleri yaratmamız da.

Suat Yıldırım: 

Biz, onlar için, gemiye benzer, daha nice binekler yaratırız...

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve onlar için onun mislinden biner oldukları şeyleri de yarattık.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlar için gemilere benzer, binecekleri başka şeyler de yarattık.

Bekir Sadak: 

«Dogru sozlu iseniz bildirin bu vaad ne zamandir?» derler.

İbni Kesir: 

Ve kendilerine bunun gibi nice binecek şeyler yapmamız da.

Adem Uğur: 

Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık.

İskender Ali Mihr: 

Ve onlar için, onun gibi (gemiler gibi) binecekleri şeyler yarattık.

Celal Yıldırım: 

Ve bunun benzeri binecekleri şeyleri onlar için yaratmamızdır.

Tefhim ul Kuran: 

Ve kendileri için binmekte oldukları bunun benzeri (nice) şeyleri yaratmamız da.

Fransızca: 

et Nous leur créâmes des semblables sur lesquels ils montent.

İspanyolca: 

Y creamos para ellos otras naves semejantes en las que se embarcan.

İtalyanca: 

E per loro ne creammo di simili sui quali s'imbarcano.

Almanca: 

Und WIR erschufen ihnen Gleiches wie dies, worauf sie steigen.

Çince: 

我为他们而创造象船舶那样可供骑乘的东西。

Hollandaca: 

En dat wij voor hen andere, daaraan gelijke inrichtingen hebben gevormd, waarop zij rijden.

Rusça: 

Мы создали для них по его подобию то, на что они садятся.

Somalice: 

Waxaana uga abuuraynaa iyada oo kale waxay Koraan.

Swahilice: 

Na tukawaumbia kutoka mfano wake wanavyo vipanda.

Uygurca: 

بىز ئۇلار ئۈچۈن شۇ كېمىگە ئوخشاش ئۇلار چۈشىدىغان نەرسىلەرنى ياراتتۇق

Japonca: 

またわれはかれらが乗る,(外の便利な)乗物を創った。

Arapça (Ürdün): 

«وخلقنا لهم من مثله» أي مثل فلك نوح وهو ما عملوه على شكله من السفن الصغار والكبار بتعليم الله تعالى «ما يركبون» فيه.

Hintçe: 

और उस कशती के मिसल उन लोगों के वास्ते भी वह चीज़े (कशतियाँ) जहाज़ पैदा कर दी

Tayca: 

และเราได้สร้างทำนองเดียวกันนี้ (เรือใหญ่) แก่พวกเขา เพื่อให้พวกเขาขับขี่

İbranice: 

ובראנו להם עוד מזה דומה לו כדי שירכבו בו

Hırvatça: 

i što smo za njih, slične njoj, stvorili, ono na čemu se voze.

Rumence: 

Şi lor le-am creat asemenea ei ca să urce pe ele.

Transliteration: 

Wakhalaqna lahum min mithlihi ma yarkaboona

Türkçe: 

Onlar için gemilere benzer, binecekleri başka şeyler de yarattık.

Sahih International: 

And We created for them from the likes of it that which they ride.

İngilizce: 

And We have created for them similar (vessels) on which they ride.

Azerbaycanca: 

Onlar üçün bunun kimi (başqa) minik vasitələri də yaratdıq.

Süleyman Ateş: 

Ve kendilerine onun gibi binecekleri nice şeyler yaratmamızdır.

Diyanet Vakfı: 

Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık.

Erhan Aktaş: 

Onlar için, onun gibi binecekleri şeyler yarattık.

Kral Fahd: 

Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık.

Hasan Basri Çantay: 

Ve kendilerine bunun gibi binecekleri (nice) şeyleri yaratmış bulunmamızdır.

Muhammed Esed: 

ve (yolculuklarında) binek olarak kullanabilecekleri benzer araçlar yaratmamız da (bulunmakta)dır;

Gültekin Onan: 

Ve onlar için binmekte oldukları bunun benzeri (nice) şeyleri yaratmamız da.

Ali Fikri Yavuz: 

Ve kendilerine bunun gibi, binecekleri şeyler (türlü vasıtalar) yaratmamızdır.

Portekizce: 

E lhes criamos similares a ela, para navegarem.

İsveççe: 

och Vi har skapat efterbilder till den som tjänar dem på deras resor.

Farsça: 

و برای آنان چیزهایی مانند کشتی [چون اسب، قاطر و دیگر وسایل نقلیه] آفریدیم که بر آن سوار می شوند،

Kürtçe: 

وە بە وێنەی کەشتی شتانێکی تریشمان بۆ دروستکردوون کە سواری بن

Özbekçe: 

Ва Биз улар учун унга ўхшаш минадиган нарсаларни халқ қилдик.

Malayca: 

Dan Kami ciptakan untuk mereka, jenis-jenis kenderaan yang sama dengannya, yang mereka dapat mengenderainya.

Arnavutça: 

dhe, për ta, Ne krijuam bartëse të ngjashme me anijen në të cilën hipin (e udhëtojnë).

Bulgarca: 

И създадохме за тях негови подобия, на които се возят.

Sırpça: 

и што смо за њих, сличне њој, створили, оно на чему се возе.

Çekçe: 

a že stvořili jsme pro ně lodě, na nichž plují, jí podobné.

Urduca: 

اور پھر اِن کے لیے ویسی ہی کشتیاں اور پیدا کیں جن پر یہ سوار ہوتے ہیں

Tacikçe: 

Ва барояшон монанди киштӣ чизе офаридем, ки бар он савор шаванд.

Tatarca: 

Янә Без кешеләр утырып йөрсеннәр өчен корабка охшаган нәрсәләрне суда, һавада һәм корыда йөри торган күп нәрсәләр халык кылдык, ягъни тәкъдир кылдык.

Endonezyaca: 

dan Kami ciptakan untuk mereka yang akan mereka kendarai seperti bahtera itu.

Amharca: 

ከመሰሉም በእርሱ የሚሳፈሩበትን ለእነርሱ ፈጠርንላቸው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அதைப் போன்று அவர்கள் வாகனிப்ப(தற்கு தேவையான)தை (-கால தேவைகளுக்கு ஏற்ப பல வகையான சிறிய பெரிய கப்பல்களையும் நிலத்தில் செல்லும் வாகனங்களையும்) நாம் அவர்களுக்கு படைப்போம்.

Korece: 

하나님은 그들을 위하여 그 들이 승선할 그와 유사한 배를 만들어 주셨노라

Vietnamca: 

TA đã tạo cho họ các loại phương tiện tương tự (con thuyền của Nuh) để họ dùng (di chuyển trên biển).

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: