Arapça:
وَخَلَقْنَا لَهُم مِّن مِّثْلِهِ مَا يَرْكَبُونَ
Çeviriyazı:
veḫalaḳnâ lehüm mim miŝlihî mâ yerkebûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler yaratmamızdır.
Diyanet İşleri:
Onlara bir delil de: Soylarını dolu gemiyle taşımamız ve kendileri için bunun gibi daha nice binekler yaratmış olmamızdır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve daha da buna benzer nice binecekleri şeyler yarattık onlara.
Şaban Piriş:
Ve onlar için daha başka taşıtlar da yarattık.
Edip Yüksel:
Aynı şekilde, sürmeleri için onun bir benzerini yarattık.
Ali Bulaç:
Ve onlar için binmekte oldukları bunun benzeri (nice) şeyleri yaratmamız da.
Suat Yıldırım:
Biz, onlar için, gemiye benzer, daha nice binekler yaratırız...
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve onlar için onun mislinden biner oldukları şeyleri de yarattık.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlar için gemilere benzer, binecekleri başka şeyler de yarattık.
Bekir Sadak:
«Dogru sozlu iseniz bildirin bu vaad ne zamandir?» derler.
İbni Kesir:
Ve kendilerine bunun gibi nice binecek şeyler yapmamız da.
Adem Uğur:
Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık.
İskender Ali Mihr:
Ve onlar için, onun gibi (gemiler gibi) binecekleri şeyler yarattık.
Celal Yıldırım:
Ve bunun benzeri binecekleri şeyleri onlar için yaratmamızdır.
Tefhim ul Kuran:
Ve kendileri için binmekte oldukları bunun benzeri (nice) şeyleri yaratmamız da.
Fransızca:
et Nous leur créâmes des semblables sur lesquels ils montent.
İspanyolca:
Y creamos para ellos otras naves semejantes en las que se embarcan.
İtalyanca:
E per loro ne creammo di simili sui quali s'imbarcano.
Almanca:
Und WIR erschufen ihnen Gleiches wie dies, worauf sie steigen.
Çince:
我为他们而创造象船舶那样可供骑乘的东西。
Hollandaca:
En dat wij voor hen andere, daaraan gelijke inrichtingen hebben gevormd, waarop zij rijden.
Rusça:
Мы создали для них по его подобию то, на что они садятся.
Somalice:
Waxaana uga abuuraynaa iyada oo kale waxay Koraan.
Swahilice:
Na tukawaumbia kutoka mfano wake wanavyo vipanda.
Uygurca:
بىز ئۇلار ئۈچۈن شۇ كېمىگە ئوخشاش ئۇلار چۈشىدىغان نەرسىلەرنى ياراتتۇق
Japonca:
またわれはかれらが乗る,(外の便利な)乗物を創った。
Arapça (Ürdün):
«وخلقنا لهم من مثله» أي مثل فلك نوح وهو ما عملوه على شكله من السفن الصغار والكبار بتعليم الله تعالى «ما يركبون» فيه.
Hintçe:
और उस कशती के मिसल उन लोगों के वास्ते भी वह चीज़े (कशतियाँ) जहाज़ पैदा कर दी
Tayca:
และเราได้สร้างทำนองเดียวกันนี้ (เรือใหญ่) แก่พวกเขา เพื่อให้พวกเขาขับขี่
İbranice:
ובראנו להם עוד מזה דומה לו כדי שירכבו בו
Hırvatça:
i što smo za njih, slične njoj, stvorili, ono na čemu se voze.
Rumence:
Şi lor le-am creat asemenea ei ca să urce pe ele.
Transliteration:
Wakhalaqna lahum min mithlihi ma yarkaboona
Türkçe:
Onlar için gemilere benzer, binecekleri başka şeyler de yarattık.
Sahih International:
And We created for them from the likes of it that which they ride.
İngilizce:
And We have created for them similar (vessels) on which they ride.
Azerbaycanca:
Onlar üçün bunun kimi (başqa) minik vasitələri də yaratdıq.
Süleyman Ateş:
Ve kendilerine onun gibi binecekleri nice şeyler yaratmamızdır.
Diyanet Vakfı:
Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık.
Erhan Aktaş:
Onlar için, onun gibi binecekleri şeyler yarattık.
Kral Fahd:
Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık.
Hasan Basri Çantay:
Ve kendilerine bunun gibi binecekleri (nice) şeyleri yaratmış bulunmamızdır.
Muhammed Esed:
ve (yolculuklarında) binek olarak kullanabilecekleri benzer araçlar yaratmamız da (bulunmakta)dır;
Gültekin Onan:
Ve onlar için binmekte oldukları bunun benzeri (nice) şeyleri yaratmamız da.
Ali Fikri Yavuz:
Ve kendilerine bunun gibi, binecekleri şeyler (türlü vasıtalar) yaratmamızdır.
Portekizce:
E lhes criamos similares a ela, para navegarem.
İsveççe:
och Vi har skapat efterbilder till den som tjänar dem på deras resor.
Farsça:
و برای آنان چیزهایی مانند کشتی [چون اسب، قاطر و دیگر وسایل نقلیه] آفریدیم که بر آن سوار می شوند،
Kürtçe:
وە بە وێنەی کەشتی شتانێکی تریشمان بۆ دروستکردوون کە سواری بن
Özbekçe:
Ва Биз улар учун унга ўхшаш минадиган нарсаларни халқ қилдик.
Malayca:
Dan Kami ciptakan untuk mereka, jenis-jenis kenderaan yang sama dengannya, yang mereka dapat mengenderainya.
Arnavutça:
dhe, për ta, Ne krijuam bartëse të ngjashme me anijen në të cilën hipin (e udhëtojnë).
Bulgarca:
И създадохме за тях негови подобия, на които се возят.
Sırpça:
и што смо за њих, сличне њој, створили, оно на чему се возе.
Çekçe:
a že stvořili jsme pro ně lodě, na nichž plují, jí podobné.
Urduca:
اور پھر اِن کے لیے ویسی ہی کشتیاں اور پیدا کیں جن پر یہ سوار ہوتے ہیں
Tacikçe:
Ва барояшон монанди киштӣ чизе офаридем, ки бар он савор шаванд.
Tatarca:
Янә Без кешеләр утырып йөрсеннәр өчен корабка охшаган нәрсәләрне суда, һавада һәм корыда йөри торган күп нәрсәләр халык кылдык, ягъни тәкъдир кылдык.
Endonezyaca:
dan Kami ciptakan untuk mereka yang akan mereka kendarai seperti bahtera itu.
Amharca:
ከመሰሉም በእርሱ የሚሳፈሩበትን ለእነርሱ ፈጠርንላቸው፡፡
Tamilce:
இன்னும், அதைப் போன்று அவர்கள் வாகனிப்ப(தற்கு தேவையான)தை (-கால தேவைகளுக்கு ஏற்ப பல வகையான சிறிய பெரிய கப்பல்களையும் நிலத்தில் செல்லும் வாகனங்களையும்) நாம் அவர்களுக்கு படைப்போம்.
Korece:
하나님은 그들을 위하여 그 들이 승선할 그와 유사한 배를 만들어 주셨노라
Vietnamca:
TA đã tạo cho họ các loại phương tiện tương tự (con thuyền của Nuh) để họ dùng (di chuyển trên biển).
Ayet Linkleri: